Haksız veya hukuka aykırı şekilde hürriyetinden yoksun bırakılan kişinin uğradığı zararın Devlet tarafından karşılanması, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının sağladığı güvenceler arasında yer almaktadır. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (İHAS) kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını düzenleyen 5. maddesinin son fıkrasına göre, “Bu madde hükümlerine aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan herkes tazminat hakkına sahiptir” (m.5/5).

Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı Anayasa m.19’da düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk fıkrasında herkesin kişi hürriyeti ve güvenliğine sahip olduğu belirtilmekte, ikinci ve üçüncü fıkralarında, şekil ve şartları kanunda gösterilmek şartıyla kişilerin hürriyetinden mahrum bırakılabileceği durumlar sayılmakta, dördüncü ila sekizinci fıkralarında hürriyetinden yoksun bırakılan kişilerin sahip oldukları güvencelere yer verilmektedir. Maddenin son fıkrasında ise ilk sekiz fıkradaki hak ve güvenceler kastedilerek, “bu esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zararın, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre Devletçe ödeneceği düzenlenmektedir (m.19/9).

Anayasa Mahkemesi (AYM) birçok kararında; yakalama, gözaltı veya tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın miktarı hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur. Yüksek Mahkeme; tazminat miktarının belirlenmesinde, “kişinin sosyal ve ekonomik durumu, mesleki ve toplumsal konumu, üzerine atılı suçun niteliği, koruma tedbirine neden olan olayın cereyan tarzı, tedbirin kişinin üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler ve tedbirin süresi, tedbir nedeniyle meydana gelen ihlalin ağırlığı” unsurlarını dikkate almaktadır (Örn., Siyami Hıdıroğlu [GK], B. No: 2018/11489, 11/1/2024, § 35).

AYM; Anayasa m.19/9 kapsamındaki şikayetleri incelerken, yargı mercilerince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.141-142 (koruma tedbirleri nedeniyle tazminat) uyarınca hükmedilen tazminat miktarının, karar tarihinde “Anayasa Mahkemesince benzer başvurularda ödenmesine karar verilen veya verilmesi gereken miktara” göre yeterli olup olmadığını değerlendirmektedir. Yargı mercilerince hükmedilen tazminat miktarının bariz biçimde AYM’nin hükmettiği tazminat miktarının altında kalması durumunda, AY m.19/9’un ihlal edildiğine karar verilmektedir.

Birkaç örnek vermek gerekirse; Yalçın Düzgün başvurusunda, yargılama sonunda beraat eden başvurucuya bir günlük haksız gözaltı tedbiri nedeniyle 2020 yılında 100 TL tazminat ödenmesine karar verilmiştir. AYM ise 2020 yılı için bir günlük gözaltı tedbiri nedeniyle kendi hükmettiği tazminat miktarının günlük asgari 600 TL olduğunu belirterek, hükmedilen miktarın tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük olması sebebiyle Anayasa m.19/9’un ihlal edildiğine karar vermiştir (Yalçın Düzgün [GK], B. No: 2021/23140, 29/5/2024, § 18-19). Benzer şekilde, Fatma Talia Alan başvurusunda, yine 2020 yılında bir günlük haksız gözaltı nedeniyle 200 TL manevi tazminata hükmedilmesi; Yavuz Yakışkan başvurusunda, 14 günlük gözaltı nedeniyle 2019 yılında 4.000 TL tazminata hükmedilmesi; Gülseren Çıtak başvurusunda, üç günlük gözaltı nedeniyle 2017 yılında 500 TL tazminata hükmedilmesi ve M.E. başvurusunda, bir günlük haksız gözaltı nedeniyle 2016 yılında 150 TL tazminata hükmedilmesi, AYM tarafından bu miktarların kendi standartlarına nazaran oldukça düşük olduğu gerekçesiyle hak ihlali olarak değerlendirilmiştir (Fatma Talia Alan, B. No: 2021/25821, 11/7/2024, § 18; Yavuz Yakışkan, B. No: 2020/28007, 13/4/2023, § 26; Gülseren Çıtak [GK], B. No: 2020/1554, 27/4/2023, § 42; M.E., B. No: 2018/696, 9/5/2019, § 51). Buna karşın Siyami Hıdıroğlu başvurusunda, üç günlük gözaltı tedbiri nedeniyle başvurucuya 2015 yılında 1.000 TL tazminat ödenmesi AYM tarafından yeterli görülmüştür. AYM’nin aynı yılda bir günlük gözaltı süresi için hükmettiği tazminat miktarının asgari 270 TL olduğu görülmektedir (Siyami Hıdıroğlu [GK], B. No: 2018/11489, 11/1/2024, § 36).  

Bu kararlarda ve benzer nitelikteki çok sayıda başka kararında AYM; yargı mercilerince hükmedilen tazminat miktarının kendi hükmettiği miktar ile mutlaka aynı olması gerekmediğini, ancak bu miktardan oldukça düşük bir miktara hükmedilmesi durumunda tazminat hakkının özünün zayıflayacağını dile getirmektedir. Ayrıca Yüksek Mahkeme, kendi belirlediği miktarın asgari tazminat miktarı olduğunu ve yargı mercilerinin somut olayın koşullarına göre daha yüksek bir tazminat miktarına hükmedebileceğini kabul etmektedir. Örneğin; Fatih Erdoğan kararında AYM, haksız gözaltı nedeniyle başvurucuya ödenen tazminat miktarını yetersiz bulurken, bir günlük gözaltı için 2019 yılında hükmettiği tazminat miktarının asgari 594 TL, ortalama 1.584 TL, azami 3.960 TL olduğunu belirtmiştir (Fatih Erdoğan, B. No: 2021/60319, 10/7/2024, § 21). AYM’nin koruma tedbirleri nedeniyle hükmettiği tazminat miktarı her yıl güncellenmektedir. Bir günlük gözaltı için bu miktar 2024 yılında 2.970 TL’dir (Örn., İlhan Koyu, B. No: 2021/23716, 18/7/2024, § 22).

Buraya kadar söylenenler, haksız veya hukuka aykırı tutuklama nedeniyle hükmedilen tazminatlar için de geçerlidir. Ancak tutuklama sözkonusu olduğunda; AYM’nin tutuklu kalınan gün sayısına göre kesin tazminat miktarları belirlemek yerine, tazminata hükmedilen yıl içinde kendi hükmettiği asgari ve azami tazminat miktarlarına göre bir karşılaştırma yaptığı görülmektedir.

Örnek vermek gerekirse; Mustafa Tülek başvurusunda, 3 yıl 3 ay 15 gün süreyle tutuklu kalması nedeniyle başvurucuya 2018 yılında ödenmesine karar verilen 22.000 TL tutarındaki manevi tazminat, AYM tarafından tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük bulunmuştur. AYM bu kararında; tutuklamanın hukukiliğiyle ilgili iddialarda hükmettiği tazminat miktarlarının 2018 yılı için asgari 20.000 TL, ortalama 54.000 TL, azami 135.000 TL olduğunu belirtmiştir (Mustafa Tülek, B. No: 2020/4296, 13/2/2024, § 19).

Benzer şekilde AYM; Tevhid Arıoğlu kararında, 147 gün süreyle gözaltında ve tutuklu bulunması nedeniyle başvurucuya 2019 yılında 9.000 TL manevi tazminat ödenmesini yetersiz bulmuş ve kendi kararlarında tutuklamanın hukukiliği ile ilgili iddialar yönünden hükmedilen tazminat miktarının 2019 yılı için asgari 29.700 TL olduğunu kaydetmiştir (Tevhid Arıoğlu, B. No: 2021/16430, 25/1/2024, § 17).

Yine AYM, Metin Atsak kararında; 5 ay 18 gün tutuklu kalan başvurucuya 2021 yılında ödenmesine karar verilen 10.000 TL tutarındaki manevi tazminatı yetersiz bulmuş ve bu miktarın kendi kararlarında 2021 yılı için asgari 30.000, ortalama 80.000, azami 200.000 TL olduğunu ifade etmiştir (Metin Atsak, B. No: 2022/32033, 23/10/2024, § 17). 

Haksız veya hukuka aykırı tutuklama nedeniyle derece mahkemelerince hükmedilen tazminat miktarının, o yıl için AYM kararlarında hükmedilen asgari ve azami miktarlar arasında kalması durumunda AYM, somut olayın koşullarına göre, tazminat miktarını yeterli bulabilmektedir. Örneğin N.G.G. başvurusunda; 787 günlük gözaltı ve tutukluluk nedeniyle 2017 yılında başvurucuya ödenmesine karar verilen 100.000 TL tutarındaki manevi tazminatı, aynı yılda kendi kararlarında hükmedilen tazminat miktarının asgari 18.000 TL, azami 120.000 TL olduğunu dikkate alarak, yeterli bulmuş ve başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir (N.G.G., B. No: 2020/23204, 19/3/2024, § 20-21).

Güncel bilgi olarak, tutuklamanın hukukiliği ile ilgili iddialarda AYM tarafından hükmedilen tazminat miktarının 2024 yılı için asgari 148.500 TL olduğu belirtilmelidir (Fatih Erdoğan, B. No: 2021/60319, 10/7/2024, § 21).

Gözaltı veya tutuklama nedeniyle hükmedilen tazminat miktarının AYM tarafından yetersiz bulunması halinde, tespit edilen hak ihlalinin ne surette giderileceği sorusu gündeme gelmektedir. AYM; kısa bir süre öncesine kadar, bu yönde bir ihlal tespit ettiğinde, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle başvurucuya kendi standartları çerçevesinde belirlediği bir manevi tazminat ödenmesine karar vermekteydi. Nitekim AYM’ye göre, “kararın ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemeye gönderilmesi halinde derece mahkemesinin yapacağı tek şey Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarını dikkate alarak ilk hükmettiği tazminat miktarından daha yüksek bir tazminata hükmetmek olacaktır(Örn, Şevket Tayfur, B. No: 2020/11133, 16/3/2023, § 35; Yavuz Yakışkan, B. No: 2020/28007, 13/4/2023, § 29). Ancak tespit edebildiğimiz kadarıyla, AYM 27.03.2023 tarihli Gülseren Çıtak kararıyla bu yaklaşımını terk etmiş ve yargı mercilerince hükmedilen tazminat miktarının yetersiz olduğu durumlarda yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğuna kanaat getirmiştir (Gülseren Çıtak [GK], B. No: 2020/1554, 27/4/2023). Bu tarihten sonra verilen ihlal kararlarında AYM istikrarlı bir şekilde yeni bir tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla kararını ilgili derece mahkemesine göndermektedir. 

Belirtmeliyiz ki, haksız veya hukuka aykırı gözaltı veya tutuklama nedeniyle ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenmesinde AYM de tamamen serbest değildir. Gerçekten, AYM tarafından hükmedilen tazminat miktarının yetersiz olduğunu ve mağduriyetlerini tam olarak gidermediğini düşünen kişilerin İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) başvuruda bulunarak Sözleşmenin 5. maddesinin ihlal edildiğini öne sürmeleri mümkündür. Bu durumda İHAM, AYM tarafından hükmedilen tazminat miktarının kendi kararlarında hükmedilen tazminat miktarından önemli ölçüde düşük olduğuna kanaat getirirse, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline ilişkin şikayet açısından başvurucunun mağdur statüsünün devam ettiğine karar vererek şikayeti esastan inceleyecektir. Örneğin; Bulaç ve Murat Aksoy adlı başvurucular, haklarında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuşlardır. AYM, tutuklama kararlarında başvurucuların suçluluğu hakkında kuvvetli belirtilerin ortaya koyulmadığı gerekçesiyle iki başvuruda da kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve başvuruculara manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğu iddiasıyla yapılan başvurularda İHAM; AYM tarafından belirlenen tazminat miktarının kendi standartlarına göre yetersiz olduğunu, bu nedenle başvurucuların mağduriyetlerinin tam olarak giderilmediğini belirterek, başvuruları kabul edilebilir bulmuştur. İHAM esasa ilişkin incelemesinde, AYM tarafından tespit edilen hak ihlallerini sorgulamamış ve başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vererek başvuruculara tazminat ödenmesine hükmetmiştir.

Sonuç olarak; mahkemeler arasında bir hiyerarşi bulunmasa da, insan hak ve hürriyetlerine ilişkin uyuşmazlıklarda başvurulabilecek son merciin İHAM olduğu dikkate alındığında, AYM’nin İHAM kararlarını, derece mahkemelerinin ise AYM kararlarını emsal alarak tazminat miktarlarını belirlemesi gerektiği açıktır. Aksi takdirde; haksız veya hukuka aykırı olarak özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin sırasıyla CMK, Anayasa ve İHAS hükümlerine dayanarak ulusal ve uluslararası merciler önünde yıllarca hakkını araması gerekecektir. Bu, büyük bir iş yükü ile mücadele eden İHAM ve AYM açısından ek bir külfet oluşturacağı gibi tazminat hakkına hak kazanan kişilerin de hakkaniyete uygun bir tazminata kavuşmasını gereksiz yere güç ve masraflı hale getirecektir.

Not: Bu satırlar yazılırken, AYM tarafından açıklanan O.O ve diğerleri kararı, gözaltı ve tutuklama tedbirlerine dair başvurularda 2016 ila 2023 yıllarında hükmedilen tazminat miktarlarına tablo halinde ilk kez yer vermiştir (O.O. ve diğerleri, B. No: 2021/64808, 23/10/2024). Başvurucular ve uygulamacılar açısından büyük kolaylık sağlayacak bu uygulamanın devam etmesini temenni ederiz.

2016 yılı için

-Bir gün gözaltı için asgari 300 TL

-Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 15.000 TL, Ortalama: 40.000, Azami: 100.000 TL

2017 yılı için

-   Bir gün gözaltı için asgari 360 TL

-   Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 18.000 TL, Ortalama: 48.000 TL, Azami: 120.000 TL

2018 yılı için

-   Bir gün gözaltı için asgari 400 TL

-   Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 20.000 TL, Ortalama: 54.000 TL, Azami: 135.000 TL

2019 yılı için

- Bir gün gözaltı için asgari 600 TL

-Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 29.700 TL, Ortalama: 79.200 TL, Azami: 198.000 TL

2020 -2021 yılları için

- Bir gün gözaltı için asgari 600 TL

-Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 30.000 TL, Ortalama: 80.000 TL, Azami: 200.000 TL

2022 yılı için

- Bir gün gözaltı için asgari 1.350 TL

-Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 67.500 TL, Ortalama: 180.000 TL, Azami: 450.000 TL

2023 yılı için

- Bir gün gözaltı için asgari 1.800 TL

-Tutuklama tedbiri için tutukluluk süresine göre Asgari: 90.000 TL, Ortalama: 240.000 TL, Azami: 600.000 TL

Prof. Dr. Ersan Şen

Dr. Erkan Duymaz

(Bu makale, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi makalenin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan makalenin bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)