1. Giriş
İcra iflas Kanunu (“İİK”) madde 89 takip dışı üçüncü kişinin takip borcundan sorumluluğuna neden olan düzenlemeler arasında yer almaktadır. Takip alacaklısı, uygulamada 89 haciz ihbarnamesi olarak bilinen bu müessese ile borçlunun üçüncü kişilerde olan hak ve alacaklarını haczedebilmektedir. Alacaklı açısından alacağın tahsilinde kolaylık sağlayan bu düzenleme, borçluyla herhangi bir hukuki ilişki içinde olmayan üçüncü kişiler bakımından mağduriyetlere sebep olabilmektedir.
Bu yazımda İİK 89/3 hükmünde düzenlenen menfi tespit davasını açmayan üçüncü kişinin İİK 72’de düzenlenen menfi tespit davası açma hakkı olup olmadığına ilişkin açıklamalarda bulunacağım.
2. 89 Haciz İhbarnamesine İlişkin Açıklamalar
89 Haciz İhbarnamesi prosedürünü kısaca özetlemek gerekirse; üçüncü kişiye gönderilen bu ihbarname ile üçüncü kişinin takip borçlusuna borcu var ise bunu icra dairesine ödemesi gerektiği, ihbarnamenin tebliğinden itibaren borçluya yapılan ödemelerin geçersiz olduğu, borçluya ait malı ancak icra dairesine teslim edebileceği bildirilir. Haciz ihbarnamesini alan üçüncü kişi borcu olmadığı ya da malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesi bildiriminden evvel borcu ödediği, yedinde bulunan malın borçluya ait olmadığı gibi iddiada bulunuyorsa haciz ihbarnamesine karşı tebliğden itibaren 7 gün içerisinde itirazda bulunmalıdır.
Üçüncü kişi yedi gün içerisinde söz konusu itirazda bulunmaz, borcu ödemez ve malı teslim etmez ise borç zimmetinde sayılmış ve mal yedinde bulunmuş olacaktır. Bunun bildirilmesi için üçüncü kişiye bu defa 89/2 haciz ihbarnamesi tebliğ edilir ve üçüncü kişiye tebliğden itibaren 7 gün içerisinde birinci haciz ihbarnamesine karşı itirazları ileri sürebileceği bildirilir.
İkinci ihbarnameye süresinde itiraz etmeyen üçüncü kişi zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemez ya da yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmezse bu kez 89/3 haciz ihbarnamesiyle karşılaşacaktır. Bu ihbarnameyi alan kişi birinci ve ikinci haciz ihbarnamesinde olduğu gibi itiraz ederek ihbarname konusu borçtan kurtulamamaktadır. İcra takibinin yapıldığı veya yerleşim yeri bulunduğu yer mahkemesinde 15 gün içinde menfi tespit davası açmalı, bu davayı ihbarnameyi tebliğ aldığı tarihten itibaren 20 gün içerisinde ilgili icra dairesine bildirmelidir. Bu işlemler sonunda icra takibi üçüncü kişi bakımından duracaktır. Üçüncü kişi, dava açmaması halinde dosyaya borçlu olarak eklenecektir.
Görüldüğü gibi kanun koyucu, üçüncü kişilerin açacağı menfi tespit davasını özel olarak düzenlemiştir. Bu dava açılırken dava açma süresine dikkat edilmelidir. 15 günlük dava açma süresinin kaçırılması durumunda ise genel düzenleme olan İİK 72 kapsamında menfi tespit davasının açılıp açılmayacağı değerlendirilmelidir.
3. Üçüncü Kişi ve Genel Nitelikteki Menfi tespit Davası (İİK 72)
Üçüncü kişilerin açtığı menfi tespit davası, takipten önce ya da sonra açılan menfi tespit davasından (İİK 72) üç noktada farklılık göstermektedir. İlk olarak davanın süresinde açılıp ve icra dairesine bildirilmesiyle icra takibi, üçüncü kişi bakımından menfi tespit davası kesinleşinceye kadar duracaktır. Oysaki İİK 72’ye dayalı menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması için teminat yatırılmalı ve mahkemeden tedbir kararı alınmalıdır. İkinci fark, dava açılırken yatırılacak harca ilişkindir. İİK 89/3 son cümle gereği üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davası maktu harca tabidir. İİK 72’ye dayalı menfi tespit davası ise nispi harca tabidir.
Son olarak ve yazımızın konusunu oluşturan fark ise, davayı açma hakkını haiz kişiye ilişkindir. 89/3’e dayalı menfi tespit davasını üçüncü kişi dava açabilir. İİK 72’ye dayalı menfi tespit davası açma hakkı ise sadece dosya borçlusuna aittir. Buna göre, dava açma süresini kaçıran üçüncü kişi genel nitelikteki menfi tespit davasını açma hakkına sahip değildir. Bu nitelikte açılan dava mahkemece re’sen 89/3 kapsamında değerlendirilecek ve süre yönünden ret gündeme gelecektir. “…. dava İİK’nın 72 nci maddesi kapsamında genel hükümlere göre açılmış menfi tespit talebine dayandırılmış ise de, davanın hukuki nitelendirmesi hâkime ait olup davanın İİK’nın 89 uncu maddesi kapsamında açıldığı, İİK’nın 72 nci maddesinde düzenlenen menfi tespit davasının, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, icra dosyasında davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmediği ve davanın da hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.”[1]
“Bölge Adliye Mahkemesince; icra dosyasında davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin usule uygun olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı vekilince davanın İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açıldığı belirtilmiş ise de, İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen Kanun hükmünün somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, mahkemece davanın İİK'nın 89. maddesine göre açılan menfi tespit davası olarak nitelendirilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, İİK'nın 89. maddesi uyarınca açılacak menfi tespit davalarının 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılması gerekli olup bu süre zarfında açılmayan davanın reddine karar verilmesinde ve mahkemece henüz esasa girilmeden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı yararına tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.” [2]
4. Sonuç
Üçüncü haciz ihbarnamesini tebliğ alan üçünü kişi, 15 günlük süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemede menfi tespit davasını açmalıdır. Bu sürede dava açılmaması durumunda takip alacaklısına karşı İİK 72 menfi tespit davası açılması halinde netice alınamayacaktır. Dava İİK 72’ye dayalı olarak açılsa dahi üçüncü kişinin açtığı bu dava İİK 89/3 kapsamında değerlendirilecek ve süre aşımı nedeniyle davanın reddi gündeme gelecektir.
-------------
[1] T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 09.01.2024 tarih, 2023/1762 Esas, 2024/83 Karar sayılı içtihat.
[2] T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 23.02.2022 tarih, 2020/5224 Esas, 2022/1198 Karar sayılı içtihat.