Sicil, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin mesleki performansının yıl içerisinde değerlendirilmesine olanak veren etkin bir uygulamadır. Bu uygulamada personel hakkında ait birçok kritere elektronik ve fiziki ortamda puan vermek suretiyle toplam not hesaplanmakta ve sayısal olarak sicil notunu oluşturmaktadır.
Sicil notu, personelin görev yaptığı teşkilat bünyesinde yapılacak mesleki seçimlerde, ödül, kurs, taltif, yurt dışı/ yurt içi geçici ve daimi görevlere tefrik edilecek personelin belirlenmesinde aktif olarak kullanılmaktadır. Bu yönüyle sicil notu, personelin mesleki safahatının özeti olarak okunabilecek bir seçim aracı olması yönüyle, uzun vadede komuta kademesinin şekillenmesi ve kritik görevlerde yer alacak personelin tespitinde önemli yer tutan bir sistemdir. 2017 Anayasa değişiklikleri ile kapatılmış ise de, görev yaptığı askeri idare hukuku bakımından önemli kararlar vermiş olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yerleşik içtihatlarında "sicil safahatının bütünlüğünün göz önüne alınması" vurgusu yapılmaktadır.
Tüm idari işlemlerde olduğu gibi, sicil notunun verilmesinde de sicil amirlerinin idare hukukunun genel ilkelerine uymak zorunda olduğu bir gerçektir. Personelin yıl içi performansının, kendisine tevdi edilen görevlerin icrasında gösterdiği tavır ve davranışların objektif, gerçeği yansıtan ve duygusallıktan uzak şekilde tam bir vicdani kanaatle değerlendirilmesi çok önemlidir. Personele verilen sicillerin tutarlılığı, genel sicil eğiliminin oluşmasında önemli bir etken olup, ispat imkânı bulunmayan, ani ve açık düşüş yaratan sicillerin yargı yerlerince genellikle gerçek sicil notunu yansıtmadığı kabul edilmektedir. Zira gerçeklikten uzak veya keyfi şekilde verilecek sicil notları uzun vadede kurumlardaki faaliyetlere zarar vereceği gibi, sicil verilmesi işleminin idari işlem olması hasebiyle de iptal edilme riski ile karşı karşıya kalacaktır.
Kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1.Dairesinin 07.10.2008 tarihli ve E.2007/1028, K.2008/794 sayılı kararında belirttiği üzere; "Davacının genel sicil eğilimine uygun olan, ani ve açık bir düşüş görülmeyen sicil işlemlerinin tesisinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak dava konusu sicil işlemlerinde işaretlenen olumsuz kanaatlerin, aynı sicil dönemlerindeki sicil notları ile çelişki yaratması ve davacının sicil safahatında başka olumsuz kanaat bulunmaması nedeniyle davacının gerek performansına uygun olmadığı” değerlendirilmiştir.
Aynı şekilde kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1.Dairesinin 05.11.2001 tarihli ve E.2001/1220, K.2001/1184 sayılı kararında belirttiği üzere; "... sicil notlarının davacının sicil safahatı ile uyumlu olmadığı, sicil üstleri tarafından takdir edilen sicil notları ile olumsuz kanaatleri destekleyecek mahiyette davacıya herhangi bir ceza, ikaz gibi adli bir işlem yapılmadığı, bu nedenle bu sicillerin Subay Sicil Yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde düzenlenmediği, somut sebep ve gerekçeleri ortaya konulmaksızın verilmiş subjektif siciller olduğu kanaatine varılmıştır."
Yukarıda belirtilen kararlardan da anlaşılacağı üzere, sicil verme işlemi her ne kadar idarenin objektif ve nesnel bir ölçüt değerlendirme neticesinde takdir hakkı kullanılarak tesis edilen bir işlem olarak kabul edilmekte ise de, bu yetkinin hukuka aykırı ve keyfi şekilde kullanılması durumunda iptal yaptırımına maruz kalacaktır.
Danıştay 8.Dairesinin 22.01.2018 tarihli ve Esas: 2012/2265, Karar: 2018/172 sayılı kararında da belirttiği üzere: "Devlet memurları hakkında düzenlenen sicil raporlarının memurların o yılki çalışmalarının ve davranışlarının sicil amirlerince değerlendirilmesi sonucu objektif esaslara ve hukuk kurallarına uygun olarak düzenlenmesi, menfi kısımlara ilişkin görüş ve kanaatlerin ise somut bilgi ve belgelerle kanıtlanması gerektiği memur hukukunun bilinen ilkelerindendir."
Sicil notu belirlenirken, özellikle personelin olumsuz yönlerinin net olarak belirtilmesi ve bu durumun gerekçelendirilmesi gerekmektedir. İdare hukukunda, takdir hakkının “gerekçeli ve ölçülü” kullanılması esastır. Takdir hakkı kullanılırken, kamu görevlisinin o yıl içindeki mesleki bilgisini, deneyimini, tutum ve davranışlarını ortaya koymak ve tüm bu hususların değerlendirilmesinden sonra sicil notunu belirlemek esastır. Personelin olumlu yönleri için notlamak daha kolayken, olumsuz yönlerinin gerekçelendirilerek sebebi ve ispat edebilecek gerekçelerin belirlenmesi önem taşımaktadır.
Kapatılan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1.Dairesinin 2005/649 K. 2005/1137 T.15.11.2005 kararında; “...Takdir yetkisine dayalı işlemlerin, hukukun belirlediği sınırlar ve eşitlik kuralı gözetilerek kamu yararına ve hizmetin gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerekir.” şeklinde ve Danıştay'ın yerleşmiş içtihatlarında "...idarenin takdir yetkisinin sınırsız ve mutlak olmadığı, kamu hizmetlerinin görülmesinde verimlilik, kamu hizmetlerinin gerekliliği, etkinliği ve kamu yararı gözetilecek ise de, kamu yararı ile kişinin yararı arasında bir dengenin kurulmasının zorunlu olduğu, idareye tanınan takdir yetkisinin ölçülü ve orantılı kullanılması gerektiğini" açıkça belirttiği gibi, keyfi ve gerekçesiz şekilde "takdir hakkı" nın kullanılamayacağı vurgulanmıştır.
Danıştay 5. Dairesinin E. 1991/3725 K. 1992/1960 T. 23.6.1992; tarihli kararınca: “... takdir yetkisinin kamu hizmeti gerekleri ve kamu yararına, sosyal devlet ilkesi, aile birliğinin korunması ilkesi, eşitlik ilkesi, idarenin bütünlüğü ilkesi, savunma hakkı, düşünce ve kanaat hürriyeti, çalışma ve sözleşme hürriyeti, ölçülülük ilkesi, çevrenin korunması ilkesi, şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olarak kullanılması gerektiği..." açıkça vurgulanmıştır.
Aynı şekilde Danıştay 2.Dairesinin 10.10.2007 tarihli ve Esas: 2007/1944, Karar: 2007/3817 sayılı kararında belirttiği üzere: "Sicil ve başarı değerleme raporlarının doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında kamu görevlisinin o yıl içindeki mesleki bilgisini, deneyimini, tutum ve davranışlarını ortaya koyan ve tüm bu hususların değerlendirilmesinden sonra oluşan hukuki bir belge niteliğini taşıyan sicil ve başarı değerlendirme raporlarında sicillerin objektifliği ilkesi çerçevesinde sicil amirinin yetkili sicil amirinin kanaatinin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılması zorunluluktur."
Benzer şekilde Danıştay 16.Dairesinin 18.03.2015 tarihli ve 2015/786 sayılı kararında belirttiği üzere: "Davalı idarenin, ilgili personelin bir üst rütbeye terfi ettirilmesi konusunda takdir yetkisi bulunduğu açık ise de; bu yetkinin, mevzuatta öngörülen kıdem, sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturmalar gibi ölçütler gözetilerek kullanılması, belirtilen ölçütlerin terfi işlemlerinde uygulanması sırasında da eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın sağlanması, hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın yapılıp yapılmadığının ise, ancak, söz konusu ölçütlerin, terfi işlemlerinde nasıl dikkate alındığının idarece açıklanması sonucunda anlaşılabileceği açıktır."
Sicil notları personel tarafından görülememekte ise de, verilen notun düşük olabileceğinin çoğunlukla personel tarafından sicil kıdem sıra listelerinde meydana gelen gerilemeler ile tespit edilebileceğini değerlendirmekteyiz. Personel önceki yıllara göre kıdem sıralamasında geri sıralara düştüğünde, sicil notunun düşük verildiği yorumunu yapabilmektedir. İdare tarafından tesis edilen sicil verme idari işlemine karşı idari yargı yolu açıktır. İdare mahkemelerine, sicil notunun gerçeği yansıtmayan şekilde verildiğinin düşünüldüğü durumda, öğrenmeden itibaren 60 gün içerisinde görev yapılan yer mahkemesinde açılacak iptal davası ile sicil verme işleminin hukuka uygunluğunun denetlemesi sağlanabilecektir.
Sonuç olarak sicil verilmesi işlemi, personelin mesleki hayatının ayrılmaz bir parçası ve kariyer gelişimine şekil veren çok önemli bir sistemdir. Görünüşte sayılardan ibaret gibi görünse de hüküm ve sonucu itibariyle personelin mesleki safahatını özetleyen ve geleceğine yön veren önemli bir veridir. Bu yönüyle sicil notu verilirken sicil amirlerince takdir hakkının objektif ve gerçeği yansıtacak şekilde kullanılması, aksi durumda sicil iptal davası açılarak sicil verme idari işleminin denetleneceği ve devamında sicil işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti durumunda iptal yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı açıktır.