SUNUŞ
Bu makalede terör ve terörizm tanımı ile terörizmin önlenmesi açısından oldukça önem taşıyan terörizmin finansmanı araçları ile terörizmin finansmanı suçu ele alınmıştır. Terörizmin finansmanı suçu, terör örgütlerinin finansal kaynaklarını kesmeye yönelik olarak yapılandırılmış olup, terör örgütlerinin finansal araçlarını kullanmalarını engellemeye ve onların faaliyetlerini finansal olarak desteklemekte olan kişi ve kurumları belirlemeye yöneliktir.
Makalede, Türkiye'de terör finansmanı suçunun tanımı tarihsel süreci ve mevcut durumu incelenmiş, cezai müeyyidelerin etkileri ve faydaları ile ilgili bilgi ve görüşler. Ayrıca, suçun tanımı ve uygulamada karşılaşılan mevcut zorluklar ve önerilerde bulunulmuştur.
GİRİŞ
Terörizmin finansmanı ve terörizmin finansmanı ile mücadele kavramı, tüm dünyada 11 Eylül saldırıları sonrası oldukça önem atfedilen bir olgu ve kavram olarak karşımıza çıkmıştır. 11 Eylül saldırısı sonrası devletler, terörün sınır tanımayan yıkıcı etkisi ile yüzleşmiş ve terörle mücadeleyi uluslararası gündemlerine almışlardır. Özellikle 11 Eylül saldırısı sonrası, terör örgütleri mercek altına alınmış ve terör örgütlerinin nasıl finanse edildikleri, global finansman araçlarının neler olduğu ve terörizmin finansmanın engellenmesinin terörizmin yayılmasını önleyici gücü ortaya konularak bu konuda uluslararası önemli çalışmalar ve pek çok ülkede bu ihtiyacı karşılara yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu makalede terörizmin finansmanı suçu, suçun şartları, cezai müeyyideleri ve terörizmin finansmanını önlemede caydırıcı olup olmadığı ortaya konulmuştur.
KAVRAM OLARAK TERÖR ve TERÖRİZM
Terör ve terörizm kavramları konusunda uluslararası bir mutabakatla, üzerinde uzlaşılmış ortak bir tanımlama bulunmamaktadır. Esasen terörizm tanımı özellikle ABD’de yaşanan 11 Eylül saldırısı sonrası oldukça önemli hale gelen bir tanım olmasına rağmen terörizm konusunda ortak bir tanımlamanın var olmaması terörle mücadelede önemli sıkıntılara yol açmaktadır.
Terörizm konusunda ortak bir tanımlamaya varılamamış olmasının başlıca sebebi devletlerin terör tanımının çoğu zaman subjektif olması, bir devletin terörizm olarak nitelendirdiği bir durumun bir başka bir devlet için özgürlük savaşçısı - hak arayışçısı olarak değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durum akademik camiaya da yansımış olup, akademik camiada da pek çok terör ve terörizm tanımı yapılmıştır. 1936-1981 arasında 109 değişik terör tanımının yapılmış olması uluslararası toplumun terör anlayışındaki farklılığın en bariz göstergesidir. [1]
Latince “terrere” kelimesinden türeyen terör kelimesi Türkçe’ de “yıldırı/yıldırma/korku(tma)” terörizm ise “yıldırıcılık” anlamına gelmektedir. Genel bir tanım olarak ise terörizm, “bireyler veya gruplar tarafından, yerleşik bir otorite adına ya da bu otoriteye karşı, eylemin esas mağdurlarından çok daha geniş bir hedef kitle üzerinde azami seviyede endişe ve korku yaratmak suretiyle, politik taleplerini kabul ettirmeye yönelik şiddet kullanımı ya da şiddet kullanma tehdididir”.[2]
Wilkinson ve Ganor Terörizmi; “istenen politik taleplerin karşılanması için kişilerin, grupların veya hükümetlerin korkutulması amacıyla, şiddet ve yok etme fiillerinin sistematik olarak kullanılması veya kullanılma tehdidi ile korku oluşturulması” olarak tanımlamışladır
Schmid ve Jongman 1936-1981 arasında yapılan 109 değişik terör tanımının ortak 22 unsur tespit etmişlerdir. Ortak unsurların yoğunluk gösterenleri: cebir ve şiddet eylemi (%83,5), siyasi (%65), korku, terör vurgusu (%51), tehdit (%47), ruhsal etki ve planlı tepki (%41,5), kurban ve hedef kitle farklılaştırılması (%37,5), amaçlı, planlı ve sistematik organize bir eylem (%32), vuruşma yöntemi, strateji, taktik (%30,5) [3]
Terörizm, Ulusal (Ülke İçi) Terörizm, Devlet Terörizmi, Devlet Destekli Terörizm, Uluslararası Terörizm, Uluslarötesi (Transnasyonel) Terörizm, Siber Terörizm ve modern terörizm olarak karşımıza çıkabilmektedir. Kişi veya grupların neden teröre başvurduğu hangi gerekçe ve saikin kişi ve grupları yasal olmayan faaliyetlere yönelttiğinin tespiti terörün önlenmesi bakımından da oldukça önemlidir. Terörizm dini, ideolojik, sosyo-ekonomik, siyasi, psikolojik, kültürel nedenlerin yanı sıra, tarihi etmenler, liderlerin baskıları ve devlet zulümleri, uluslararası hukuk ihlalleri, temel haklardan mahrumiyet gibi birçok nedenden ötürü çıkabilir.[4]
Terör kelimesi tarihsel süreçte ilk olarak 1789 Fransız Devrimi’nde, Jakoben aşırılığı tanımlamak için kullanılmıştır. [5]
Terörün uluslararası tanımı ise, ilk olarak 1937 tarihli Terörizmin Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesinin md.1/2 de “Bireylerin ya da bir bireyler grubunun ya da umumi halkın zihninde bir terör hali yaratmak için tasarlanmış ya da planlanmış, bir devlete karşı yöneltilen kriminal eylemler” olarak tanımlanmıştır. Ancak sözleşme yürürlüğe girmemiştir. Her ne kadar sözleşme yürürlülüğe girmemiş ise de; oldukça kapsamlı ve çok taraflı ilk anti terörizm sözleşmesi olması sebebiyle oldukça önemlidir.
Avrupa Birliği ise terörizmi, üye devletler arasında yeknesaklığı sağlamak gayesi ile aldığı “çerçeve karar” uyarınca;
“Her Üye Devlet, kendi ulusal hukukuna göre tanımlanmış olan doğaları ve bağlamları gereği - halkı ciddi şekilde sindirme veya - bir devleti veya uluslararası örgütü bir eylemi işlemeye veya işlemekten kaçınmaya gayri meşru olarak zorlama veya - bir ülkenin veya uluslararası örgütün temel siyasi, anayasal, ekonomik veya sosyal yapılarını ciddi şekilde istikrarsızlaştırma veya yıkma amacıyla işlenen bir ülkeye veya uluslararası örgüte ciddi şekilde zarar verebilecek olan” Kasten işlenmesi halinde
(a) Ölüme sebebiyet verebilecek şekilde bir kişinin yaşamına saldırılar;
(b) Bir kişinin fiziksel bütünlüğüne saldırılar;
(c) Adam kaçırma ya da rehin alma;
(d) Devlet ya da kamu imkânlarını, taşıma sistemlerini, bilgi sistemi de dâhil olmak üzere altyapı imkânlarını, kıta sahanlığı üzerindeki sabit platformları, insan yaşamını tehlikeye atma veya büyük ekonomik kayba yol açma ihtimalinde kamusal mekânı veya özel mülkiyeti geniş çaplı yok etmeye neden olma;
(e) Uçaklar, gemiler ya da başka insan ve mal nakil araçlarını kaçırma;
(f) Nükleer, biyolojik ya da kimyasal silahları ya da silah ve patlayıcıları üretme, bulundurma, edinme, nakil, sağlama ya da kullanma ile biyolojik ve kimyasal silahlara yönelik araştırma ve geliştirme;
(g) İnsan hayatını tehlikeye atacak şekilde tehlikeli maddeleri ortama salma ya da yangın, sel baskını veya patlamalara neden olma;
(h) İnsan hayatını tehlikeye atacak şekilde su, enerji veya diğer temel doğal kaynakların sunulmasına müdahale etme ya da bunu engelleme; eylemlerinden birini işleme tehdidinde bulunmak.” eylemleri olarak tanımlamaktadır.
Ülkemizde ise terörün yasalar önünde tanımının 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununda yapıldığı görülmektedir. Kanunun 1.maddesine göre “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemler” terör eylemi olarak tanımlanmıştır.
TERÖRÜN FİNANSMANI
Terör örgütleri en temelde örgüt elemanlarının hayatlarını idame ettirebilmeleri için gerekli olan barınma, yiyecek, giyecek, ilaç vb temel ihtiyaçları karşılamak, ve ayrıca örgüte silah, teçhizat ve mühimmat temin etmek maksadıyla finansmana ihtiyaç duymaktadırlar. Finansmanın mümkün olmaması halinde bir örgütün kurulması ve ayakta kalması mümkün değildir. Terör örgütleri sadece temel ihtiyaçlar ve mühimmat bakımından değil, terör örgütü üyeleri arasında iletişimin sağlanması, terör eğitimi, tedavi masrafları için de finansmana ihtiyaç duymaktadırlar. Gelişen dijital teknolojinin zorunlu ihtiyaçları da düşünüldüğünde terör örgütlerinin, varlıklarını ve faaliyetlerini sürdürebilmek için paraya olan ihtiyaçlarının daha da önem arz ettiği tartışmasızıdır.
Mali Eylem Görev Gücünün (Financial Action Task Force - FATF) 2008 yılında yayınladığı “Terörist Finansmanı” adlı raporuna göre; terör örgütlerinin ideolojilerinin teşviki, örgüt üyelerine ve ailelerine ödeme yapılması, seyahat giderlerinin karşılanması, yeni üyelerin örgüte kazandırılması ve yetiştirilmesi, sahte belgelerin hazırlanması, rüşvet verilmesi, silah ve saldırı maliyetlerinin karşılanması vb. gibi maliyetlere ek olarak terörizmi teşvik eden ancak görünürde yasal olan sosyal yardımlaşma ve hayır kurumlarının faaliyetlerinin gizlenmesi için bu gibi kurum ve kuruluşlara meşruiyet örtüsü sağlamak adına ortaya çıkan yüksek maliyetlerin karşılanması da terör örgütlerinin finans kaynaklarına olan ihtiyacını ortaya koymaktadır[6]
Terör örgütleri “Yasal Görünümlü Finans Kaynakları” ve “Yasal Olmayan Finans Kaynakları” ile finansmanlarını sağlamaktadırlar. Yasal görünümlü finans kaynakları; Yardım Yoluyla Alınan Paralar ve Ticari İşletmelerden Sağlanan Kazançlardır. Yasal Olmayan Finans Kaynakları ise Uyuşturucu Madde Kaçakçılığı, Silah Kaçakçılığı, Gasp Soygun Hırsızlık Fidye Sahtecilik, Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti, Haraç Toplama, Korsan Ürünlerin Satışı, Banka/ Kredi Kartı Dolandırıcılığı,. Örgütsel Yayın Gelirleri şeklinde sayılabilir. [7]Esasen bu kaynaklar dışında bazı devletlerin diğer devlet içinde faaliyet gösteren terör örgütlerine dolaylı olarak finans sağladığı da bir vakıa olup, terörizm en büyük finans kalemleri arasında devletlerden gelen finansmanın da olduğu söylenebilir.
Terörün finansmanı kavramı BM Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmesinde; “Herhangi bir kimse tarafından kısmen veya tamamen sözleşmede belirtilen eylemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılması niyetiyle veya kullanılacağını bilerek doğrudan veya dolaylı olarak, yasa dışı bir şekilde ve kasten fon sağlama ve toplama” şeklinde tanımlanmaktadır.
TERÖRÜN FİNANSMANI SUÇU
6415 Sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 3. Maddesinde terör eylemleri sıralanarak bu eylemlerin yasak eylem kapsamında olduğu belirtilmiş 4. Maddede bu eylemlerin icrası için finansman sağlanması halinde terörün finansmanı suçunun vücud bulacağı belirtilmiştir.
6415 sayılı kanunun 3. Maddesi; (1) Aşağıda sayılan fiillerin gerçekleştirilmesi amacıyla fon sağlanması veya toplanması yasaktır:
a) Bir halkı korkutmak veya sindirmek ya da bir hükûmeti veya uluslararası kuruluşu herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye veya gerçekleştirmekten kaçınmaya zorlamak amacıyla, kasten öldürme veya ağır yaralama fiilleri.
b) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında terör suçu olarak kabul edilen fiiller.
c) Türkiye’nin taraf olduğu;
1) Uçakların Kanun Dışı Yollarla Ele Geçirilmesinin Önlenmesi Hakkında Sözleşmede,
2) Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşmede,
3) Diplomasi Ajanları da Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunmaya Sahip Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmede,
4) Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşmede,
5) Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Hakkında Sözleşmede,
6) Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşmeye Munzam, Uluslararası Sivil Havacılığa Hizmet Veren Havaalanlarında Kanun Dışı Şiddet Olaylarının Önlenmesine İlişkin Protokolde,
7) Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşmede,
8) Kıta Sahanlığında Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Protokolde, -9) Terörist Bombalamalarının Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmede, yasaklanan ve suç olarak düzenlenen fiiller.
4. Madde ; (1) 3 üncü madde kapsamında suç olarak düzenlenen fiillerin gerçekleştirilmesinde tümüyle veya kısmen kullanılması amacıyla veya kullanılacağını bilerek ve isteyerek belli bir fiille ilişkilendirilmeden dahi bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlayan veya toplayan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada sayılan fiillerin, örgütü kuran veya yöneten ya da örgüt üyesi tarafından gerçekleştirilmesi hâlinde bu kişiler hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları uyarınca verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.
(3) Birinci fıkra hükmüne göre ceza verilebilmesi için fonun bir suçun işlenmesinde kullanılmış olması şartı aranmaz.
(4) Bu madde kapsamına giren suçların kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(6) Suçun, yabancı bir devlet veya uluslararası bir kuruluş aleyhine işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma yapılması Adalet Bakanının talebine bağlıdır.
(7) 3713 sayılı Kanunun soruşturmaya, kovuşturmaya ve infaza ilişkin hükümleri, bu suç bakımından da uygulanır.
(8) Bu suç bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun ;
a) 133 üncü maddesinde yer alan şirket yönetimi için kayyım tayini,
b) 135 inci maddesinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması,
c) 139 uncu maddesinde yer alan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi,
ç) 140 ıncı maddesinde yer alan teknik araçlarla izleme, tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.
Ayrıca, 13/11/1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunda yer alan hükümlere göre kontrollü teslimat tedbirine karar verilebilir.
SUÇUN MADDİ UNSURU :
Kanun metninden de anlaşılacağı üzere, terörizmin finansmanı suçunun oluşabilmesi için, 3713 sayılı Kanun’un 3 ve 4. maddelerinde düzenlenen terör suçlarında veya 6415 sayılı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen suçların işlenmesinde kullanılacağını bilerek ve isteyerek bir terör örgütü mensubuna veya terör örgütüne fon sağlanması veya fon toplanması suçun sübutu için yeterlidir. Kanunun 4.maddesinde, maddi unsuru oluşturan hareket olarak fon sağlamak veya toplamak şeklinde tahdidi olarak iki hareket belirtilmiştir.
Sağlanan fonun örgüt veya örgüt mensubu tarafından kullanılmış olup-olmamasının suçun sübutu bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Fonun kullanılıp kullanılmamasının suçun sübutu bakımından zorunlu unsur olmaması salt fonun sağlanmasının suçun sübutu için yeterli olması karşısında terörizmin finansmanı suçunun bir tehlike suçu olarak düzenlendiği görülmektedir. Ayrıca; belli bir terör suçunu işlemek amacıyla terör örgütü mensubuna finans sağlayan kimse, işlenmesi amaçlanan suçu işlemeye azmettirme dolayısıyla, terörizmin finansmanı suçu yanında ayrıca TCK’nın 38. maddesi hükmüne istinaden azmettirdiği suçtan da cezalandırılacaktır [8]
Fon; bir kurumu finanse etmek, ya da belli bir işin yürümesini sağlamak için, gerektiği zaman harcanmak üzere ayrılan para veya para ile ölçülebilen ekonomik değere verilen addır. 6415 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (c) bendinde fon, “para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belge” olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda fon sağlamak; para veya para ile ölçülebilen bir ekonomik değeri örgüte aktarma faaliyetidir. Burada fail fon finansmanı olarak kendisine ait bir parayı veya ekonomik değere haiz bir değeri (gayrimenkul-menkul mal vb) örgüte aktarabileceği gibi bir başkasına ait para veya ekonomik değere haiz ürünü de fon olarak sağlayabilir.
Fon toplama ise; Failin başkalarından temin ettiği ve/veya edilen para ve/veya değeri para ile ölçülebilen ekonomik bir değeri örgüte aktarma konusunda aracılık yapmasıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/16-1104 Esas 2019/137 Karar sayılı kararında “PKK silahlı terör örgütünün varlığını koruması, 6415 sayılı Kanun'un 3. maddesinde fon sağlanması veya toplanması yasaklanan fiilleri gerçekleştirebilmesi ve bu husustaki örgütsel faaliyetlerini sürdürülebilmesi amaçlarına uygun olarak, sanık Ali Yatkın'ın örgütün kırsalda faaliyet gösteren mensuplarınca verilen 330 TL karşılığında satın almasını istedikleri 5 kg peynir, 10 kg zeytin, 4 çift mekap ayakkabı, 5 kg makarna, 5 kg şeker, 10 kg un ve bir miktar çay, tütün, tuz, bant ve çoraptan ibaret malzemelerinin satış bedelinin verilen parayla karşılanmaması üzerine kendi cebinden ilave ettiği 50 TL'nin niteliği itibarıyla 6415 sayılı Kanun'un c bendinde tanımlanan "fon" kapsamında kaldığı anlaşıldığından, eyleminin bir bütün halinde, aynı Kanun'un 4. maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturduğunu” kabul etmiştir.
Bununla birlikte bir mesleğin icrası kapsamında meslek kurallarına uygun olarak yapılan kimi yardımlar örneğin bir doktorun bir örgüt mensubunu tedavi etmesi ile insani mülahazalarla yapılan yardımlar terörizmin finansmanı suçunu oluşturmayacaktır.
Terörizmin finansmanı suçunun sübutu bakımından, toplanan ya da sağlanan fonun miktarı, toplanma, sağlanma yöntemleri herhangi bir önem arz etmemektedir. Fonun az veya çok olması suçun tayini bakımından belirleyici değildir. Bu durum ancak yargılama neticesinde mahkeme açısından takdiri indirim sebepleri ile ağırlaştırıcı sebeplerin uygulanıp uygulanmayacağının tayini bakımından önem arz edebilir.
Yargıtay 16.(3.) Ceza Dairesinin istikrar kazanan kararlarına göre, “örgüt mensuplarının geçici olarak barındırılması, yiyecek içecek kıyafet verilmesi vb eylemler terörün finasnmanı suçunu değil TCK’nın 220/7.maddesinde düzenlenen örgüte yardım etmek suçunu oluşturmaktadır. Yargıtay 16 CD (3.) söz konusu kararlarında burada sağlanan yardımın parasal bir yardım olmadığını vurgulamaktadır.
SUÇUN MANEVİ UNSURU :
Terörizmin finansmanı suçunun manevi unsuru olarak, bilerek ve isteyerekten ibaret olan doğrudan kast aranmaktadır. Kanunda yer alan “bilerek ve isteyerek” ifadesi kapsamında suçun oluşumunda aranan kastın doğrudan olduğu görülmektedir. Olası kast ile terörizmin finansmanı suçu işlenemez. Diğer taraftan kişilerin cebir şiddet veya tehtide maruz kalarak yardımda bulunmaları halinden doğrudan kast gerçekleşmemiş olacağından, kusurları bulunmaması sebebiyle TCK 28. Madde uyarınca ceza hukuku açısından sorumlu tutulmayacakları muhakkaktır.
TERÖRÜN FİNANSMANI SUÇU İLE ÖRGÜTE YARDIM SUÇU AYIRIMI
Örgüte yardım suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinin 7. Fıkrasında düzenlenmiş olup; “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu suçun oluşumu bakımından bir kişinin suç veya terör örgütüne yardım suçundan cezalandırılabilmesi için öncelikle ortada bir örgütün varlığı failin örgütü bilmesi ve yardımı “bilerek ve isteyerek” yapması gerekmektedir. Ortada bir örgüt olmadığı veya olmakla birlikte bunun fail tarafından bilinmediği ve bilmesinin kendisinden beklenemeyeceği hallerde ceza tayin edilemez.
Ortada bir örgütün varlığı ve failin örgütü bilmesi halinde bu yardımı bilerek isteyerek yapıp yapmadığı irdelenecektir. Yardım fiilinin tehdit cebir vb altında yapılması halinde TCK 28/1 de düzenlenen “Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez.” hükmü kapsamında fail cezalandırılamayacaktır.
Yardım fiilinin hangi halleri kapsadığı, niteliği yasada düzenlenmemiştir. Bu haliyle bu suç tipi serbest hareketli suçtur. Doktrin ve emsal yargı kararları doğrultusunda örgüte veya örgüt onun adına hareket eden mensubuna fayda sağlamaya elverişli olan yardımların örgüte yardım suçunun eylemi kabul edildiği görülmektedir. Yardımın örgüte ulaşıp ulaşmaması ve/veya yapılan yardımın sonuç vermemesi suçun sübutu bakımından önem arz etmemektedir. Bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir”[9] Aranan temel unsur budur.
Yardımın örgütün tamamına veya bir kısım mensuplarına yapılması arasında da suçun sübutu bakımından fark bulunmamaktadır. Fakat, örgütün amacı ve kollektif faaliyetleri bilinerek ve istenerek yardım edilmesi zorunludur[10]
SONUÇ
Terörün finansmanı suçu 5532 sayılı Kanun’un 7’inci maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 8’inci maddesinin yeniden düzenlenmesi suretiyle açık bir şekilde ve ilk kez müstakil olarak yaptırıma bağlanmıştır. Terörün finansmanı müstakil olarak düzenlemese idi, terörizmi finanse eden kişi, terör suçlarının işlenmesinde kullanılan araçları sağladığından TCK.nun 39, 314 ve 220/7’inci maddeleri ve TMK.’nın 7’nci maddesi gereğince sorumlu tutulacaktı. Ancak kanun koyucu, uluslararası toplumun hassasiyetlerini ve uluslararası yükümlülüklerini dikkate alarak terörizmin finansmanını bağımsız bir düzenlemeye tabi tutmuştur. [11]
Ancak unutulmamalıdır ki çağdaş dünyada gelişen teknolojiye paralel olarak terörizmin finansmanı konusunda oldukça çeşitli araçlar ortaya çıkmaktadır. Terörün finansmanı sanal bir düzlemde de kendisine yeni yollar-araçlar bulmaktadır. Terör örgütleri internet ve dijital mecralar eliyle dünyanın her tarafından kendilerine yandaşlar ve destekçiler bulabilmektedir.
Ancak bilinmelidir ki, terörün asıl finansmanı anti demokratik uygulamalar ve rejimlerdir. Uluslararası terörizmi önlemede en etkili yöntem tüm devletlerce evrensel hukuk ilkelerinin kabulünün ve uygulanmasının sağlanmasıdır.
Zira devletlerin, uyguladıkları rejimden hoşnutsuz olan kesimleri “terörist” ve “terör örgütü” ilan etmesi sebebiyle terörün ve terörizmin uluslararası kabul gören bir tanımı yapılamamaktadır. Terörün en büyük düşmanı demokrasidir. Bu sebeple demokrasinin geliştirilmesi, ifade özgürlüğünün sağlanması ve korunması terörün yerel ve global ölçekte azalmasına oldukça ciddi katkı sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
-M. Sami Denker, Uluslararası Terör, Türkiye ve PKK, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1997, s. 4; Alex P. Schmid and Albert J. Jongman, Political Terrorism: A New Guide to Actors, Authors, Concepts, Data Bases, Theories, & Literature, 2nd Ed., N. J.: Transaction Publishers, New Brunswick, 2005, p. 5; Enver Bozkurt ve Selim Kanat, Uluslararası Toplumun Paradoksu: Terörizm, İnsan Hakları, Güvenlik ve 11 Eylül Sonrası Meydana Gelen Değişiklikler, Asil Yayınları, Ankara, 2007, s. 12.
-Grant Wardlaw, Political Terrorism: Theory, Tactics and Counter-Measures, Second Edition, Cambridge University Press, Cambridge, 1989, p. 16; Ertan Beşe, Terörizm, Avrupa Birliği ve İnsan Hakları, Seçkin Yayınları, Ankara, 2002, s. 24.
-Schmid and Jongman, pp. 5-6.
-Murat Şimşek Akademik Bakış Dergisi Sayı: 54 Mart - Nisan 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi Terörizm: Kavramsal Bir Çalışma
-Annabelle Boyd and John P. Sullivan, “Emergency Preparedness for Transit Terrrorism”, Tr News, No. 208 (May-June 2000), p. 12, http://onlinepubs.trb.org/ onlinepubs/trnews/trnews208_transit_security.pdf, (Erişim Tarihi: 12.8.2014).
-Turan ve Gemici, 2020, s.263). Terörizmin finansman kaynakları ve kara para aklamanın terörizmin finansmanındaki rolü. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(2), ss. 257-278.
-Karatay, Ö. ve Kapusızoğlu, M. (2011). Mali ve ekonomik suçların terörün finansmanı bağlamında değerlendirilmesi. Ekonomi Bilimleri Dergisi, 3(1), ss. 115-121.
-İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, 9. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2017, s. 205).
- İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, Seçkin Yayıncılık, 7. Baskı, s. 38-39
- Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 6. Cilt, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 8934)
- Mukayeseli Hukuk ve Türk Hukukunda Terörün Finansmanı Suçu”, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer Armağanı, C.: II, İstanbul 2008 (Olgun Değirmenci ile ortak çalışma)
----------------
[1] M. Sami Denker, Uluslararası Terör, Türkiye ve PKK, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1997, s. 4; Alex P. Schmid and Albert J. Jongman, Political Terrorism: A New Guide to Actors, Authors, Concepts, Data Bases, Theories, & Literature, 2nd Ed., N. J.: Transaction Publishers, New Brunswick, 2005, p. 5; Enver Bozkurt ve Selim Kanat, Uluslararası Toplumun Paradoksu: Terörizm, İnsan Hakları, Güvenlik ve 11 Eylül Sonrası Meydana Gelen Değişiklikler, Asil Yayınları, Ankara, 2007, s. 12.
[2] Grant Wardlaw, Political Terrorism: Theory, Tactics and Counter-Measures, Second Edition, Cambridge University Press, Cambridge, 1989, p. 16; Ertan Beşe, Terörizm, Avrupa Birliği ve İnsan Hakları, Seçkin Yayınları, Ankara, 2002, s. 24.
[3] Schmid and Jongman, pp. 5-6.
[4] Murat Şimşek Akademik Bakış Dergisi Sayı: 54 Mart - Nisan 2016 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi Terörizm: Kavramsal Bir Çalışma
[5] Annabelle Boyd And John P. Sullivan, “Emergency Preparedness For Transit Terrrorism”, Tr News, No. 208 (May-June 2000), P. 12, Http://Onlinepubs.Trb.Org/ Onlinepubs/Trnews/Trnews208_Transit_Security.Pdf, (Erişim Tarihi: 12.8.2014).
[6] Turan ve Gemici, 2020, s.263). Terörizmin finansman kaynakları ve kara para aklamanın terörizmin finansmanındaki rolü. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(2), ss. 257-278.
[7] Karatay, Ö. ve Kapusızoğlu, M. (2011). Mali ve ekonomik suçların terörün finansmanı bağlamında değerlendirilmesi. Ekonomi Bilimleri Dergisi, 3(1), ss. 115-121.
[8] İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, 9. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2017, s. 205).
[9]İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, Seçkin Yayıncılık, 7. Baskı, s. 38-39
[10] Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 6. Cilt, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 8934)
[11] Mukayeseli Hukuk ve Türk Hukukunda Terörün Finansmanı Suçu”, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer Armağanı, C.: II, İstanbul 2008 (Olgun Değirmenci ile ortak çalışma)