TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

N. Y. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/25514)

 

Karar Tarihi: 22/1/2025

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Kemal ÖZEREN

Başvurucu

:

Vekili

:

Av. Rahman ÖZDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ticari pilot lisansının iptali nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 10/8/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Hava Kuvvetleri Komutanlığı (Komutanlık) emrinde tuğgeneral rütbesiyle görev yapmaktayken emekli olan başvurucunun rütbesi 25/8/2017 tarihli ve 30165 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 693 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (693 sayılı KHK) ile geri alınmıştır. Bununla birlikte 693 sayılı KHK'nın 3. maddesi uyarınca başvurucunun sahip olduğu TR-A-09871 numaralı ticari pilot lisansının iptal edilmesine karar verilmiştir.

6. Başvurucu bu işlemin iptaline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu, 693 sayılı KHK'nın 3. maddesi ile getirilen hükmün geçimini sağlaması için gerekli olan maddi kazanç elde etmesine engel olduğunu ve suçluluğu ortaya koyulmadan böyle bir tedbir uygulandığını belirterek masumiyet karinesinin, yaşam hakkının ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

7. Ankara 13. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) ilk olarak 14/2/2018 tarihinde, pilot lisansının iptal edilmesine ilişkin kurulmuş ve idari davaya konu edilebilecek bir idari işlemin var olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi ise bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunu 2/10/2018 tarihli kararıyla kabul etmiş ve yeniden karar verilmek üzere dava dosyasını İdare Mahkemesine göndermiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun pilot lisansının 1/12/2017 tarihli işlem ile iptal edildiğini, davanın bu işleme karşı açıldığını ve ortadaidari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğunu, bu nedenle davanın esasının incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.

8. İdare Mahkemesi bunun üzerine 30/10/2019 tarihli kararıyla davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; 693 sayılı KHK'nın 3. maddesi uyarınca aynı KHK'nın eki 4 sayılı listede ismine yer verilerek rütbeleri geri alınanların pilot lisanslarının iptal edilmesi hususunda, bağlı yetki kapsamında idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem tesis etme olanağı tanınmadığını vurgulamıştır. Bu bağlamda 693 sayılı KHK uyarınca rütbesi geri alınan başvurucunun yine 693 sayılı KHK uyarınca ticari pilot lisansının iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.

9. Başvurucu, dava dosyasındaki iddialarını yineleyerek bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 10/6/2020 tarihli kararıyla İdare Mahkemesi kararının usule ve hukuka uygun olduğunu ve kaldırılması gereken bir sebep bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine ve kararın onanmasına karar vermiştir.

10. Nihai karar 17/7/2020 tarihinde başvurucu tarafından öğrenilmiştir.

11. Diğer taraftan başvurucu 693 sayılı KHK uyarınca rütbesinin ve buna bağlı haklarının geri alınmasına karşı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyonu) başvurmuştur. OHAL komisyonunun ret kararı sonrasında başvurucu bu işlemin iptali talebiyle dava açmıştır. Ankara 27. İdare Mahkemesi 6/4/2023 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde;OHAL Komisyonu tespitleri ile başvurucu hakkında yürütülen ceza yargılamasından elde edilen delilleri değerlendirmiş ve başvurucunun FETÖ/PDY ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığını ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğini belirtmiştir. Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu hakkında da henüz bir karar verilmediği görülmüştür.

12. Öte yandan 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'a 11/11/2020 tarihinde eklenen "İlave tedbirler için başvuru yolu" başlıklı geçici 4. madde uyarınca başvurucu, hakkında uygulanan pilot lisansının iptali şeklindeki ilave tedbirin kaldırılması için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne başvurmuştur. İdarenin 23/9/2021 tarihli ret kararı üzerine başvurucu, bu işlemi dava konusu etmiştir. Ankara 26. İdare Mahkemesi, Ankara 27. İdare Mahkemesinin 6/4/2023 tarihli kararı ile başvurucunun Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile aidiyeti, iltisakı veya irtibatının ortaya konulduğunu dolayısıyla yasanın açık hükmü gereğince başvurucu hakkında asıl işleme bağlı olarak uygulanan dava konusu ilave tedbirin kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine yönelik işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu hakkında ise henüz bir karar verilmediği görülmüştür.

IV. İLGİLİ HUKUK

13. 693 sayılı KHK'nın "Rütbesi alınan emekli Türk Silahlı Kuvvetleri personeli" kenar başlıklı 3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan veya istifa eden subaylardan, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara ... iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (4) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri iptal edilir. ... Bunların ... pilot lisansları ... iptal edilir."

14. Bu düzenlemeler 7/2/2018 tarihli ve 7090 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 3. maddesi ile aynen kabul edilmiştir.

15. 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (685 sayılı KHK) "Komisyonun görevleri" kenar başlıklı 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Komisyon, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen aşağıdaki işlemler hakkındaki başvuruları değerlendirip karar verir.

a) Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi.

b) Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi.

c) Dernekler, vakıflar, sendika, federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim kurumları, vakıf yükseköğretim kurumları, özel radyo ve televizyon kuruluşları, gazete ve dergiler, haber ajansları, yayınevleri ve dağıtım kanallarının kapatılması.

ç) Emekli personelin rütbelerinin alınması.

 (2) Olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle gerçek veya tüzel kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen ve birinci fıkra kapsamına girmeyen işlemler de Komisyonun görev alanındadır.

 (3) Bu maddede belirtilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilave tedbirler ile kanun yollarının açık olduğu işlemler hakkında ayrıca başvuru yapılamaz."

16. 685 sayılı KHK'nın 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararı (ilgili karar için bkz. AYM, E.2018/74, K.2019/92, 24/12/2019) sonrasında anılan hükmün son hâli şöyledir:

"(3) Bu maddede belirtilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan kanun yollarının açık olduğu işlemler hakkında ayrıca başvuru yapılamaz."

17. 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle, 685 sayılı KHK'nın Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun olan 7075 sayılı Kanun'a eklenen madde şöyledir:

"İlave tedbirler için başvuru yolu

GEÇİCİ MADDE 4 – (1) Bu Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı hakkında tedbir uygulanan kişi, kanuni temsilcisi ya da mirasçıları tarafından tedbiri uygulayan veya tedbirle ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlarına bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde başvurulur. Kamu kurum ve kuruluşları, başvuru üzerine yapacağı inceleme sonucuna göre en geç altı ay içinde başvurunun reddine veya tedbirin kaldırılmasına karar verir. 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun ek 7 nci maddesi hükmü saklıdır.

 (2) Başvuruların incelenmesi ve sonuçlandırılması için kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde komisyon kurulabilir.

 (3) Kamu kurum ve kuruluşları bu madde kapsamında yapılacak başvuruların sonuçlandırılması için her türlü bilgi ve belgeyi ilgililerden talep edebilir.

 (4) Soruşturmanın gizliliğine ve Devlet sırlarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kurum ve kuruluşlar ile yargı mercileri, başvuru kapsamında ihtiyaç duyulan her türlü bilgi ve belgeyi gecikmeksizin başvuru yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına göndermek veya yerinde incelenmesine imkân sağlamak zorundadır.

 (5) Bu madde kapsamındaki çalışmalarda kamu kurum ve kuruluşlarınca görevlendirilenler, görevlerini yerine getirdikleri sırada edindikleri kamuya, ilgililere ve üçüncü kişilere ait gizlilik taşıyan bilgileri, kişisel verileri, ticari sırları ve bunlara ait belgeleri, bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamaz, kendilerinin veya üçüncü kişilerin yararına kullanamaz. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam eder.

 (6) Bu madde ile olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı kamu kurum ve kuruşlarına yapılan başvurular hakkında karar verenlerin görev ve fiillerine ilişkin hukuki, idari, mali ve cezai sorumlulukları hakkında 6755 sayılı Kanunun 37 nci maddesi uygulanır.

 (7) Kamu kurum ve kuruluşlarının kararlarına karşı Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açılabilir.

 (8) Bu madde uyarınca yetkili olmayan kamu kurum ve kuruluşuna yapılan başvurular yetkili olduğu değerlendirilen kamu kurum ve kuruluşuna gönderilir ve durum başvurana bildirilir.

 (9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin ortaya çıkabilecek ihtilafları gidermeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir."

18. Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli veE.2018/74, K.2019/92 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"35. Dava konusu kuralla, asıl tedbirlere bağlı olarak uygulanan ilave tedbirler bakımından herhangi bir ayrım yapılmaksızın olağanüstü hâl KHK’larında düzenlenen bütün ilave tedbirlere karşı Komisyona başvuru yolu kapatılmıştır. Asıl tedbirlerin uygulanmasıyla zorunlu olarak uygulanması gerekmeyen, asıl tedbirlerden ayrılabilir nitelikteki ilave tedbirlerin hukuka uygun olup olmadığını değerlendirebilecek herhangi bir idari ve adli yol öngörülmemiştir. Olağanüstü hâl KHK’larında düzenlenmekle birlikte bir idari işlem tesis etmek suretiyle uygulanan ilave tedbirlere karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği kabul edilse bile bu tedbirlere karşı açılan davalarda idari yargı mercilerince yapılacak denetim şeklî bir denetimden öteye geçmeyecektir. Belirtilen şekilde uygulanan ilave tedbirlere karşı idari yargıya başvuru yapılabilmesinin bu hâliyle etkili bir hukuk yolu olduğu söylenemez.

...

37. Asıl tedbirin hukuka uygun olması, bu tedbirlerden ayrılabilir nitelikte olan ilave tedbirlerin de mutlaka hukuka uygun olduğu anlamına gelmemektedir. Bu nedenle Anayasa’da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren ilave tedbirlerin asıl tedbirlerden bağımsız olarak hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Asıl tedbirden bağımsız olarak uygulanan ilave tedbirlerin hukuka uygun olup olmadığının denetimi ise ancak yargı makamlarının etkili bir denetim yapmasına imkân verecek bir idari başvuru yolunun öngörülmesiyle mümkündür.

38. Dava konusu kuralla asıl tedbirin zorunlu sonucu olmayan ve asıl tedbirlerden ayrılabilir nitelikte olan ilave tedbirler yönünden bir ayrım yapılmaksızın tüm ilave tedbirlere karşı Komisyona başvuru hakkının tanınmaması, anılan nitelikteki tedbirlerin asıl tedbirlerden bağımsız olarak idari ve yargısal merciler tarafından etkili bir şekilde denetimini imkânsız kılmaktadır. Bu itibarla doğrudan olağanüstü hâl KHK’ları ile tesis edilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan KHK’larda yer alan ilave tedbirlere karşı Komisyona başvuru yapılamayacağını öngören kural, Anayasa’nın 40. maddesiyle güvence altına alınan etkili başvuru hakkına aykırılık oluşturmaktadır.

39. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 40. maddesine aykırıdır. İptali gerekir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Anayasa Mahkemesinin 22/1/2025 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

20. Başvurucu; 693 sayılı KHK'nın 3. maddesi ile sosyal hayatını devam ettirmek için gerekli olan maddi kazanç elde etmesinin engellendiğini, kanun hükmünde kararnameler ile ceza verilemeyeceğini, hakkında mahkûmiyet hükmü bulunmamasına rağmen pilot lisansının iptal edildiğini bu durumun ailesini ve kendisini çaresiz bıraktığını belirterek yaşam hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

21. Bakanlık görüşünde; 7075 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikten sonra başvurucunun İdareye başvurup başvurmadığı hususunun göz önüne alınması gerektiği ifade edilerek ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşulları hatırlatılmış ve bunların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

22. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında önceki beyanlarını yinelemiştir.

B. Değerlendirme

23. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

25. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin yargı mercilerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17; Mehmet Cevri, B. No: 2018/32097, 13/1/2021, §§ 31, 32).

26. Başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, ilke olarak Anayasa Mahkemesine başvurunun yapıldığı tarihteki duruma bakılarak değerlendirilir. Ancak Anayasa Mahkemesi, bazı durumlarda bireysel başvuru yapıldıktan sonra oluşturulan yeni başvuru yollarının tüketilmesi gerektiğine de karar verebilir. Özellikle belli bir konudaki yapısal ve sistemik sorunlara çözüm bulmak amacıyla sonradan oluşturulmuş bir yol söz konusu ise ikincillik ilkesi, o konudaki temel hak ve özgürlüklerin ihlali iddialarının -bu yol vasıtasıyla- öncelikle idari ve yargısal makamlarca değerlendirilmesine imkân tanınmasını gerekli kılabilir (Remziye Duman, B. No: 2016/25923, 20/7/2017, § 35; Mehmet Cevri, § 33).

27. Her hâlükârda bir başvuru yolunun tüketilmesinin gerekli olması için ulaşılabilir olması, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olması gerekir. Belli bir başvuru yolunun soyut olarak belirtilen niteliklere sahip olması yeterli değildir. Bu yolun uygulamada da anılan niteliklere sahip olması ya da en azından sahip olmadığının kanıtlanmamış olması gerekir. Bununla birlikte soyut olarak makul bir başarı sunma kapasitesi bulunan bir yolun uygulamada başarıya ulaşmayacağına dair şüphe, o başvuru yolunun tüketilmemesini haklı kılmaz. Özellikle sonradan oluşturulan ve henüz uygulaması olmayan bir başvuru yolunun bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir (Remziye Duman, § 36; İsmail Şahan, B. No: 2016/54509, 28/11/2019, § 42; Mehmet Cevri, § 34).

28. Dolayısıyla bireysel başvuru yapıldıktan sonra yeni bir başvuru yolunun oluşturulması hâlinde Anayasa Mahkemesinin görevi, söz konusu başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla ulaşılabilir olup olmadığını, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olup olmadığını değerlendirmektir (Sait Orçan, B. No: 2016/29085, 19/7/201, § 37; Mehmet Cevri, § 35).

29. Somut olayda başvurucu hakkında uygulanan pilot lisansının iptali şeklindeki ilave tedbir ile ilgili açılan davada İdare Mahkemesi ilk olarak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiş, bu karar istinaf mercii tarafından kaldırılmıştır. Bunun üzerine İdare Mahkemesi davanın esası ile ilgili olarak bağlı yetki kapsamında idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem tesis etme olanağı tanınmadığından bahisle davanın reddine karar vermiştir (bkz. § 8).

30. Vurgulamak gerekir ki idari işlem tesis edilmek suretiyle uygulanan pilot lisansının iptali şeklindeki ilave tedbirle ilgili olarak yapılan yargısal denetimde İdare Mahkemesi yürürlükte olan mevzuat kapsamında yalnızca bağlı yetkiden bahsederek davanın reddine karar vermiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin ilave tedbirler ile ilgili olarak vermiş olduğu iptal kararında da yer alan "idari işlem tesis etmek suretiyle uygulanan ilave tedbirlere karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği kabul edilse bile bu tedbirlere karşı açılan davalarda idari yargı mercilerince yapılacak denetim şeklî bir denetimden öteye geçmeyecektir" şeklindeki belirleme (bkz. § 18) dikkate alındığında İdare Mahkemesinin 30/10/2019 tarihli kararında uyuşmazlığın esasıyla ilgili şekli denetimden öte bir denetimin yapıldığını söylemek güçtür.

31. Diğer taraftan devam eden süreçte 7075 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesi ile ilave tedbirler için yeni bir başvuru yolu getirilmiştir. Başvurucunun bu kapsamda başlattığı yargılamanın ise istinaf aşamasında devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Bakanlık görüşünde 7075 sayılı Kanun'da yapılan söz konusu değişikliğe ve başvuru yollarının tüketilmesi gerekliliğine yapılmış olan vurgu karşısında başvurucu söz konusu yeni başvurusundan bahsetmediği gibi bahse konu başvuru yolunun ulaşılabilir, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin olmadığına yönelik bir iddiada da bulunmamıştır.

32. Öte yandan Anayasa Mahkemesi, Mehmet Cevri kararında olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında kabul edilen kanunlardan kaynaklı ilave tedbirlere yönelik olarak 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle 7075 sayılı Kanun'a eklenen geçici 4. madde kapsamında getirilen ve öncelikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına talepte bulunma, daha sonra ise idari yargıda dava açma yolu öngören başvuru yolunun ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip bir başvuru yolu olduğuna karar vermiş ve anılan başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağını kabul etmiştir (Mehmet Cevri, §§ 36-44; Ece Öztan, B. No: 2018/19635, 22/9/2022, § 13). Bakılan başvuruda da anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmamaktadır.

33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.