T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
2021/17694 E., 2022/15321 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen davanın kabulüne dair karara davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen 10/05/2021 tarih 2021/İHK-13765 karar sayılı itirazın reddine dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekilinin yolcu olarak bulunduğu davalıya trafik sigortalı aracın 25/11/2012 tarihinde karıştığı kaza nedini ile davacının malul kaldığını ve %17 maluliyet oranı üzerinden kendisine ödeme yapıldığını, ancak Denizli Devlet Hastanesinden aldığı maluliyet raporu ile %21,2 oranında artan maluliyeti olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 100,00 TL makul gider, 12,30 TL baro pulu, 7,80 TL vekalet harcını davalıdan talep etmiştir.
Davalı vekili; davacıya %17 maluliyet oranı üzerinden ödeme yaptıklarını, 30/01/2015 tarihinde 14.253,60 TL, 28/01/2016 tarihinde 12.758,55 TL ödediklerini, alınan maluliyet raporunda belirtilen maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı olmadığını hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davanın kabulü ile 93.386,55 TL sigorta tazminatının 12/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 03/07/2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %21,2 olarak belirlenmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından ortopedi ve travmatoloji uzmanı Bilirkişi Doç. Dr. ... tarafından verilen raporda, davacının %21,2 oranında malulileti olduğu, sol kalça ve sol diz eklem hareket kısıtlılığı ile kaza arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilmiştir.
03/07/2020 tarihli Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği cetvelinin kullanılması Dairemizin yerleşik uygulamasıyla kabul edildiğinden, kullanılan cetvel bakımından rapor usule uygun ise de her iki raporda da artan maluliyet oranı ile gelişen yeni bir durum olup olmadığı konusunda bir belirleme bulunmamaktadır.
Davalının, 30/01/2015, 28/01/2016 tarihlerinde yaptığı ödemeye esas alınan ve Denizli Devlet Hastanesi tarafından düzenlendiği anlaşılan raporda davacının maluliyet oranının %17 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Her iki rapor arasında maluliyet oranları bakımından fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan artış/gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılan bir araştırma da bulunmamaktadır. Bu haliyle, İtiraz Hakem Heyetince yapılan yargılama eksik incelemeye dayalıdır.
Davacıya %17 maluliyet oranı üzerinden tazminat ödemesi yapan davalının hukuki durumunun, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri uyarınca alınacak yeni bir raporda, artan maluliyet ile gelişen yeni bir durum olup olmadığı sorunu çözüldükten sonra değerlendirilmesi gerekmektedir.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza sonrası tüm tedavi belgeleri getirtilerek ve davacının %17 oranında maluliyetini belirleyen rapor ile davacının eldeki dosyaya sunduğu 03/07/2020 tarihli maluliyet raporu ve Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından alınan tek hekimli maluliyet raporu karşılaştırılarak irdelenmesi suretiyle (ilk rapor ile sonraki raporlar arasında maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı, ödeme tarihi ile eldeki başvuru tarihi arasındaki süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının davaya konu kaza nedeniyle artan maluliyetinin bulunup bulunmadığının başka bir üniversitenin adli tıp anabilim dalı başkanlığından gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/11/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.