TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
E. K. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/3908) |
|
Karar Tarihi: 22/1/2025 |
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Kenan YAŞAR |
|
|
Ömer ÇINAR |
Raportör |
: |
Fatih ALKAN |
Başvurucu |
: |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, temin faaliyeti tamamlanmamış olan sözleşmeli subay adayının temin faaliyetlerinin olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesiyle iptal edilmesi ve ilişiğinin kesilmesi üzerine açılan davanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna gönderilmesi yerine incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde subay olmak amacıyla 2015 yılında Kara Harp Okulunda sözleşmeli subay adayı statüsünde kursiyer olarak başlamıştır.
3. 3/10/2016 tarihli ve 675 sayılı Olağanüstü Hâl (OHAL) Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (675 sayılı OHAL KHK'sı) 6. maddesinin (a) bendindeki temin faaliyeti tamamlanmamış astsubay ve subay adayları hakkındaki işlemlerin iptal edilmesi kuralı kapsamında başvurucunun temin işlemi sonlandırılmıştır. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali talebiyle dava açmıştır.
4. Ankara 14. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 16/8/2017 tarihli kararıyla davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Kararda, 675 sayılı OHAL KHK'sı uyarınca başvurucunun subay adaylığı statüsünün sonlandırıldığı ve ilişiğinin kesildiği, bu konuda idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma imkânının tanınmadığı vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde, başvurucunun subay adaylığına ilişkin sözleşmesinin kanun niteliği taşıyan hukuki bir düzenleme ile feshedildiği, idari davaya konu olabilecek bir işlemin varlığından söz edilmesine olanak bulunmadığı ifade edilmiştir.
5. Başvurucu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesine (Bölge İdare Mahkemesi) istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge İdare Mahkemesi 31/10/2017 tarihli kararla istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.
6. Başvurucunun temyiz talebi Danıştay Beşinci Dairesinin 8/10/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
7. Başvurucu, nihai kararı 18/1/2019 tarihinde öğrendikten sonra 1/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).
9. Başvurucu; 675 sayılı OHAL KHK'sı gereğince sözleşmeli subay adayı statüsünden çıkarıldığını, kanun hükmünde kararnamelerle temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanamayacağını, bu işleme karşı açtığı davanın incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle etkisi geniş olan söz konusu işlemin hukuki denetim dışında bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu; hiçbir disiplin cezası olmamasına rağmen özel hayatına ilişkin fişlemeye dayalı bilgilerle hukuka aykırı şekilde statüsünün sona erdirildiğini,açtığı davada bu iddialarının irdelenmediğini, usule ve esasa ilişkin iddiaları hakkında bir değerlendirme yapılmadığını, dava açma hakkının elinden alındığını belirterek mahkemeye erişim hakkının, masumiyet karinesinin ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Adalet Bakanlığının (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği, ayrıca başvurucunun sözleşmeli subay adayı kursiyeri statüsünde eğitim görmekteyken 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü sırasında diğer 156 kursiyer/öğrenciyle birlikte helikopterle Genel Kurmay Başkanlığı bahçesine indirildiği ve başvurucu hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan müebbet hapis cezası verildiği belirtilmiştir.
11. Başvurucunun iddialarının mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
12. Anayasa Mahkemesi olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Ayhan Orhanlı ([GK], B. No: 2019/7991, 23/2/2023) kararında, 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca OHAL kapsamındaki KHK'larla gerçek kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen işlemlerin OHAL Komisyonunun yetkisinde olduğunu belirtmiş; temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve nasbının yapılmaması üzerine açtığı davada keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak nitelikte bir yorumla dosyanın Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyonu) gönderilmesi yerine davanın incelenmeksizin reddedilmesi suretiyle yapılan müdahalenin Anayasa'nın 15. maddesinde öngörülen durumun gerektirdiği ölçüde olmadığı, başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır.
13. Somut olayda, başvurucunun temin faaliyetinin OHAL KHK'sı ile iptal edilmesi ve sözleşmeli subay adayı statüsünün sona erdirilmesi üzerine açtığı davada keyfîliğe karşı başvurucuya anayasal güvenceler sağlayacak nitelikte bir yorumla dosyanın OHAL Komisyonuna gönderilmesi yerine davanın incelenmeksizin reddedildiği görüldüğünden somut başvuruda, Ayhan Orhanlı kararından açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
14. Ayrıca yine Ayhan Orhanlı kararında da belirtildiği üzere OHAL Komisyonunun görev süresi 22/1/2023 tarihinde sona ermişse de 7075 sayılı Kanun'a eklenen geçici 5. maddede görev süresinin sona ermesinden sonra Komisyonun görevleri kapsamındaki hususlarda mahkemelerce verilecek kararlar üzerine yapılması gerekli iş ve işlemleri yürütecek kurum ve kuruluşlar belirlenmiştir. Bu itibarla başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
15. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığı için diğer haklara yönelik ihlal iddiaları yönünden ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
16. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yargılamanın yenilenmesine ve 1.000.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
17. Başvuruda tespit edilen mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
18. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,
E. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 14. İdare Mahkemesine (E.2017/2334, K.2017/2578) GÖNDERİLMESİNE,
F. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.