TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SUAT ELMAS BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/40396)

 

Karar Tarihi: 27/11/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Rıdvan DEMİR

Başvurucu

:

Suat ELMAS

Vekili

:

Av. Batuhan ULUERGÜVEN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kolluk görevlilerince fiziksel şiddet uygulanması ve bu olay hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro Amirliğine bağlı ekipler, başvurucu ile yanındaki iki kişinin (Bu kişilerden biri başvurucunun yakını O.E., diğeri ise O.E.nin arkadaşı M.S.dir.) içinde bulunduğu aracı şüpheli bularak 17/1/2019 tarihinde saat 14.15 sıralarında durdurmuştur.

3. Kolluk görevlilerince olay günü saat 17.00’de düzenlenen tutanağa göre başvurucu, aracı durduran kolluk görevlilerini tehdit edip görevlilere kendisine güçlerinin yetmeyeceğini ancak çocukları öldürebileceklerini beyan etmiş; kimliği istenmesine rağmen kimliğini ibraz etmemiştir. Kimliğinin tespit edilebilmesi, görevli memura hakaret ve tehdit suçlarından yasal işlemlerin yapılabilmesi için başvurucu, emniyet aracına davet edilmiştir. Direnmesi ve polislere saldırması nedeniyle kendisine orantılı şekilde güç kullanılan başvurucu, kelepçelenerek araca bindirilmiş; ayrıca bu duruma karşı çıkan diğer iki kişi hakkında da aynı işlem yapılmıştır. Başvurucu ile yanındaki iki kişi, adli muayene raporlarının alınmasından sonra Sultangazi Şehit Bülent Özkan Polis Merkezi Amirliğine (Polis Merkezi) götürülmüştür.

4. Başvurucu hakkında Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesince (Haseki Hastanesi) düzenlenen17/1/2019 tarihli adli muayene raporunda; sol gözde şişlik, burunda laserasyon ve şişlik, sol kolda şişlik, sol üst bacakta şişlik, sol kulakta kızarıklık, dudak içinde laserasyon, sol şakakta kızarıklık ve morluklar tarif edilmiştir. Rapora göre çekilen lateral nazal grafide nazal kemikte fissür görülmüştür ve yaranın niteliği konusunda ileri tetkikler gerekmektedir. Haseki Hastanesi aynı gün, başvurucunun saldırısına uğradıklarını belirten polis memurları hakkında da adli muayene raporu düzenlemiştir. B.Ç. hakkında düzenlenen raporda boyun ve ensede peteşi tarzı kızarıklık, M.A. hakkında düzenlenen raporda boyunda peteşi tarzı kızarıklık, M.K. hakkında düzenlenen raporda ise sağ el tenar bölgede şişlik ve ağrı, sol el 3. ve 5. parmakta kesi olduğu açıklanmıştır. Raporlarda muayenelerin saati belirtilmemiştir.

5. Kolluk görevlileri; başvurucu ile birlikte gözaltına alınan iki kişinin şüpheli sıfatıyla, yaralanan polis memurlarının ise müşteki sıfatıyla ifadelerini almıştır. O.E ve M.S.nin beyanlarına göre Polis Merkezinde başvurucu, kendilerinden farklı bir yere götürülmüştür ve minibüse bindiğinde başvurucunun sadece dudağı/ağzı kanamaktadır. Bununla birlikte anılan kişiler, adli muayene için ne zaman Haseki Hastanesine götürüldüklerine ilişkin bir beyanda bulunmamıştır.

6. Başvurucu 18/1/2019 tarihinde Haseki Hastanesinde bir dizi muayeneden geçirilmiştir. Bu muayeneler nedeniyle düzenlenen tıbbi belgelerde "bilaterl el bileklerinde abrazyonlar, boyun ön yüzde ve sağ omuzda abrazyon, nazal dorsumda ekimoz ve abrazyon, sol periorbital ekimoz olduğu, sol uylukta şişlik ve hassasiyet, sol antekubital bölgede hassasiyet olduğu, üroloji muayenesinde sol epididim ekspanse ve heterojen görünümde, hafif ödemli (travmaya sekonder kontüzyon?), vasküleritesi tabii, ürolojik acil bir girişim önerilmediği, göz muayenesindesol alt göz kapağında ödem ve ekimoz, her iki glob intakt, göz hareketleri doğal, görme keskinliği her iki gözde tam, biyomikroskobik muayenede her iki gözde ön segment doğal, fundoskopik muayenede seçilebilen alanlar doğal olduğu, KBB muayenesinde sağ TM perfore, sol TM intakt, sol aurikulada hassasiyet, acil patoloji saptanmadığı, çekilen BT de nazal dorsum hassasiyet olduğu, krepitasyon alınamadığı, nazal dorsumda 2cm lik abrazyon olduğu, sol alt göz kapağında ödem ve ekimoz olduğu, çekilen tüm batın BT de kemik yapılarda acil patoloji izlenmediği, orbita BT de sol zigomatik bölgede periorbita alanda yumuşak dokuda şişlik olduğu, skrotal renkli doppler USG de sol epididim ekspanse ve heterojen görünümde, hafif ödemli (travmaya sekonder kontüzyon ?) vasküleritesi tabii olduğu" ifade edilmiştir.

7. Polis Merkezinde ifade vermek istemeyen başvurucu; Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığında (Başsavcılık) verdiği 18/1/2019 tarihli ifadesinde, içinde bulunduğu aracın önünün beyaz bir minibüsle kesildiğini, minibüsten inen on kişinin kendisi ile yanındakileri yere yatırmaya çalıştığını ve ellerini arkalarından kelepçelediklerini, bu kişilerin sonrasında polis olduklarını söylediğini belirtmiştir. Başvurucunun ifadesine göre minibüse bindirilmeden önce bir polis memuru kendisine hakaret etmiş ve minibüs içinde birkaç kez vurmuştur. Polis Merkezinin ikinci katındaki Terörle Mücadele (TEM) Büro Amirliğine çıkarıldığını beyan eden başvurucu, yaklaşık on polisin kendisini darbettiğini ve iki saat yerde bekletildiğini iddia etmiştir. İfade sırasında başvurucuya beş polis memurunun fotoğrafı gösterilmiştir. Başvurucu, fotoğrafı gösterilenler arasında kendisine hakaret edip minibüs içinde vuran kimse olmadığını ancak kendisini Polis Merkezinde darbeden polisler olduğunu ileri sürmüştür.

8. Başvurucu, olay günü karakolda çekildiğini iddia ettiği bazı fotoğrafları vekili aracılığıyla 21/1/2019 tarihinde Başsavcılığa sunmuştur.

9. Başsavcılığın talebi üzerine Gaziosmanpaşa Adlî Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 1/3/2019 tarihli raporda başvurucuda meydana gelen yaralanmanın basit tıbbi bir müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı belirtilmiştir.

10. Başsavcılık yazdığı müzekkereyle Polis Merkezinden olaya ilişkin olarak 17/1/2019 tarihinde saat 14.00-14.30 sıralarında başvurucunun Polis Merkezine getirildiği otopark ile içeri girdiği ve bulunduğu yeri gören tüm güvenlik kameralarının görüntülerinin, 17/1/2019 tarihinde saat 14.00 ile 20.00 arasında, Polis Merkezi TEM Büroya ait kameraların güvenlik görüntülerinin gönderilmesini istemiştir. Müzekkereye karşılık olarak başvurucunun Polis Merkezine getirildiği saatlere ilişkin kamera kayıtları soruşturma dosyasına sunulmuş, kayıtlara ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 20/5/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre 17/1/2019 tarihinde kamara saatine göre 14.20’de önce başvurucu ile yanındaki iki kişi, sonra başka üç kişi merdivenlerden üst kata çıkmıştır.

11. Başsavcılık, olay tarihinde görevli olan polis memurlarının çalışma çizelgeleri ile polis memurlarına ait bazı fotoğrafları temin etmiştir. Bu kapsamda başvurucuya 26/7/2019 tarihinde tekrar teşhis yaptırılmıştır. Başvurucu; teşhis işlemi sırasındaki beyanında kamera görüntülerinde koluna girdiği görülen iki polis memurunun odaya girdikten sonra kendisine ilk saldıran kişiler olduğunu, bunlar ve diğer polis memurları tarafından darbedildiğini ve hakarete uğradığını, kendisine gösterilen "resim 1-2-3-4-5"teki polis memurlarının da hakaret edip darbettiğini, dosyada fotoğrafları bulunmayan, başta amirleri olmak üzere o gün TEM Şubede görevli olan polis memurlarının da aynı şekilde muamelede bulunduğunu, ayrıca darbedildikten sonra soğuk taş üzerinde yüzüstü iki saat yatırıldığını öne sürmüştür. İfade sırasında hazır bulunan başvurucunun vekili, kamera görüntülerine göre başvurucunun Polis Merkezine sağlıklı şekilde girdiğini iddia etmiştir.

12. Başsavcılık 16/7/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Başsavcılığın kararının ilgili kısmı şöyledir:

"... Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmada, müştekilerin ifadesi, şüphelilerin ifadeleri, olay yeri kamera kayıtları, adli tıp raporları ve dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelilerin Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru oldukları, 17/09/2019 tarihinde görevlerini ifa ettikleri esnada Gazimahallesi Okul Caddesi üzerinde siyah renk C... araçtan şüphelendikleri ve araca durması için megafon, siren, çakar tertibatları kullanılarak durmasının istenildiği ancak aracın durmadığı, aracın yapılan takiple önünün kesilerek durdurulduğu aracın içinde bulunan müştekilerin kolluk görevi faaliyetini yapan şüphelilere hakaret ve adli işlem yapılmasına engel olmak amacıyla cebir ve tehditte bulunmak suretiyle görevlerini yapmaya engel oldukları, kolluk faaliyeti yapan şüphelilerin de müştekilere orantılı güç kullanarak muhafaza altına aldıkları, söz konusu eylemlerin aşağıda belirtildiği gibi görevlerinin gerekleri ile uyumlu olduğu anlaşılmış olmakla … kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi."

13. Başvurucu, söz konusu karara itiraz etmiş; itiraz dilekçesinde gözaltında tutulduğu odadan farklı bir yere götürüldüğünün kamera kayıtlarından anlaşılabileceğini, kamerasız bir ortama götürüldüğünün sabit olduğunu, anılan darp raporlarının şüphelilerin şiddetine maruz kaldığını gösterdiğini belirtmiş; kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

14. Başvurucunun itirazını değerlendiren İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği 15/10/2020 tarihinde itirazı reddetmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"... Her ne kadar Gaziosmanpaşa C.Başsavcılığı’nın ... soruşturma sayılı dosyasında, müşteki şüpheliler [A.Ö., B.Ç., M.K., M.A., M.B.] hakkında Basit Yaralama suçundan verilen 16.06.2020 tarihli Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara ... itiraz edilmiş ise de; ... polis zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi takdir ve tayin eder, ancak toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda bu husus kuvvet amiri tarafından tayin ve tespit edilir, polis kendisine veya başkasına yönelik saldırı karşısında zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın 5237 Sayılı TCK nun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur denilmekle polis memurlarına yaptıkları görevin ifası sırasında zor kullanma yetkisi verildiği, bu hali ile verilen kararın gerekçesine göre yerinde olduğu ve müşteki şüpheli Suat ELMAS vekilinin itiraz sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından itirazın reddine… [karar verilmiştir]."

15. Başvurucu, kararı 20/11/2020 tarihinde öğrendikten sonra 17/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

16. Başvuruya konu olayda başvurucu, M.S. ve O.E. hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan, ayrıca başvurucu hakkında kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan kamu davası açılmıştır. Gaziosmanpaşa 20. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan kovuşturmada başvurucunun her iki suçtan da süreli hapis cezasıyla cezalandırılmasına, M.S.nin görevi yaptırmamak için direnme suçundan süreli hapis cezasıyla mahkûmiyetine ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, O.E.nin ise isnat edilen suçtan süreli hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Yapılan istinaf başvurularını inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu nedeniyle başvurucu hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunu reddetmiş; O.E. hakkında kurulan hükmün kaldırılmasına ve O.E.nin beraatine karar vermiş; görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden başvurucu hakkında yeniden hüküm kurarak başvurucunun süreli hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden başvurucu hakkında kurulan hüküm kesin niteliktedir.

II. DEĞERLENDİRME

17. Başvurucu; yakalama sırasında, polis aracında ve karakolda kolluk görevlilerinin fiziksel ve sözlü şiddet niteliğindeki fiillerine maruz kalmasından, bu kapsamda yürütülen soruşturma sonunda yaralandığını tespit eden sağlık raporunun varlığına rağmen eksik araştırmayla kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinden ve bu karara karşı yaptığı itirazın yeterli gerekçe açıklanmadan reddedilmesinden şikâyet etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

18. Başvurucunun iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

19. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

20. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal eder biçimde fiziksel ve ruhsal bir saldırıya uğranıldığına dair savunulabilir bir iddia varsa bu iddia hakkında etkili bir soruşturma yürütülmelidir. Yaralama olayının güç kullanmaya yetkili bir kamu görevlisinin kasıtlı bir eylemi sonucu meydana geldiğinin ileri sürüldüğü hâllerde ivedilikle bir ceza soruşturması başlatılmalı, soruşturma olaya karışmış olanlardan bağımsız kişilerce yürütülmeli, soruşturmada olayı aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün deliller toplanmalıdır. Dahası soruşturma süreci gerektiği ölçüde kamu denetimine ve mağdurun erişimine açık tutulmalı, soruşturma sonunda çabuk ve temelden yoksun sonuçlara dayanılmamalı ve kullanılan gücün ilgilinin davranışı nedeniyle mutlak surette gerekli olan bir güç kullanımına karşılık gelip gelmediği ve orantılı olup olmadığı soruşturma makamınca değerlendirilmelidir. Ayrıca soruşturmada makul bir özen ve süratle hareket edilmelidir (sözü edilen ilkelerin yer aldığı örnek kararlar için bkz. Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 101-103; S.D., B. No: 2013/3017, 16/12/2015,§§ 111-114; Veli Saçılık (2), B. No: 2018/24614, 18/10/2022, § 16).

21. Başvurucu, Başsavcılıkta verdiği ifadesinde polisin olay yerinde kendisini yere yatırmaya çalıştığını, gözaltına alınması nedeniyle bindirildiği minibüste kendisine birkaç kez vurulduğunu, Polis Merkezinde polislerce darbedildiğini öne sürmüştür (bkz. § 7). Olay günü başvurucunun yanında olan O.E. ve M.S. ise şüpheli sıfatıyla verdikleri ifadelerde minibüse bindiğinde başvurucunun sadece dudağı/ağzının kanadığını ve Polis Merkezinde kendilerinden farklı bir yere götürüldüğünü beyan etmiştir (bkz. § 5). Başvurucunun 26/7/2019 tarihinde Başsavcılıkta verdiği ifade sırasında hazır bulunan vekili, kamera görüntülerine göre başvurucunun Polis Merkezine sağlıklı şekilde girdiğini iddia etmiştir (bkz. § 11). Başvurucu hakkında Haseki Hastanesince düzenlenen 17/1/2019 tarihli adli muayene raporunda sol gözde şişlik, burunda laserasyon ve şişlik, sol kolda şişlik, sol üst bacakta şişlik, sol kulakta kızarıklık, dudak içinde laserasyon, sol şakakta kızarıklık ve morluklar tarif edilse de rapora muayenenin saati yazılmamıştır. Bu durumda başvurucunun Polis Merkezine sağlıklı şekilde girip girmediğinin tespiti için gerekli soruşturma işlemlerini (muayenenin saati konusunda Haseki Hastanesine müzekkere yazma ve 17/1/2019 tarihli tutanakta imzası olanlar ile O.E. ve M.S.nin bu konuda ifadelerinin alınması, başvurucunun Polis Merkezine girdiğinde 17/1/2019 tarihli raporda belirtilen bulguların başvurucunun vücudunda bulunup bulunmadığı konusunda gerekirse kamera görüntüleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırma) yapması gerekmesine rağmen Başsavcılık, hiçbir işlem yapmamıştır. Oysa başvurucunun sağlıklı şekilde Polis Merkezine girdiğinin saptanması durumunda başvurucuda meydana gelen yaralanma, görevlerini yapmalarına engel olmak için polis memurlarına olay yerinde direnmesinin sonucu olamaz.

22. Haseki Hastanesince 18/1/2019 tarihinde düzenlenen adli muayene raporu 17/1/2019 tarihli adli muayene raporundan farklıdır ve ek bulgular içermektedir. Buna rağmen Başsavcılık, sonraki raporda yer alan bulguların kaynağı ve bu bulgulara neden olan eylemlerin gerçekleşme zamanı konusunda yeni bir rapor almamıştır. Ayrıca Başsavcılık, fotoğraflarından teşhis edilen polis memurları ile temin edilen çalışma çizelgesine göre şüpheli olabilecek polislerin ifadelerine başvurmamış; saat 14.00-20.00 arasındaki TEM Büro kamera görüntüleri gönderilmemesine rağmen görüntülerin temini noktasında adım atmamıştır. Son olarak Başsavcılık, sadece yakalama anında kullanılan güç yönünden bir inceleme yapmış; Polis Merkezinde ve polis aracında yaşandığı ileri sürülen olaylar hakkında ve 18/1/2019 tarihli adli muayene raporundaki ek bulgular yönünden değerlendirme yapmamıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

24. Kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edildiği iddialarının incelenebilmesi için olayı çevreleyen maddi koşullar, inceleme yapmaya olanak verecek şekilde aydınlatılmalıdır. Olayın aydınlatılması ise ihlal iddiaları ile ilgili etkili bir soruşturma yapılmasına bağlıdır. Başvuruya konu olayda olayı çevreleyen koşullar yeterince aydınlatılmadığından bu aşamada kötü muamele yasağının maddi boyutu yönünden inceleme yapılması mümkün görülmemiştir.

III. GİDERİM

25. Başvurucu; ihlalin tespit edilmesi, yeniden soruşturma yapılması ve hakkaniyete uygun maddi ve manevi tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.

26. Başvuruda tespit edilen ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği Cumhuriyet başsavcılığınca yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

27. Başvurucuya manevi zararları karşılığında net 100.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığına (Sor. No: 2019/3278) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 100.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.