SUNUŞ
Bu makalede “kişisel veri” kavramı kapsamında “kişi fotoğraf ve görüntülerinin izni olmaksızın sosyal medya platformlarında kullanılmasının hukuki ve cezai boyutu” ele alınacaktır. Genel olarak “kişisel verilerin korunması” ve “özel hayatın gizliliği” konuları pek çok akademik çalışmaya konu olmakla birlikte, bu çalışmada “kişi fotoğraf ve görüntüleri” özelinde, bunların “sosyal medya platformlarında” kullanılmasına odaklanmak amaçlanmıştır. Çalışmada güncel verilerle Türkiye’de “sosyal medya kullanımı” bilgilerine yer verilerek, kişiye ait fotoğraf ve görüntülerin hukuki niteliği ve koruma mekanizmaları, yasal düzenlemeler, yargı kararları ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu kararlarından örneklerle; kişinin izni olmaksızın resim ve fotoğraflarının sosyal medyada kullanılmasının hukuki ve cezai niteliği incelenecektir.
GİRİŞ
Günümüzde internet kullanımı dünyanın her yerine yayılmış ve bireylerin çok kısa sürede internete erişim sağlayabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bunun neticesinde internet ortamındaki hak ihlalleri artmış, bu artış yeni tanımlamaların, suç tiplerinin, koruma mekanizmalarının yasal düzenlemelere girmesini gerekli kılmıştır.
Dünyanın geri kalanında olduğu gibi Türkiye’de de giderek artan internet erişim imkanı, yeni hak ihlallerini, dolayısıyla hakkı tanıyıp koruyan mevcut mevzuatın yanında, tanımlayıcı-koruyucu-önleyici-giderici yeni düzenlemeleri beraberinde getirmiştir.
TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMINA GENEL BAKIŞ
WeAreSocial[1] Londra merkezli, her yıl dünya genelindeki dijital verileri ortaya koyan küresel veri ajansıdır. Dünya geneli ve raporlama kapsamında olan ülkelerden internet kullanımı vb konularda ayrıntılı rapor yayınlamaktadır. Bu kapsamda Şubat 2023’te yayınlanan son rapora[2] göre;
Türkiye’nin toplam nüfusu Şubat 2023’te 85,59 milyondur.
Türkiye nüfusunun %77,2 ’si kent merkezlerinde, %22,8’i kırsal alanlarda yaşamaktadır.
Türkiye’de internete erişim oranı nüfusun %83,4’ü seviyesindedir. 2022 başı Türkiye raporunda internete erişimi olmayanlar nüfusun %18’ini teşkil etmekte iken 2023 yılı başında bu oran %16,6’ya düşmüştür.
Herhangi Bir Cihaza Sahip 16-64 Yaşındaki İnternet Kullanıcılarının Yüzdesi %97,6 ile oldukça yüksektir.
Türkiye’de sosyal medya kullanım oranı 62.55 Milyon kişi ile nüfusun %73,1’ine tekabül etmektedir. Rapora göre Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformları:
Rapordaki veriler, dünya verileri ve Türkiye’nin önceki yıllara ait raporlamaları ile birlikte kıyaslanarak incelendiğinde, dünya genelinde internet kullanıcıları 5,16 milyar ve toplam dünya nüfusuna göre oranı %64,4 iken Türkiye’de 71,38 milyon kullanıcı ile nüfusun %83,4’nün internet kullanıcısı olduğu görülmektedir. Bu oran dünya geneline bakıldığında ortalamanın bir hayli üzerinde kalmaktadır. Dünya genelinde sosyal medya kullanıcılarının sayısı 4,76 milyar, bu sayının nüfusa oranı da %59,4 iken Türkiye'de aktif sosyal medya kullanıcıları 62,55 milyon kişiye ulaşmıştır. Türkiye’de nüfusa göre aktif sosyal medya kullanıcılarının oranı %73,1 olması internet kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunun sosyal medyayı da kullandığını göstermektedir. İnternet kullanıcıları %90,6 ile en çok Instagram kullanmaktadır. Instagram’ı daha sonra sırası ile WhatsApp, Facebook ve Twitter takip etmektedir.
İnternete erişimin yüksek oranda olması ve internete erişimi olanların %90’ları aşan oranda sosyal medya platformlarını kullanıyor olmaları bir yönü ile de sosyal medya platformlarının kullanımı sırasında yaşanan hak ihlallerini beraberinde getirmektedir.
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARI YOLU İLE YAŞANAN İHLALLER
Sosyal medya, kullanıcılarından gelen birçok içeriğin paylaşıldığı web hizmetlerini tanımlamada kullanılan yeni ortam ve araçlardır. Sosyal medya sadece elektronik haberleşme teknolojileri, fiziki ve toplumsal ağların olduğu değil, aynı zamanda, çeşitli suç ve ihlallerin gerçekleştiği bir yerdir. Kişilik hakkı, bu ortamda en çok ihlal edilen haktır.
Her ne kadar sosyal medya hizmetleri kullanım sözleşmelerinde kişilik hakkına ilişkin kullanım kuralları gereği içerikle ilgili belli sınırlandırmalar ve ilkeler getirilse de içerikle başka kullanıcıların şeref ve haysiyeti, mesleki ve ticari itibarı, sırları, ad, ses ve resmi, özel hayatı kişisel verileri gibi hak ve değerlerine saldırılar gerçekleşebilmektedir.[3] En sık rastlanan hak ihlallerinden biri görsel ve işitsel verilerin sahibinin izni olmaksızın paylaşımıdır. Görüntü ve sesin yazılı metinlerden daha çok dikkat çekmesi sebebiyle kullanıcılar arasında yayılımı en hızlı materyallerdir. Özellikle kişi fotoğraflarının bu kapsamda çok daha hızlı bir yayılıma sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu kapsamda kişi fotoğraflarının hukuki niteliğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Kişi fotoğraflarının hukuki niteliği MK ve FSEK kapsamında kişisel değer olarak kabul edilmektedir. Kişi fotoğrafları ibaresini içeren açık bir kanun metni olmamakla birlikte, kişi fotoğrafları kişilik haklarının önemli ve ayrılmaz bir unsurudur. Kişilik hakkı; kişisel varlıklar üzerinde söz konusu olan şahsa bağlı bir mutlak haktır. Yaşam, sağlık, özgürlükler, şeref ve haysiyet, özel yaşam, isim, resim, his yaşamı gibi kişisel varlıklar üzerindeki haklar kişilik hakkını ifade etmektedir.
KİŞİLİK HAKLARININ KORUNMASINI DÜZENLEYEN KANUNLAR
Kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemeler aşağıdaki kanunlarda yer almaktadır:
- Medeni Kanunun 23, 24 ve 25. Maddeleri
- Borçlar Kanunu
- Türk Ticaret Kanunu
- Fikir ve Sanat Eseleri Kanunu
- 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun
- Türk Ceza Kanunu (TCK)
- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
FSEK KAPSAMINDA KİŞİ FOTOĞRAFLARININ KORUNMASI
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86. maddesi “eser niteliğinde olmasalar bile kişi resimlerini kişisel değer” olarak kabul etmiştir. FSEK 86’ıncı madde de her ne kadar fotoğraf kelimesine açıkça yer verilmemiş olsa da resim ve portreler kavramları fotoğrafı da kapsayacak şekilde geniş yorumlanmalıdır. Bu sebeple kişinin fotoğrafının FSEK 86. madde kapsamında korunması mümkündür. Dolayısıyla kişinin yalnız başına, ailesiyle, arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğrafları bu hükmün kapsamı içerisinde yer alır.[4] FSEK m. 86, hususiyet taşımayan sıradan fotoğraflarla eser niteliğindeki fotoğraflar arasında koruma bakımından fark gözetmemiştir[5]. Ancak fotoğrafın aynı zamanda eser olması ve kişilik hakkı ile eserden doğan hakkın çatışması halinde kişilik hakkına üstünlük tanınması gerekir.[6]
FSEK m. 86’da eser niteliğinde olmasalar dahi, fotoğrafı çekilen kişinin eğer bu kişi ölmüş ise, FSEK m. 19/1’de belirtilen kişilerin izniyle fotoğrafın teşhir veya diğer suretlerle halka arz edilebileceği belirtilmiştir.[7] Ancak kişinin ölümünün üzerinden on yıl geçmiş ise artık izin alınmasına gerek yoktur.
Genel olarak, kişi fotoğraflarının kullanılması için rıza şartı olmakla birlikte istisnai olarak rıza şartı aranmaksızın kişi fotoğraflarının paylaşımı mümkündür. Bu haller FSEK m. 86/2’de düzenlenmiş olup rıza koşulunun aranmayacağı haller madde de belirtilmiştir. Bunlardan ilki, “Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin” fotoğraflarının yayınlanmasıdır. Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin tespitinde tüm ülkenin dikkate alınması gerekir. Bir diğer ifadeyle izinsiz fotoğrafı kullanılmak istenen kişinin sadece bir bölgede değil, bütün ülkede tanınıyor olması gerekir. Ayrıca fotoğrafın belirli bir bölgeyle sınırlı olarak umuma arz edilmesi veya kullanılması sonucu değiştirmeyecektir[8].
FSEK m. 86/2’ye göre rıza koşulunun aranmayacağı hallerden bir diğeri, “Tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmî tören yahut genel toplantıları gösteren” fotoğraflardır. Bu fıkra kapsamında ise dikkate alınan husus fotoğrafı çekilen kişi değildir. Burada önemli olan kişinin katıldığı tören ya da toplantıdır. İster toplumca tanınan bir kişi ister sıradan bir kişi olsun, bu tür tören ya da toplantı tarzı etkinliklere katıldığında fotoğraflarının çekilmesini kabul etmiş sayılır[9]. FSEK m. 86/2’ye göre rıza koşulunun aranmayacağı son durum ise, “Günlük hâdiselere mütaallik resimlerle radyo ve film haberleri”dir. Bu fıkrada ise meydana gelen olaylardaki kişiden ziyade yaşanan günlük bir olayın aktarılması amacı olduğu için rızanın aranmasına gerek görülmemiştir. Hükümde yer alan günlük hadiseler sosyal, ekonomik, siyasi her türlü olayı kapsamaktadır[10]. Örneğin bir kaza, sosyal bir gösteri, miting vb katılanlar sayılabilir.
MEDENİ KANUN KAPSAMINDA KİŞİ FOTOĞRAFLARININ KORUNMASI
Medeni Kanunun 24. Maddesi “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” Hükmüne amirdir. Bu hüküm çerçevesinde Medeni Hukuk anlamında kişilik haklarına saldırı oldukça geniş bir temelde düzenlenmiştir denilebilir. Kişi fotoğraflarının kişilik hakları kapsamında bir değer olması sebebiyle MK 24. Kapsamındaki koruma kişi fotoğrafları bakımından da geçerlidir. MK 24. Md uyarınca bir kişinin fotoğrafını izinsiz kullanmak açık ve tartışmasız olarak kişilik haklarına saldırı kapsamında değerlendirilecektir. Fotoğrafın izinsiz kullanımının MK 24 aykırılık teşkil etmesi için olumsuz-çirkin bir algıya sebebiyet verme şartı aranmamaktadır, olumlu-güzel olarak kullanılmış olması da bu neticeyi değiştirmeyecektir.
MK 25. Madde de ise kişilik hakkının korunması amacıyla açılabilecek davalar düzenlenmiştir. Hak sahibi, izinsiz kullanıma karşı şartları var ise maddi-manevi tazminat talebinde bulunabilir.
TCK KAPSAMINDA KİŞİ FOTOĞRAFLARININ KORUNMASI
Bir kişiye ait fotoğrafın sahibinin izni olmaksızın paylaşılması TCK kapsamında “suç” olarak düzenlenmekle kişi fotoğrafları TCK kapsamında da koruma altına alınmıştır. Kişi fotoğraflarının izinsiz paylaşımı olayın oluşuna göre aşağıdaki suç tipleri oluşabilecektir:
- Özel Hayatın gizliliğini İhlal (TCK m.134)
- Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (TCK m.136,137)
- Kişisel verilerin kaydedilmesi (TCK m.135)
- Kişinin fotoğrafının izinsiz olarak sosyal medyada paylaşılması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (TCK m.136,137) suçu
KVKK KAPSAMINDA KİŞİ FOTOĞRAFLARININ KORUNMASI
İnternet erişim ve kullanımının artmasıyla dijital ortamda oluşan yeni hak ihlallerinin önlenmesi amacıyla 7/4/2016 tarihinde yayımlanarak hukuki düzenlemelerimiz arasına katılmış önemli ve yeni bir kanun Kişisel Verilerin Korunması Kanunudur.
1.Maddesine göre Kanunun amacı şöyle düzenlenmiştir: “Bu Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir.” Kanunun amacından da anlaşılacağı üzere KVVK merkezine bireyi ve bireyin temel kişilik haklarının korunmasını almıştır.
“Kişisel Veri” kavramı 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda “kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlama ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun yayınladığı rehberlerdeki[11] kabule göre, fotoğraf kişiyi belirli veya belirlenebilir yapmasıyla kişisel veri niteliğindedir ve İnternet ortamında yer alan fotoğraflar da kişisel veri kapsamındadır. Örneğin; özgeçmişe ilişkin bilgilerle saklanan fotoğraf kişisel veri niteliğindedir. Bu sebeple KVKK’ da koruma altına alınmıştır.
KİŞİ FOTOĞRAFLARININ İZİNSİZ KULLANIMI HALİNDE ÖNLEME YÖNTEMLERİ
Kişinin fotoğrafının hiç izin alınmadan kullanılmasının yanı sıra kişinin kullanım için verdiği izni geri alması veya verilen iznin kapsamının aşılmış olması hallerinde de ilgili kişinin kişilik hakkına tecavüz söz konusu olur. Kişinin belirli bir süreyle kullanımını sınırlandırdığı fotoğrafının sürenin sonunda kullanılmaya devam etmesi, kişinin izin verdiği fotoğraftan başka fotoğrafının kullanılması, belirli ürün veya hizmetle ilgili olarak verdiği iznin genişletilerek başka ürün ve hizmetleri de kapsayacak şekilde kullanılması, izin verilen mecra dışında kullanılması (radyo, televizyon) izin verilen coğrafi sınırlar dışında kullanımı izinsiz kullanım olup kişilik hakkının ihlali sonuçlarını doğurur. [12]
Fotoğrafçının alması gereken izinleri almaması, fotoğrafçının eser sahibi sayılmasına engel olmaz. Ancak eserinden yararlanmasına engel olabilir. Zira kendisinden izin alınmayan hak sahipleri, fotoğrafçının fotoğraftan yararlanmasına engel olabilir[13]. Fotoğrafçının çektiği fotoğraf sebebiyle “eser sahibi” olması o fotoğrafı, fotoğrafa konu olan kişiden izinsiz olarak kullanma hakkına kavuşamaz.
Rızası olmaksızın kendisine ait fotoğrafların sosyal medya ve/veya internet ortamında kullanılması halinde, mağdur olan kişi içerik sağlayıcısından içeriğin kaldırılması, sulh ceza hakimliğinden internet sayfasına erişimin engellenmesi, Cumhuriyet Savcılığı nezdinde izinsiz paylaşan kişinin cezalandırılması talebi ile şikayette bulunma ve maddi-manevi zarara uğraması halinde Hukuk mahkemelerinde tazminat davası açma haklarına sahiptir. Mevcut yasal düzenlemeler böylesi bir eylemin mağduru olan bireyi yüksek oranda korumakta ve hukuka aykırı eylemi gerçekleştiren kişi veya kuruluşları da cezalandırmaktadır.
Kişi fotoğraflarının izinsiz kullanımı halinde 5651 sayılı kanunun 9.maddesine göre koruma mekanizmaları devreye girmektedir. Buna göre dijital platformlarda akları tecavüze uğrayan taraf;
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir.
Doğrudan içerik sağlayıcısına uyarı da bulunarak içeriğin kaldırılması talebi ülkemizde ve dünyada “Uyar- kaldır sistemi” olarak adlandırılmaktadır. Uyar – Kaldır sistemi; telif hakkı ile korunan bir içeriğin, herhangi bir internet sitesinde hak sahiplerinden izinsiz olarak yer aldığının tespit edilmesi halinde, eserin hak sahipleri veya yetkili temsilcilerinin, site yetkililerine uyarı göndermek suretiyle haksız içeriğin siteden kaldırılmasını yasal olarak talep etme sürecidir
5651 sayılı kanunun 5. Maddesi kapsamında yer sağlayıcı, uyarma işleminden haberdar olması ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Kişi uyar kaldır yöntemine başvurmak yerine doğrudan Sulh ceza hakimliğine müracaat ederek erişimin engellenmesini talep edebilme hakkına da sahiptir. Uygulamada sıklıkla uyar-kaldır yöntemi yerine Sulh Ceza Hakimliğine müracaat ile erişimin engellenmesinin talep edildiği görülmektedir. Sulh Ceza Hakimliğinin erişimin engellenmesi kararı vermesi halinde bu karar hakimlik tarafından Erişim Sağlayıcıları Birliğine (ESB) gönderilir. ESB kararı, uygulanmak üzere erişim sağlayıcılara (Örn. Türk Telekom, Vodafone, Superonline vb) iletir.
Hakim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak hakim, URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi halinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine karar verebilir. Hakimlik kararının yerine getirilmesi yasal zorunluluk olup yerine getirmeyen sorumlu kişi, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
UYGULAMAYA İLŞKİN ÖRNEK KARARLAR
Yukarıda değinildiği üzere, rızası alınmayan kişinin fotoğrafının izinsiz kullanımı hali gerek MK gerek FSEK gerek TCK ve gerekse KVKK anlamında ayrı ayrı koruma hükümlerine haizdir. Bu kapsamda KVKK ve Yargıtay Kararlarından örnek bazı kararlar hüküm özetleri ve sayı numaraları ile birlikte sunulmuştur.
KVKK KARAR ÖRNEKLERİ:
27/04/2021 Tarihli, 2021/422 Sayılı karar
Kurula intikal eden şikayet dilekçesinde özetle; ilgi kişinin veri sorumlusunun iş yerinde pilates eğitmeni olarak çalıştığı, iş ilişkisinin sona ermesinden sonraki tarihlerde veri sorumlusunun sosyal medya hesabından ilgili kişinin fotoğraflarını kullanarak herkese açık şekilde paylaşımlarda bulunduğu, bu sebeple veri sorumlusuna başvuruda bulunularak ilgili paylaşımının kaldırılması, fotoğrafların ilgili kişiye iade edilmesi, veri sorumlusunda bulunan fotoğrafların yok edilmesi ve veri sorumlusu nezdinde reklam veya başka bir amaçla sosyal medyada kullanılmamasının talep edildiği, veri sorumlusunun başvuruya cevabında söz konusu fotoğrafların kullanımından vazgeçildiğini belirtmesine karşın, herkes tarafından erişilebilir sosyal medya hesabında fotoğrafların yayınlanmaya devam ettiği, ilgili kişinin açık rızası alınmamsına rağmen sosyal medya platformundan kaldırılmadığı, paylaşılan fotoğrafla ilgili olarak, ilgili kişiye hiçbir bilgilendirme yapılmadığı ve aydınlatma yükümlülüğünün de yerine getirilmediği, söz konusu fotoğraf paylaşımının 6698 sayılı Kişisel verilerin Korunması Kanununa (Kanun) aykırı olduğu belirtilerek, veri sorumlusu hakkında gereğinin yapılması talep edilmiştir.
İnceleme neticesinde kurul “İlgili kişinin fotoğrafının veri sorumlusuna ait sosyal medya hesabından kaldırılmaması nedeniyle veri sorumlusunun Kanunun 5. Maddesi kapsamında herhangi bir kişisel veri işleme şartına dayanmaksızın kişisel verileri hukuka aykırı şekilde işlemek suretiyle Kanunun 12.maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı kanaatine varılması nedeniyle veri sorumlusu hakkında Kanunun 18.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında idari para cezası uygulanmasına,
Veri sorumlusunun sosyal medya hesabında bulunan ilgili kişiye ait tüm fotoğrafların ve Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi, Yönetmelik hükümleri uyarınca, uygun usulle silinmesi/yok edilmesi, söz konusu fotoğrafların başka hiçbir mecrada kullanılmaması ve bu işlemlerin sonucundan Kurula bilgi verilmesi yönünde veri sorumlusunun talimatlandırılmasına” karar verilmiştir. [14]
03/09/2021 tarihli ve 2021/889 sayılı Karar
“İlgili kişinin, bir spor tesisi tarafından açık rızası alınmaksızın yer aldığı müsabakaların kaydedilip yayınlanması”
İlgili kişinin Kuruma intikal eden ihbar başvurusunda özetle; Türkiye genelinde halı saha işletmeciliği alanında faaliyet gösteren veri sorumlusunun, spor tesislerinde görüntü kaydı yapmakta olduğu, ancak görüntü kaydının tesislerde spor yapanların rızaları alınmaksızın yapıldığı, bu nedenle söz konusu faaliyetin yasalara açıkça aykırılık teşkil ettiği, kayıtların veri sorumlusunun internet platformunda da yayınlandığı, bu uygulamanın kişilerin mahrem hayatını ihlal ettiği belirtilerek Kurum tarafından 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) kapsamında gereğinin yapılması talep edilmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 03/09/2021 tarihli ve 2021/889 sayılı Kararı ile;
“Somut olayda veri sorumlusu tarafından; kayıtların alınabilmesi ve ilgili spor etkinliği saatinde tesiste olacak herkesten açık rıza alınabilmesi için açık rıza formlarının hazırlanarak pilot tesislerde uygulanmaya başlandığının ifade edildiği, söz konusu ifadeden, anılan uygulamanın yakın zamanda hayata geçirilmeye başlandığı ve henüz tüm üye tesislerde uygulanmadığı, somut başvuru tarihinde de aynı şekilde bu tip bir uygulamanın henüz hayata geçirilmemiş olduğunun anlaşıldığı,
Bu hususa paralel şekilde, somut olay tarihinde ilgili kişilerden açık rıza alındığına ilişkin veri sorumlusu tarafından herhangi bir tevsik edici bilgi veya belgeye cevabi yazı ekinde yer verilmediğinin görüldüğü,
Söz konusu veri işleme faaliyetinin ancak ilgili kişilerin açık rızası kapsamında gerçekleştirilebileceği dikkate alındığında, bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılarak sonucundan Kurula bilgi verilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına”, karar verilmiştir[15].
ÖRNEK YARGI KARARLARI
YARGITAY 12.CEZA DAİRESİ E. 2015/1703, K. 2017/870 , T. 8/2/2017
VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU (Katılanın Facebook ve Twitter Hesaplarındaki Fotoğrafı Ele Geçirip Slayt Gösterisi Şeklinde ve Duygusal Fon Müziği Eşliğinde YouTube’da Yayınlama- Sanığın Eyleminin Atılı Suçu Oluşturacağı)
“Dava; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçuna ilişkindir. Ceza hakimi olarak görev yapan katılanlar tarafından, sanık hakkında farklı suçlardan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi sebebiyle her iki katılana tepki duyan sanığın, katılanın eşi ile yan yana ve Katılanın kendi başına günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdikleri fotoğraflarını, Katılanların kendi adlarına başka internet sitelerinde (facebook-twitter gibi) açmış oldukları hesaplarından ele geçirip, bu fotoğrafları slayt gösterisi şeklinde ve duygusal fon müziği eşliğinde, “adliyenin yasak aşkı” başlığı altında, katılanların arasında gayrı resmi bir ilişki varmış algısı doğuracak biçimde, youtube adlı video paylaşım sitesinde yayımladığı kabulüne konu olayda, Katılanlar tarafından internet ortamında yayımlanan ve katılanların kamuya açık alanlarda kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdikleri resimleri, katılanların başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyecekleri özel yaşam alanlarına dair görüntü olarak kabul edilemeyeceğinden, katılanların kişisel veri niteliğindeki resimlerini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması sebebiyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle yayımlayan sanığın eyleminin TCK’nın 136/1 maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmelidir”. Şeklinde hüküm kurulmuştur.
YARGITAY 12.CEZA DARESİ 2017/2960 E.-2018/1541 K.
“Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/06/2014 tarihli, 2012/1510 Esas, 2014/331 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; TCK’nın 135 ve 136. Maddelerindeki kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerde sadece sır niteliğinde kişisel verilerin korunacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması ve aksine 135. Maddenin gerekçesinde gerçek kişiyle ilgili her türlü bilginin kişisel veri olarak kabul edilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, her türlü kişisel verinin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi, yayılması ve ele geçirilmesi fiilleri TCK’nın 136.maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturur.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına ve ikrar içeren savunmaya göre; sanığın bir dönem internet üzerinden tanışıp arkadaş olduğu katılanın daha önce kendi facebook hesabında paylaştığı resimleri, katılan ile tartışmaları nedeniylekatılan adına açtığı sahte facebook hesabından katılanın rızası dışında yayınladığı iddia edilen olayda, katılanın gündelik kıyafetler ile kamuya açık alanda çekilmiş ve kişisel veri niteliğindeki resimlerini daha önce kendi facebook hesabında yayımlamasının bu resimlerin kişisel veri olma özelliğini değiştirmeyeceği gibi üçüncü kişilere katılanın rızası dışında yayınlama hakkı da tanımayacağı gözetilmeden sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyetine karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi hatalı olmuştur”. Şeklinde hüküm kurulmuştur.
YARGITAY 12.CEZA DAİRESİ
2011/7345 E- 2012/8936 K., 3/4/2012
Plajda güneşlenen mağdurenin izni olmadan fotoğrafının çekilerek gazetede yayımlandığı, kamuya açık alanda kalabalığın içinde bilinmezlik prensibinin geçerli olduğu, plajın kamuya açık alan olduğu gerekçesiyle beraat kararı verilemeyeceği, özel hayat kavramının yalnızca kapalı kapılar ardında yaşanan ile sınırlı olmadığı, plajda güneşlenen mağdurenin izni olmadan fotoğrafının çekilerek gazetede yayımlanmasında kamu yararı bulunmadığı, kamuya açık alanda kalabalığın içinde bilinmezlik prensibinin geçerli olduğu ve olayda özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşacağı şeklinde hüküm kurulmuştur. Söz konusu karar da özellikle açık alanda çekilen bir fotoğrafın paylaşılmasını hukuka uyarlı kılacak tek unsurun kamu yararı olduğu ancak dava konusu olayda kamu yararı bulunmadığı vurgulanmıştır.
KİŞİ GÖRÜNTÜSÜN İZİNSİZ KULLANILMASINDA AİHM’İN YAKLAŞIMI
Kişinin görüntüsü üzerindeki hakkı genel olarak özel hayatın korunması hakkı kapsamında incelenmektedir[16].
Özel hayatın gizliliğini koruma hakkı kapsamında olan mahremiyet kişinin kendi görüntüsünün kendisinden habersiz başka bir kişi tarafından kaydedilmesine, saklanmasına ve çoğaltılmasına karşı çıkma ve yayımlanmasını reddetme hakkını da içermektedir[17].
Özel hayatın korunması kapsamında olan kişinin görüntüsünün rızası olmaksızın yayılmaması, bu görüntülere başkasının ulaşamaması, kısacası bu görüntülerin mahrem kalması konusunda hukuksal çıkar bulunmaktadır[18]
AİHM’e göre ise bireyin fotoğrafı, kişiliğinin kendine özgü özelliklerini ortaya çıkardığı ve kişiyi akranlarından ayırdığı için bireyin kişiliğinin başlıca özelliklerinden birini teşkil etmektedir. Böylece bir kişinin resminin korunması kişisel gelişimin en önemli bileşenlerinden biri olmaktadır. Bu bağlamda ifade hürriyeti kişinin fotoğrafının yayımlanmasını da içeriyor olmasına rağmen AİHM, özel hayat kapsamında başkalarının haklarının ve itibarının korunmasının fotoğraflar bakımından özel bir önem taşıdığını belirtmiştir. Çünkü fotoğraflar bir kişi veya onun ailesi hakkında çok kişisel hatta samimi bilgiler içerebilir[19].Görüntü hakkına ilişkin olarak AİHM’in vermiş olduğu kararlara bakıldığında 2009 yılına kadar kişinin görüntü hakkı, resimlerin basında yayımlanması bağlamında bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Ancak Mahkemeye yapılan sonraki başvurular incelendiğinde, bir kişinin görüntüsünün ‘ifşa edilmesi’ kavramının önemli ölçüde genişlediği görülmektedir. Özellikle günümüzde milyonlarca birey yaşamları ve çevreleriyle ilgili bilgileri sosyal medya aracılığıyla sınırsız sayıda insanla paylaşmaya çalışmaktadır[20].
BERRAK TÜZÜNATAÇ AİHM KARARI
Başvuru no: 14852/18 , Tüzünataç v. Türkiye
KARAR ÖZETİ
Başvurucu Birsen Berrak Tüzünataç, 1984 doğumlu bir Türk vatandaşıdır ve İstanbul'da (Türkiye) yaşamaktadır. Dava, tanınmış bir aktris olan ve kendisi ile yine tanınmış bir erkek aktörün (Ş.G.) ile evinin terasında yakınlaşırken gösterildiği, başvuranın bilgisi dışında kaydedilen video görüntülerinin bir televizyon kanalı tarafından yayınlanmasına ilişkindir. 2010 yılında başvuran, televizyon kanalı şirketi aleyhine, haberi olmadan ve mahremiyet hakkını ihlal ederek filme çekildiğini iddia ederek hukuk davası açmıştır. 2013 yılında İstanbul Mahkemesi, gazetecilerin onu sokaktan filme aldıklarını ve gizlice evine girmediklerini belirterek, başvuranın iddialarını reddetmiştir. Yargıtay, başvurucunun yaptığı itirazı hukuka dayalı olarak reddetmiş ve başvurucu daha sonra Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur.
2017 yılında bu mahkeme, başvuranın sokaktan filme alındığı için mahremiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, söz konusu görüntülerin ilgili kişileri kabul edilemez derecede utandıracak herhangi bir unsur içermediğini ve başvuranın özel yaşamını korumak için yeterli önlemleri almadığını veya yeterli sorumluluğu üstlenmediğini tespit etmiştir.
Başvuran, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesine (adil yargılanma hakkı) ve 8. maddesine (özel hayata saygı hakkı) dayanarak, video görüntülerinin yayınlanmasından şikayetçidir ve mahkemelerin iddiaya yeterince yanıt vermediğini ileri sürmektedir.
Mahkeme, başlangıçta, başvuranın halk arasında hatırı sayılır bir üne sahip bir aktris olduğunu gözlemler. Filmlerdeki ve televizyon dizilerindeki rollerinin getirdiği ün göz önüne alındığında, şüphesiz özel basın tarafından takip edildi ve görsel-işitsel kültürle ilgilenen halk tarafından iyi tanınmaktadır. Mahkeme, bu bağlamda, bir kişinin kamuya açık veya tanınmış karakterinin, özel hayatının yararlanabileceği korumayı etkilediğini hatırlatır. Bu nedenle, birçok durumda, kamuya açık kişilerin özel yaşamlarının belirli yönleri hakkında kamunun bilgilendirilme hakkına sahip olduğunu kabul etmiştir (yukarıda geçen Couderc ve Hachette Filipacchi Associés, § 117). Bununla birlikte, belirli koşullarda, kamu tarafından tanınan bir kişi, özel hayatına saygı gösterilmesi ve korunmasına yönelik “meşru bir beklentiye” güvenebilir (Von Hannover (no. 2), § 97). Bu nedenle, bir bireyin tanınmış kişiler kategorisine üyeliği, resmi görevlerde bulunan kişiler dahi olsa, hiçbir şekilde medyaya kendilerine dayatılması gereken deontolojik ve etik ilkeleri ihlal etme yetkisi veremez ve özel alanlara müdahaleyi meşrulaştıramaz. (Couderc ve Hachette Filipacchi Associés, § 122).
Mahkeme, bu bağlamda, geçmişte kamuya ait bir kişinin kişiliğinin belirli özelliklerinin bilinmesinde kamunun sahip olabileceği ilgi nedeniyle özel hayatın unsurlarının açığa çıkarılabileceğini kabul etmiş olsa bile (bkz. Ojala ve Etukeno Oy/Finlandiya) bir kişinin duygusal yaşamı ilke olarak kesinlikle özel bir niteliktedir. Bu nedenle, genel olarak, istisnai durumlar dışında, bir çiftin cinsel yaşamı veya mahrem anlarına ilişkin ayrıntılar, önceden izin alınmadan kamuya açıklanmamalıdır (yukarıda anılan Couderc ve Hachette Filipacchi Associés, § 99).
Başkalarının mahremiyetini ilgilendiren bilgiler söz konusu olduğunda, bu bilgilerin ve söz konusu görüntülerin yayılmadan önce etkisini mümkün olduğunca dikkate almak gazetecilerin görevidir. Özellikle, özel ve aile hayatındaki bazı olaylar, Sözleşme'nin 8. maddesi kapsamında güçlendirilmiş korumaya tabidir ve bu nedenle, gazetecileri bu olayları haber yaparken sağduyulu ve ihtiyatlı davranmaya yönlendirmelidir (Éditions Plon / Fransa, no. 58148/00, §§ 47 ve 53, AİHM 2004-IV ve yukarıda geçen Hachette Filipacchi Associés, §§ 46-49).
Her halükarda, söz konusu görüntülerin başvuranın bilgisi dışında çekildiği ve rızası olmadan dağıtıldığı tartışılmazdır.
Mahkeme, mevcut davada ulusal mahkemelerin, başvuranın bir yandan özel hayatına saygı hakkını diğer yandan basın özgürlüğünü daha önce hatırlatılan ilgili kriterlere uygun olarak gerektiği gibi değerlendirdiğinin söylenemeyeceği kanaatindedir. Öte yandan, bu görüntülerin ilgili kişinin rızası olmaksızın gazeteciler tarafından elde edildiği ve dağıtıldığı sorumlu gazetecilik standartlarına uymayan koşullarda, yerel mahkemelerin söz konusu çeşitli çıkarları tartarken daha büyük bir titizlik göstermesi gerekirdi.
Özellikle, başvuranın dairesinin terasında dışarıdan görülebilen bir noktada yanındaki kişiye yaklaşarak mahremiyetinin korunmasına yeterince özen göstermediği iddiası desteklenemez. Bu "mekansal izolasyon" kriterinin kabulü, başvuranın halktan korunan izole bir yerde olmadığı sürece, sistematik olarak neredeyse her zaman filme alınmasını kabul etmesi gerektiği ve bu görüntülerin o zaman çok önemli olduğu anlamına gelir.
Ayrıca, dava konusu görüntülerin yayılmasının başvuranın özel ve mesleki yaşamı üzerinde yaratmış olabileceği duygusal sıkıntı ve sonuçların, ulusal makamlar tarafından yeterince dikkate alınmadığı görülmektedir.
Yukarıdakilerin ışığında Mahkeme, mevcut davada ulusal mahkemelerin, tartışmalı görüntülerin yayılmasından kaynaklanan ihlale karşı başvuranın özel hayatına saygı hakkını koruma yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna varmıştır. Buna göre Sözleşme'nin 8. maddesinin ihlal edildiğine karar verir[21].
AİHM söz konusu kararında geçmiş kararlarına da atıf yaparak, başvuranın evinin terasının kamuya açık alan kabul edilemeyeceğini, başvuranın ünlü bir kişi olmasının belli oranda kamuoyunu bilgilendirme kapsamında haberlere konu olabileceğini ancak duygusal yaşamın ilke olarak kesinlikle özel bir nitelikte olduğunu vurgulaması bakımından oldukça önemlidir.
SONUÇ
Sosyal medya platformlarının artmasıyla, fotoğraf kopyalamak ve bunları izinsiz olarak ve etik olmayan amaçlarla kullanmak maalesef çok kolay hale gelmiştir. Bireysel anlamda bu saldırılardan korunmak açısından yapılabilecekler olmakla beraber bunu tamamen ortada kaldıracak bir teknoloji tam anlamı ile hayata geçirilmiş değildir. İlk etapta, bireylerin Google vb uygulamalar üzerinden “fotoğraf araması” yaparak kendilerine ait fotoğrafın herhangi bir platformda izinleri dışında kullanılıp kullanılmadığını imkân dahilinde araştırmalarında fayda vardır.
Kişisel veri niteliğinde olduğu yasal düzenlemeler ve yargı kararlarıyla artık tartışmasız olan kişi görüntülerinin korunması mekanizmaları, gelişen teknolojiyle artan izinsiz kullanım metotlarını önlemek için kendisini geliştirmektedir. Bu gelişim sadece dijital önlemler bakımından değil hukuki düzenlemeler bakımından da kendisini göstermektedir.
Küreselleşmeyle birlikte internet kullanım yoğunluğu, kişisel verileri sadece ülkemizde değil tüm dünyada erişilebilir hale getirmiştir. Araştırmamızda sadece görsel verilerin rıza dışında erişimi ve yayılması konu edilerek, bu verilerin ulusal koruma mekanizmaları incelenmiştir. Ancak küresel ve çok uluslu tehdit karşısındaki koruma mekanizmaları ayrıca inceleme konusu yapılmalıdır.
KAYNAKÇA
AİHM, Reklos ve Davourlis/Yunanistan, B. No: 1234/05, 15/1/2009, § 40, https://hudoc.echr.coe.int/ , ET. 30.05.2023
AİHM, Schabas, W. A. (2015). The European Convention on Human Rights, Oxford: Oxford University Press, s. 377, https://hudoc.echr.coe.int/ , ET. 30.05.2023
AİHM, Tüzüntataç / Türkiye, B. No: 14852/18, 07/03/2023, https://hudoc.echr.coe.int/ , ET. 30.05.2023
AİHM, Von Hannover/Almanya (2), B. No: 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012, § 103, https://hudoc.echr.coe.int/ , ET. 30.05.2023
Arkan Serim, Azra, 2019, “Fotoğraf Sanatları Alanında Telif Hakları”, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, s. 68.
Bellican, Cüneyt, 2018, “Ticari Açıdan Kullanılmaya Elverişli Resim Üzerindeki Hakkın İzinsiz ve Reklam Amaçlı Kullanımı”, Fasikül Dergisi, Sayı 100
Has, Murat, Arş. Gör., 2021, Aihm Kararları Bağlamında Görüntü Hakkı, Anayasa Yargısı, Cilt: 38, Sayı: 1, (2021), S. 205–242.
Kaya, Mine, 2015, Sosyal Medya ve Sosyal Medyada Üçüncü Kişilerin Kişilik Haklarının İhlali, http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2015-119-1496, TBB Dergisi Temmuz 2015)
Kılıçoğlu, Ahmet M., 2013, “Eser Sayılmayan Fikri Ürünler ve Eserin Adı ve Alametleri Üzerindeki Haklar”, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Sayı 8
Tekinalp, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2. Baskı, Beta Yayınevi, Kırklareli, 2002
Yarsuvat, Duygun, 1977, Türk Hukukunda Eser Sahibi ve Hakları, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul
https://datareportal.com/reports/digital-2023-turkey (ET. 30.05.2023)
https://karararama.yargitay.gov.tr (ET. 30.05.2023)
https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/7110/2021-422 ET. 30.05.2023
https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/5394/Aydinlatma-Yukumlulugunun-Yerine-Getirilmesi-Rehberi , Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesi Rehberi, ET. 30.05.2023
https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/7437/Yayimlanmis-Kisisel-Verileri-Koruma-Kurulu-Kararlari-2018-2021- ,Yayımlanmış Kişisel Verileri Koruma Kurulu Kararları 2018 – 2021, Kvkk Yayınları No: 39, Et. 30.05.2023
https://wearesocial.com/uk/ (ET. 30.05.2023)
----------------
[1] https://wearesocial.com/uk/ ,ET. 30.05.2023
[2] https://datareportal.com/reports/digital-2023-turkey ,ET. 30.05.2023
[3] Kaya, Mine, 2015, Sosyal Medya ve Sosyal Medyada Üçüncü Kişilerin Kişilik Haklarının İhlali, http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2015-119-1496, TBB Dergisi Temmuz 2015)
[4] Tekinalp, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2. Baskı, Beta Yayınevi, Kırklareli, 2002; Kılıçoğlu, Ahmet M., 2013, “Eser Sayılmayan Fikri Ürünler ve Eserin Adı ve Alametleri Üzerindeki Haklar”, Yaşar
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Sayı 8
[5] Kılıçoğlu, age., s. 1605.
[6] Yarsuvat, Duygun, 1977, Türk Hukukunda Eser Sahibi ve Hakları, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul
[7] “…Davacıların murisine ait 36 adet resmin davalı şirketçe bastırılan katalogdan yer aldığı, bu konuda eser sahibinin mirasçıları olan davacılardan izin alınmadığı sabittir. FSEK’nun 20. maddesinde öngörülen eser sahibinin mali haklarından olan aynı yasanın 21.maddesindeki çoğaltma hakkı davalılarca basılan katalog sayısı kadar ihlal edilmiştir…” 11. HD., T. 15.06.2005, E. 2004/4156, K. 2005/7786, www.lexpera.com.tr, ET. 30.05.2023; “…somut olayda davalının, davacının murisi olan babasının isim ve resmini izinsiz olarak kullandığı, bu kullanımın meşru bir hakka dayalı olmadığı, eylemin FSEK 86/1., Borçlar Kanunu'nun 57. ve TTK'nın 54. maddesine aykırılık teşkil ettiği, davacının murisinin isminin ve resminin rıza dışı kullanımının aynı zamanda TMK'nın 26. maddesine de aykırı olduğu gerekçesiyle davacının babası olan ...'a ait kişisel bilgi ve fotoğrafların internet, basın yayın, her türlü görsel ve yazılı medyada kullanımının menine, davalı tarafından ...alan adlı internet sitesinin kullanımının engellenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın 16.3.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.” 11. HD.,T. 30.03.2015, E. 2014/19061, K. 2015/4357, https://karararama.yargitay.gov.tr, ET. 30.05.2023.
[8] Kılıçoğlu, age., s. 1596
[9] Kılıçoğlu, age., s. 1607; “…davalı Belediye’nin, küçük...’ın yakın plandan çekilmiş büyük ebattaki fotoğrafını belediye hizmetlerinin tanıtımında izinsiz olarak reklam yüzü olarak kullandığı ve şahsiyet haklarının ihlal edildiği, kullanımın davalı vekilinin savunduğu gibi FSEK 86/2 maddesindeki istisna kapsamında yer almadığı…” 11. HD., T. 18.02.2015, E. 2014/17121, K. 2015/2161, https://karararama.yargitay.gov.tr, ET.30.05.2023.
[10] Kılıçoğlu, age., s. 1608.
[11]https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/5394/Aydinlatma-Yukumlulugunun-Yerine-Getirilmesi-Rehberi , Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesi Rehberi, ET. 30.05.2023
[12] Bellican, Cüneyt, 2018, “Ticari Açıdan Kullanılmaya Elverişli Resim Üzerindeki Hakkın İzinsiz ve
Reklam Amaçlı Kullanımı”, Fasikül Dergisi, Sayı 100.
[13] Arkan Serim, Azra, 2019, “Fotoğraf Sanatları Alanında Telif Hakları”, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, s. 68.
[14] https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/7110/2021-422 ET. 30.05.2023
[15]https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/7437/Yayimlanmis-Kisisel-Verileri-Koruma-Kurulu-Kararlari-2018-2021- ,Yayımlanmış Kişisel Verileri Koruma Kurulu Kararları 2018 – 2021, Kvkk Yayınları No: 39, Et. 30.05.2023
[16] Has, Murat, Arş. Gör., 2021, Aihm Kararları Bağlamında Görüntü Hakkı, Anayasa Yargısı, Cilt: 38, Sayı: 1, (2021), S. 205–242.
[17] AİHM, Reklos ve Davourlis/Yunanistan, B. No: 1234/05, 15/1/2009, § 40
[18] AİHM, Schabas, W. A. (2015). The European Convention on Human Rights, Oxford: Oxford University Press, s. 377
[19] AİHM, Von Hannover/Almanya (2), B. No: 40660/08 ve 60641/08, 7/2/2012, § 103.
[20] Has, Murat, Arş. Gör., 2021, Aihm Kararları Bağlamında Görüntü Hakkı, Anayasa Yargısı, Cilt: 38, Sayı: 1, (2021), S. 205–242.)
[21] AİHM, Tüzüntataç / Türkiye, B. No: 14852/18, 07/03/2023