A. İLGİLİ KARAR

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/28151 E. 2020/7047 K. Sayılı kararında özetle, “6222 sayılı Kanun’un 22/1. maddesinin gerekçesinde de Kanun’un genel gerekçesinde ortaya konulan amaçla aynı doğrultuda spor müsabakalarının güvenlik veya düzenini bozabilecek ya da spor müsabakalarının taraflarını, müsabakalardaki görevlileri, kulüp veya federasyon yöneticilerini rencide edecek ya da bu kişilere husumet duyulmasına neden olabilecek şekilde basın ve yayın yoluyla açıklamada bulunan kişilere fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, idari yaptırım uygulanmasının öngörüldüğü,

Kanun’un 22/1. maddesinde kabahatin unsurları arasında gösterilen “Sporda şiddeti teşvik edecek şekilde…” ibaresinin de Kanun’un ve anılan maddenin gerekçesi ışığında yorumlanması gerektiği, madde gerekçesinde açıkça sonucu itibariyle şiddet eylemlerine yol açabilecek şekilde ve bir kulübü rencide edecek mahiyetteki açıklamaların, şiddeti teşvik edecek nitelikte kabul edildiği,

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; kabahatlinin, twitter hesabından gerçekleştirdiği "Efendi beşiktaş değil o... çocuğu beşiktaş diyecez" şeklinde paylaşımının, anılan spor kulübünü rencide edecek ve bu kulübü destekleyen kişilerde bir öfke ve karşı tepki uyandıracak, sonucu itibariyle de iki takım arasındaki müteakip müsabakalar esnasında rakip takımların destekçilerini karşı karşıya getirebilecek, tarafları arasında çatışma ve şiddete sebep olabilecek nitelikte olduğunun açık olduğu, bu nedenle de kabahatlinin eylemi açısından 6222 sayılı Kanun’un 22/1. maddesindeki düzenlemede yer verilen şiddeti teşvik edecek nitelikte olma unsurunun gerçekleştiği anlaşılmakla..” ibarelerine yer vererek bir spor kulübüne sosyal medya aracılığıyla küfredilmesinin idari yaptırım gerektirdiğini vurgulamıştır.

Muhalefet şerhinde ise özetle, “6222 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun”un 22/1. maddesinde düzenlenen “sporda şiddeti teşvik kabahati” kapsamında kalabilecek olaylara örnek olarak doktrinde ve uygulamada aşağıdaki fiiller verilmektedir:

- Bir taraftarın “internetteki sosyal paylaşım sitelerinde maçı kaybedersek hakem odasını basarım” açıklamasını yapması,

- Televizyonda yayınlanan spor programı esnasında yorumculardan birinin hakemlerin resmini çizip daha sonrasında hatalarını açıklayarak hakemlerin bulunduğu resimlerin üzerini karalaması ve hakemlerin üzerine çarpı işareti atması,

- Bazı taraftarların cansız bir mankene, karşı takımın formasını giydirip daha sonra bu mankene hakaret edip, yakması ve bunu sosyal medyada yayınlaması.

6222 sayılı Kanunun 22/1. maddesinde ifade edilen “sporda şiddeti teşvik kabahati”nin unsurlarından birisi olan “fiilin başka bir suç oluşturmaması” unsuru bağlamında; TCK. m.214’teki “suç işlemeye tahrik” suçunun yanı sıra TCK. m.125’teki “hakaret” suçunun da burada kısaca ele alınması gerekmektedir. Türk Ceza Kanununun “hakaret” başlıklı 125. maddesine göre; aşağılama, tahkir ve tezyif içeren, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte sözler ancak gerçek kişilere yöneltildiğinde hakaret suçu oluşabilir. Özel hukuk tüzel kişiliğine hakaret halinde, 125. madde ve devamında yer alan “hakaret suçu” oluşmaz. Yine herhangi bir gerçek kişiyle arasında aidiyet ilişkisi kurulmadan özel hukuk tüzel kişisine (bir spor kulübüne) söylenen tahkir ve tezyif edici sözler hakaret suçunu oluşturmaz. Bir başka anlatımla bir tüzel kişiye (bir spor kulübüne) yöneltilen tahkir veya tezyif içerikli bir söz, bu tüzel kişinin organı, temsilcisi vs. olan gerçek kişilere özgülenemediği müddetçe hakaret suçunu oluşturmaz.

Türk hukukunda TCK, herhangi bir özel ceza kanunu veya Kabahatler Kanunu; özel hukuk tüzel kişilerine (spor kulüplerine) veya topluluklarına karşı yapılan hakaret, aşağılama, tahkir ve tezyif içeren açıklama ve sözleri (“ceza hukukunun son çare- ultima ratio- olması” ilkesi gereğince) suç olarak kabul etmese, ceza hukukunun ve kabahatler hukukunun koruma kapsamına almasa da; özel hukuk tüzel kişilerine karşı yapılan bu haksız ve gayri hukuki tecavüzler özel hukukun koruma alanı içerisinde kalmaktadır. Somut olayımızda Twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde “efendi Beşiktaş değil, or.sp. çocuğu Beşiktaş diyeceğiz” şeklinde gerçekleşen ve Beşiktaş Spor Kulübüne karşı sövme, tahkir ve tezyif içerikli sözler içeren bu paylaşımdan dolayı; yukarıda açıklanan sebeplerle ceza hukuku ve kabahatler hukuku alanında bir yaptırım uygulanamasa da, Beşiktaş Jimnastik Kulübünün mütecavize karşı kullanabileceği özel hukuk yolları ve yöntemleri mevcuttur.

Beşiktaş Spor Kulübünün bu açıklamaya karşı başvurabileceği ilk özel hukuk yolu, tüzel kişi olarak kişilik haklarının zarar gördüğünü belirtip, tahkir ve tezyif içerikli beyanda bulunarak kişilik haklarına saldırıda bulunan kişiye karşı yetkili organları ve temsilcileri aracılığıyla tazminat davası açmasıdır.

Ayrıca Beşiktaş Spor Kulübü, “efendi Beşiktaş değil, or.sp. çocuğu Beşiktaş diyeceğiz” şeklindeki tahkir ve tezyif içeren açıklamanın yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi için 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"un 9. maddesinde düzenlenen kanuni yolları kullanabilir. Bu bağlamda, Beşiktaş kulübü internet ortamında kendisi hakkında hukuka aykırı olarak yapılan paylaşımdaki yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirtip, tüzel kişi sıfatıyla içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyar-kaldır yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak söz konusu içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.

Açıkladığım gerekçelerle, Twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde “efendi Beşiktaş değil, or.sp. çocuğu Beşiktaş diyeceğiz” şeklinde gerçekleştirilen paylaşımın, 6222 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun”un 22/1. maddesinde yer alan “sporda şiddeti teşvik kabahati” kapsamında kalmadığı düşüncesi ile oyçokluğu ile alınan hükme katılmadığımdan bu muhalefet şerhini kaleme almış bulunmaktayım.” ibarelerine yer vererek, fiilin hem suç oluşturmadığı hem de 6222 sayılı Kanun kapsamında kabahat teşkil etmediğini belirterek, spor kulübünün hukuk davası ile hakkını arayabileceği ve 5651 Sayılı Kanun uyarınca erişimin engellenmesi talebinde bulunabileceği belirtilmiştir.

B. KARARIN 6222 SAYILI KANUN KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

6222 Sayılı Kanun’un amacı; “müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında spor alanları ile bunların çevresinde, taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar halinde bulundukları yerlerde veya müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergâhlarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesi” olarak açıklanmıştır. Bu kapsamda sporda düzensizlik ve şiddetin söz konusu olduğu durumlarda, bu kanun devreye girecektir.

6222 Sayılı Kanun’un 22/1 maddesinde, “Sporda şiddeti teşvik edecek şekilde basın ve yayın yoluyla açıklamada bulunan kişilere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, beşbin Türk Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda ise Yargıtay 19. Ceza Dairesi, sanığın sosyal medya hesabı üzerinden “efendi beşiktaş değil, o… çocuğu Beşiktaş diyeceğiz” şeklinde yaptığı paylaşımı, sporda şiddeti teşvik edecek açıklamalar kapsamında değerlendirmiş ve paylaşımın idari yaptırım gerektirdiğine hükmetmiştir.

İlgili kanun maddesini inceleyecek olursak; öncelikle maddede bahsi geçen sporda teşvik edecek açıklamaların “şiddeti teşvik etme” fonksiyonunu yerine getirmesi gerekir. Bu bağlamda örneğin, bir kişinin bir televizyon programında, “X takım kalecisi bir sonraki maçta bizim stada gelince olacakları görür” şeklindeki açıklaması bu kapsamda değerlendirilebilir. Açıklamanın herhangi bir kulüp yöneticisi tarafından yapılması halinde ise cezanın beş kat artırılacağı hükme bağlanmıştır.

Bir diğer unsur, bu açıklamanın basın yayın yoluyla yapılmasıdır. Genel kabul; basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar anlaşılacağı yönündedir. Bahsi geçen elektronik kitle iletişim araçları ibaresinin; internet ve sosyal medyayı da kapsadığını belirtmek gerekir (Dülger,2018,s.487). Bu nedenle sosyal medya paylaşımları vasıtasıyla şiddete neden olabilecek açıklama yapılması halinde bu madde kapsamında yaptırıma maruz kalınabilecektir.

İlgili kanun maddesinde en çok dikkat eden husus ise, “fiilleri suç oluşturmadığı takdirde” ibaresidir. Bu bağlamda, örneğin bir yöneticinin “X basketbolcuyu vuracağım.” şeklindeki açıklaması artık suç teşkil edeceği için bu madde kapsamında değerlendirilmeyecektir. Somut olayda ise, “o.. çocuğu” şeklindeki ifadenin hakaret içerikli olduğu izahtan varestedir. Muhalefet şerhinde, bu husus değerlendirilmiş fakat hakaret suçunun tüzel kişilere karşı işlenemeyeceği gerekçesiyle suç oluşmayacağına kanaat getirilmiştir. Fakat doktrinde tüzel kişilerin hakaret suçunun mağduru olabileceği yönünde görüşler de mevcuttur (Özbek vd. , 2015, s.488). Eğer tüzel kişilerin hakaret suçunun mağduru olabileceği kabul edilirse, sanığın Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne gerçekleştirdiği hakaret suçu bu maddenin uygulanmasına engel olacaktır.

Muhalefet şerhinde, yapılan paylaşımda geçen ifadelerin şiddete neden olabilecek ifadelerden daha ağır nitelikte olduğu fakat hakaret suçunun mağdurunun tüzel kişiler olamayacağı nedeniyle suç da oluşmadığı belirtilerek, ne ilgili maddenin ne de TCK’nın devreye gireceğinden bahisle söz konusu paylaşımın özel hukukun konusu olduğu vurgusu yapılmıştır.

Kanaatimizce 2019’da yapılan değişiklikler öncesi mevcut düzenleme çerçevesinde, taraftarın “ o… çocuğu Beşiktaş diyecez” şeklindeki paylaşımının, hakaret suçunun tüzel kişilere karşı işlenebildiği kabul edilirse söz konusu fiilin “suç teşkil edecek olması” nedeniyle 6222 Sayılı Kanun’un 22. maddesinin uygulanamayacağı belirtilebilir. Fakat aksi kabulde, yani hakaret suçunun tüzel kişilere karşı işlenemeyeceği esas alınırsa bu bağlamda söz konusu paylaşımın “şiddete neden olabilecek açıklama” niteliğinde olduğu, şiddete neden olabilecek açıklama kavramının geniş yorumlanması gerektiği ve Yargıtay 19. Ceza Dairesi kararının yerinde olduğu kanaatindeyiz. Muhalefet şerhinde, somut olayda hem TCK’nın hem de 6222 Sayılı Kanun’un tatbik imkanı bulamayacağı, paylaşımın özel hukukun konusu olabileceği şeklindeki değerlendirmeye, 6222 sayılı Kanun’un ruhuna ve amacına ters düşeceği kanaatiyle katılmamaktayız.

C. KARARIN 6222 SAYILI KANUN’DA YAPILAN DÜZENLEME ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

2019 yılında 6222 sayılı Kanun’da bazı düzenlemeler yapılmıştır. Düzenleme ile birlikte 14. maddenin “Hakaret içeren tezahürat” şeklindeki başlığı, “Tehdit veya hakaret içeren tezahürat” olarak değiştirilmiş ve bu maddede belirtilen fiillerin her türlü yazılı, görsel, işitsel veya elektronik kitle iletişim aracıyla işlenmesi hâlinde de failin cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Bahsi geçen 14. maddenin son hali şu şekildedir:

Tehdit veya hakaret içeren tezahürat

MADDE 14 – (1) Spor alanlarında taraftarların grup halinde veya münferiden belirli bir kişiyi hedef veya muhatap alıp almadığına bakılmaksızın duyan veya gören kişiler tarafından tehdit veya hakaret olarak algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlarda bulunmaları halinde, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, şikayet şartı aranmaksızın, failler hakkında elli günden az olmamak üzere adli para cezasına hükmolunur

(2) Spor alanlarında toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan üç yıla hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Birinci ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların yazılı pankart taşınması veya asılması ya da duvarlara yazı yazılması suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) (Ek:4/7/2019-7182/8 md.) Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen fiillerin; her türlü yazılı, görsel, işitsel veya elektronik kitle iletişim aracıyla işlenmesi hâlinde de bu madde hükümleri uygulanır.”

Kanunda suç , “belirli bir kişiyi hedef veya muhatap alıp almadığına bakılmaksızın duyan veya gören kişiler tarafından tehdit veya hakaret olarak algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlar”  olarak tanımlamıştır. Ayrıca bahsi geçen elektronik kitle iletişim araçları ibaresinin; internet ve sosyal medyayı da kapsadığını yukarıda belirtmiştik.

Bu şekliyle somut olay, düzenlemeye konu olan 6222 Sayılı Kanun’un 14. maddesi çerçevesinde değerlendirilecek olursa; taraftarın sosyal medya hesabından yaptığı “ efendi beşiktaş değil o.. çocuğu Beşiktaş diyecez” şeklindeki paylaşımı, duyan veya gören kişiler tarafından tehdit veya hakaret olarak algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlar niteliğindedir. Nitekim, getirilen düzenlemeyle bu davranışların sosyal medya yoluyla meydana getirilmesi halinde de, 14. madde kapsamında yaptırıma tabi olacağı belirtilmiştir. 2019 yılında getirilen düzenlemeyle artık spor kulüplerine sosyal medya aracılığıyla yapılan hakaretler, sporda şiddete neden olabilecek açıklamalar kapsamında idari yaptırımın konusu değil, 14. madde uyarınca adli para cezası yaptırımının konusu olacaktır.

Aksi kabulde, sosyal medya paylaşımında bir spor kulübüne yapılan hakaretin, şiddete neden olabilecek açıklama şeklinde değerlendirilmesi söz konusu değişikliği anlamsız kılacaktır. İlgili kararın muhalefet şerhinde belirtildiği gibi, bu tarz paylaşımları 6222 sayılı Kanun’un dışına itmek ise, kanunun ruhuna ve amacına aykırı olacaktır.

KAYNAKÇA

Dülger, M. V. (2018). Bilişim Suçları ve İnternet İletişim Hukuku. Ankara: Seçkin Yayıncılık.

Özbek, V. Ö., Kanbur, M. N., Doğan, K., Bacaksız , P., ve Tepe , İ. (2015). Türk Ceza Özel Hukuku Özel Hükümler. Ankara: Seçkin Yayıncılık.

>> SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN SPOR KULÜBÜNE 'KÜFÜR' İDARİ PARA CEZASI GEREKTİRİR