Düğünde takılan ziynet eşyalarının eşlerden hangisine ait olacağı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ve 3.Hukuk Dairesi geçmişteki tüm kararlarında ilke olarak düğünde takılan takıların kadına ait olduğu görüşünü sürekli olarak uyguluyordu.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kime takıldıysa onundur şeklindeki kararı bulunmaktaydı. Ancak bu karar uygulamada çok yer edinmemişti.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/5704 E., 2024/2402 K. sayılı 4/04/2024 günlü kararı ile ziynet eşyasının kime ait olacağı hususunda öncelikle taraflar arasında bir anlaşma olup olmadığına, anlaşma yoksa yerel örf ve adet kurallarına her ikisi de yok ise ziynet eşyasının kime takıldıysa ona; diğer eşe takılsa bile karşı cinse özgü bir ziynet olması halinde o cinse ait olacağı yönünde karara varmıştır. Kararın gerekçesinde;

’Dairemizin önceki içtihatları, “aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır” yönündeydi.

Ancak toplumuzun gelenek ve göreneklerinin zamanla değişikliğe uğraması, ekonomik ve hukuksal ilişkilerin dinamik yapısı ve özellikle; düğünlerde kadına özgü ziynet eşyalarının dışında, ortak bir yaşam kurma aşamasında olan eşlere maddî katkı sağlamak amacıyla, ekonomik değeri olan başka şeylerin de takılması/verilmesi, dikkate alınarak, düğünde eşlere takılan/verilen ve ekonomik değeri olan eşyalarla ilgili davalarda, Dairemizin içtihatlarında değişikliğe gidilmesi zorunluluğu doğmuştur.

Bu konuda Dairemizin ilkesel nitelikteki yeni görüşüne göre; “Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir.

Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir.

Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir.

Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir” yönündedir. Uyuşmazlık, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak bu ilkeler doğrultusunda çözülmelidir.’

Bu kararın uygulamaya yön vermesinde pozitif ayrımcılığı savunanlar tarafından eleştiri konusu olacağı kesindir. Düğünde takılan tüm altın ve ziynet eşyaların kadına özgü olacağı hususunda toplumumuzda da geçmişten gelen yargılar mevcuttur. Kararda bahis edildiği gibi toplumumuzun gelenek ve göreneklerinde son zamanlarda ciddi bir değişim olmamıştır.

Hala düğün listeleri ve alınacaklar hazırlanırken sadece gelin tarafı altın istemektedir. Damada saat, kravat iğnesi gibi istekler olurken; geline altın küpe, yüzük, bilezik, kelepçe, gram, beşi bir yerde gibi istekler olmaktadır.

Gelenek ve göreneklerimizin yanında ülkemizde yaygın inanç olan İslam’da da altın erkek için uygun görülmemiştir. Hatta   Optimar'ın 2019'da yaptığı ankete göre Türkiye nüfusunun %89,5'i Müslüman'dır. Buna göre Araf Suresi 32. ayette; "Allah'ın kulları için çıkardığı süslü ve temiz rızıkları kim haram etmiş?" - Hadis-i şerifte ise ; "Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helal, erkeklerine ise haramdır." deniliyor.  Bu anlamda altın gibi ziynet eşyalarının kadına özgü olduğu toplumumuzda hala yer bulan bir yargıdır.

Ancak burada değerlendirilmesi gereken kişiye özgü olmayan maddi ve manevi değeri olan eşyaların paylaşılması hususudur. Bilirkişi incelemesi tarafından yapılacak değerlendirme neticesinde elbette ki tarafların itiraz hakları mevcut olacaktır.

Bizim burada merak ettiğimiz ise düğünlerde yeni moda olan paraları birbiri ardına bantlayarak uzun bir para sarmaşığı şeklinde gelin ve damadı dolayarak takılan paraların hangisine takıldığı nasıl değerlendirilecektir. Karara göre cinse özgü olanlar o cinse ait olacak her iki cinse özgü olanlar kime takıldıysa ona verilecektir. Ancak bu yeni moda takı merasimlerinde eşlerin tüm vücutlarını kaplayacak şekilde birbiri ardına bantlanmış olan para sarmaşıkları hem iki cinse özgüdür hem de ikisine birden takılmaktadır.  Eşlerden birinin boynuna daha fazla dolanması sonucunda ortadan ikiye ayrılamayacaktır. Düğündeki takı merasimlerini inceleyecek olan bilirkişilere yeni moda takı merasimleri için kolaylıklar dileriz.