Son zamanlarda gözaltına alınan kişilerin sayısında artış yaşanırken, bu süreçte bireylerin en çok ihtiyaç duyduğu konu hukuki haklarını bilmek ve bu haklarını nasıl kullanacaklarını öğrenmektir. Gözaltına alınan bir kişi, bir avukata ulaşarak kendisini en iyi şekilde savunabilir ve gözaltı sürecinin hukuka uygun bir şekilde ilerlemesini sağlayabilir. Peki, bir avukat gözaltında bulunan kişiye nasıl yardımcı olur? Hangi haklar kullanılabilir? İşte gözaltı sürecinde merak edilen sorular ve yanıtları:
1. Gözaltına Alınan Bir Kişinin Hakları Nelerdir?
Gözaltına alınan herkesin, Türk hukuk sisteminde anayasal güvencelerle korunan temel hakları vardır. Bu haklar şunlardır:
- Avukat Talep Etme Hakkı: Gözaltındaki kişinin, bir avukat isteme hakkı vardır. 18 yaşından küçükler ve bazı suçlarla gözaltına alınanlar için avukat bulundurmak zorunludur.
- Susma Hakkı: Gözaltındaki kişi, ifade verirken susma hakkını kullanabilir. Kendisini zor durumda bırakacak veya aleyhine kullanılabilecek hiçbir beyanda bulunmak zorunda değildir.
- Yakınlarına Haber Verme Hakkı: Gözaltına alınan kişi, bir yakınına durumunu bildirme hakkına sahiptir.
- Gözaltı Süresine Uyulması: Gözaltı süresi, olağan koşullarda 24 saat ile 4 gün arasında değişir. Bu süre, her durumda yasal sınırlar içinde kalmalıdır.
2. Bir Avukat Gözaltındaki Kişiye Nasıl Yardımcı Olabilir?
Bir avukat, gözaltına alınan kişiye hukuki destek sağlayarak sürecin daha sağlıklı ilerlemesine katkıda bulunur. Avukatın gözaltındaki kişiye hangi konularda yardımcı olabileceği aşağıda açıklanmıştır:
a) İfade Sürecinde Müdahale ve Danışmanlık: Gözaltındaki kişinin ifadesi alınırken, avukatının yanında bulunması yasal bir haktır. Avukat, müvekkilinin kendisini yanlış ifade etmesini veya suçlayıcı beyanlarda bulunmasını önler.
Örneğin, avukat müvekkiline susma hakkını kullanmasını tavsiye edebilir ya da polis tarafından yöneltilen sorulara verdiği cevapların etkilerini açıklayabilir.
- Avukat, gözaltındaki kişinin zorla veya baskı altında ifade vermesini engelleyebilir. Polis veya savcı tarafından yapılan usulsüz sorgulamalara anında müdahale ederek bu durumların tutanak altına alınmasını sağlar.
b) Delillere ve Dosyaya Erişim
- Avukat, müvekkiline yöneltilen suçlamaları öğrenmek ve suç dosyasını incelemek için yetkilidir. Dosya incelemesi sayesinde, gözaltındaki kişinin hangi delillere dayanarak suçlandığını öğrenir ve buna uygun bir savunma stratejisi geliştirir.
- Lehte Delil Toplama ve Hak İhlallerini Belgeleme
Avukat, müvekkilinin lehine olabilecek delilleri toplayabilir ve gözaltı süresinde yaşanabilecek hak ihlallerini (örneğin, kötü muamele veya uzun gözaltı süresi) kayda geçirip, gerektiğinde suç duyurusunda bulunabilir.
3. Gözaltı Süresinin Takibi ve Serbest Bırakılma Girişimleri
- Gözaltı Süresi:
Kanuna göre gözaltı süresi normal koşullarda en fazla 24 saattir. Ancak toplu suçlarda bu süre 4 güne kadar uzatılabilir. Avukat, gözaltı süresinin hukuka uygun şekilde uygulanmasını takip eder. Yasal süre dolmadan müvekkilinin hâkim önüne çıkarılmasını talep edebilir.
- Avukat, Serbest Bırakılma İçin Ne Yapabilir?
Avukat, müvekkilinin serbest bırakılması için savcılık ve Sulh Ceza Hakimliği nezdinde gerekli başvuruları yapar. Tutuklama kararı verilirse, bu karara itiraz ederek adli kontrol veya serbest bırakılma yönünde hukuki girişimlerde bulunabilir.
4. Kötü Muamele ve Hak İhlallerine Karşı Müdahale
Gözaltında işkence, kötü muamele veya baskıya maruz kalan bir kişi, bunu avukatına bildirdiğinde, avukat derhal gerekli yasal başvuruları yapabilir. Savcılığa suç duyurusunda bulunarak sorumluların cezalandırılmasını talep edebilir ve müvekkilinin güvenliğinin sağlanmasını isteyebilir.
Gözaltına alınan kişilerin temel haklarından biri, kötü muameleye karşı korunmak ve avukatlarıyla görüşme hakkına sahip olmaktır. Ancak zaman zaman gözaltı sırasında bu haklar ihlal edilebilmekte, kişilere fiziksel veya psikolojik baskı uygulanabilmekte ve avukatlarıyla görüşmeleri engellenebilmektedir. Bu tür durumlarda avukatların ve gözaltına alınan kişilerin kullanabileceği etkili hukuki yollar şunlardır:
1. Kötü Muamele ve İşkence Durumunda Avukatların Müdahale Yolları
Avukatlar, müvekkillerinin işkence veya kötü muameleye maruz kaldığını fark ettiklerinde şu adımları atabilir. Doktor Raporu Alma: Gözaltındaki kişinin, avukatının talebiyle veya savcılığa başvurarak derhal bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesi sağlanabilir. Burada alınacak darp ve cebir raporu, kötü muamelenin en önemli kanıtıdır. Savcılığa Suç Duyurusunda Bulunmak: Avukat, gözaltında kötü muamele yapıldığına dair suç duyurusunda bulunarak sorumlular hakkında soruşturma başlatılmasını talep edebilir. Hak İhlali Tutanakları ve Başvurular: Avukat, müvekkiline uygulanan kötü muameleyi ve diğer hak ihlallerini belgeleyip, bu ihlalleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşıyabilecek başvurular yapabilir.
b) Gözaltındaki Kişiye Ulaşma Hakkının Savunulması
- Görüşme Engelini Kaldırmak İçin Yasal Girişimler: Avukatın müvekkiliyle görüşmesinin engellenmesi, açık bir hak ihlalidir. Avukat, bu engellemeye karşı doğrudan savcılığa başvurabilir ve bu yasa dışı uygulamaların durdurulmasını talep edebilir. Sulh ceza hâkimliğine yapılan başvurularla avukatın müvekkiliyle hemen görüşmesi sağlanabilir.
- Baro Müdahalesi: Avukatlar, yaşanan hak ihlallerini kendi barolarına bildirerek, baro nezdinde de girişimlerde bulunabilir. Baroların insan hakları komisyonları, bu tür ihlallerde devreye girerek sürecin hukuka uygun şekilde ilerlemesine katkıda bulunur.
2. Avukatların Gözaltı Sürecinde Hak İhlallerine Karşı Kullanabileceği Etkili Yollar
a) Savcıyla İletişime Geçmek:
Avukatlar, gözaltı sürecinde yaşanan kötü muamele, işkence veya avukat görüşünün engellenmesi gibi durumları doğrudan soruşturmayı yürüten savcıya bildirebilir. Savcıya yapılan bu başvuru, söz konusu ihlalin kayda geçmesini ve gözaltındaki kişinin güvenliğinin sağlanmasını amaçlar.
b) Habeas Corpus Başvurusu:
Gözaltı süresinin hukuka aykırı şekilde uzatılması, kişinin avukatıyla görüştürülmemesi veya kötü muamele iddiaları karşısında, avukatlar “habeas corpus” başvurusu yapabilir. Bu başvuru, gözaltındaki kişinin hâkim önüne çıkarılmasını ve gözaltının hukuka uygun olup olmadığının derhal denetlenmesini sağlar.
c) Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e Başvuru:
Avukatlar, gözaltında yaşanan işkence, kötü muamele veya görüşme engelinin etkili bir şekilde giderilmediği durumlarda, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilir. Ayrıca, iç hukuk yollarının tükenmesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurarak müvekkilinin haklarının korunmasını talep edebilir. AİHM, özellikle işkence ve kötü muameleye dair başvurularda hızlı karar verebilmekte ve ihlalleri durdurmaya yönelik geçici tedbirler alabilmektedir.
3. Gözaltında Hak İhlallerini Önlemenin Önemi
Avukatların gözaltı sürecinde müdahil olmaları, hem müvekkilin haklarının korunmasını hem de hukuka aykırı uygulamaların önlenmesini sağlar. Gözaltındaki kişilere uygulanan kötü muamele, sadece bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda hukuk devletinin temel ilkelerine de zarar verir. Bu nedenle, avukatların süreci yakından takip etmesi, hak ihlallerini kayda geçirmesi ve gerekli hukuki yolları kullanması büyük önem taşır.
Sonuç olarak, gözaltı sürecinde kötü muameleye maruz kalan ve avukatıyla görüştürülmeyen kişilerin haklarını savunmak için etkili yasal yollar bulunmaktadır. Avukatlar, bu süreçte savcılığa başvurmak, darp raporu almak, Anayasa Mahkemesi’ne veya AİHM’e başvurmak gibi yöntemlerle müvekkillerinin haklarını koruma altına alabilir. Unutulmamalıdır ki, gözaltına alınan bireyler suçlu sayılmaz; masumiyet karinesi ve temel insan hakları gözaltı sürecinde de tam anlamıyla korunmalıdır.
5. Gözaltında Bulunan Kişinin Yakınları Ne Yapabilir?
Gözaltına alınan bir kişinin yakınları da hukuki süreçte aktif rol oynayabilir. Bir avukata vekalet vererek süreci takip etmesini sağlayabilirler. Avukat, gözaltı yeri ve süresi hakkında bilgi alarak, gözaltının yasalara uygun olup olmadığını kontrol edebilir.
Gözaltında Kötü Muameleye İlişkin Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
Gözaltı süreçlerinde kötü muamele iddiaları, hem ulusal hem de uluslararası yargı organlarının dikkatle incelediği ve ciddi sonuçlar doğurabilen konulardır. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen bazı emsal kararlar, bu tür durumlarda bireylerin haklarının korunması açısından önemlidir.
Anayasa Mahkemesi Kararları
Cezmi Demir ve Diğerleri Kararı (B. No: 2013/293, 17/7/2014)
Başvurucular, gözaltında kötü muameleye maruz kaldıklarını ve bu iddialarına ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmediğini ileri sürmüşlerdir. AYM, devletin bireyleri işkence ve kötü muameleden koruma yükümlülüğüne vurgu yaparak, Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Hamdiye Aslan Kararı (B. No: 2013/2015, 4/11/2015)
Başvurucu, gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldığını ve yetkililerin bu konuda etkili bir soruşturma yapmadığını iddia etmiştir. AYM, kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Şenol Gürkan Kararı (B. No: 2013/2438, 9/9/2015)
Başvurucu, gözaltında darp edildiğini ve yetkililerin bu konuda etkili bir soruşturma yürütmediğini belirtmiştir. AYM, işkence ve kötü muamele yasağının maddi ve usul boyutlarıyla ihlal edildiğine karar vermiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
Abdulsamet Yaman/Türkiye Kararı
Başvurucu, gözaltında fiziksel ve psikolojik kötü muameleye maruz kaldığını iddia etmiştir. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir.
Gözaltında kötü muameleye maruz kalan bireylerin haklarını korumak adına, hem Anayasa Mahkemesi (AYM) hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen çeşitli emsal kararlar bulunmaktadır. Daha önce belirtilen kararlara ek olarak, aşağıdaki örnekler de önem arz etmektedir:
Anayasa Mahkemesi Kararları
- Albina Kıyamova (Alıbaeva) Kararı (B. No: 2013/3187, 14/4/2016): Başvurucu, gözaltında kötü muameleye maruz kaldığını ve yetkililerin bu konuda etkili bir soruşturma yapmadığını iddia etmiştir. AYM, Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiğine karar vererek, devletin bireyleri işkence ve kötü muameleden koruma yükümlülüğünü vurgulamıştır.
- Betül Öztürk Gülhan ve Sıla Koç Kararı (B. No: 2016/12937, 10/12/2019): Başvurucular, gözaltında kötü muameleye maruz kaldıklarını ve bu iddialarına ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmediğini ileri sürmüşlerdir. AYM, kötü muamele yasağının ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
- Gäfgen/Almanya Kararı (Başvuru No: 22978/05, 1/6/2010): Başvurucu, gözaltında işkence tehdidiyle alınan ifadesinin ceza davasında delil olarak kullanılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesini ihlal ettiğini ileri sürmüştür. AİHM, işkence tehdidiyle alınan ifadelerin delil olarak kullanılmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlaline yol açtığına karar vermiştir.
Bu kararlar, gözaltında kötü muameleye karşı devletin sorumluluğunu ve etkin bir soruşturma yükümlülüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Hem ulusal düzeyde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurular hem de uluslararası düzeyde AİHM başvuruları, hak ihlalleri karşısında güçlü bir koruma mekanizması sunmaktadır. Avukatların bu tür emsal kararları sürece dâhil etmesi, gözaltındaki kişilerin haklarını savunurken etkili bir hukuki dayanak oluşturmaktadır.