I. KONU İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

A. Vatan Kavramı

Vatan, yurt demektir. Bu iki kavram, eş anlamlı olup; yurt kavramının tanımı; bir halkın hakim olduğu, üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçasıdır. Türk Dil Kurumu sözlük tanımına bakıldığında; Türk yurduna, Türkiye denildiği ifade edilmekte ve yurt kavramı, aynı zamanda memleket anlamına da gelmektedir. Görüldüğü üzere; vatan, bir ülkenin topraklarını ve halkın üzerinde yaşadığı toprak parçasını ifade etmektedir.

B. Vatandaş Kavramı

Vatandaş kavramı, yurttaş kavramı ile aynı anlama gelmekte olup; yurttaş, yurtları veya yurt duyguları bir olanlardan her biri olarak tanımlanmaktadır.

Bir diğer tanıma göre; vatandaş, bir devlete hukuki bağ ile bağlı olan gerçek kişidir.

C. Vatandaşlık Kavramı

Vatandaşlık; bir hakiki şahsı, bir devlete bağlayan hukuki bağ olarak karşımıza çıkmaktadır. Tanımdan da anlaşıldığı üzere; vatandaşlık, kişi ile devlet arasındaki hukuki bağdır. Kavramın tanımında fiili bağdan bahsedilmemesinin sebebi; herhangi bir yerde geçici veya sürekli olarak oturulmamasının hukuki bağa engel olmayışı ile fiili ikametin, hukuki bağ veya vatandaşlık anlamına gelmeyişinden kaynaklıdır.

II. TÜRK VATANDAŞLIĞI

A. Türk Vatandaşı Kimdir?

1982 Anayasasının 66. maddesiyle, Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin, Türk olduğu belirtilmektedir.

Maddenin ikinci fıkrasında; Türk babanın veya Türk ananın çocuğunun, Türk olduğu açıklanmaktadır.

Türk vatandaşlığı konusunda Anayasada yer alan temel hüküm dışında, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ile de önemli düzenlemeler yapılmakla; kanunun 3. maddesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan kişinin, Türk vatandaşını; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişinin yabancıyı ifade ettiği belirtilmektedir.

B. Türk Vatandaşlığının Kazanılması

Türk vatandaşlığı, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılmakta olup; vatandaşlığın doğumla veya sonradan kazanılması mümkündür.

1. Doğumla Kazanılan Türk Vatandaşlığı

Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı; soybağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılmakta ve doğum anından itibaren hüküm ifade etmektedir.

a. Soybağı Esasına Göre Kazanılan Türk Vatandaşlığı

Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan, evlilik birliği içinde doğan çocuk ile Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk, soybağı esasına göre Türk vatandaşıdır. Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise, soybağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi ile Türk vatandaşlığını kazanmaktadır. Soybağı kurulmasını sağlayan usul ve esaslar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenmekte olup; bu hükümler, çocuk ile baba arasında soybağının kurulmasına yol açan tanıma, babalık hükmü ve ana ile evlilik olarak karşımıza çıkmaktadır.

b. Doğum Yeri Esasına Göre Kazanılan Türk Vatandaşlığı

Türkiye'de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşı olmaktadır. Türkiye'de bulunmuş çocuk ise; aksi sabit olmadıkça, Türkiye'de doğmuş sayılmaktadır. Görüldüğü üzere, burada adi kanuni karineye yer verilmekte ve aksinin ispatına imkan tanınmaktadır. Son durumla özellikle çocukların kaçırılması veya ülkemizde doğum yapan yabancının bebeğiyle Türk ailenin bebeğinin karıştırılması gibi hallerde karşılaşılması mümkün olmaktadır.

2. Sonradan Kazanılan Türk Vatandaşlığı

Sonradan kazanılan Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı, evlenme, evlat edinilme ve seçme hakkının kullanılması ile gerçekleşmektedir.

a. Yetkili Makam Kararı ile Türk Vatandaşlığının Kazanılması

a.1. Kapsamına Giren Yabancılar                                                               

Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancının, 5901 sayılı kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını mümkün ise de; aranan şartları taşımak, vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamamaktadır.

Başvuru için gereken şartlar; yabancının; kendi millî kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre tespit edilmek üzere ergin ve ayırt etme gücüne sahip olması; başvuru tarihinden geriye doğru kesintisiz olarak beş yıl müddetle Türkiye’de ikamet etmesi; Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışları ile teyit etmesi; genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığının bulunmaması; iyi ahlak sahibi olması; yeteri kadar Türkçe konuşabilmesi; Türkiye'de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olması; millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunmaması şeklindedir.

Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının, Türk vatandaşı olmak istediklerini yazılı olarak beyan etmeleri halinde, Türk vatandaşlığını kazanmaları mümkündür. Ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlığını sonradan kazanmış olanlar hakkında başvuru için aranan ve yukarıda sayılan tüm şartları yerine getirmeleri aranmaktadır.

Ancak Türkiye'ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler; kısa dönem ikamet izni alanlardan Türkiye’de çalışmayan ancak cumhurbaşkanınca belirlenecek kapsam ve tutarda yatırım yapacaklar ile bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu; Turkuaz Kart sahibi yabancılar ve bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu; vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler; millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunanlar; talepleri halinde ve millî güvenlik ile kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hallerinin bulunmaması şartıyla, cumhurbaşkanı kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir.

Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ile ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybedenlerden üç yıl içinde seçme hakkını kullanmayanlar; millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek hallerinin bulunmaması şartıyla ve Türkiye'de ikamet etme süresine bakılmaksızın; Türk vatandaşlığını, Bakanlık kararıyla yeniden kazanabilmektedir.

Cumhurbaşkanı kararıyla Türk vatandaşlığını kaybettirme sonucu vatandaşlığı kaybedenlerin, cumhurbaşkanı kararıyla; Türk vatandaşlığını seçme hakkı ile kaybedenlerin, Bakanlık kararıyla; millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek hallerinin bulunmaması ve Türkiye'de üç yıl ikamet etme şartıyla, Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilmeleri mümkün olmaktadır.

Bir yabancı için ikametin, Türk kanunlarına uygun olarak Türkiye'de oturmak şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Türk vatandaşlığını kazanma talebinde bulunan bir yabancı, başvuru için aranan ikamet süresi içinde toplamda on iki ayı geçmemek üzere Türkiye dışında bulunabilmekte ve Türkiye dışında geçirilen süreler, 5901 sayılı kanunda öngörülen ikamet süreleri içinde değerlendirilmektedir.

a.2. Kararın Hüküm Doğurma Anı

Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin kararlar, karar tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir.

a.3. Kararın, Yabancının Eş ve Çocuklarına Tesiri

Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması, eşin vatandaşlığına tesir etmemektedir.

Ana veya babanın velayeti kendisinde bulunan çocukları; diğer eşin muvafakat etmesi halinde, Türk vatandaşlığını kazanmakta; muvafakat verilmemesi halinde, ana veya babanın mutat meskeninin bulunduğu ülkedeki hakim kararına göre işlem yapılmaktadır.

Türk vatandaşlığını birlikte kazanan ana ve babanın çocukları, Türk vatandaşlığını kazanmaktadır.

b. Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması

Evlenme, Türk vatandaşlığının kazanılmasına yol açan sebeplerden biridir; ancak bir Türk vatandaşı ile evlenme, Türk vatandaşlığını doğrudan kazandırmamaktadır. Zira bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar, Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilmekte; diğer kimseler başvuramamaktadır. Başvuru sahiplerinde, aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette ve millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halde bulunmama şartları aranmaktadır. Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde, doğaldır ki, aile birliği içinde yaşama şartı aranmamaktadır. Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanan yabancılardan evlenmenin butlanına karar verilenlerin, Türk vatandaşlığını, evlenmede iyiniyetli olmaları halinde, muhafaza etmeleri mümkün olmaktadır.

c. Türk Vatandaşlığının Evlat Edinilme Yoluyla Kazanılması

Bir Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halin bulunmaması şartıyla, karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir.

d. Türk Vatandaşlığının Seçme Hakkının Kullanılması Yoluyla Kazanılması

Ana veya babanın Türk vatandaşlığından çıkmasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklar, ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir.

Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının kazanılması, bu hakkın kullanılmasına dair şartların tespitine ilişkin karar tarihinden itibaren hüküm ifade etmekte ve seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığını kazanan kişilerin eşleri ve çocukları hakkında, yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılmasının geçerliliği ve sonuçlarına ilişkin hüküm uygulanmaktadır.

C. Türk Vatandaşlığının Kaybı

1. Genel Olarak

Türk vatandaşlığı, ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilmekte olup; bu haller, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda yer almakta ve yetkili makam kararı ile seçme hakkının kullanılması olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

2. Türk Vatandaşlığının Yetkili Makam Kararı ile Kaybı

Türk vatandaşlığının yetki makam kararı ile kaybı; çıkma, kaybettirme ve vatandaşlığa alınmanın iptali ile gerçekleşmektedir.

a. Türk Vatandaşlığından Çıkma

a.1. Şartları

Türk vatandaşlığından çıkmak için izin isteyen kişilere; ergin ve ayırt etme gücüne sahip olunması, yabancı bir devlet vatandaşlığının kazanılmış olması veya kazanılacağına ilişkin inandırıcı belirtilerin bulunması, herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olunmaması, hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdidin bulunmaması halinde, bakanlıkça çıkma izni veya çıkma belgesi verilebilmektedir.

a.2. Çıkma İzin Belgesi ile Çıkma Belgesi

Yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmak üzere Türk vatandaşlığından çıkmak için izin isteyenlerden talepleri uygun görülenlere, bakanlıkça, Türk vatandaşlığından çıkma izin belgesi; verilen izin sonucunda veya önceden yabancı bir devlet vatandaşlığını kazandığını belgeleyenlere ise, Türk vatandaşlığından çıkma belgesi verilmektedir.

a.3. Çıkma İzin Belgesinin Süresi

Çıkma izin belgesi, karar tarihinden itibaren iki yıl geçerli olup; izin belgesini alanların, bu süre içerisinde yurt içinde ikamet edilen yer valiliğine, yurt dışında ise dış temsilciliklere, yabancı devlet vatandaşlığını kazandıklarına dair bilgi ve belgeleri vermeleri zorunludur. Süresi içinde yabancı devlet vatandaşlığının kazanılamaması durumunda, çıkma izin belgesi geçersiz hale gelmektedir.

a.4. Çıkma Belgesinin Hükmü

Çıkma belgesinin ilgiliye imza karşılığı teslimi ile Türk vatandaşlığı kaybedilmektedir. Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin nüfus aile kütüklerindeki kayıtları kapatılmakta ve bu kimseler, kayıp tarihinden itibaren yabancı muamelesine tabi tutulmaktadır.

a.5. Kararın, Yabancının Eş ve Çocuklarına Tesiri

Eşlerden birinin çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybetmesi, diğer eşin vatandaşlığına tesir etmemektedir.

Türk vatandaşlığını kaybeden ana ya da babanın talebinin bulunması ve diğer ebeveynin de muvafakat etmesi halinde çocukları da kendileri ile birlikte Türk vatandaşlığını kaybetmekte; muvafakat verilmemesi halinde ise, hakim kararına göre işlem yapılmaktadır. Vatandaşlığın kaybının, çocukları vatansız kılacak olması durumunda ise, bu hüküm uygulanmamaktadır.

b. Türk Vatandaşlığını Kaybettirme

b.1. Şartları ve Kişi Bakımından Kapsamı

Türk vatandaşlarından; yabancı bir devletin, Türkiye'nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da bu görevi bırakmaları kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt içinde ise mülki idare amirleri tarafından bildirilmesine rağmen, üç aydan az olmamak üzere verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleri ile bu görevi bırakmayanların; Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin her türlü hizmetinde cumhurbaşkanının izni olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam edenlerin; izin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanların; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 302 nci, 309 uncu, 310 uncu, 311 inci, 312 nci, 313 üncü, 314 üncü ve 315 inci maddelerinde yazılı suçlar nedeniyle hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen ve yabancı ülkede bulunması nedeniyle kendisine ulaşılamayanların, bu durumun soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı veya kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde vatandaşlıklarının kaybettirilmesi amacıyla bakanlığa bildirilmesi ile bakanlıkça Resmî Gazetede yapılan yurda dön ilanına rağmen üç ay içinde yurda dönmemeleri halinde, Türk vatandaşlıkları cumhurbaşkanı kararıyla kaybettirilebilmektedir.

b.2. Kararın Hüküm Doğurma Anı

Türk vatandaşlığının kaybettirilmesi, cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihten itibaren hüküm ifade etmektedir.

b.3. Kararın, Yabancının Eş ve Çocuklarına Tesiri

Kaybettirme kararları şahsi olup; ilgilinin eş ve çocuklarına tesir etmemektedir.

c. Türk Vatandaşlığının İptali

c.1. Şartları

Türk vatandaşlığını kazanma kararı; kararın, ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli hususları gizlemesi sonucunda vuku bulması halinde, kararı veren makam tarafından iptal edilmektedir.

c.2. Kararın Hüküm Doğurma Anı

İptal kararı, karar tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir.

c.3. Kararın, Yabancının Eş ve Çocuklarına Tesiri

İptal kararı, Türk vatandaşlığını ilgili kişiye bağlı olarak kazanan eş ve çocuklar hakkında da uygulanmaktadır. Bu hükmün mefhum-u muhalifinden çıkan sonuç ise; eş ve çocukların Türk vatandaşlığının, bu kazanımın Türk vatandaşlığı iptal edilen kişiye bağlı olmaksızın gerçekleşmesi halinde, iptal edilmemesi şeklindedir.

d. Türk Vatandaşlığının Seçme Hakkı İle Kaybı

d.1. Hükmün Uygulanma Alanı

Ana ya da babadan dolayı soybağı nedeniyle doğumla Türk vatandaşı olanlardan yabancı ana veya babanın vatandaşlığını doğumla veya sonradan kazananların; ana ya da babadan dolayı soybağı nedeniyle Türk vatandaşı olanlardan doğum yeri esasına göre yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananların; evlat edinilme yoluyla Türk vatandaşlığını kazananların; doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde, sonradan yabancı ana veya babasının vatandaşlığını kazananların; herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığını kazanmış ana veya babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazananların; ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde Türk vatandaşlığından ayrılabilmesi mümkün olmaktadır.

Ancak Türk vatandaşlığın kaybı, ilgiliyi vatansız kılacak ise; bu halde seçme hakkı kullanılamamaktadır.

d.2. Kararın Hüküm Doğurma Anı

Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının kaybı, bu hakkın kullanılmasına dair şartların varlığının tespitine ilişkin karar tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir.

d.3. Kararın, Yabancının Eş ve Çocuklarına Tesiri

Türk vatandaşlığının bu yolla kaybı, diğer eşin vatandaşlığına tesir etmemektedir.

Türk vatandaşlığını kaybeden ana ya da babanın talebinin bulunması ve diğer ebeveynin muvafakat etmesi halinde, çocukları da kendileri ile birlikte Türk vatandaşlığını kaybetmekte; muvafakat verilmemesi halinde, hakim kararına göre işlem yapılmaktadır. Çocukların vatansız kalacak olmaları halinde ise, bu hüküm uygulanmamaktadır.

D. Türk Vatandaşlığından Çıkarma

Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamamakta ve vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamamaktadır.

E. Vatandaşlık Kararlarının Geri Alınması

Türk vatandaşlığının kazanılması veya kaybına ilişkin kararlar, hukuki şartları oluşmadan veya mükerrer olarak verildiğinin sonradan anlaşılması halinde geri alınmaktadır.

F. Türk Vatandaşlığının İspatı

Türk vatandaşlığının ispatı; herhangi bir şekle bağlı olmayıp, nüfus kayıtları, nüfus cüzdanları, pasaport ve pasaport yerine geçen belgelerle ispatı mümkündür. Sayılan belgeler, aksi sabit oluncaya kadar ilgilinin Türk vatandaşı olduğuna karine teşkil etmektedir. Görüldüğü üzere; burada da adi kanuni karine karşımıza çıkmakta ve sayılan resmi kayıt ve belgelerin varlığı veya ibrazı, Türk vatandaşlığına karine oluşturmakta, ancak aksinin ispatı da cevaz verilmektedir. Örneğin, pasaportun sahteliğinin veya nüfus cüzdanı ya da kimlik kartında yer alan bilgilerin değiştirildiğinin ispatında olduğu gibi..

Her nasılsa bir kişinin Türk vatandaşı olup olmadığı konusunda herhangi bir tereddüde düşülmesi halinde; bu husus, bakanlıktan sorulmaktadır. 

III. KONUYA İLİŞKİN DÜŞÜNCE VE AÇIKLAMALARIMIZ

Milli mücadelenin zorlu yıllarında ve tam olarak 23.07.1919 ile 07.08.1919 tarihleri arasında on dört gün müddetle Erzurum’da kongre yapılmış ve Erzurum Kongresi’nde milli sınırlardan bahsedilerek çok önemli ve büyük kararlar alınmıştır. Bu kararlardan bazıları şu şekildedir:

1. Milli sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz.

2. Her türlü yabancı işgal ve mücadelesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir.

3. Kuva-yi Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak esastır.

4. Hristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez.

5. Manda ve himaye kabul olunamaz.

Görüldüğü üzere, bu vatan toprakları çok büyük zorluklarla kazanılmıştır. Bu sebeple Türk olmak, bir onurdur. Türk olmak, bir gurur kaynağıdır. Türk olmak, Türk olabilmek, çok önemlidir. Türk vatandaşlığının kazanımı ve kaybı dahi, yalnızca kanunda sayılan sebeplerin gerçekleşmesiyle mümkün olup; bu sebepler tahdididir.

Yasal düzenlemelerden de anlaşıldığı üzere; Türk vatandaşı olmakla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak aynı anlama gelmektedir. Aksi yönde yorumlamanın imkanı ve izahı bulunmamaktadır. Zira Anayasal ve yasal düzenlemeler; çok açık olup, açıklananlardan ayrı ve aykırı yorumlara kapalıdır. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti’ne ve eş tabiriyle Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes; (İslam dini veya diğer dinlere inanma bakımından) dini inanç, görüş ve tercihi; (inanma veya inanmama yönünden) inanç hürriyeti; (herhangi bir siyasi partiye dönük) siyasi/siyasal görüş ve tercihi ile (Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Ermeniler, Çerkezler, Gürcüler, Hemşinliler, Kürtler, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, Süryaniler, Yahudiler, Zazalar) etnik kökeni ne olursa; bu ülkenin bir vatandaşı ve aynı zamanda bu ülkenin bir evladıdır. Bu ülke toprakları üzerinde hepimizin yaşama, Anayasal, yasal ve sair mevzuattan kaynaklı ve bu ülkenin vatandaşı olmamız sebebiyle vatandaşlık hakları bulunmaktadır. Yalnızca insan olmaktan kaynaklı doğal haklarımız da mevcuttur. Bu sebeple her Türk vatandaşı, 1982 Anayasasındaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahiptir.

Türk vatandaşları; milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olup, Türk vatandaşlarının birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "YURTTA SULH, CİHANDA SULH" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebi hakları bulunmaktadır. Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Anayasamızda da belirtildiği üzere; Türkiye Devleti (Türk Devleti), ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olup; dili Türkçe; bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayrak; milli marşı İstiklal Marşı’dır. Bu yüzden de Türk vatandaşlarına, eğitim ve öğretim kurumlarında, Türkçeden başka hiçbir dil, ana dilleri olarak okutulamamakta ve öğretilememektedir. Türk vatandaşı olmakla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın aynı anlama geldiğini ve ülkemizin resmi dilinin Türkçe olduğunu tekraren dile getirmekte yarar görmekteyim ki; bu Anayasal hüküm, amir hüküm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda bir kişinin Türk vatandaşı olup olmadığı; kişinin dinine, ırkına, etnik kökenine bakılarak değil, aksine ve yalnızca kişinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin (Türk Devleti’nin) vatandaşı olup olmadığına ve Türkiye Cumhuriyeti (Türk Devleti) ile arasında hukuken vatandaşlık bağının kurulup kurulmadığına bakılarak tespit edilmektedir. Aksinin iddiası, izahı ve ispatı olanaksızdır.

Erzurum Kongresi’nde alınan kararlarda da açıkça ifade edildiği ve yer aldığı üzere;

“MİLLİ SINIRLAR İÇİNDE BULUNAN VATAN PARÇALARI BİR BÜTÜNDÜR. BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ.”

Yazıya; Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1933 tarihli Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında bizlere armağan ettiği slogan ile veda etmenin yerinde ve kıymetli olduğu değerlendirilmektedir ki; tüm bu sebeplerle;

“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE..”