“Gözler kulaklardan daha iyi tanıktır”.
Heraclitus
“Suçluları yakalamak kadar tanıkları ortaya çıkarmak da önemlidir”.
Simon Wiesenthal
Ceza yargılaması, öteki şeyler arasında, gerçeğin yargısına, geçmişte ne olduğunu saptamada geçmişi inşa ederek yeniden inşa için yapılan bir girişimdir. Parmak izi, doku veya kanın uygun şekilde toplanıp analiz edildiğinde beliren kanıtı izleyerek ekseriya olayların tabiatı ile failin kimliğini saptamada olayın yeniden inşasına yardımcı olarak kullanılmaktadır. Kanıt olarak görgü tanıklığı öteki kanıt biçimlerine benzemektedir. Gerçekte, görgü tanığı olan bir suç, görgü tanığının beyninde bir iz bırakmaktadır. Kanıt olarak da bellek metaforunun zengin çıkarımları vardır: Fiziki kanıt gibi bellek kanıtı da kirlenebilir, bozulabilir veya tahrif edilmek suretiyle geçmişte olayın doğru olmayan şekilde inşasına neden olabilir. Fiziki kanıtlar gibi bellek kanıtının elde edilmesi şekli de sonuçların doğruluğu açısından adli hata gibi ciddi sonuçlara gebe olabilir.1
İdeal koşullar altında da CAS’ta hatalar olacaktır. Adli hatalar CAS’ta büyük ölçekte olacaktır. CAS’taki hataları düzeltmek üzere insani ön yargılar ele alınmalıdır-Fazlaca olan bu yargıların elimine edilmesi gerçekçi bir yaklaşım olmadığından bizler ancak onların etkilerini minimize edebiliriz.
İşte bu doğrultuda sürecin V, İ ve M’si dikkate alınmalıdır.
- Hiçbir şeyi varsaymamak,
- Hiçbir şeye inanma-kanıtsız hiçbir şeye inanılmaması, ve
- Her şeye meydan okumak-yanlış gördüğün her şeyin sorgulanmasıdır.
Her sosyal uğraş gibi yargılama da beşerî zaaf ve hatalarla yüklü kişilerce yapılmaktadır. Aşağıdaki formül bu bağlamda oldukça anlamlıdır:
M.K= N x O
M.K: Mahkeme kararı, N: Norm, O: Olgu
Yargılamada en can alıcı parametre olguların saptanmasıdır. Yukarıdaki formüldeki O'nun yanlış veya hatalı tayini hatalı bir karara götürecektir. Bu nedenle, tazyik altındaki sanığın itirafının bir olgu olarak kabul edilmemesi gerekir. Yargılamada saptanan olgular nesnel olgular olmayıp, gerçekte hâkimin nesnel olgular yerine koyduğu öznel olgulardır. Hâkim maddi kanıt dışında, olguların tam olarak kendisine değil, ancak tanıkların aktaracakları olgular hakkındaki fikirlerine sahip olabilecektir. Tanıklık yoluyla olguların değerlendirilmesinde hâkimin işlevi tarihçiye benzemekte ve hâkim, tarihçi gibi salt geçmişteki olgular hakkında aktarılan bilgilere sahip olabilmektedir. İşte bu yüzden de olguların değerlendirilmesinin, tümden tanıkların ifadelerine dayandırıldığı hallerde durum daha da zorlaşmak- tadır.
Gerçekte, yargılama gerçeğinin birinci ayağı üç aşamalı bir seçim işlemidir:
1) Tanıklar geçmişte gözlemledikleri çıplak, ham olaylar hakkında bir seçim yapmakta ve seçimleri yalnızca onların görme, işitme, dokunma veya tatma duygularına dayalı olmakla sınırlı kalmayıp, seçim yaptığı sıradaki duygusal durumu, eğilimi veya yalanı alışkanlık haline getirmesi gibi niteliklerden de etkilenmektedir.
2) Sözlü olarak ifade veren tanıklar farklı beyanda bulunduklarında, duruşma hâkimi bu beyanlardan bazılarına inanıp bazılarını da göz ardı etmek suretiyle bir seçim yapmaktadır.
3) Duruşma hâkimi, önceden seçilmiş olan bulgulardan tipiklik açısından normun unsurlarına uygun olanları seçerek bir sonuca varmaktadır. Karar sürecindeki bu psikolojik dinamikler gerçeğini Charles Darwin otobiyografisinde, "kendi teorisi ile uyumlu olmayan deneysel bulguları" dikkatlice not ederken, “teorisini pekiştirenleri” ise her zaman hatırladığını belirtmek suretiyle vurgulamıştır.
“Suçlunun beraat ettiği yerde hâkim hüküm giyer.”
Yargılama işlevi ve yöntemlerinin açıklığa kavuşturulmasında "psikoloji" olmazsa olmaz türünden bir gereksinmedir. Bu bağlamda görgü tanıklığı ve psikolojisi ön plana çıkmaktadır. Psikolojik olarak, bir şeyin görülmesi ile görülenin kelimelere dökülmesi iki farklı eylemdir ve herkes gördüğünü anlatabil-mek yetisine sahip değildir. Görülen şeyin tasvirinde bellek devreye girmekte ve bellek muğlak, şaşkın ve hatalı olabilmektedir. Belleklerin hata yaptığı ve özellikle ayrıntıda hata yaptığı bilinmektedir. Bellek manipüle edilebilmektedir. Doğru olmayan yeni bilgi belleği kirletebilir-memory distortion. İşte bu nedenle, yargı sisteminde yer alan aktörlerin veya süreçlerin ne ölçüde yalanı saptayabileceklerini bilmek önemlidir.
Özetle, tanık geçmişteki olaylar hakkında tanıklık yaparak, anlatımının doğruluk derecesi yalnızca onun başlangıç algılaması değil, belleğe nasıl kaydedildiği, depolandığı ve geri çağrıldığına dayalı bulunmaktadır. Uzun bir zaman bilgilerin saklanmasının video-teyp ve filme alınması gibi olduğuna inanıldı. Bilim, insan belleği konusundaki bu şekildeki görüşün esaslı şekilde kusurlu olduğunu göstermiştir.1
Meçhul, insanı korkuttuğundan, tanık kişinin önceden mahkemeyi görmesi, tanıklı bir duruşmayı izleyerek alışkanlık sağlaması, ürkekliğini atması açısından önemlidir. Bu deneyimle, tanık, kişinin mahkemede nasıl ifade verdiğini görecek ve usul işlemlerini öğrenecektir. Bu deneyimi kişi yalnız başına veya bir avukat eşliğinde de kazanabilir. İşte tanık kişinin direkt gördüğü, duyduğu ve öğrendiği olay/olayları nakletmesi isteniliyorsa, kendisinin rahat bir psikolojik ortamda olması; duruşmaya iyi beslenmiş/iyi uyku almış bir şekilde gelmesi, yargılamada maddi gerçekleri yakalamak/onlara olabildiğince yaklaşmak açısından gereklidir. Kuşkusuz, duruşma hâkimleri de empatik ilişki içerisinde tanığın konumunu anlayarak onu rahatlatmalı ve ifadesi sonunda kendisine teşekkür edebilmelidir.
Yalan Söylemek
Yalanın temelde savunma amaçlı ve hayali olmak üzere iki türü vardır. Savunma amaçlı yalan evrensel- dir. Her çocuk bu tür yalana başvurur ve yetişkinlerden çok azı da bunu tamamen terk etmektedir.2 Yetişkin sanıklar da bu tür yalana başvururken, sanıkla olan yakınlık derecesine göre tanıklar da koruyucu yalan söyleyebilirler. İşte bu nedenle mahkemeler yeminli ifade almakta ve yalancı tanıklık suç olmaktadır. Bu gerçeklerinde vurguladığı üzere, hâkimlerin tanık beyanlarını değerlendirmesi gibi oldukça önemli bir işlevi vardır.
Yalancıların burunları gerçekten uzuyor mu? 3
Çocuklar yalana erken başlamakta ve özellikle zeki çocuklar yalana çok yatkın olmaktadırlar. Çocuklar yalan söylememeyi sonradan öğrenmektedirler. Yalan kuşkusuz, insana özgü bir olgudur: Suçlular, tanıklar ve mağdurlar yalan söylemektedirler. Bunlar arasında doğru söylemeye çalışanlar bile bazı şeyler hakkında yalan söylerler. Anti sosyal kişilerin genelde aldatıcı yöntemlere başvurdukları görülmektedir. Bunlar cezaevi yerine hastane/akıl hastanesine gitmek; bir davada mali kazanım sağlamak üzere çeşitli yollara başvururlar.
Görgü tanıkları ve Turnbull Kuralı
Görgü tanıklarının genellikle suçların faillerini hafızaya dayanarak tespit etmeleri beklenir ki bu hafıza inanılmaz derecede şekillendirilebilir niteliktedir. Görgü tanığının yanlış tanımlanmasına katkıda bulunan faktörler iki geniş kategoride toplanabilir: Tahmin değişkenleri ve sistem değişkenleri. Tahmin edici değişkenler ceza hukuku sisteminin kontrolü dışında olanlardır. Bunlar, bir görgü tanığının hafızasındaki boşlukları, görgü tanığının olay yerinden ne kadar uzakta olduğunu, görgü tanığının suçu gözlemlerken yaşadığı stres veya travma düzeyini, görünürlük koşullarını ve ırklar arası kimlikle ilgili zorlukları içerirken, sistem değişkenleri, bir görgü tanığının hafızasının kaydedilmesiyle ilgili kolluk kuvvetleri usulleri, dizilişlerin ve fotoğraf dizilerinin yönetimi ve daha fazlası gibi ceza hukuku sistemi tarafından kontrol edilen değişkenlerdir. Sistem değişkenleri bugüne kadar birçok yanlış tanımlama olgusunu etkilemiştir.
ABD’de Ulusal Temize Çıkarma Kayıt Defteri'ne göre, haksız mahkûmiyet vakası başına bir kişinin hayatının ortalama 8,9 yılının kaybedildiği tahmin edilmektedir (Exonerations in the United States Map, 2023).
Görgü tanıklarının kimliklerini güvenilmez kılan çeşitli faktörler vardır. Aşağıda mağdurların yanlış kimlik belirlemesinin en yaygın nedenlerinden üçüne yer verilmiştir:
1. Anılar, yaşanmış olayların tam kopyaları değildir. Beyin bir video kaydedici gibi çalışmaz. Bir olaya ilişkin algımız eksik ve hatalı olabilir. Biz onu sakladıkça bozulur ve kirlenebilir ve onu geri çağırmaya yönelik her girişimimiz daha da fazla bozulmaya yol açabilir.
2. Suçun tanıkları veya mağdurları sıklıkla hem suçun işlendiği sırada hem de kimlik tespit sürecinde aşırı stres yaşarlar ve bu durum kimlik tespitinin doğruluğunu etkileyebilir. Suça silah karıştığı zaman bu durum daha da geçerlidir.
3. Tanık veya mağdurun, kimliği tespit edilen kişiden farklı bir ırksal kökene sahip olması. Bu tür bir tanımlamaya ırklar arası tanımlama denir ve kendimizden farklı bir ırktan insanları tanımlama konusunda daha zayıf olduğumuzu ve bu tür bir tanımlamayı özellikle güvenilmez hale getirdiğimizi gösteren önemli kanıtlar vardır.
Görgü tanıklarının yanlış tanımlanması,2 haksız mahkumiyetlerin önde gelen nedenlerinden biridir. Görgü tanıklarından kaynaklı adli hataları önlemek üzere İngiltere’de Turnbull kuralları içtihat edilmiştir. Bu kural hâkim tarafından jüriye yapılan şu ihtarı içermektedir: Görgüye dayalı tanıklığının güvenilir olmadığı bilindiğinden dikkatlice gözden geçirilmelidir.3 Şöyle ki, destekleyici kanıt, davadaki diğer kanıtları destekleyen veya doğrulayan bağımsız kanıttır. Kanıt bir şekilde güvenilir değilse, doğrulamaya ihtiyaç vardır. Geçmişte, doğrulama ve yargısal takdir yetkisiyle ilgili olarak, cinsel suçlarda çocukların ve mağdurların kanıtları diğer tanıkların kanıtlarından daha az güvenilir kabul ediliyordu.
Turnball kuralları, sanığın savcılığın görgü tanığı teşhis deliline itiraz ettiği durumlarda geçerlidir. Bu nedenle hâkim, jüriye R v Turnball 1977 QB 224'te formüle edildiği gibi uygun talimatları vermelidir. Bu kural, adaletin yanlış uygulanmasını önlemek için mahkemenin teşhis delilleriyle ilgili olarak dikkatli davranmasını gerektirmektedir. Bu nedenle kural, jürinin veya sulh hâkimlerinin sanığın tanımıyla ilgili koşulları, tanığın sanığı gözlemlediği iddia edilen zaman uzunluğu, teşhisin gerçekleştiği ışık veya mesafe ve sanığın kurbana onu tanıması için özel bir neden verecek olağandışı bir şey olup olmadığını dikkate almaları gerektiğini vurgulamakta; uyarı yapılmadığında sanığın, mahkumiyetin güvenli olmadığı temelinde temyiz hakkı doğmaktadır.4
Turnbull kuralları "iyi" ve "kötü" kaliteli tanımlamaları birbirinden ayırmak için kullanılır. Bu kurallar, hâkimlerin görgü tanığının kimliğinin güvenilirliğine karar verirken ek faktörleri dikkate almasını gerektiriyor. Bu faktörler, tanığın olaylara ilişkin hafızasını etkileyebilecek tahminci ve sistem değişkenlerini dikkate almaktadır. Ayrıca Turnbull kuralları, hâkimlerin jüri üyelerine görgü tanığının tespit edilmesindeki potansiyel zayıflık ve güvenilirliği belirlemek için geçerli olan faktörler konusunda talimat vermesini gerektiriyor.
Bir şüpheli, kimlik tespit kanıtlarına itiraz ettiğinde, iddia makamı, kimlik tespitinin "iyi" kalitede olduğunu gösterme yükünü üstlenmekte ve hâkim, kimlik tespit delillerine ne kadar ağırlık verilmesi gerektiğine karar vermektedir. İngiliz hâkimlerin, delilin güvenilirliğini belirlemek için kullanacağı faktörler şunları içermektedir: (1) Görgü tanığının suç faaliyetinden uzaklığı; (2) Suçun işlendiği günün saati; (3) Tanığın faili görebildiği süre; (4) Görmeyi etkileyebilecek genel koşullar; (5) Tanığın davalıyı zaten tanıyıp tanımadığı ve (6) Tanığın suçun hemen ardından verdiği tanımın sanığın tanımına ne kadar yakın olduğu. Hâkim, kimlik delillerine hangi ağırlığın verileceğini belirlemenin yanı sıra, sanığa talimat verecek ve ihtarda bulunacaktır.
Tanık geçmişteki olaylar hakkında tanıklık yaparak, anlatımının doğruluk derecesi yalnızca onun başlangıç algılaması değil, belleğe nasıl kaydedildiği, depolandığı ve geri çağrıldığına dayalı bulunmaktadır. Uzun bir zaman bilgilerin saklanmasının video-teyp ve filme alınması gibi olduğuna inanıldı. Bilim, insan belleği konusundaki bu şekildeki görüşün esaslı şekilde kusurlu olduğunu göstermiştir.
Ceza davalarında hâkimin görevi her şeyden önce gerçeklerle ilgili belirsizliği kararın kesinliğine dönüştürmektir. Kapsamlı bir literatür, insanların olasılıkla uğraşırken rasyonellikten saptığını göstermektedir. Bu durum hâkimler için de söz konusudur. Bu bağlamda söz konusu olan adli hata oranın ne derece olduğudur. Hâkimler gerçekten tarafsız kararlar alıyor mu? Çok çeşitli deneysel ve alan araştırmaları, birçok hukuk dışı faktörün yargı kararlarını etkilediğini ortaya koymaktadır. Görmek inanmaya eşitse de ne görmek ve ne de inanmak hakikate eşit değildir.
Tanık, bir suçu gören veya bir suçun mağduru olan kişidir. Tanıklar davayla ilgili soruları yanıtlamak için mahkemeye çağrılıyor. Bir tanığın mahkemede verdiği bilgilere ifade denir ve iddia edilen suçun gerçeklerini ortaya koymak için delil olarak kullanılır.
Meçhul, insanı korkuttuğundan, tanık kişinin önceden mahkemeyi görmesi, tanıklı bir duruşmayı izleyerek alışkanlık sağlaması, ürkekliğini atması açısından önemlidir. Bu deneyimle, tanık, kişinin mahkemede nasıl ifade verdiğini görecek ve usul işlemlerini öğrenecektir. Bu deneyimi kişi yalnız başına veya bir avukat eşliğinde de kazanabilir. İşte tanık kişinin direkt gördüğü, duyduğu ve öğrendiği olay/olayları nakletmesi isteniliyorsa, kendisinin rahat bir psikolojik ortamda olması; duruşmaya iyi beslenmiş/iyi uyku almış bir şekilde gelmesi, yargılamada maddi gerçekleri yakalamak/onlara olabildiğince yaklaşmak açısından gereklidir. Kuşkusuz, duruşma hâkimleri de empatik ilişki içerisinde tanığın konumunu anlayarak onu rahatlatmalı ve ifadesi sonunda kendisine teşekkür edebilmelidir.1
Tanıkların dinlenmesi
1. Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.
2. Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler.
3. Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak; a) Mağdur çocukların, b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, Tanıklığında bu kayıt zorunludur.
4. Üçüncü fıkra hükmünün uygulanması suretiyle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır (CMK Md.52).
Tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunması
1. Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir.
2. Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır (CMK. Md 58).
Tanık koruma
Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelerce Tanık Koruma Tedbirlerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümleri çerçevesinde korunması amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.2
Tanık Olmanın Bedeli
a) Mahkeme Öncesi
Kişi mahkemede tanık olarak bulunma çağrısı aldığında, kendisini çeşitli duygu ve düşüncelere kaptırmaktan alıkoyamamaktadır. Bu oldukça normal olan psikolojik durum, aklın potansiyel açıdan stresli olaya duyduğu tepkiyi yansıtmasıdır. Mahkemede hiç tanıklık yapmamış kişi, bilinmeyene karşı duyulan korkuyu yaşarken, deneyimi olan kişide de endişeleri yenilenmektedir.
Özetle, stres tanıkları etkilemektedir.
Bu konumdaki kişilerin genelde tecrübe edebilecekleri duygu ve düşünceleri şu kaygıları içerebilir:
- Bu işi yüz akı ile yapıp yapamayacağı;
- Sorulara yanıt verememe korkusu (örneğin dilin tutulması);
- Yanıt veremeyeceği soruların sorulması;
- Uzun zaman önce geçen olay/olaylar hakkında gördüğü/duyduğu/ edindiğini hatırlayamama;
- Doğruyu söylemenin riski;
- Çapraz sorgulamadan ürkeklik duygusu;
- Duruşma salonu ve usulünden ürkeklik.
Kuşkusuz, bu listede yer alan tepkiler ve diğerleri normal olduğu gibi tanık olduğu olayın cereyanı sırasında oluşan duyguların yeniden canlanması da söz konusu olabilir. Olaya göre, tanık kişi korkulu rüya görebileceği gibi uyuma güçlüğü; iştah, tansiyon, baş/mide ağrısı sorunları ve diğer stres semptomları yaşayabilir. Bu semptomlar birkaç gün içinde kaybolursa da yeniden ortaya çıkışları ürkütücü olabilir. Özet olarak, normal olan tüm bu tepkiler; durumun stres yüklü olmasına ilişkin bulunmaktadır.
b) Mahkeme Evresi
Meçhul, insanı korkuttuğundan, tanık kişinin önceden mahkemeyi görmesi, tanıklı bir duruşmayı izleyerek alışkanlık sağlaması, ürkekliğini atması açısından önemlidir. Bu deneyimle, tanık kişinin mahkemede nasıl ifade verdiğini görecek ve usul işlemlerini öğrenecektir. Bu deneyimi kişi yalnız başına veya bir avukat eşliğinde de kazanabilir. İşte tanık kişinin direkt gördüğü, duyduğu ve öğrendiği olay/olayları nakletmesi isteniliyorsa, kendisinin rahat bir psikolojik ortamda olması; duruşmaya iyi beslenmiş/iyi uyku almış bir şekilde gelmesi, yargılamada maddi gerçekleri yakalamak/onlara olabildiğince yaklaşmak açısından gereklidir. Kuşkusuz, duruşma hâkimleri de empatik ilişki içerisinde tanığın konumunu anlayarak onu rahatlatmalı ve ifadesi sonunda kendisine teşekkür edebilmelidir.31
Ceza mahkemelerinde tanıklar önemli ve çoğu kez de tek kanıt vasıtası olmasına karşın, süreçte rol alan kişilerin önem sıralamasında en alt seviyede görülmekte; genelde de ifade için uygun olmayan koşullarda ve normalin üstünde bir süre beklemek zorunda kalmakta; mahkemelerde çoğunlukla yalnız bırakılmakta ve sık sık kendileri de kurban/mağdur olmaktadırlar.
İşte tanıklık konusuna empatik açıdan yaklaşarak duruşma öncesi ve sırasındaki duygu ve tepkilerini belirlemek üzere Ankara Ağır Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde tanıklık yapmak üzere gelen kişilerden bazılarına bekleme sırasında; diğerlerine, ifade verdikten sonra duygu ve düşüncelerini yansıtmaları için düzenlediğim 11 sorulu anket ilk evrede "ifade sonrası" istekli olan 100 tanığa uygulan- mıştır (1998). Elde edilen sonuçlar aşağıda özet olarak verilmiştir:
1. Tanıklık için çağrıyı aldığınızda neler hissettiniz?
- Bu soruya ilk defa tanık olarak gelenlerin çoğunluğu, % 68'i (68 tanık), "korku"/"heyecan" /"tedirginlik" hissettiğini; daha önce tanık olanların ise rahat oldukları;
2. Mahkemenin nerede olduğunu biliyor muydunuz?
- Tanıkların büyük çoğunluğu adliyenin yerini bildikleri; tanıklık yapacakları mahkemenin nerede olduğunu ise gittiklerinde öğrendikleri
3. Duruşma öncesi gecede rahat uyudunuz mu?
- İlk defa tanıklık yapan kişilerin (on beşinin) uyuyamadığı/ rahat uyuyamadığı; diğerleri ile önceden tanıklık yapanların nispeten rahat oldukları;
4. Daha önce tanık olarak ifade verdiniz mi?
- 68 tanık (% 68) “hayır” derken, 32 tanığın “evet” (% 32) dediği;
5. Kimse (dost, arkadaş, avukat) sizi tanıklık konusunda aydınlattı mı?
- 93 tanık (% 93) "hayır" derken, "evet" diyen yedi tanığa arkadaşlarının yardımcı oldukları;
6. Adliyede tanıklık yapacağınız mahkemeyi bulmak zor oldu mu?
- İlk defa tanıklık yapanlardan 65'i (% 65) "zor oldu" derken, önceden tanıklık yapanlardan yalnızca üçünün "zor oldu" yanıtını verdiği;
7. Duruşmaya girme öncesi heyecan ve duygularınız nasıldı?
- İlk defa tanıklık yapanlardan 71'inin (% 71) "heyecan" /"tedirginlik"/"korku" içinde oldukları; bir tanığın duruşma salonuna girdiğinde heyecanlandığı; bir tanığın beklerken sıkıldığı; diğer-lerin ise özellik gösteren psikolojik bir konumda olmadıkları;
8. Duruşmada hâkimin tavırları sizi rahatsız etti mi? veya duruşmada ifade verirken sizi rahatsız eden bir şey oldu mu?
- İki tanık dışında yanıtın "hayır" olduğu; bu tanıklardan birinin kendisini suçlu duruma düşürülür gibi hissettiğini, diğerinin ise duruşmanın uzamasından sıkıldığı;
9. Tanıklık yapmak üzere geçen zaman (evden/iş yerinden ayrılış, mahkemede bekleme ve dönüş) süresi ne kadardır?
Süre |
Tanık Sayısı |
15 dk. |
4 |
30 dk. |
15 |
60 dk |
19 |
1.5 saat |
29 |
2 saat |
12 |
2.5 saat |
10 |
3 saat |
11 |
3.5 saat |
5 |
4 saat |
4 |
5 saat |
1 |
10. İfade verdikten sonra hâkim size teşekkür etti mi?
- 77 tanık “hayır” (%76) derken, 23 tanığın “evet” (%23) dediği;
11. Diğer düşünceler?
- Büyük çoğunluğu yanıt vermekten kaçınırken; dört tanık bir daha tanıklık yapmayacaklarını; üç tanık "Allah kimseyi düşürmesin"; iki tanık çok zaman kaybettiklerini; bir tanığın kendisini doğru söylemeye şartlandırdığını; bir tanık, "tanıkların doğru beyanda bulunmaları" hakkında kamuoyunun bilinçlendirilmesini; iki tanık, davetiyede açıklayıcı bilgi verilmesini; iki tanık, davetiyedeki duruşma saatine uyulması gerektiğini; bir tanıkta, duruşmanın umduğundan iyi geçtiği ve olumlu duygularla ayrıldığını belirtirken, bir diğer tanık adalete güvendiğini beyan etmiştir.
Bu anketinde sergilediği üzere, tanık olma konusunda ulusal düzeyde geliştirilmiş standart uygulama (örneğin tanık bekleme odası, tanıkların korunması,2 tanıklık öncesi kendilerine hatır sorulması ve sonrası da kendilerine teşekkür edilmesi, kaybettiği zaman ile yol ve ikamet giderlerini karşılamak üzere yeterli tazminat verilmesi3) olmadığından tanık olan kişilerin duygu ve tepkileri her mahkemenin tutumuna endekslenmektedir.
Yukarda anılan bedelin giderilmesine yönelik tedbirler özellikle aklı ve bedeni zafiyetleri/korkuları nedeniyle korunması gereken tanıklar bakımından önem kazanmaktadır. Nitekim İngiliz Gençlik Adaleti ve Cezai Kanıt Kanunu’nda (1999) hassas ve korkan (17 yaşın altında/fiziki sakatlığı olan/akıl hastası veya zekâ ve sosyal işlevinde önemli zafiyet/ cinsel suç mağdurları ve korkan) tanıklara yardım için şu tedbirlere yer verilmiştir:
- Duruşmada tanığın sanığı görmesini perdelerle önlemek;
- Canlı televizyon bağlantısı veya diğer düzenlemeyle tanığın adliye dışından ifadesine başvur- mak (Bkz. CMK Md.58-3);
- Dinleyici locasını boşaltarak kanıtın gizlice sunulmasını sağlamak;
- Duruşmada cüppe ve perukları çıkartmak;
- Tanığın iletişimini kolaylaştırıcı olanaklar, örneğin alfabe tahtası kullanmak;
- Duruşmada yapılan çapraz sorgu veya sorgulama yerine duruşma öncesi videoya alınan çapraz sorgu veya sorgulamanın duruşmada kullanılmasına izin vermek;4 ve
- Kabul edilmiş bir kişinin, tanığın kanuni temsilcilerinin mahkemeyle iletişiminde yardımına başvurmaktır.
Bu yasal tedbirlere ek olarak idari nitelikte sağlanan diğer yardımlar da şöyledir:
- Duruşma öncesi mahkemeye alışma ziyaretleri,
- Bir yardımcının mahkemede bulunması,
- Duruşmaya gidiş gelişlerde kendisine refakat edilmesi,
- Ayrı bekleme alanları.5
İngiltere ve Galler’de mahkemede yardım ve destek için “Yurttaş Danışma Tanık Hizmeti” bağlamında tanıklara yönelik temel bakım standartları da şunları içermektedir:
- Davanın ilerleyişi hakkında sizi bilgilendirecek ve destek sağlayacak ya da sizi ilgili destek kuruluşlarına yönlendirecek bir ana irtibat noktasına sahip olmak;
- Mahkemeye gidiş ve dönüş masraflarını ve mahkemeye gitmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan kazanç kaybının tazminini talep etme olanağı;
- Soruşturma sırasında veya mahkemede kanıt sunmak için ihtiyaç duyabileceğiniz her türlü yardımın belirlenmesi amacıyla bir ihtiyaç değerlendirmesinin yapılması;
- Savunmasız veya korkutulmuş bir tanık olarak değerlendiriliyorsanız özel önlemler almak; bunlar, video bağlantısı aracılığıyla mahkeme salonu dışından ifade vermenize izin verilmesini ve hâkimler, savunma ve savcılık avukatlarının peruk ve önlüklerini çıkarmasını içerebilir.
- Mahkeme ve mahkeme süreci hakkında bilgi verilmesi veya bilginin nerede bulunabileceğine ilişkin ayrıntıların verilmesi; ve
- Her zaman onurlu ve saygılı davranılmasıdır.6
Tanık olarak çağrılan suç mağdurlarının, Mağdurlar Kanunu'nda belirtilen belirli yasal hakları da şunları içermektedir:
- Savunmasız veya korkutulmuş bir tanıksanız mahkemede özel tedbirler talep etme hakkı;
- Bir ceza davasında tanık olarak yapılan her türlü masrafı talep etme hakkı;
- Mahkeme binasına sanık ve ailesinden ve arkadaşlarından ayrı bir girişten girip giremeyeceğinizi mahkeme personeline sorma hakkı;
- İngilizce konuşamıyorsanız, tanık olarak ifade verirken anladığınız bir dilde tercüme talep etme hakkı;
- Mümkünse Kraliyet Savcılık Servisi (CPS) savunucusu veya temsilcisiyle görüşme ve onlara mahkeme süreci hakkında sorular sorma hakkı;
- Nasıl şikâyette bulunulacağı, ve
- Bir suçun tanığıysanız ve aldığınız hizmetin kalitesinden memnun değilseniz, polis veya Kraliyet Savcılık Servisi gibi ilgili kurumun şikâyet prosedürü aracılığıyla şikâyette bulunabileceğiniz (İngiltere ve Galler’de Tanıklar İçin El kitabı-Tanıklık servisi adli sistemden bağımsız bir konumdadır).
Tanıkların bilerek/bilmeyerek birçok insanın mutsuzluğuna, hürriyetten yoksunluğuna sebebiyet vermemesi için yukarıda özet olarak verilen uyarıcı işaret ve sorular değerlendirilmeli; tanık yüzlerinin değişen fizyonomisi eski Çin deyişinde "bir resim binlerce kelimeye eşittir"i kanıtlar fotoğraflar olduğundan önemli davalarda tanık ifadelerinin multi-medya ortamında saklanarak hüküm öncesi izlenmesi sağlanmalıdır.7 Bu yetenek ceza adaleti sistem eyleyicilerine kazandırılmalıdır. Çağdaş psikolojik bulgular karşısında bu durum bir gereklilik olup; tanıkların güvenirliğini değerlendirme hususunda bir kuşku belirmesi halinde ise, "kuşku sanık lehine yorumlanır" dictumu egemen kılınmalıdır.8
"Belleğim, yaptığımı söylüyor;
Gururum, yapmadığımı söylüyor;
Belleğim gururuma yeniliyor"
Nietzche
Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel
-----------------------
1 Halis Dokgöz. Kusursuz Cinayet, 2024.
1 Tanığa Yaklaşım Kılavuzu, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Aralık 2023. Mağdur Bilgilendirme dosyasında yer alan menü şunları içermektedir: Tanık kimdir? Tanıklık zorunlu mudur? Tanıklık Süreci. Houses of Parliament. Improving Witness Testimony, Number 607 July 2019. Erol Tatar. “Gizli Tanık” Ankara Barosu Dergisi, 2013/4, ss.285-296.
2 Çocuk tanık doğruluğu alanındaki ilginç bir araştırma çocukların tekrarlanan sorgulamalara nasıl yanıt verdikleri sorusunu çevrelemektedir. Çocukların, bir soruya dört veya beş kez aynı yanıtı verdiklerinde ve soru sorulmaya devam ettiğinde, verdikleri yanıtın doğru yanıt olmadığına inandıkları varsayılmaktadır. Sonra, varsayıyoruz ki, farklı bir yanıt denerler. Küçük çocukların telkin edici etkilere orantısız bir şekilde duyarlı oldukları bilinmektedir.
3 Paul Kendall. Daily Mail. Yalancıların burunları gerçekten uzar: Bilim insanları, yalan söylemenin gerçekten burnunuzu büyüttüğünü keşfetti. Tıpkı çocukların en sevdiği Pinokyo gibi (her yalan söylediğinde burnu uzar), yalancıların da burunları aslında gerçeğe karşı tavır aldıklarında şişer. Fark çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür, ancak hafif şişlik o kadar kaşındırıcıdır ki, bir kaşıma nöbetini tetikler.
2 Alper Küçükay. “EYEWITNESS PSYCHOLOGY AND EXAMINATION TECHNIQUES” (TANIK PSİKOLOJİSİ VE SORGULAMA TEKNİKLERİ), Hacettepe HFD, 12(2), 2022, ss. 2111-2137; Christina Begakis. Eyewitness Misidentification: A Comparative Analysis Between the United States and England 15 Santa Clara Journal of International Law 174, 2017. Ayrıca bkz. Identifying the Culprit-Assessing Eyewitness Identification: https:www.nap.edu
3 Bkz. http://www.eps.gov.uk/legal to k/Identification of suspects).
4 Ministry of Justice. Achieving Best Evidence in Criminal Proceedings Guidance on interviewing victims and witnesses, and guidance on using special measures,- Guidance on interviewing victims and witnesses, and guidance on using special measures, London, March 2011. Douglas Walton. Witness Testimony Evidence Argumentation, Artificial Intelligence, and Law University of Winnipeg, Cambridge University Press, 2008. Grażyna Anna Bednarek. Polish vs. American Courtroom Discourse Inquisitorial and Adversarial Procedures of Witness Examination in Criminal Trials, Palgrave Macmillan, 2014.
1 Trials Issues Group. Statement of National Standards of Witness Care in The Criminal System. London 1996; E. Whitehead. Witness Satisfaction: findings from the Witness Satisfaction Survey 2000 (Home Office Research Study 230) London, 2001. Türkiye genelinde 8611 kişi ile yüz yüze görüşülerek “işlenen suçları ihbar etme ve tanıklık yapma “konusunda yapılan ankette (1996), % 73’ü işlendiğine tanık olduğu suçları ihbara hazır olduğunu belirtirken, % 27’si tanıklık yapmayacağı yanıtını verdi. Tanıklık yapmama nedenleri olarak % 35’ı buna yanıt vermezken, % 14’ü “tanık sanık gibi muamele görebiliyor”, % 14’ü “tehlikeli” ve % 6.3’ü “zaman kaybı” şeklinde görüş bildirdi. Tanıklar korunuyor mu sorusuna ise, ankete katılanların % 86’sı “hayır korunmuyor” yanıtını verdi. Bugün (4/06/1996) s.4; 4353 kişiyi kapsayan diğer bir ankette (1995) tanıklık yapmak istemeyenlerin oranı yaklaşık aynı olup (% 28); nedenlerine ilişkin dağlım ise şöyledir:
%
Tanıklığın uzun sürmesi 30
Tehdit edilme 25
Sanık gibi işlem görme 37
Tümü 8
A.Aksoy.”Polis Halk İlişkileri Araştırma ve Sonuçları” Polis Halk İşbirliği Sempozyumu (27-29 Mart 1995) Polis Akademisi Ank.,1995, s.193; 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu için bkz. R.G. 5 Ocak 2008-26747.
2 United Nations. Good practices for the protection of witnesses in criminal proceedings involving organized crime, 2008: Devletin, ceza adaleti sistemiyle iş birliği nedeniyle zarar görmesi muhtemel kişilere yardım ve koruma sağlama yükümlülüğünün olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Farklı koruma yöntemleri vardır. Her vakada seçilen tür, büyük ölçüde tanığın türüne (mağdur, savunmasız tanık, adalet işbirlikçisi vb.), suçun türüne (aile içi suç, cinsel suç, organize suç vb.) ve suç düzeyine bağlıdır. Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, 2,649 kişinin "Tanık Koruma Programı" kapsamında korunduğunu açıkladı. 28.12.2018.
2 Bkz. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 10/09/1997 tarih ve Rec (97) 13 sayılı Tanıkların Yıldırılması ve Savunma Hakları üzerine Tavsiye Kararı http://www.coe.int/T/CM/documentIndex; 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu T.C. Resmi Gazete (5/01/2008-26747). 2, 649 kişinin "Tanık Koruma Programı" kapsamında korunduğu", bunların % 85'i terör suçu tanığı, % 10'u örgütlü suç tanığı, %5'i ağır cezalık suç tanığını kapsamaktadır (28/12/2018); 2, 330 kişinin anılan program kapsamında korunduğu, bunların %73,7’si terör suçu tanığı, %7'si de örgütlü suç, %13'ü ağır cezalık suç tanığı kapsamında korunmaktadır (29/12/ 2020).
3 2023 yılı tanıklık ücret tarifesi-Adalet Bakanlığı: Ceza muhakemesi sırasındaki tanıklıklar için 2024 yılı tanıklık ücreti olarak ilgililere günlük 60 ila 100 liraya kadar ücret ödenecektir.
4 “Yargılama diyalektiği adaletin estetiğidir. Uygulamayı nefes darlığından kurtarmak için diyalektik kurallar mutlaka işletilmelidir.” Bu bağlamda, "çapraz sorgulama"; sanık, müdahil, tanıkları ve bilirkişiyi kapsayıcı şekilde yargılama sürecine de facto egemen olmalı; itham-savunma diyalektiğinin doğal koşulları sağlanmalı ve öncelikle tanıkların davaya katılımı maksimize edilmelidir. Çapraz sorgu, ifadenin doğruluğunu ve eksiksizliğini sağlamak için önemli bir güvencedir. İşlevi, doğrudan ifadenin güvenilirliğine ışık tutmak ve kanıt değeri taşıyan ek gerçekleri ortaya çıkarmaktır. Doğrudan sınavın aksine, çapraz sorgu yönlendirici sorular aracılığıyla yapılabilir. A.B.D’ de çapraz sorgulama bir tanığın inandırıcılığının ve tanıklığının doğruluğunun sınandığı temel araç olduğu" için adaletin özüdür. Görgü tanıklarının yanlış tanımlaması, haksız mahkumiyetlere katkısı büyük ölçüde olmaktadır. Ülke çapında, DNA aklanmalarının %69'u-367 vakadan 252'si- görgü tanığı yanlış tanımlamasını içermiştir ve bu haksız mahkumiyetlere önde gelen katkıda bulunan nedenidir. Çapraz Sorgulama Sanatı, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesinde (NYU Law School) deneysel kurs olarak okutulmaya başladı. Bu deneysel kurs, öğrencilere çapraz sorgunun temellerini öğretecek ve onları davalarda çapraz sorgunun amacı ve bağlamıyla tanıştıracaktır. Öğrenciler, varsayımsal vakaları kullanarak etkili bir çapraz sorguyu nasıl planlayıp sunacaklarını öğrenecekler; kelime seçimi, organizasyon, geçişler ve ritim üzerine odaklanarak bir dizi çapraz sorgu sorusu formüle etme pratiği yapacaklar. Kurs ayrıca simülasyonlar ve etkileşimli alıştırmalarla, öğrencilere çapraz sorguyu güvenilirlik, hafıza, doğruluk ve algıyı keşfetmek için bir araç olarak kullanarak amatör ve uzman tanıkları çapraz sorgulama fırsatları sağlayacaktır. Ayrıca bkz. TBB. CEZA MUHAKEMESİNDE Anlattırıcı Soru ve Çapraz Sorgu Teknikleri (Direct and Cross Examination), Prof. Dr. Frank Tom Read,( Tercüme ve Açıklamalar: Prof. Dr. Feridun Yenisey Doç. Dr. Neylan Ziyalar) 2. Bası, 2015.
5 Ciddi suç mağdurlarının mahkeme koridorunda beklerken sanıkla karşılaşması hiç de olağan dışı değildir. Bu konumdaki tanık-mağdur, ifade öncesi endişe/korkuya kapılarak bozuk bir psikolojik yapıyla mahkeme huzuruna çıkacaktır. Bu nedenle, tanıklar için ayrı bekleme odaları bulunmalı; şiddet suçu mağduru küçük çocuklar için de sorgulama öncesi rahatlamaları ve korkularını yenmelerine yardımcı olmak üzere oyuncaklar ve kitapların bulunduğu bir oda düzenlenmelidir.
6 Bkz. Being a witness in court-Preparing to come to court YouTube. G20 Anti-Corruption Action Plan Protection of Whistleblowers. 5726 sayılı (27/12/2007) Tanık Koruma Kanunu, ayrıca bkz. CMK 58/5. Ayrıca bkz. Mustafa T. Yücel. https://www.hukukihaber.net/yalan/ve/tanıklık/psikolojisi
7 Bkz. O. Akbal. “Tanıklık üzerine”, Cumhuriyet (21/1/1974); H. Pulur. “Tanıklık” Deyip Öteye Geçmeyin. Milliyet (22.4.1976 s.5; M.Feyzioğlu. Ceza Muhakemesi Hukukunda Tanıklık, Ank., 1996 ss. 377-398; “Tehdit edilen tanık katil oldu” Sabah (7/07/2007) s.5; CMK 52-3. maddesine göre “(3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir” (Audio-Visual Medium). Zorbek Yamer. https://www.hukukihaber.net/ceza-yargılamasında-çocuğun-dinlenmesi
8 Bkz. J. Frank, Courts on Trial. Atheneum New York, 1963; J.Frank and B. Frank. Not Guilty, New York, 1957 pp.199-249 A.Gide. Cinayet Mahkemesi Anıları (Çev.S.Selçuk) Ank., 1983; A. Alsancak. "Mahkemede Nasıl Davranacağımızı Bilmiyoruz." Tempo, Sayı 27, ss.34-35.