1. GENEL OLARAK

Bu yazımızın konusu esas olarak elektronik tebligattır. Ancak elektronik tebligat ile ilgili açıklamaların daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle genel olarak tebligat, tebligatın önemi ve türleri hakkında bilgi verilmesi yararlı olacaktır. Buna göre;

1.1. TEBLİGAT KAVRAMI

Tebligat kelimesi Arapça "belağa"[1] kelimesinden gelmekte olup sözlük anlamı açıklama, bildirme, duyurma, anlatma, haber verme; bir şeyi veya haberi ulaştırma" anlamlarına gelir.

Türk Hukuk sisteminde “tebligat” 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda yer almakla birlikte bu kanunda tebligatın tanımına yer verilmemiştir. Uygulamalar ve doktrindeki görüşler uyarınca Tebligat kavramının tanımını şu şekilde yapmak mümkündür. Tebligat, yetkili makam veya onun vasıtası ile birtakım hukuki işlemlerin, bu işlemlerin hukuki sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun olarak yapıldığının belgelendirilmesi işlemidir.

1.2. TEBLİGATIN ÖNEMİ

Tebligat muhatabın bilgilendirilmesinin yanında bu bilgilendirmenin belgelendirilmesini de sağlayan bir usul işlemidir. Yargılama sürecinin devamı için elzem olan tebligat ancak kanunlarda belirlenen şekil şartlarında gerçekleştiğinde mümkün olmaktadır. Yargılamanın adil ve kısa sürede sonuçlanması tebligat işleminin usule uygun bir şekilde hukuken gerçekleştirilmesine bağlıdır. Aksi takdirde yargılama süreci yürümez, alacaklılar alacağına kavuşamaz, dilekçeler taraflara ulaştırılamaz, duruşma günleri taraflara bildirilemez, verilen ara kararların ve nihai kararın tebliği ve bunlarla ilgili işlemler yerine getirilemez.

Tebligatın öneminden dolayı kanun koyucu 1959 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nu ve yine aynı yılda Tebligat Tüzüğünü kabul etmiştir. Tebligat Tüzüğü 25.01.2012 tarihli Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’e kadar yürüklükte kalmıştır. Tebligat konusunda asıl olarak 7201 sayılı tebligat kanunu hükümleri bulunmakta ise de Vergi Usul Kanunu gibi bazı özel yasa hükümleri de uygulanmaktadır. Ayrıca PTT Genel Müdürlüğü tarafından kabul edilen Tebligat İşletme Esasları da tebligat işlemlerinin uygulanmasında aydınlatıcı ve uygulamacılara yol göstericidir[2].

1.3. TEBLİGAT TÜRLERİ

Tebligat, yapılış şekillerine, konusuna, tebligatı çıkaran kurum ve kuruluşa ve yapıldığı yere göre türlere ayrılmaktadır.

1.3.1. YAPILIŞ ŞEKLİNE GÖRE TEBLİGAT

Tebligat, yapılış şekillerine göre, Posta Ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vasıtasıyla, memur vasıtasıyla, doğrudan doğruya, ilan yolu ile tebligat ve elektronik tebligat şeklinde türlere ayrılmaktadır.

1.3.1.1.Posta Ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü Vasıtasıyla Tebligat

Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik gereğince kural olarak tebligatın, Posta Ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından müdürlük personeli vasıtasıyla yapılması gerekmektedir.

Tebliğ memuru, tebliğ yaparken muhatabın veya muhatap adına tebligat yapılacak kişilerin kimlikleri ile tebligatı alma yetkileri olup olmadığını tespit etmek adına inceleme yetkisine sahiptir. Tebligat memuru, okuma-yazma bilen kişilere imza karşılığında; okuma yazma bilmeyenlere ise yine okuma yazma bilen birinin nezaretinde parmak bastırmak ve açıklamasını yapmak suretiyle tebligatı tebliğ eder.

1.3.1.2. Memur Vasıtasıyla Tebligat

Tebligat Kanunu bazı özel durumlarda -tehirinde zarar bulunan işler, aynı yerde bulunan Tebligat Kanunun 1. maddesinde yazılı daire ve müesseseler arasında veya bu daire ve müesseselerde bulunan şahıslara yapılacak tebligatlar ve diğer kanunlardaki özel hüküm bulunması halinde- tebligatın memur vasıtası ile yapılmasını öngörmüştür.

Kanunda bahsi geçen memurdan kasıt mahkeme kaleminde ve icra dairelerinde tebligat çıkarmaya yetkili memurlardır. Noterlerin yapmış olduğu tebligatları da memur vasıtasıyla yapılan tebligat çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. Bu şahıslar, tebliğ evrakının verildiği şahsın imzasını almak suretiyle bir makbuz düzenleyerek tebligatı yaparlar.

Memur vasıtasıyla tebligat yargılama süreçlerini hızlandırmakta olup hem zamandan hem de ekonomik açıdan tasarruf sağlanmaktadır.

1.3.1.3.Doğrudan Doğruya Tebligat

Doğrudan doğruya tebligat, tebligatı çıkaran makam veya merci tarafından aracı kullanılmaksızın, doğrudan muhataba yapılan tebligattır. Duruşma esnasında veya kalemde soruşturma, dava ya da takip evrakının taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında tebliğ edilmesi işlemidir. Bu tarz tebligatlarda ayrıca mazbata düzenlenmesi de gerekmez.

1.3.1.4. İlan Yolu İle Tebligat

İlanen tebligat, adresi meçhul olan şahıslara ve kamuoyuna basın ve/veya yayın araçları ile ilan yoluyla yapılan tebligattır.

İlanda; ilgililerin ad ve soyadları, işleri, yerleşim yeri veya mesken ya da işyeri adresleri, tebliğ olunacak evrakın içeriğinin özeti, tebliğin anlaşılabilecek şekilde konusu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti gerektiriyorsa nerede ve ne için, hangi gün ve saatte hazır bulunacağı hususlarına yer verilir.

1. 3.1.5.Elektronik Tebligat

Elektronik tebligat, Elektronik Tebligat Yönetmeliği kapsamına uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligattır. Elektronik tebligat adresi ise PTT tarafından gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve Ulusal Elektronik Tebligat Sistemine (UETS[3]'ye) kaydedilen tebligat adresidir.

1.3.2. KONUSUNA GÖRE TEBLİGAT

Konusuna göre kazai mali ve idari tebligat olmak üzere üçe ayrılır.

1.3.2.1. Kazai Tebligat

Kazai tebligat, adli, idari ve askeri kaza mercilerince tebligat kanunu hükümlerine göre yapılan tebligattır. Kazai merciler, hukukumuzdaki yargı kolları içerisinde yer alan ilk derece, ikinci derece ve diğer yüksek mahkemeleri kapsamaktadır. Kazai merciler kavramını geniş yorumlamak ve savcılıklar ile icra dairelerini de bu kapsama dâhil etmek mümkündür.

1.3.2.2. Mali Tebligat

Mali tebligat; tebligat kanununda ve tebligat kanunun uygulanmasına dair yönetmelikte yer alan tebligat çıkarmaya yetkili mercilere ait vergi resim, harçlar ve bunlara ilişkin olup hüküm ifade eden her türlü belge ve yazıları içeren tebligatlardır.

1.3.2.3. İdari Tebligat

İdari tebligat kazai ve Mali tebligat dışında kalan tebligatlardır.

1.3.3. TEBLİGATI ÇIKARAN KURUM VE KURULUŞA GÖRE

1.3.3.1 Resmi Tebligat

Kamu hukuku tüzel kişileri ile kamu hukuku hükümlerine tâbi makam ve merciler tarafından Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre yapılan tebligattır.

1.3.3.2. Özel Tebligat

Özel hukuk hükümlerine tâbi kurum ve kişiler ile Tebligat Kanunu hükümleri kapsamı dışında kalan ve Posta Kanunu hükümlerine göre yapılan tebligattır.

1.3.4.YAPILDIĞI YERE GÖRE TEBLİGAT

1.3.4.1. Yurt İçi Tebligat

Yukarıda belirtilen tebligat türlerinin yurt içerisinden yapılmasıdır.

1.3.4.2. Yurt Dışına Tebligat

Yurt içerisinden başka bir ülkeye Tebligat Kanunu, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ve uluslararası sözleşmelere[4] göre yapılan tebligattır

1.3.4.3.Yurt Dışında Tebligat

Yabancı bir ülkeden Türkiye’ye (Türkiye’deki muhataba), Tebligat Kanunu, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ve uluslararası sözleşmelere göre yapılan tebligattır.

2. ELEKTRONİK TEBLİGAT

2.1.GENEL OLARAK

Teknolojinin gelişmesi ve kullanımının artması ile birlikte insanların giderek daha fazla elektronik ortamda işlem yaptıkları görülmektedir. Bunun sebebi elektronik ortamı daha hızlı, güvenli ve daha kolay bir ortam olarak görmeleridir.

Yargılama hukuku açısında elektronik tebligatın uygulanması hem tebligat konusu işlemden ilgililerin haberdar olmaları hem de tebligat sonrası gerekli işlemleri yapmaları için işleyecek sürenin başlangıcı hasebiyle tebliğ tarihi önem arz etmektedir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’un Elektronik Tebligat başlığını taşıyan 7/a maddesinde bir tebligat türü olarak elektronik tebligata yer verilmiş olmakla birlikte 7/son fıkrada bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir.

2.2.ELEKTRONİK TEBLİGATLA İLGİLİ MEVZUAT

9 Ocak 2011 tarihli 27820 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6099 sayılı “Tebligat Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 11.2.1959 tarihli 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılmış ve Türk hukukunda elektronik tebligat, ilk defa bu değişiklik ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun, 7/a maddesinde düzenlenmiştir.

Elektronik tebligata geçilmeden önce PTT tarafından Kayıtlı Elektronik Posta (KEP[5]) kurularak elektronik postaya ilişkin teknik ve hukuki alt yapı oluşturulmaya çalışılarak 5 Ağustos 2011 tarihli 28036 sayılı Resmi Gazetede “Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” çıkarılmıştır.

19 Ocak 2013 tarihli 28533 sayılı Resmi Gazete’de Elektronik Tebligat Yönetmeliği yayımlanmıştır. Daha sonra 6 Aralık 2018 tarihli 30617 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 31. maddesi ile 19.1.2013 tarihli ve 28533 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Bu yeni yönetmeliğin “Tanımlar” başlığını taşıyan 3. maddesinde;

“Elektronik tebligat: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligat” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu tanımda “Tebligat Kanunu” na da yer verilerek bir tanım yapılmıştır. Oysaki bu yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan 19 Ocak 2013 tarihli 28533 sayılı Resmi Gazete’de Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nde;

Elektronik tebligat: Bu Yönetmelik kapsamına uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligatı” şeklinde tanımlanmıştır.

15 Mart 2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 48. maddesiyle elektronik tebligata ilişkin olarak şu düzenleme getirilmiştir;

“MADDE 7/a- Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur”.

Bu düzenleme ile yapılan değişiklikle, elektronik tebligat yapılacaklar genişletilerek Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) aracılığıyla gerçek ve tüzel kişilere de elektronik tebligat yapılacağı düzenlenmiştir.

2.3.ELEKTRONİK TEBLİGATA İLİŞKİN İLKELER

19.1.2013 tarihli ve 28533 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 4. maddesinde belli ilkeler kabul edilmiştir. Bu yönetmelikte yer alan ilkeler;

- Bilgi güvenliğinin sağlanması,

- Kişisel verilerin korunması,

- Birlikte çalışabilirlik,

- Hizmet kalitesinin sağlanması,

- Uluslararası standartların sağlanması

6 Aralık 2018 tarihli 30617 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nde yukarıda sayılan ilkeler korunmakla birlikte ise bu ilkelere bazı eklemeler yapılmıştır. Bu ilkelere kısaca sayacak olursak;

- Teslim,

- Bilgilendirme ve belgelendirmenin sağlanması,

- Entegrasyonun ve ulusal standarttın sağlanması hedeflenmektedir.

2.4. KENDİSİNE ELEKTRONİK YOLLA TEBLİGAT YAPILABİLECEKLER

Elektronik tebligat sistemine Kamu Kurum ve Kuruluşları ile tüzel ve özel tüm kişiler üye olabilmektedir. Ancak üyelikle birlikte “kayıtlı elektronik posta” (KEP) adresi oluşturulmalıdır.

2.4.1.ELEKTRONİK TEBLİGAT YAPILMASI ZORUNLU OLANLAR

Tebligata ilişkin olarak 7101 sayılı İcra Ve İflâs Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ‘un 48. maddesi ile yapılan değişiklikler uyarınca elektronik tebligat yapılacakları iki gruba ayırmak mümkündür. İlk grup olarak Tebligat Kanunu md 7/a da sayılanlar yani muhataba elektronik tebligat yapılması zorunlu olanlardır. Madde hükmüne göre;

“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.

2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.

4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.

5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.

6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.

7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.

8. Noterler.

9. Baro levhasına yazılı avukatlar.

10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.

11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.”

E-Tebligat için elektronik posta adresi almaları zorunlu olan kişilerin e-tebligat almamaları halinde ne tür bir yaptırıma uğrayacakları kanun koyucu tarafından düzenlenmemiştir. Hem zorunlu olarak e-tebligat adresinin alınması gerektiği hem de bu kişilere zorunlu olarak e-tebligat yapılacağı düşünüldüğünde, kişilerin zorunlu e-tebligat adreslerini almamaları hali yaptırıma bağlanmalı ve bu nedenle yapılamayan e-tebligat sorunlarının önüne geçilmelidir.

2.4.2.TALEP HALİNDE ELEKTRONİK TEBLİGAT YAPILACAKLAR

Elektronik tebligat yapılabilecek diğer grup ise talebi halinde kendisine elektronik tebligat yapılabilecek olanlardır. Tebligat Kanunu 7/a 2. fıkraya göre;

“Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.”

Yapılacak tebligatların kendisine elektronik tebligat yolu ile yapılmasını talep eden kişilere bu talepten sonra tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur. Bu talepten sonra normal posta yolu ile tebligat yapılsa bile elektronik posta yolu ile yapılan tebliğ tarihi geçerli olacaktır[6].

2.5.ELETRONİK TEBLİGATI ÇIKARAN MERCİ

Tebligat işlemi için; bir gönderici, aracı ve alıcı bulunmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu klasik tebligat ve elektronik tebligat için tebligat işlemini gerçekleştirecek kurum olarak PTT’yi yetkilendirmiştir. Tebligat Kanun’unda tebligat çıkarmaya yetkili olan merciler, elektronik tebligat noktasında da yetkilidir. Tebligat Kanunu md.1 göre;

Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri,

Belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.”

Kamu Kurum ve Kuruluşları ile tüzel ve özel tüm kişiler “Elektronik tebligat Sistemine” üye olabilmektedir. Ancak üyelikle birlikte “kayıtlı elektronik posta” (KEP) adresi oluşturulmalıdır.

11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makamlar, elektronik ortamda oluşturdukları tebligatları elektronik ortamda tebliğ yapabilmeleri amacıyla PTT tarafından “Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi” kurularak elektronik tebligatların bu sistem üzerinden yapılması sağlanmaktadır. PTT, sistemin ve bu sistemde kayıtlı bilgi ve verilerin korunmasına ilişkin gerekli olan her türlü tedbiri alacaktır. Bu sistemin ve sistemde kayıtlı kişisel verilerin güvenliği de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde PTT tarafından korunması gerekmektedir.

2.6. ELEKTRONİK TEBLİGAT ADRESİ

Eski tarihli Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nde e-tebligat adresi PTT’den alınılabileceği gibi akredite olmuş diğer kayıtlı hizmet sağlayıcılar aracılığı ile yerine getirilebilmekte iken yeni elektronik tebligat yönetmeliği ile bu konuda PTT tek başına yetkili kılınmıştır. Bu bağlamda yeni tarihli Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 6. maddesi 1. fıkrasına göre;

“ (1) 5 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında kalanlar için başvuru, zorunluluğun başladığı tarihten itibaren bir ay içinde ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından PTT’ye yapılır.”

Bu madde hükmü ile elektronik tebligat adresi almak zorunda olan kişiler için olan düzenlemeye yer verilmiştir.

Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 7. maddesinde ise talep doğrultusunda elektronik tebligat adresi alacak olan gerçek veya tüzel kişilerin, elektronik tebligat adresi almak için PTT’ye başvuru yapabilecekleri düzenlenmiştir.

Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 8. maddesinde elektronik tebligat adresinin oluşturulmasına yer verilmiştir. Bu madde hükmüne göre;

“PTT, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturur ve UETS’ ye kaydeder.”

Kısaca e-tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercii elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ ye teslim eder ve elektronik tebligat işlemleri UETS aracılığı ile yürütülür. UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgası ile ilişkilendirerek muhatabın elektronik posta adresine ulaştırır ve tebligata ait delil kaydı elektronik tebligat mesajının tamamının ulaştığı anda üretilir. Elektronik posta adresine tebligat geldiğine ilişkin olarak bilgilendirilmek isteyen muhatap, e-posta adresini veya SMS özelliği olan telefon numarasını PTT’ye bildirir. Elektronik tebligat posta kutusuna ulaştığı anda PTT tarafından bilgilendirme mesajı muhataba gönderilir. Ancak bu mesaj sadece bilgilendirme amaçlıdır. Zira bilgilendirmenin yapılmamış veya geç yapılmış olması tebligatın geçerliliğini etkilemez[7]. Kanun uyarınca, yalnızca PTTKEP hesabı edinerek bu hesap üzerinden muhataplara elektronik tebligat gönderilebilir.

Elektronik tebligatta verilecek elektronik adresin, herhangi bir elektronik adres değil, ancak “tebligata elverişli” elektronik adres tebligat için esas alınacaktır (Elektronik Teb. Yön. m. 6, 3). Zira merkezi Türkiye’de olmayan ve kontrol edilemeyen, denetlenemeyen bir elektronik adres birçok sakıncayı doğurabilir. Normal tebligatta, tebligatın ulaşıp ulaşmadığı veya tarihi ve benzeri hususları kontrol etmek bakımından posta idaresinden sorulabilmesinde olduğu gibi, elektronik tebligatın da benzer şekilde kontrol edilebilir ve güvenilir olması gerekir[8].

2.7.ELETRONİK TEBLİGATIN YAPILAMADIĞI HALLER

Elektronik Tebligat Kanunu md.7/a 3. fıkrasına göre;

“ Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır’’.

Bu madde hükmüne göre, tebligatı çıkaran mercii veya muhatabın dışında gerçekleşen nedenlerle elektronik tebligat yapılamaması durumunda diğer usullere göre tebligat yapılacağı belirtilmiştir. Elektronik tebligatın yapılmadığı hallere şu örnekler verilebilir: elektronik postaların engellenmesi, teknik alt yapıda hasarların oluşması, başkaları tarafından tebligatın engellenmesi. Bu durumlarda ilgilinin iradesi dışında elektronik tebligatın yapılamaması söz konusudur[9]. Madde düzenlemesi ile elektronik tebligat yapılamadığı hallerde diğer tebligat yollarının mevcut olduğu hususu düzenlenmiştir.

2.8. ELEKTRONİK TEBLİGATIN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

2.8.1. ELEKTRONİK TEBLİGATIN OLUMLU YÖNLERİ

Normal posta yolu ile yapılan tebligatlarda usulüne aykırı olarak pek çok tebligat yapıldığı uygulamada görülmektedir. Elektronik tebligat ile yaşanan bu usulsüzlüklerde düşüş olduğu söylenebilir. Bir anlamda elektronik tebligat ile usulsüz olarak yapılan tebligatlar minimize edilmeye başlanmıştır. Yine tebligattın yapıldığı tarih olarak elektronik adreste bulunan tebligatın açıldığı tarih değil, muhatabın elektronik posta adresine ulaştığı günü takip eden günden itibaren beşinci günün tebliğ tarihi olması hasebiyle muhatabın tebliğ konusunda araştırma ve değerlendirme yapma konusunda daha uzun bir zamanı olmaktadır. Tebliğ tarihine ilişkin bu düzenleme ile elektronik tebligat teslim ve okunma garantisi sunmaktadır.

Yine elektronik tebligat normal tebligata göre daha hızlı ve daha az masraflıdır. Elektronik tebligatın yaygınlaşması ile birlikte postadan kaynaklı gecikmeler ortadan kalmıştır. Zira normal posta ile tebligat ceza mahkemelerinde yaklaşık 14 gün, hukuk mahkemelerinde 11 günde muhataba ulaşmakta iken, elektronik tebligat saniyeler içerisinde muhataba ulaşmaktadır[10].

Elektronik tebligat, normal posta yoluyla yapılan tebligata göre daha ekonomiktir. Posta yolu ile yapılan tebligat ücreti ortalama 19 TL iken elektronik tebligat ücreti 6 TL Kısaca elektronik tebligat daha hızlı olmakla birlikte daha da ekonomiktir. Yine normal tebligatta gönderilen evrak ağırlığına göre tebligat ücreti çıkarken elektronik tebligatta gönderilen evrakın çok olması durumu değiştirmediği için muhataba daha fazla bilgilendirme evrakı daha az masrafla gönderilebilecektir. Kısaca elektronik tebligatta muhatap daha erken ve ayrıntılı bilgilendirilmektedir.

Yargı sistemimizde elektronik tebligat kullanılması ile birlikte davaların daha hızlı ve daha az masrafla sonuçlanması yanında elektronik tebligat ile fiziki olarak bir evrak gönderimi söz konusu olmadığı için çevre ve doğayı korunması açısından da oldukça önem arz etmektedir. Binlerce sayfa kâğıt israfı elektronik tebligat ile önlenmekte olup yazıcı için kullanılan toner, mürekkep gibi kimyasallar kullanılmayarak çevre için doğacak zararlar önlenmektedir. Yine elektronik tebligat ile arşivleme maliyeti de düşmektedir.

Fiziki dava ve icra dosyalarının saklanması süresi on yıl iken, Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin “İşlem Ve Delil Kayıtlarının Muhafazası” başlığını taşıyan 15/1 maddesinin ç bendinde elektronik tebligatta delil kayıtlarının otuz yıl muhafaza edileceği düzenlenmiştir. Dijital ortamın sağladığı depolama kolaylığı ile uzun yıllar boyunca evraklara erişim imkânı elektronik tebligat halinde sağlanmaktadır.

Uygulamadan en yaygın ihalenin feshi sebeplerinden birisi usulsüz tebligattır. Tebligatların, elektronik tebligatla yapılması sayesinde usulsüz tebligat işlemlerinin önüne geçilmiş olup bu sayede de sonuçları bakımından büyük önem arz eden ihalenin feshi davaları önemli ölçüde azalmıştır.

2.8.2. ELEKTRONİK TEBLİGATIN OLUMSUZ YÖNLERİ

Elektronik tebligatın yukarıda sayılan pek çok olumlu yönü bulunmakla birlikte doktrinde eleştirilere neden olan olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Şöyle ki; tebligat elektronik ortamda yapıldığından ilgili kişiye gerçekten tebligatın ulaşıp ulaşmadığının tespiti yapılamamaktadır. Tebligat yapılacak kişi mesaj ya da mail yoluyla bilgilendirilmektedir. Ancak UETS de tebligatın okunduğuna ya da alındığına dair bir buton ya da geri bildirim ekranı olmadığından tebligat yapılan şahsın tebligattan gerçekte haberdar olup olmadığı bilinememektedir.

Tebligatın alındığına dair geri bildirim butonu olmaması tebligatı bir an önce alıp süreleri başlatmak isteyen taraf için hak kaybı oluşturabilmektedir. Sonuçta tebligat yapılacak kişi UETS’de tebligat evrakını almış ve aslında süreler başlamış olsa da son uygulama ve içtihatlar kapsamında her halükarda UETS’ye evrak konulduktan 5 gün sonra tebligat yapılmış sayılacağından bu süreyi beklemek zorunda kalmaktadır. Bu ise, süreleri azaltmak yönündeki isteğe aykırılık oluşturmaktadır. Örnek vermek gerekirse, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarında süreci hızlandırmak isteyen taraf elektronik tebligat sebebiyle belli bir süre beklemek zorunda kalmaktadır.

Bir başka örnek, davası usulden reddedilmiş olan davacının yeni dava açmasında ve derdestlik engeline takılmamak için derdest davayı bir an önce kesinleştirmek istemesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Bu durumlarda kalemde tebligatı elde almak bir çözüm olarak akla gelebilirse de muhatabın buna mecbur bırakılmaması gerekir. Kaldı ki, elektronik tebligatın gönderilmiş olduğu durumlarda tebligatı çıkaran merci (özellikle mahkeme kalemleri) bunu kabul etmeyebilmektedir.

Bu durumun önüne geçmek adına ya UETS’ye “okudum” veya “tebliğ aldım” şeklinde bir buton eklenebilir ve bu butonun işaretlenmesi ile tebligat yapılmış olur. Bu şekilde yaşanacak hak kayıplarının önüne geçilmiş olunacaktır.

2.9.ELEKTRONİK TEBLİGATIN GÜVENLİĞİ

Ulusal Elektronik Tebligat Sisteminde, kamu kurum ve kuruluşlarının PTT ile aralarında oluşturulacak entegrasyon altyapısının, sadece kamu kurumlarının arasındaki güvenli bağlantı ihtiyacını karşılayan Kamunet ağı üzerinden sağlanması planlanmaktadır.

E-tebligat sisteminde elektronik imza ve zaman damgası kullanılarak; gönderici teyidi, alıcı teyidi, içeriğin değişmediği teyidi ile gönderim ve alım zamanlarının ispatı yapılabilmektedir.

PTT tarafından garanti edilecek ve hukuken geçerli delil seti oluşturacak şekilde deliller 30 sene muhafaza edilecektir.

3. ELEKTRONİK TEBLİGAT VE ULUSAL YARGI AĞI PORTALI (UYAP) SİSTEMİ

3.1.GENEL OLARAK

Tebligat, bir haber verme aracı olmakla birlikte aynı zamanda hukuki sonuçları da bulunan bir işlemdir. Yani tebligat ile sadece haber verilmemekte aynı zamanda yargılamaların daha hızlı ve kesintisiz olması da amaçlanmaktadır. Zira, pek çok yargısal faaliyet çerçevesinde muhataba usulüne uygun tebligat yapılmadan daha sonraki aşamalara geçiş mümkün olmamaktadır.

Elektronik tebligata ilişkin olarak UYAP sisteminde alt yapı 29.06.2015 tarihinde tamamlanarak ülkemizde uygulanmaya başlanmıştır[11]. Elektronik tebligat yönetmeliği uyarınca; avukatlara isteğe bağlı olarak, yani talep halinde kendisine elektronik yolla tebligat yapılabilecektir. Ancak bunun için avukatların öncelikle e -imza uygulamasını kullanması akabinde avukat portal sistemlerinden UYAP’a girerek gerekli işlemlerin yapılması gerekmektedir.

Elektronik tebligat UYAP sisteminde öncelikle İcra İflas Müdürlükleri’nce, ülkede faaliyet gösteren 47 bankanın elektronik tebligat adresi UYAP sistemine tanımlanarak bankalara elektronik tebligat yapılmaya başlanmıştır.

UYAP sisteminde gerçek ve tüzel kişilere talepleri halinde elektronik tebligat yapılabilmektedir. Taleple birlikte bildirilen elektronik adresin tebligata elverişli ve denetimi mümkün bir elektronik adres olması gerekmektedir. Bunun için de öncelikle denetimin sağlanması açısından PTT (KEP) sistemine kayıtlı bir adres olması gerekmektedir. Zira normal posta yolu ile yapılan tebligatta olduğu gibi elektronik tebligatta da; tebligatın ulaşıp ulaşmadığı, ulaştı ise tebliğ tarihinin tutulan veriler aracılığı ile denetlenebilir olması gerekmektedir.

Ancak elektronik tebligatta normal tebligattan farklı olarak, tebligat yapıldığını gösterir bir imza veya geri dönüş olmaması uygulama da bazı aksaklık ve hak ihlallerine neden olabilmektedir. Şöyle ki; elektronik tebligatta ilgilinin tebligatı aldığına ilişkin olarak elektronik posta adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günü sonunda tebligatın yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Yani ilgilinin kabul veya onay işlemine gerek duyulmaksızın tebligatın yapılmış sayılacağına yer verilmiştir.

Kısaca elektronik tebligat normal tebligata göre daha hızlı ve ekonomik olmakla birlikte tebligatın alındığına ilişkin bir geri dönüşün veya bildirimin olmaması bir eksikliktir.

3.2.ELEKTRONİK TEBLİGATIN YAPILDIĞI TARİH

Türk Yargı Siteminin teknolojik gelişmelere ile birlikte UYAP kullanmaya başlaması, pek çok işlemin UYAP sistemi üzerinden yapılabiliyor olması; tüm dünyada etkisini gösteren, hayatı durma noktasına getiren “Coid-19” virüs salgını olduğu dönemde uzakta çalışma imkanı olması nedeni ile pek çok avukat ve hakim-savcı evinden de çalışmaya devam edebilmektedir. Elektronik tebligat normal tebligata göre daha ekonomik ve daha hızlı olmasının yanında muhatabın tebligattan daha kolay haberdar olmasını ve uzaktan çalışma imkânı sağlaması açısından da önem arz etmektedir. Keza pek çok avukatın ofisine gidemediği böyle bir dönemde elektronik tebligatın da önemi bir kez daha anlaşılmış olmaktadır.

Elektronik tebligatın ne zaman yapıldığı konusu mevzuata belirtilmiş olmakla birlikte uygulamada yaşanan sorunlar ve yargı kararları çerçevesinde tebliğ tarihinin tespiti hususunu, sürenini tebliğ ile başlaması ve tefhim (öğrenme) ile başlaması şeklinde ikiye ayırarak incelemenin doğru olduğu kanaatini taşımaktayız.

3.2.1.TEBLİĞ İLE SÜRENİN BAŞLAMASI DURUMUNDA

Uygulamada e-tebligat olarak kısaltılan elektronik tebligat, kimlik bilgileri veya sistem bilgileri nazara alınarak PTT tarafından UETS ‘ye kayıt edilen tebligat adresine, oluşturulan tebligat evrakı gönderilir. Bu tebligat evrakı muhatabın posta adresine konulduktan sonra tebligatın ne zaman yapılmış sayılacağı hususuna Tebligat Kanunu 7/a maddesinde yer verilmiştir. Bu madde hükmüne göre;

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır”

Bu beş günlük sürenin hesaplaması yapılırken, elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı tarih (gün) sayılmayarak, postanın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı günü izleyen günden itibaren beş gün sayılarak süre hesaplanacaktır.

Sürenin bu şekilde hesaplanmasının avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Şöyle ki; elektronik postanın gönderildiği muhatap, kayıtlı olan elektronik posta hesabını kontrol etmeyerek süreyi uzatmaya veya tebligatı almayarak, evrakın tebliğ ile doğacak sonuçlarını engelleme veya geciktirme imkânına sahip olmayacaktır.

Elektronik tebligatın ne zaman yapıldığı Tebligat Kanunu’ndaki düzenlemenin yanında Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 9. maddesinin 6. fıkrasında da düzenlenmiş olmakla birlikte, muhatabın elektronik adresine ulaşan elektronik tebligatın tebliğ tarihinin belirlenmesi hususu uygulamada tereddütlerin yaşanmasına neden olmuştur.

Tebliğ tarihine ilişkin olarak Yargıtay’ın Daireleri arasında da birbiri ile uyumlu olmayan kararlar verildiği görülmektedir. Yargıtay bir kararında, tebligatın muhatabın posta kutusuna konulduğu gün muhatapça açılması halinde tebliğ tarihi olarak tebligatın açılma tarihini kabul etmiştir [12]. Yargıtay’ın bu kararından sonra elektronik tebligatın tebliğ tarihinde tereddütler yaşansa da, aynı Daire, kararın maddi bir hataya dayanılarak verildiği yönündeki itiraz üzerine bu defa 03 Aralık 2019 tarihli ve 2019/7836 Esas, 2019/21446 Karar sayılı kararıyla önceki kararını ortadan kaldırmıştır. Dairenin 03 Aralık 2019 tarihli kararında, elektronik tebligatın muhatap tarafından okunup okunmadığına bakılmaksızın tebligatın, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı günden itibaren beşinci günün sonunda yapılmış sayılması gerektiğine yönelik karar verilmiştir.

Başka bir Yargıtay kararında[13] da tebliğ tarihi olarak muhatabın posta kutusuna tebligatın konulduğu günü takip eden beşinci gün tebliğ yapıldığına ilişkin karar verilmiştir.

Anayasanın 125. maddesinin üçüncü fıkrasında idari işlemlere karşı açılacak davalarda, dava açma süresinin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı belirtilerek dava açma hakkının korunması amaçlanmıştır.Tebligat evrakı ile sadece bilgilendirme yapılmamakta bu bilgilendirme sonucu kişilerin itiraz etme, dava açma ve savunma yapma gibi yasal haklarını kullanmasına imkan tanınmaktadır. İşte idarenin eylem ve işlemine karşı bir dava açılacak olması halinde muhatap elektronik posta kutusundaki tebligat görmediği için sürenin kaçabileceği ileri sürülerek hak ihlali oluştuğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmıştır.

Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu inceleme sonucu; “Bu durumda günümüz teknolojik imkân ve koşullarında elektronik posta adresini beşer günlük aralarla kontrol etme yükümlülüğünün mücbir sebep hâllerinde beş günlük kanuni sürenin işlemeyeceği hususu da gözetildiğinde makul olmayan bir külfet getirmediği, kuralda birey ile kamu yararı arasındaki dengenin korunduğu, mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın ölçülü olduğu sonucuna ulaşılmıştır[14],şeklinde karar vermiştir.

Kısaca bu karar ile Anayasa Mahkemesi eşitlik ve mahkemeye erişim hakkı ilkesine bir aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile itirazı ret etmiştir.

Türk Hukuk Sisteminde pek çok durumda kural olarak süreler tebliğ ile başlamakta iken bazı durumlarda sürenin tefhim ile başladığı görülmektedir. Böyle bir durumda elektronik posta yolu ile tebligat yapılması durumunda sürenin ne zaman işleyeceği hususu tereddütlere neden olmuştur. Zira posta kutusuna tebligatın ulaştığı gün muhatap tarafından tebligatın açılması halinde tebligat ne zaman yapılmış sayılacaktır.

Adalet Bakanlığı (Bakanlık) tarafından anılan Yönetmelik uyarınca hazırlanan "Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi ile İlgili Teknik Kriterlere İlişkin Usul ve Esaslar" düzenlemesinin "Deliller" başlıklı 5. maddesine göre tebligat muhatabın posta kutusuna ulaştığı ve açılması halinde tebligatın açıldığına ilişkin bir delil kaydı oluşturulmakta olup artık muhatap tebligat konusu evraktan haberdar olmaktadır.

İşte Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru gibi sürenin tefhim ile işleyeceği hallerde; tebligatın açılması ile delil kaydı oluştuğu da nazara alınarak tebligatın açıldığı tarihte öğrenilmiş olduğu kabul edilerek sürenin tebligatın açılması ile başlayacağına dair Anayasa Mahkemesi tarafından karar verilmiştir[15].

Elektronik posta kutusuna tebligat evrakı ulaştıktan beş gün sonra açılması halinde yani posta kutusundaki tebligatın açılma, öğrenme tarihinin tebligatın yapılmış sayılacağı beşinci günden sonra yapılmış olması durumunda sürenin ne zaman başlayacağına ilişkin uygulamada tereddütlerin yaşanacağını düşünmekteyiz. Bu nedenle posta kutusunda ulaşan tebligat açıldıktan sonra fiziki tebligatta, tebligat mazbatasına benzer daha doğrusu aynı işlevi sağlayacak, “açıldı –okundu- kabul edildi” gibi butonların bulunmaması bir eksikliktir.

Uygulamada görmüş olduğumuz eksikliklerden biri de, muhatap için ivedi olan durumlarda fiziki tebligatı kalemden veya daireden alınması mümkün iken; elektronik tebligatta beş günlük sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Kararın kesinleşmesi halinde kesinleşme şerhi yapılması için beş günlük sürenin geçmesinin beklenmesi hak kayıplarına neden olabilmektedir. Bu nedenle fiziki tebligatta olduğu gibi muhatabın tebligatı aldığını beyan edeceği bir buton bu açıdan da yararları olacaktır.

3.3. ELEKTRONİK TEBLİGATTIN YAPILDIĞINA İLİŞKİN BELGELENDİRME

Tebligat işleminde, öncelikle teslim yapılması, teslimata bağlı olarak bilgilendirme ve en önemlisi de teslim işleminin belgelenmesi gerekmektedir. Tebligat gerek normal posta yolu ile gerekse elektronik posta yolu ile yapılsın sayılan üç fonksiyonun birlikte gerçekleşmesi halinde adil yargılanma hakkına ilişkin işlevini tebligat yerine getirmiş olacaktır. Zira bu üç fonksiyon gerçekleşince muhatap süresi içinde tebligat konusuna ilişkin bir işlemde bulunabilecek, savunma ve iddiada bulunabilecek, itiraz veya kanun yoluna ilişkin haklarını kullanabilecektir.

Normal posta yolu ile yapılan tebligatta muhataba usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı posta memuru tarafından düzenlenen ve teslim edilen kişiye imzalattırılan teslim tutanağı ile belgelendirilmektedir. Elektronik tebligatta fiziken tebligat zarfı ve tebliğ mazbatası bulunmamaktadır. Bu durumda da yapılan tebligatın belgelenme sorunu gündeme gelebilmektedir. Elektronik tebligata ilişkin olarak muhatabın bildirdiği telefon numarasına veya mail adresine de tebligat ile ilgili bilgilendirme mesajı gönderilmekte olup bu sadece bilgilendirme amaçlıdır.

KEP sistemi üzerinden kayıtlı elektronik posta gönderimi ve alımı prosedüründe her bir aşama güvenli elektronik imza ve zaman damgası ile kaydedilmektedir. Elektronik tebligatta belgelendirme fonksiyonu böylelikle sağlanmaktadır.

Elektronik tebligat yönetmeliğinin “Elektronik tebligatın muhatabın adresine ulaşmasına dair delil kaydının bildirimi” başlığını taşıyan 12. maddesinde;

(1) UETS, elektronik tebligatın muhatabın adresine ulaşıp ulaşmadığına dair delil kayıtlarını tutar ve bu kayıtları, tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercie derhâl ve e