Giriş
6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un üçüncü bölümünde yasaklı fiiller ve ceza hükümleri başlığı altında 11. maddede şike ve teşvik pirimi suçunun, 11 fıkra halinde düzenlendiğini görmekteyiz. Kanun koyucu spor güvenliğini ve sporun berraklığını koruyabilmek adına Anayasa’nın 59. maddesine uygun şekilde bu madde ile düzensizliğin önüne geçmeyi arzulamıştır.
Türk Dil Kurumu’na göre şike, “Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma”; teşvik ise, “Belirli bir iktisadi veya sosyal amaca ulaşabilmek için maddi destek ve hukuki kolaylıklar biçiminde verilen ödül” demektedir.
Demek ki belli bir spor müsabakasını sonucunu etkilemek amacıyla hareket eden kişi bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin ediyor ise bu eyleminden dolayı cezalandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Korunan Hukuki Değer
Bir suç kapsamında korunan hukuki değer veya yarar, bir anlamda, o eylemin suç olarak nitelendirilmesinin geri planındaki düşünce, gerekçe veya hukuki konudur. Şike ve teşvik primi fiilleri Türk Hukuku’nda 6222 sayılı Kanun’dan önce Ceza Kanunu’nda veya özel ceza kanunlarında veyahut ceza içeren diğer kanunlarda suç olarak düzenlenmemişti. Bu fiilin suç olarak düzenlenmesiyle, spor müsabakalarının dürüst, güvenilir ve spor ahlakına uygun bir şekilde gerçekleşeceğine, sporcuların veya kulüp yöneticilerinin müsabakaların sonuçlarını menfaat karşılığında değiştirmeyeceğine yönelik olarak toplumda oluşan güven ve inanç korunmak istenmektedir.[1] Bu doğrultuda suçun kamu güvenine karşı işlenen suçlardan olduğunu söylemek mümkündür. Şike ve teşvik primi suçlarında korunan hukuki değer, spor müsabakalarında herhangi bir şüphe uyandırmayacak şekilde, kurallar çerçevesinde, dürüst bir şekilde gerçekleşeceğine dair toplumda güven duygusu uyandırmaktır.
Suçun Temel Unsurları
a. Tipiklik Unsuru
Suçun tipiklik unsuru, suç sayılan fiilin ceza normundaki soyut tasviri olarak ifade edilir.[2] Bir fiilin suç teşkil edebilmesi için, öncelikle Ceza Kanunu’ndaki tanıma, yani model veya tipe uygun olması gereklidir. İnceleme konusu olan şike ve teşvik primi suçunu, tipiklik açısından değerlendirdiğimizde belirtmeliyiz ki fail tarafından ortaya konulan hareketlerin 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinde yer alan suçun tanımına da uygun olması gerekmektedir.[3]
Şike suçundan bahsedebilmek için belirli şartlar aranmaktadır. Bu şartlara baktığımızda;
- Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin etmek,
- Bir müsabakanın sonucunu şike kapsamına giren hareketlerle değiştirmek amacıyla bu eylemleri gerçekleştirme kabiliyetine sahip olan kimsenin kendisine teklif olunan veya sağlanan kazanç veya sair menfaati kabul etmek,
- Tarafların belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla kazanç veya sair menfaat temin etme konusunda anlaşmaya varmış olmaları,
- Taraflar arasında yapılan şike anlaşmasının varlığını bilerek bu anlaşma doğrultusunda şikeli sonucun ortaya çıkmasına katkıda bulunma eylemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.[4] denilmektedir. Demek ki tüm bu hususlar varlık gösterdiği noktada makalemizin konusu olan şike ve teşvik primi suçundan bahsetmek pek ala mümkün olacaktır.
b. Maddi Unsur
b.a Suçun Konusu
Şike suçunun konusu, kazanç veya sair menfaattir.[5] Ancak suçun tanımında yer alan kazanç veya sair menfaat ile neyin kast edildiğine kanunda yer verilmemiştir. İleri sürülen görüşlerden ilki söz konusu kazanç veya sair menfaatin maddi bir yarar olduğu şeklindedir.[6] Ancak bir diğer görüş kazanç veya sair menfaat arasında bir ayrım yapmaktadır. Buna göre kazanç kelimesi parasal bir değer ifade ederken, sair menfaat ibaresi maddi veya manevi menfaatlerin tümünü ifade etmektedir.[7] Başka bir görüşe göre ise hem kazanç hem de sair menfaatten anlaşılması gereken maddi ve manevi her türlü kazanımdır. Önemli olan söz konusu kazanımın kendisine sağlanan veya teklif edilen kişiyi tatmin edici nitelikte olmasıdır.[8] Görülmektedir ki, kişiye yarar sağlayan her türlü maddi ve manevi yarar suçun konusunu oluşturmaktadır. Kazanç ve sair menfaat terimleri arasında ikili bir ayrım yaptığımız vakit, kazanç kelimesinden kişinin ekonomik durumunda iyileşme maksadı taşıyan her türlü eylem olduğu su götürmez bir gerçek iken, menfaat terimi için Türk Ceza Kanunu’na baktığımızda ortak bir anlayış olduğunu söyleyemeyiz. Ancak konu bazına indirgediğimizde menfaat kelimesinin kişinin maddi veya manevi değerlerinde bir artışa sebebiyet verdiğini ifade etmek için kullanıldığını görmekteyiz.
Şike suçu “belirli bir spor müsabakasının” sonucunu etkilemek amacıyla gerçekleştirilir. Dolayısıyla şike anlaşmasının konusunu belirli bir spor müsabakası oluşturmaktadır. 6222 sayılı Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (ı) bendinde spor müsabakası; “Federasyonların düzenlediği veya düzenlenmesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışma” olarak tanımlanmıştır. Aynı maddenin (a) bendine göre ise “Federasyonlar: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren federasyonları, bağımsız spor federasyonlarını ve Türkiye Futbol Federasyonunu” ifade etmektedir. Bunların dışında kalan federasyonlarca düzenlenen spor müsabakaları, 11. maddenin kapsamı dışındadır. Bu nedenle federasyonların düzenlemediği veya düzenlenmesine izin vermediği ya da katkıda bulunmadığı spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla yapılan şike anlaşmaları bakımından bu suçun oluştuğu söylenemez.[9]
b.b. Fiil
Şike suçunu oluşturacak fiiller 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında;
(1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
hükmolunarak fiil kısmını oluşturacak eylemler; “Kazanç veya sair menfaat temin etmek”, “menfaatlenmek”, “kazanç veya sair menfaat temin etmek veya kazanç ve sair menfaat kabul etme hususunda anlaşmaya varmak”, “şike anlaşmasına bilerek katkıda bulunmak” olarak sıralanabilir.[10] Görülmektedir ki suçun oluşabilmesi kanunda hükmolunan fiilleri gerçekleştirmek yeterli olup spor müsabakasının sonucunda değişiklik meydana gelmesine gerek yoktur.
b.c. Fail
Ceza hukukunda fail, tipiklikte yasaklanan hareketi ( haksızlığı ) gerçekleştiren kişi olarak tanımlanır.[11] Kanun maddesinde şike suçunun faili olabilmek için herhangi bir özellik aranmadığından bu suçun faili herkes olabilir. Ancak belirtmek gerekir ki bu suçun failinin tüzel kişi olabilmesi mümkün değildir, yalnızca gerçek kişiler suçun faili olabilmektedir. Ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 7. fıkrasında; suçun, spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde gerçek kişilere ek olarak idari para cezasının da uygulanabilme alnına yer verilmiştir. Bununla birlikte menfaat temin eden taraf ile menfaat temin edilen kişi arasında bir ayrım yapmak gerekmektedir. Kazanç veya sair menfaat teklifi eden kişi bakımından herhangi bir özel niteliğe ihtiyaç bulunmamakla birlikte ancak kendisine menfaat temin veya vaat edilen kimsenin spor müsabakasının sonucunu etkileme imkanına sahip bir kişi olması gerekmektedir.[12] Menfaat temin edilen kişinin bu vasıflara sahip olması suçun oluşması için yeterlidir. Kişinin söz konusu vasıflarını kullanarak maçın sonucunu etkilemiş olması gerekmez.[13]Sporcular, antrenörler, kulüp yöneticileri, hakemler bu kimselere örnek olarak verilebilir. Söz konusu kimse eğer karşılaşmanın sonucunu etkileyebilecek niteliğe sahip değilse bu durumda elverişlilik olmadığı için işlenemez suç gündeme gelecektir.[14] 6222 sayılı Kanun’un 11/4.a-b bentlerine baktığımızda suçun en az iki kişi tarafından işlenebilen çok failli suçlardan olduğunu görmekteyiz. Buradan anlaşılması gereken kendisine menfaat sağlanan kişi de suçun faili konumundadır. Bu suçun işlenebilmesi için bir tarafta belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, diğer tarafta da kendisine kazanç veya sair menfaat temin edilen kişi bulunmaktadır. Nitekim failler aynı amacın gerçekleşmesi için farklı yönlerden hareket etmektedirler.[15] Taraflardan biri menfaat temin eden, diğeri ise menfaat temin edilen kişidir ve her ikisi de aynı ceza ile cezalandırılacaktır.[16] 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin birinci fıkrasına göre de kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Bu düzenlemeden anlaşıldığı üzere taraflar sorumluluklarını şike veya teşvik primi anlaşmasından almakta, kendi fiilleri tek başına suçun tamamlanması için yeterli olmamaktadır.[17] Örneğin, X takımı ile Y takımı arasındaki final maçı öncesi, X takımının antrenörü X’in beraberlik şartına bağlı bahis oynamış ve Y takımının antrenörüne de bunun olması karşılığında bir miktar oran vereceğini dile getirilmiş ve anlaşma sağlanmışsa, bu husus Y takımının bir oyuncusu tarafından duyulmuş ve bir şekilde kayda alınmış ise sonuç beraberlik olmamışsa dahi burada menfaat yönünde anlaşma sağlandığından suçun vücut bulduğu gündeme gelmektedir.
b.d. Mağdur
Bir suçun mağduru tespit edilirken, o suçla korunan hukuki yarar ve değerin ne olduğuna bakılmaktadır. Bu anlamda, suçun mağduru, genel olarak, o suçla korunmak istenen hukuki yararın sahibi olan kişilerdir.[18] Bu suçun mağduru da kamuya karşı işlenen diğer suçlarda olduğu gibi toplumu oluşturan herkestir. Bununla birlikte aleyhine şike yapılan veya teşvik primi verilen spor kulübü ya da sporcunun açılan kamu davasına suçtan zarar gören olarak katılıp katılamayacağı sorusu akla gelebilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237. maddesinin ilk fıkrasına göre “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar açılan kamu davasına katılabilirler”. Şike veya teşvik primi nedeniyle şampiyon olamayan takım veya bir sporcu bu suçlar nedeniyle maddi kayba uğradığı hallerde, suçtan zarar gören olarak kabul edilebilirler.[19] Görülmektedir ki bu kişiler suçtan zarar gören sıfatıyla kamu davasına katılma talebinde bulunabilmektedirler.
c. Manevi Unsur
Şike suçunun manevi unsuru kasttır. Fail, suçun icrai hareketlerini bilerek ve isteyerek hayata geçirmekle beraber kazanç veya sair menfaat elde etme amacı taşımalıdır. Şike suçunun taksirle işlenebilme şekline 6222 sayılı Kanun’da yer verilmediğinden bu suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 1. fıkrasında; “Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, …Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.“ ibreleri yer alırken 2. fıkrada ise, “Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” hükmolunmuştur. Görülmektedir ki, kastın yanı sıra failin güttüğü amaç da şike suçu bakımından manevi unsurun bir kriteridir.
Bir diğer anlatımla şike suçunun oluşabilmesi, şikenin taraflarının belli bir amaca yönelik olarak, haksız bir kazanç veya menfaat temin etmesi, diğer tarafın bunu alması veya kabul etmesi ya da haksız bir kazanç veya menfaat temini hususunda tarafların anlaşmaya varmış olmaları ya da şike anlaşmasının bilmeye bağlı olarak bu anlaşmanın gerçekleşmesine katkıda bulunmasına bağlıdır. Şike bakımından spor müsabakasının sonucunun ne şekilde etkilenmeye çalışıldığının bir önemi bulunmamaktadır.[20]
Suçun Nitelikli Halleri
6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 4. fıkrasında şike suçunun cezayı arttıran nitelikli halleri düzenlenmiştir. Buna göre suçun; a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, b) Federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından, c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde, ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla, işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu bağlamda yukarıda sayılan nitelikli hallerin varlığı halinde verilecek olan ceza arttırılır. Ayrıca belirtmek gerekir ki belirtilen nitelikli hallerin bir veya birkaçının aynı anda gerçekleşmesi durumunda bu nitelikli hallerden ayrı ayrı olarak değil de, sadece bir kez yarı oranında ceza artırımı uygulanır. Ancak diğer nitelikli hallerin de olayda gerçekleşmesi TCK md. 61 gereğince temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacaktır.[21]
a. Suçun Kamu Görevinin Sağladığı Güven veya Nüfuzun Kötüye Kullanılması Suretiyle İşlenmesi
Türk Ceza Kanunu’nun tanımlar başlıklı 6. maddesine göre kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir. Kamu görevlisi görevi nedeni ile hem kendisine duyulan güveni hem de nüfuzunu kötüye kullanabilir.[22] Bu düzenlemede yer alan kamu görevinin doğruda doğruya sporla ilgisi olması gerekmemektedir. Nitekim kamu görevlisi olmanın bu suçun işlenmesinde ağırlaştırıcı nitelikte bir neden olarak kabul edilebilmesi için ilgili kamu görevlisinin eylemini, yürüttüğü görevin sağladığı bir güven veya nüfuz kapsamında yani bir anlamda onun sahip olduğu ve onu ayrıcalıklı kılan gücünü kötüye kullanarak işlemesi gerekmektedir.[23]Kanun koyucu bu düzenleme ile kamu görevlileri bakımından daha kolay bir şekilde işlenebilecek şike suçunu daha ağır bir şekilde cezalandırma yoluna gitmiştir. Bu nitelikli halde kamu görevlisinin, bu sıfatı nedeniyle sahip olduğu gücün şike suçunun işlenmesinde araç olarak kullanılması cezalandırılmaktadır.[24]Kamu görevlisi sıfatının suç işlendiği anda bulunması gerektiği gibi sonradan bu sıfatın kaybedilmesi suçun oluşmasına engel teşkil etmez.[25] Bu konuda karşılaşılacak en büyük sorun hakemlerin durumudur. 6222 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci ve temsilciler görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlarda kamu görevlisi olarak sayılmaktadırlar. Bu düzenlemeye göre bahsi geçen kişiler fail olarak değil de, mağdur oldukları durumlarda kamu görevlisi olarak kabul görmektedirler.
b. Suçun Federasyon, Spor Kulüpleri ve Spor Alanında Faaliyet Gösteren Tüzel Kişilerin, Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Başkan veya Üyeleri, Teknik veya İdari Yöneticileri ile Kulüplerin ve Sporcuların Menajer veya Temsilcisi Tarafından İşlenmesi
İlgili suçun federasyon, spor kulüpleri, spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişiler, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler, kulüp ve sporcuların menajerleri veya temsilcileri tarafından işlenmesi, verilecek cezanın yarı oranında arttırılmasını gerektirmektedir. Burada değinilmesi gereken önemli bir husus, bu bendin kanun koyucu tarafından değiştirilerek bu yeni halini almış olmasıdır.[26] Spor kulüpleri, Dernekler Kanunu’na göre teşekkül eden özel hukuk tüzel kişileridir. Kamusal faaliyet yürütmeyen spor kulüplerinin yönetim ve denetim organlarını oluşturan kimseler bu nedenle kamu görevlisi sayılmamakta ve bu kişiler bakımdan yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda kural olarak genel hükümler uygulanmaktadır.[27] Burada değinilmesi gereken husus, bu bendin değiştirilmesidir. Eğer bu değişiklik yapılmamış olsa idi, kamu görevlisi olarak da sayılmayan bahsi geçen kişiler suçun temel halinden cezalandırılacaktı. Bu nitelikli halin sadece başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden taraf bakımından uygulanacağı, şayet bu kişi menfaat temin edilen taraf ise bu nitelikli halin uygulanamayacağı ileri sürülmektedir.[28] Ancak hükümde herhangi bir taraf ayrımı yapılmamıştır. Bundan dolayı, spor müsabakası sonucunu değiştirmek üzere anlaşan her iki taraf için de şike suçunun nitelikli hali uygulanır.
c. Suçun, Suç İşlemek Amacıyla Kurulmuş Bir Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi
Kanun koyucu suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nitelikli halini şikenin örgütlü bir şekilde işlenmesini önlemek amacıyla düzenlemiştir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu TCK md. 220’de düzenlenmiştir. Bu maddede her ne kadar örgüt tanımı yapılmamış olsa da Yargıtay kararları ve öğretiye göre suç işlemek için örgüt kurma suçunun unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz: İşlenmesi amaçlanan suçlar için yeterli sayıda ancak en az üç kişinin bulunması, bu kişiler arasında suç işlemek için fiili birlik ve sürekli ve disiplinli işbirliği bulunması, hiyerarşik bir yapı, yasalarda öngörülen suçları işlemek üzere bir araya gelme ve işlenmesi amaçlanan suçlar için yeterli ve elverişli araç ve gerece sahip olmaktır.[29] Bu nitelikli halin düzenlenmesinin nedeni şike suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesinin daha kolay olmasıdır. Özellikle şike suçunun niteliği, spordan elde edilen ekonomik değerler, transfer sözleşmeleri, yayın anlaşmaları, sponsorluklar gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda, bu suçtan elde edilmesi beklenen menfaatin suç örgütlerinin ilgisini çekeceği açıktır. Bu nedenle bu suçun örgüt tarafından işlenmesinin nitelikli bir hal olması yerinde bir düzenleme olarak değerlendirilmektedir.[30]
d. Suçun Bahis Oyunlarının Sonuçlarını Etkilemek Amacıyla İşlenmesi
Bahis oyununda kazanma şansını artırmak veya kazanmayı garantilemek amacıyla bir spor müsabakasının veya yarışın herhangi bir aşamasının ya da sonucu etkilemesi için kazanç veya sair menfaat temini, temin olunan kazanç veya menfaatin kabulü, bu hususta anlaşmaya varılmış olması ya da anlaşmanın varlığını bilerek amacın gerçekleşmesine katkıda bulunulması halinde şike suçunun nitelikli hali gerçekleşmiş olacaktır.[31] Bahis oyunlarının kamuoyuna açık biçimde ilgili kamu idareleri tarafından oynatılması sebebiyle, bahis oyunlarından gerek kamu idareleri ve gerekse diğer oyuncular yüksek kazançlar elde etmektedir. Bu nedenle bahis oyunlarının hileli hareketlerle etkilenmeyeceği, dürüstçe icra edileceği hususunda toplumda bir güven oluşmuştur.[32] Bu nitelikli halin düzenlenmesindeki amaç yasal bahis oyunlarına duyulan güveni sarsan fiillerin cezalandırılması olduğundan, yasa dışı bahis oyunlarının sonucunu etkilemek üzere işlenen şike suçunun bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün gözükmemektedir.[33]
e. Suçun Teşvik Primi Verilmesi veya Vaat Edilmesi Suretiyle İşlenmesi
6222 sayılı Kanun’un 11. maddesi 5. fıkrasında “Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi” hali düzenlenmiştir. Teşvik primi, bir spor müsabakasının taraflarından birinin başarısını engellemek amacıyla, müsabakanın karşı tarafındaki takıma ya da sporcuya kazanç veya sair menfaat temin etmektir.[34] Şikenin tanımı ile daha az cezayı gerektiren nitelikli halin düzenlendiği 11. maddenin 5. fıkrasında yer alan ifadeleri birlikte değerlendirdiğimizde şike suçunun teşvik primi vermek veya vaat etmek biçimindeki nitelikli hali; belirli bir spor müsabakasının doğal seyrine göre olması gereken doğal sonucun, katılan takıma başarılı olmasını sağlamak amacıyla verilen veya vaat edilen kazanç veya sair menfaat etkilenmesidir. Öğretide haklı olarak teşvik primi verme veya vaat etme fiilinin, şike suçundan farklı bağımsız bir suç oluşturduğu 11. maddenin 5. fıkrasında yer alan düzenlemenin de belirtilen bağımsız teşvik primi suçunu tamamladığı ifade olunmuştur.[35] Teşvik priminde de müsabaka sonucunu etkilemek amacıyla bir menfaat temini veya vaadi söz konusudur. Ancak şikede menfaat verilen kişiden görevini yapmaması, yani spor müsabakasını kazanmaması istenirken, teşvik priminde görevini daha iyi bir şekilde yapması istenmektedir.[36] Teşvik primi vermekteki amaç müsabakadaki çekişmeyi arttırtmaktır. Kanun koyucu bu düzenleme ile bir takımın galip gelmesi yönünde etkilemek için yapılan hareketlerde daha az haksızlık muhtevası görmüştür. Çünkü teşvik priminde müsabakanın kaybettirilmesi değil, tam tersine olması gereken kazanma iradesini güçlendirme ve bu yolla menfaat temin etme söz konusudur.[37] Kanun koyucu madde metninde “bir takımın” başarılı olmasını sağlamaktan bahsetmiştir. Oysa teşvik primi, bireysel sporlarda bir sporcuya da temin veya vaat edilmiş olabilir.[38] Takım halinde yapılan sporlarda ise teşvik priminin takımın tamamına verilmesi gerekli değildir. Takımdaki oyunculardan bazılarına, antrenörlerine veya takımın mensup olduğu kulübe sağlanan menfaatler de bu kapsamda değerlendirilmelidir.[39] Bu nitelikli halin varlığını kabul etmek için teşvik priminin takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla verilmiş veya vaat edilmiş olması yeterlidir. Belirtilen amacın gerçekleşmiş olması gerekmemektedir.[40]
Suçun Özel Görünüş Biçimleri
a. Teşebbüs
6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.” Burada belirtilen düzenleme, teşebbüs konusuna ilişkindir. Teşebbüs, suç işleme kararı alınmasının ardından, suç yolunda hazırlık hareketlerinin tamamlandıktan sonra icra hareketlerine başlanması ama elde olmayan nedenlerle neticeye ulaşamama halidir.[41]Anılan maddenin 3. fıkrasında ise, teşebbüs konusu düzenlenmiştir. Suça teşebbüsten söz edilebilmesi için, işlenmek istenen suçun, teşebbüse elverişli olması gerekir. Kalkışma suçlarında, fiilin bizatihi teşebbüs aşamasında kalmış olması halinde, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunduğundan, bu suçlarda teşebbüsten dolayı cezada indirim yapılamaz, diğer bir ifadeyle bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.[42] Peki şike suçu için teşebbüs hükümleri hangi durumda uygulanacaktır? Bu soruya cevap olarak, şike suçuna teşebbüs hâlinin, ilgili spor müsabakası kapsamındaki şike anlaşması için bir girişimde bulunulması ama bu anlaşmanın gerçekleşmemesi durumu, verilebilir. Bahsi geçen şike anlaşmasında taraflar kazanç veya sair menfaatin temin edilmesi konusunda mutabık olamazsa yani anlaşma gerçekleşmezse, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı ve suçun teşebbüs hükümlerince değerlendirmeye tabi tutulacağı belirtilmektedir.[43]
b. İştirak
6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” denmektedir. Anlaşılacağı üzere şike ve teşvik primi suçları, çok failli suçlar kategorisine girmektedir. Burada yer alan düzenleme dolayısıyla, şike suçuna katılanların, yani şike anlaşmasının varlığından haberdar olup spor müsabakasının bu anlaşmada planlanıp kararlaştırıldığı yönde sonuçlandırılmasına katkı sağlayan kişilerin de fail gibi cezalandırılacağını ifade etmekte olup bu durum, ceza hukukunun genel hükümlerine paralel ve uygun bir düzenlemedir.[44] Ayrıca şike suçu belirli bir spor müsabakasının sonucunun değiştirilmesi amacıyla kazanç veya sair menfaat temini hususunda yapılan anlaşma ile tamamlanır, kazanç veya sair menfaatin temin edildiği anda sona ermiş olur. Bu nedenle suçun sona ermesi anına kadar suça iştirak mümkündür.[45]
c. Etkin Pişmanlık
6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 8. fıkrasına göre; “Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.” denmektedir. Fıkra metninden anlaşılacağı üzere; etkin pişmanlık, sadece ilgili spor müsabakası yapılmadan önce söz konusu olabilmektedir.[46] Kanun koyucunun belirlenen hükme yer vermiş olmasının amacı, şike ve teşvik suçlarına engel olmak, şike ve teşvik suçlarının gizli kalmasını önlemek biçiminde ifade edebiliriz[47] Yukarıda belirtilen şartların gerçekleşmesi hâlinde, faile ceza verilmeyeceği açıkça hükme bağlanmıştır. Buradaki düzenleme, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle şike suçu ve teşvik primi suçu ile etkin bir şekilde mücadele etmeyi gerçekleştirebilmek adına atılmış bir adım niteliğindedir. Ayrıca etkin pişmanlığın örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen şike veya teşvik primi suçu çerçevesinde gerçekleşmiş olması hâlinde ise, 5237 sayılı TCK’nin 221’inci maddesinde açıklaması yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır.[48]
d. İçtima
6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 10. fıkrasına göre; “Bu maddede tanımlanan suçların bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde, bunlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılarak tek cezaya hükmolunur.” denmektedir. Bu hüküm, Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde yer alan “zincirleme suçu” düzenleyen hükmün bir tekrarı niteliğindedir. Artık şike veya teşvik primi suçu işleme kararı kapsamında değişik zamanlarda birden fazla suç işlendiğinde, her bir şike suçu için ceza verilmeyecek, tek bir ceza hükmü verildikten sonra bu cezada belirli oranda artışa gidilecektir.[49] Öğretide, 11. maddenin 10. fıkrasının uygulanabilmesi, failin aynı suç işleme kararından bahsedebilmesi için 11. madde kapsamında yer alan fiillerin yakın zaman aralıklarında, örneğin bir şampiyonluk veya turnuva sürecinde işlenmesi gerektiği ifade olunmuştur.[50] Bunun yanında, aynı suç işleme kararı kapsamında 6222 sayılı Kanun’da veya TCK’da yer alan diğer suçlardan biri veya birkaçı 11. maddede yer alan suçlarla birlikte işlenmişse bu durumda artık gerçek içtima hükümlerinin uygulanması gerekecektir.[51]
Yaptırım
Şike suçunun cezası, kanunun ilk halinde beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası idi.[52] Ancak, 10.12.2011 tarih ve 6259 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle hapis cezasına ilişkin yaptırım “bir yıldan üç yıla kadar” şeklinde değiştirilmiştir. Suçun; a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, b) Spor kulübünün yönetim kurulu başkanı ve üyeleri tarafından, c)Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde, ç)Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla, işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır(m.11/4). Teşvik primi suçunun işlenmesi halinde ise, şike suçuna göre verilecek ceza yarı oranında indirilir. Kanun’un, 10.12.2011 tarih ve 6259 sayılı Yasanın 1. Maddesiyle eklenen 9. Fıkrasında, 11. Madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak 5271 sayılı CMK’nın 231. Maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği, verilen hapis cezası seçenek yaptırıma çevrilemeyeceği ve ertelenmeyeceği öngörülmüştür.[53] Kanunun 7. fıkrasına göre “suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüz bin Türk lirasından az olamaz” denmek suretiyle suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişi yararına işlenmesi halinde hükmolunan cezalara ek olarak idari para cezası verilmektedir. Kanun koyucu, şike ve teşvik primi suçu yönünden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasını öngörmemiştir.[54]
Yargılama Usulü
6222 sayılı kanunun 23. maddesi yargılama ve usul hükümlerini belirtmektedir. Şöyle ki, “(1) Bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği sulh veya asliye ceza mahkemeleri yetkilidir. (2) Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesi hükümleri, 11 inci maddede tanımlanan suç bakımından da uygulanır.” denmektedir. Şike suçu için öngörülen cezanın üst sınırının 3 yıl olması nedeniyle, bu suç Asliye Ceza Mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Nitekim Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 12.07.2011 tarih ve 219 sayılı kararı ile bu mahkemeler belirlenmiştir. Buna göre, bir asliye ceza mahkemesi olan yerlerde bu mahkeme, iki asliye ceza mahkemesi olan yerlerde 2. Asliye ceza mahkemesi, üç veya daha fazla asliye ceza mahkemesi olan yerlerde 3. Asliye ceza mahkemesi 6222 sayılı kanun kapsamında ihtisas mahkemesi olarak belirlenmiştir.[55] Suçun, cebir ve tehditle faaliyet gösteren suç örgütü kapsamında işlendiği iddia edildiği takdirde, yargılama makamı CMK 250. maddesi ile yetkili ve görevli ağır ceza mahkemeleri olacaktır. Suç örgütünün cebir veya tehditte bulunmadığı iddia edildiği takdirde, yargılama makamı yine asliye ceza mahkemesi olmalıdır.[56]
Kaynakça
- YAŞAR Yusuf, Şike ve Teşvik Primi Suçları, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020.
- EGEMEN Emir Efe, Türk Ceza Hukukunda Şike ve Teşvik Primi Suçları, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi, 2022.
- ÖZEN/YILMAZ, Şike ve Teşvik Primi Suçları, Ankara Barosu Dergisi, 2012.
- YILMAZ Murat, Ceza ve Spor Hukuku Açısından Şike Suçu, İstanbul Barosu Dergisi, 2012.
- DEMİRAL Büşra, Türk Ceza Hukukunda Şike ve Teşvik Primi Suçu, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi. Tam metin için bkz. http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/50911.pdf
- https://kulacoglu.av.tr/sike-ve-tesvik-sucu-yaptirimlari/
Av. Maşallah MARAL LL.M.
Bu köşe yazısı, Avukat Maşallah MARAL tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
---------------------
[1]Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler 5. bs., Seçkin, 2012, Ankara s. 51; Özen, Yılmaz, Şike ve Teşvik Primi Suçları, Ankara Barosu Dergisi 2012 ,s. 201, 202.
[2]Artuk-Gökmen-Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler 6. bs., Ankara Adalet, 2012 s.203
[3]Yaşar Yusuf, Şike ve Teşvik Primi Suçları, Ankara Barosu Dergisi, 2012 s.154
[4]Öztürk, Yavuz, Uzlaşmalı Müsabaka ve Teşvik Primi, Ankara 2012, s.22
[5]Özen, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Yer Alan Suçlar ve Yaptırımları, Ankara, Adalet, 2013 s.10.
[6]Güngör, Şike Suçu, Ankara Barosu Dergisi,2011, s. 40.
[7]Erdener Yurtcan, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu Yorumu,2. bs., Ankara, Adalet, 2011, s. 35; Şen, Özdemir, Şike, İstanbul, Yargın, 2012, s. 21, 22; Özen, a.g.e., s. 13.
[8]Özen, Yılmaz, Şike ve Teşvik Primi Suçları, 2012, Ankara Barosu Dergisi, s. 29; Donay, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi ve Şike ve Teşvik Primi, 2.bs., İstanbul, Beta, 2012, s.154,
[9]Özen, a.g.e., s. 29.
[10]Yaşar Yusuf, Şike ve Teşvik Primi , Ankara, 2. bs., 2020, s.157
[11]Fail hakkında geniş bilgi için bkz. Artuk, Mehmet Emin-Gökcen, Ahmet-Yenidünya , A. Caner, Ceza Hukuku Genel Hükünler, 10. bs., Ankara 2016, s. 272 vd ; Koca-Üzülmez, Ceza Genel, s. 114;Hakeri, Hakan Ceza Genel Hükümler, 16. bs., Ankara 2013, s. 127.
[12]Koca, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Düzenlenen Suçlar ve Kabahatler, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu, ed. Cumhur Şahin, İzzet Özgenç, İlhan Üzülmez, 2.bs., Gazi Üniversitesi Türk Ceza Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, Seçkin, Ankara, 2012, s. 54; Şen, Özdemir, Şike, İstanbul, Yargın, 2012 s. 18; Donay, a.g.e.,s. 154; Zafer, Belirli Bir Spor Müsabakasının Sonucunu Etkilemek Amacıyla Kazanç veya Sair Menfaat Temin Etme Suçu, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2021, s. 63; Güngör, a.g.e., s. 40.
[13]Koca, Belirli Bir Spor Müsabakasının Sonucunu Etkilemek Amacıyla Kazanç veya Sair Menfaat Temin Etme Suçu, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2021, s. 54, 55
[14]Zafer, a.g.e., s. 63; Şen, Özdemir, a.g.e., s. 19.
[15]Gülşen, Spor Hukuku, Ankara, Adalet, 2012, s. 201.
[16] Özgenç, “Değerlendirme ve Sonuç”, s. 107.
[17] Zafer, a.g.e, s. 60.
[18] Özbek vd. Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 4. bs., Ankara, Seçkin, 2020: 213
[19] Özen, Yılmaz, a.g.e., s. 26.
[20]Gülşen, a.g.e.,s. 207.
[21] İlhan Üzülmez, “Yeni Ceza Kanunu’nun Sisteminde Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi”, Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:10, S:3-4, 2006, s. 220.
[22]Donay, a.g.e.,s. 160.
[23] Egemen, Hukuk ve İktisat Araştırmaları Dergisi cilt 15 yıl 2022 s.32
[24] Özen, a.g.e., s. 63.
[25] Erman, Özek, Kamu İdaresine Karşı İşlenen Suçlar s. 100; Toroslu, Ceza Hukuku Özel Kısım 6. bs., Ankara, Savaş, 2012, s. 295.
[26]Egemen, a.g.e, s.33
[27] Gökcan, Artuç, Kamu Görevlisi ve Özel Soruşturma Usulleri, 2. bs., Ankara, Seçkin, 2008, s. 229.
[28] Şen, Özdemir, a.g.e., s. 39.
[29]Demiral Büşra, Türk Ceza Hukukunda şike ve Teşvik Primi Suçu, Yüksek Lisans Tezi, s.122
[30] Memiş-Kartal, “Şike”, Güncel Hukuk Dergisi, 2011, s. 37
[31]Yaşar, a.g.e., s.201
[32] Yurtcan, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu Yorumu, 2. bs., Ankara, Adalet,2011, s.40; Gülşen, s.212
[33] Baba, Şike ve Teşvik Primi Suçu, Türkiye Adalet Dergisi, 2021, s. 789.
[34] Özen, a.g.e., s. 34.
[35] Özgenç, Değerlendirme ve Sonuç, s.108; Özen, s. 34; Öztürk, s.29
[36] Bu nedenle “bir takıma karşılaşmada yenilmesi amacıyla teşvik primi verilmesi” ifadesi şike suçunun varlığı da dikkate alındığında uygun olmamaktadır. Eğer kazanç veya sair menfaat başarısız olunması amacıyla sağlanıyorsa bu durumda şike suçu oluşacaktır. (Türk Ceza Hukukunda şike ve Teşvik Primi Suçu Büşra Demiral s.122)
[37]Şen, Özdemir, a.g.e., s. 46
[38] Baba, a.g.e., s. 784.
[39]Özgenç, “Değerlendirme ve Sonuç”, s. 108; Koca, a.g.e., s. 56.
[40]Özgenç, “Değerlendirme ve Sonuç”, s. 109; Güngör, a.g.e., s. 40.
[41]Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 15. bs., Ankara, Adalet, 2013: 447
[42]Bkz. Öztürk-Erdem, s. 220; Artuk-Gökcen-Yenidünya, Ceza Genel, s. 586; Özgenç, Ceza Genel, s. 485; Koca-Üzülmez, Ceza Genel, s. 435; Demirbaş, s.488..
[43]Egemen, a.g.e., s.35
[44]Egemen, a.g.e., s.37
[45]Zafer, a.g.e., s. 73; Gülşen, a.g.e.,s. 216; Tezcan, Erdem, Önok, Ceza Hukuku Özel Kısım, 9. bs., Ankrara, Seçkin, 2013, s. 889.
[46]Egemen, a.g.e., s.36
[47]Yaşar, a.g.e., s.233
[48]Egemen, a.g.e., s.36
[49]Özen, Yılmaz, a.g.e., s.34
[50]Özen-Yılmaz, a.g.e., s.34
[51] Gülşen, a.g.e., s.218
[52]Özen, Yılmaz, a.g.e., s.35
[53]Yaşar Yusuf, a.g.e., s.239
[54]Yaşar Yusuf, a.g.e., s.245
[55]Özen, Yılmaz, a.g.e., s. 38
[56]Özen, Yılmaz, a.g..e., s.38