Soru ve sorun şu :
Seçim sonuçlarını elektronik ortamda belirleyen bir sistemde, oyları ve sonucu değiştirecek bir düzenek kurulabilir mi ?
Yani vatandaş istediği kadar, istediği partiye oy versin. Sandığa yansıyan seçim sonuçları internet kanalı ile yollanırken değiştirilebilir mi ?.
Hani eskiden bir şarkı vardı “Telgrafın tellerine kuşlar mı konar, insan sevdiğine böyle mi yanar” diye.
İşte o hesap, internetin sanal tellerine kuşlar konar ve verilen oylar kül olur, yanar.
Zira çağımızda devlet bile sanal oldu.
e-Devlet; tüm kamu hizmetlerine tek bir noktadan erişim olanağı sağlayan büyük bir internet sitesi olarak tanımlanıyor.
Yani “elektronik ortamda devlet.”
Bilgisayar başına oturuyorsunuz, internet kanalı ile sanal bir ortamda, sanal devletle tanışıyorsunuz.
Türkiye’nin en büyük üç e-Devlet projesini MERNİS, UYAP ve SEÇSİS oluşturuyor.
MERNİS, Merkezi Nüfus İdare Sisteminin ilk harflerinden oluşan bir kelime. MERNİS Projesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşlarına 11 haneden oluşan bir sayısal kimlik numarası verilip “fişlenerek” nüfus veri tabanı oluşturulup bütün iş ve işlemleri tek bir elden takip edilebiliyor. Projeye başlandığı 1960’lı yıllardan bu yana sistem veri tabanına girilen ölü ve sağ kişi sayısı 120 milyonu geçmiş durumda. Türkiye’nin nüfusu 75 milyon, kayıtlı kişi sayısı 120 milyon. İş daha burada çatallaşıyor.
UYAP, Ulusal Yargı Ağı Projesinin ilk harflerinden meydana gelen bir kelime. Açılan bütün davalar, yargı faaliyetleri tek bir merkezde toplanıyor ve tek bir merkezden kontrol edilebiliyor. Bunun vatandaşlar için sağladığı kolaylık, kendileri ile ilgili dava bilgilerini internet ortamından edinebilmeleri. Buna karşın, merkezi idare ve yönetim, bütün davalara ve yargı bilgilerine girebiliyor, taraflar hakkındaki her türlü bilgi ve belgeye ulaşabiliyor, yönlendirebiliyor. İşte, iş burada ikinci kez çatallaşıyor.
SEÇSİS ise, Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi’ni ifade ediyor. Böylece 81 İl, 957 İlçe ve 52 milyon seçmen ile ilgili bilgiler, yapılan seçimler, kullandıkları oylar ve seçim sonuçları tek bir merkezde toplanarak düzenlenip kontrol edilebiliyor. İş, burada iyice çatallaşıyor.
Seçmen Kütüğü Sistemi’nin ilk heceleri olduğu söyelenen SEÇSİS’in aslında, bu sistemi kuran “Sun Election Control System” den oluştuğu bile söyleniyor. Yani Türkçe olduğunu sandığımız isim bile Türkçe olmayabilir.
Türkiye’de merkezi seçmen kütüğünü kuran “Sun Microsystems” , “The Network is The Computer” vizyonu ile “herkesin ve her cihazın ağa bağlandığı bir dünyayı” yani “kontrol kulesindeki tek bir el tarafından yönetilebilen dünyayı” öngörüyor.
Sun Microsystems; finans, üretim, medya, savunma sanayi, kamu kesimi gibi alanlarda 100’ün üzerinde ülkede faaliyet göstererek, bu ülkeleri ve dünyayı kontrolü altına alıyor. Küresel sermayeye hizmet eden bu kuruluşlar bazı ülkelerde istenmiyor, dışlanıyor ama bazı ülkelerde “baştacı” ediliyor.
Milli bir yapısı olmayan ve ulusal bir temeli bulunmayan bu sistemler aracılığı ile yerli ve yabancı “Büyük Ağabey” vatandaşı gözetliyor, izliyor, kontrol ediyor, yönlendiriyor ve denetliyor.
Gizli servislerin, en gizli sistemlerine, en korunaklı bankaların kasalarına girip, bilgi ve para aktarımı yapılabildiğine göre, sisteme egemen olan “gizli ve kutsal bir el tarafından” böyle bir şeyin “kullanılan oyların gideceği adres için” yapılabilirliği de gözardı edilmemelidir.
Elektronik aletleri getirip bu sistemi kuranlar, alt yapısını, veri tabanını oluşturanlar, danışmanlık yapıp düzenleyenler yabancılar olduğuna göre, sisteme hükmetmeleri, verilere sahip olmaları ve patronlarının istekleri dahilinde düzenek kurmaları da doğaldır. “Egemen oldukları bir sisteme müdahale etmeleri kaçınılmaz” olacaktır.
Sonuç olarak bu sistemlere, dışarıdan girilerek verilerin elde edilmesi mümkün olduğu kadar, değiştirilmesi olanağı da vardır.
Bir çok kişinin seçimlere ve sonuçlarına kuşku ile bakmasının nedeni de burada yatmaktadır.
Bu kuşkunun somut örneklerini gelecek hafta gene bu sayfada konuşalım.
Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı