Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada "Geçtiğimiz Aralık ayında, yapmış oldukları açıklama zorlama yorumlarla çeşitli suçlarla ilişkilendirilerek İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu hakkında soruşturma başlatılmıştır. Ayrıca, Avukatlık Kanunu’nun 77’nci maddesi uyarınca görevden alınmaları talepli davaname hazırlanmıştır. Türkiye Barolar Birliği ve Barolar, demokratik bir hukuk devletinde kabulü mümkün olmayacak bu ve benzeri hukuka aykırı uygulamaların karşısında hukukun üstünlüğünü savunmaya devam etmiştir.

Bu çerçevede Çağlayan Adliyesinde 04 Mart 2025’te gerçekleştirilen ilk duruşmada TBB Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Baro Başkanları hazır bulunmuştur. TBB ve Barolar, 23 Şubat 2025’te gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurulda da İstanbul Barosu Genel Kurul iradesine sahip çıkmıştır.

Barolara hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak konusunda verilen görev yargı sisteminde bağımsız savunmayı temsil eden avukatların meslek örgütlerine, hukuk devletinin korunması için etkin bir role sahip olmalarını sağlamak amacıyla verilmiştir. Bu kapsamda görev yapan Barolara dönük hukuka aykırı müdahaleler doğrudan hukuk devletine, yurttaşların özgürlüklerine ve hak arama hürriyetlerine yapılmış sayılır. Avukatların ve Baroların bağımsız bir düzen içinde bulunmadığı yerlerde gerçek adalet sağlanamaz; Baroların bağımsızlığı, mahkemelerin bağımsızlığı kadar önemlidir. İstanbul Barosu yönetimine yönelik müdahale, yurttaşların hak ve özgürlüklerine yönelik müdahaledir.

İstanbul Barosu Genel Kurulunun iradesini dün olduğu gibi bugün de savunuyoruz; yarın da savunmaya devam edeceğiz. Yargılama neticesinde verilecek karar, sadece İstanbul Barosunu değil Türkiye Barolar Birliğin, tüm Baroları ve sayısı iki yüz bine ulaşan avukatı ilgilendirmektedir. Savunmanın temsilcisi olan meslek örgütlerinin bağımsızlığına yönelik müdahalelere karşı, Baro Başkanlarının iradesiyle ortaya konulan her türlü adım kararlılıkla atılacak olup, bu konu hakkında kamuoyuna ayrıca bilgilendirme yapılacaktır.

*

Ülkemizde hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlükler ile demokrasi başlıklarıyla ilgili olarak son dönemde yaşanan gelişmeler Türkiye Barolar Birliği ve Barolar tarafından dikkatle ve hassasiyetle takip edilmektedir. En önemli hassasiyetimiz, siyaset kurumu içerisinde yaşanan rekabetin, evrensel ve anayasal bir ilke olan hukuki güvenlik ilkesine zarar vermemesidir. Zira ülkemiz için en büyük tehdit, yurttaşlar için hukuk güvencesinin ortadan kaldırılması, hukuk devleti ilkesinin aşındırılması, yargı bağımsızlığının zedelenmesidir.

Nitekim, söz konusu ilkelerin zedelendiğine ilişkin ortaya çıkan kaygıların dahi sosyal barış, kamu düzeni ve ekonomik istikrar bakımından sakıncalara sebebiyet verebileceği görülmüştür. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, toplantı ve gösterilerin yasaklandığı, bant daraltma uygulamasıyla medyaya erişimin engellendiği, ifade ve basın özgürlüğünün, masumiyet karinesinin ve lekelenmeme hakkının ihlal edildiği, seçme ve seçilme hakkının gözetilmediği, adil yargılanma hakkına riayet edilmediği bir hukuki ortamda yurttaşların barış, refah ve esenliğinin sağlanması da mümkün değildir.

Türkiye Barolar Birliği ve Barolar hukuk devletinin, yargı bağımsızlığının, hak arama özgürlüğünün, meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın iradelerinin tecellisinin teminatıdır. Temel hak ve özgürlükleri savunmak için demokratik hak kullanımından ve ortak mücadeleden bir an bile vazgeçmeyeceğiz.

Meslektaşlarımızın ve kamuoyunun bilgisine sunarız." denildi.

Haber ile ilgili Görseller

Görüntüle