Giriş

Bu makalemde, ceza muhakemesi hukukunda önemli bir koruma tedbiri olan gözaltına alma uygulamasını hukuki çerçevesiyle ele alacağım. Önemle vurgulamak istediğim husus; koruma tedbirlerine, insan hakları ve temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturduğu için ancak yasal bir dayanak varsa başvurulabilmektedir. Gözaltı kararı, kişinin özgürlüğünü geçici süreyle kısıtlayan ve doğrudan temel haklara müdahale niteliği taşıyan bir tedbirdir. Bu nedenle hem karar verilmesi hem de uygulanma süreci bakımından hukuka uygunluk denetimi büyük önem taşımaktadır. Aşağıda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde gözaltı kararının dayanakları, süre sınırları, itiraz yolları ve uygulamadaki hak ihlalleri değerlendirilmiştir.

1. Gözaltına Alma Tedbirinin Hukuki Tanımı

CMK m.91’e göre, gözaltı; yakalanan kişinin, soruşturma işlemleri tamamlanıncaya kadar ve hâkim önüne çıkarılana veya serbest bırakılana kadar özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasıdır. Bu işlem hâkim kararı olmadan, Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle kolluk tarafından uygulanabilir. Belirli durumlarda mülki amirce belirlenen kolluk amirleri de gözaltı emri verebilir.

2. Gözaltı Kararının Şartları

Gözaltına alma, kişi özgürlüğünün belirli bir süre ile sınırlanmasını gerektiğinden, sıkı koşullara bağlı tutulmuştur. CMK m.91/2'ye göre, bir kişinin gözaltına alınabilmesi için aşağıdaki iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir:

-Soruşturma yönünden gözaltı zorunlu olmalıdır,

-Şüpheli hakkında suçu işlediğine dair somut delil bulunmalıdır.

Bu koşullar sağlanmadan verilen gözaltı kararları hukuka aykırı olacaktır.

3. Gözaltı Süresi

Gözaltı süresi ile ilgili ilgili CMK madde 91’in birinci fıkrasında gözaltı süresinden bahsetmektedir.

’Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez.(Ek cümle: 25/5/2005 – 5353/8 md.) Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamayacağını ‘’ hüküm altına almıştır.

Bireysel suçlarda: En fazla 24 saat, +12 saatlik sevk süresi ile toplamda en fazla 36 saat.

Toplu suçlarda: Savcılık her defasında bir gün olmak üzere 3 güne kadar ek süre verebilir. Bu durumda azami süre 4 gündür. Yakalanan kişi en fazla 4 gün süreyle gözaltında tutulabilir. Bu süre dolduktan sonra ya salıverilmesi veya tutuklanması için hakim önüne çıkarılması gerekir.

CMK m 91/3 ‘e göre ‘’Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilebileceğini ‘’ öngörmektedir.

Gözaltı süresi, şüphelinin yakalandığı andan itibaren işlemeye başlar. AHİM dört günü aşan gözaltı süresini gereğinden uzun tutulduğunda insan haklarına aykırı olarak değerlendirmektedir. Bu durum AHİS m.5’i ihlal etmektedir.

Ayrıca CMK, insan hakları ihlallerini önlemek amacıyla gözaltı işlemlerinin denetimine büyük önem vermektedir.

Anayasa m.19’da ‘’ Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılacağı ‘’ öngörülmüştür.

Yine aynı madde’de ‘’ Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal ve savaş hallerinde uzatılabileceği ‘’ öngörülmüştür.

4. Çocuklarda Gözaltı Uygulaması

12 yaşından küçük çocuklar gözaltına alınamaz. 12–18 yaş arası çocuklar için savcılık kararı gerekir ve tüm işlemler çocuklara özel düzenlemelere göre yürütülür.

Avukatsız işlem yapılamaz, yetişkinlerden ayrı tutulurlar ve ailelerine durum gecikmeden bildirilir.

5. Gözaltı Kararına ve Süre Uzatımına İtiraz

CMK m.91/5 uyarınca, gözaltına alınan kişi veya Müdafii (avukatı), Eşi, Kanuni temsilcisi,

Birinci veya ikinci derece kan hısımları gözaltı kararına ya da süresinin uzatılmasına sulh ceza hâkimi nezdinde itiraz edebilir. Hakim, itirazı en geç 24 saat içinde sonuçlandırır. Gerektiğinde kişi serbest bırakılabilir.

6. Gözaltı Sürecinde Kişinin Hakları

-Avukatla görüşme ve müdafi yardımından yararlanma hakkı

-Yakınlarına haber verilme hakkı

-Sağlık kontrolüne tabi tutulma ve kötü muameleden korunma hakkı

-İnsan onuruna yakışır şekilde muamele görme hakkı

-Tazminat talep etme hakkı (haksız gözaltı veya kötü muamele durumunda)

7. Gözaltı İşlemlerinin Denetimi ve Tazminat Hakkı

Cumhuriyet savcılığı, gözaltı işlemlerini ve nezarethaneleri denetlemekle yükümlüdür (CMK m.92). Hukuka aykırı gözaltı durumunda, gözaltına alınan kişi CMK m.141 vd. kapsamında tazminat davası açabilir. Kötü muamele iddialarında ayrıca asliye hukuk mahkemesinde tazminat talep edebilmektedir.

Sonuç olarak;

Gözaltına alma, ceza muhakemesi sisteminin sağlıklı yürütülebilmesi amacıyla başvurulan bir koruma tedbiridir. Ancak bu tedbirin, temel haklara müdahale niteliği taşıdığı unutulmamalıdır. Bu nedenle karar verme süreci, uygulama şartları ve süresi, hukuka sıkı sıkıya bağlı kalınarak hassasiyetle yürütülmelidir. Avukatların, gözaltı sürecini yakından takip ederek şüpheli lehine koruyucu rollerini etkin şekilde üstlenmeleri; hâkimlerin ve savcıların ise orantılılık ve gereklilik ilkelerine uygun karar vermeleri, adil bir yargılama süreci ve Hukuk Devleti ilkesi açısından büyük önem taşımaktadır.