8/3/2018 tarihli ve 30354 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Kınama cezasını gerektiren” disiplinsizliklerin sayıldığı 8.maddesinin 2.fıkrasının “a” bendinde düzenlenen;
“Görev sırasında veya dışında, mevzuat veya talimatlarla yasaklanan davranışlarda bulunmak.”disiplinsizlik tanımında yer alan “…veya dışında…” ibaresi ile “…mevzuat veya talimatlarla yasaklanan...” ibaresi “…veya dışında…” ibaresi yönünden Anayasa Mahkemesi’nin 23/1/2024 tarihli ve 2023/162 Esas, 2024/20 Kararsayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararı 03.04.2024 tarihli ve 32509 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
İptal kararının gerekçesinde; “…Kolluk personelinin görev dışında işlediği mevzuat ve talimatlarla yasaklanan her türlü davranışın disiplin cezası gerektirdiği anlamına gelmeyeceği, zira özel hayat sınırları içerisine gelişen olumsuz olaylardan dolayı disiplin cezası verilebilmesi için davranışın özel hayat sınırlarını aşarak kamu görevine bir takım yansımalarının olması gerektiği…” vurgulanmıştır.
“Kanunilik” ilkesi gereğince, 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu gibi kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin sağlanmasında kritik rol oynayan kurumlara ait disiplin kurallarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125.maddesinde yer alan disiplinsizlik hallerinden farklı ve hatta daha sert şekilde düzenlenmesi doğaldır. Ancak bu durumun sınırsız olması, disiplin yaptırımına yetkili makamlara sınırsız bir takdir hakkı ve özel yaşamı denetleme yetkisi verir ki bu da Anayasamızda düzenlenen hakların yine Anayasamızda belirtilen sınırlama sebeplerinin dışına çıkılması anlamına gelir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin kararında da vurguladığı üzere, kamu görevlilerine ilişkin disiplin kuralları ve yaptırımlarıyla “Anayasa ve kanunlara sadakat yükümlülüğü” çerçevesinde kamu hizmetlerinin devamının sağlanmasının ve hizmetin disiplin içerisinde etkin bir şekilde yürütülmesinin amaçlandığı gözetildiğinde, kamu görevlerinin meslek hayatı ve hizmet alanı dışındaki fiillerin disiplin hukukunun alanına girmesi için bu düzeni bozan kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde sunulmasını somut ve olumsuz şekilde etkileyen bir yönünün bulunması gerekmektedir.
Aksi bir kabulde; disiplin amirlerinin, personelin özel hayatını ilgilendiren ve mesleki gerekliliklerin ya da vazifenin tahakkuku ile irtibatlandırılamayacak her tavır ve davranışında disiplin yaptırımına tabi tutulması durumu ortaya çıkar ki bu halde uygulanacak yaptırımlar demokratik bir toplum düzeni ve “özel hayatın gizliliği” ilkesi ile bağdaşmayacaktır. Zira kamu görevlilerinin topluma örnek olması gereken bireyler olduğu izahtan vareste ise de, kamu görevlilerinin de anne-baba rolü, evlat rolü ve eş rolü gibi toplumsal rolleri de olduğu dikkate alındığında, özellikle şahsi yaşamında gerçekleştirdiği eylemin kamu görevinin nitelikleri ile bağdaştırılmaya çalışılması ve bu niteliklere uymadığından bahisle özel hayatındaki eylemlerinin disiplin cezası tehdidinde bırakılması hukuka aykırılık teşkil edecektir.
Anayasa Mahkemesinin kararında “disiplin suçunun konusunu teşkil eden disiplinsizlik hallerinin kapsamı, niteliği, ne şekilde işlenebileceği gibi hususların herhangi bir tereddütte yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlenmesi gerektiği” vurgulanarak iptal edilen kararda yer alan ve “özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına sınırlama getiren” kuralın belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı, kişiliğe karşı yeterince güvence içermediği ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı belirtilmiştir.
Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı neticesinde maddenin son hali şu şekildedir: “a) Görev sırasında mevzuat veya talimatlarla yasaklanan davranışlarda bulunmak”
Görüleceği üzere, iptal kararından sonraki süreçte maddenin yeni haliyle sadece kamu görevlisinin, kendisine tevdi edilen görevin icrasında mevzuat ve talimatlarla yasaklanan davranışlarda bulunması halinde uygulanacak disiplin yaptırımını düzenlemiştir.
İptal kararı ile, hâlihazırda Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin özel hayatın gizliliği kapsamına dâhil olan eylemleri başkaca bir kanunda suç ya da kabahat olarak düzenlenmekte ise “gerekli müeyyidenin uygulanacağı” hemfikriyle bu durum ayrı tutularak; personelin eylemi 7068 sayılı Kanun kapsamında yetkili makamca disiplin yönünden değerlendirilirken gerçekleştirilen eylemin kamu görevine olan menfi etkisi değerlendirilerek karar verilecektir.
Şunu da hemen belirtmek gerekir ki, disiplin cezası verilmesi halinde de, cezanın kesinleşme tarihinden itibaren 60 gün içinde İdare Mahkemelerinde “disiplin cezasının iptaline” yönelik dava açılabilecektir.
Av. Fırat ACAR - Ferhat ÇALIŞKAN (E) Huk.Bnb.