TSK’da Disiplin Cezaları
Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK), her türlü görevin yerine getirilmesinde temel unsur disiplindir. TSK’da iç işleyişi düzenleyen 211 sayılı İç Hizmet Kanununda askerliğin temelinin disiplin olduğu açık şekilde belirtilmiş, disiplini ihlal eden her türlü eylemin ceza ile men edileceği düzenlenmiştir.
Disiplinin ihlal edildiği durumlarda, 2017 yılındaki Anayasa değişikliği ile kapatılmış ise de uzun süre oluşturduğu içtihatlarla bu konuya yön vermiş olan Askeri Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtilen tabirle “kaybolan disiplinin yeniden tesisi” adına yapılacak işlemler de 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununda düzenlenmiştir.
Disiplin Kanunu incelendiğinde, kapsamına dâhil olan subay, astsubay, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erler ile askeri öğrenciler uygulanacak müeyyideler ve hangi eylemin hangi disiplin cezasını gerektireceği düzenlenmiştir. Subay, astsubay ve uzman erbaşlar için uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, aylıktan kesme ve hizmet yerini terk etmeme cezaları disiplin amiri tarafından, hizmet yerini terk etmeme cezası aynı zamanda disiplin kurulu tarafından, erbaş ve erler için ilave hizmet yükleme ve hizmetten men cezaları disiplin amiri tarafından, hizmetten men cezası aynı zamanda disiplin kurulu tarafından da verilebilmektedir. Yine Disiplin Kanununun 20. ve 21. Maddelerinde Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası düzenlenmiş olup, konunun başka bir yazımızın konusu olması nedeniyle detay kısmına bu yazımızda değinilmeyecektir. Ayrıca savaş zamanları ile kısmen belirli şartlar altında barış zamanında (örneğin karasuları dışında seyrüsefer halinde olan savaş gemileri) hem rütbeli personel hem de yükümlü personel için verilebilen oda hapsi cezası istisnai bir ceza türü olarak düzenlenmiştir.
Kanunun sistematiğinde, tespit edilen eylemlere karşılık gelen cezalar subay, astsubay ve uzman erbaşlarda farklı iken, aynı eylemlere karşılık sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erler ile askeri öğrencilere verilecek cezalar içerik ve infaz şekilleri bakımından farklılık gösterir. Örneğin “emre itaatsizlik” disiplinsizliğinin işlenmesi durumunda subay, astsubay ve uzman erbaşlara “hizmet yerini terk etmeme” cezası verilebiliyorken, aynı eylemi sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erlerin işlemesi durumunda “hizmetten men” cezası verilecektir. Bu ayrımın sebebi erbaş ve er statüsündeki askerlerin yükümlü olarak askerlik vazifesini yerine getirmesi, subay, astsubay ve uzman erbaşların ise TSK ile ilişikleri olduğu sürece sürekli hizmet görüyor olmasından kaynaklanmaktadır. Birçok mahkeme kararı subay, astsubay ve uzman erbaşları “askerliği meslek olarak yapan kişi” olarak tanımlarken, erbaş ve erleri “askerlik hizmeti yükümlüsü” olarak tanımlamaktadır.
Disiplin Cezası İptal Davası
Disiplin Kanununda yer alan disiplinsizliklerin işlenmesinden itibaren disiplin amirleri gerekli prosedürü yerine getirerek ceza vermekte ve itiraz süreci sonucunda da ceza kesinleşmektedir. Ancak disiplin cezasının verilmesi personel yönünden haksız ve hukuka aykırı sonuçlar doğurmakta ise, menfaati ihlal edilen personelin kendisine verilen disiplin cezasını yargı denetimine tabi tutmaya ve iptal davası açmaya hakkı vardır.
Şöyle ki, 1 Haziran 2022 tarihinden önceki durumda, uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezalarına karşı yargı yolu kapalıyken, önce Anayasa Mahkemesi’nin 1/6/2022 tarihli ve E.: 2022/10, K.: 2022/72 sayılı Kararı ile uyarma ve kısmı süreli devam cezalarına karşı yargı yolu açılmış, müteakip dönemde de Anayasa Mahkemesi’nin 30/11/2022 tarihli ve E.: 2022/122, K.: 2022/151 sayılı Kararı ile kınama cezasına karşı yargı yolu açılmıştır. Kanun lafzında zaten aylıktan kesme ve hizmet yerini terk etmeme cezalarına karşı yargı yolu açık olduğu için halihazırda 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununda yer alan tüm cezalara karşı yargı yolu açılmıştır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki bu durum barış şartlarında geçerli olup, seferberlik ve savaş zamanında ise yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası hariç TSK Disiplin Kanununda yer alan diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışındadır.
Bilindiği üzere iptal davaları, bir idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarından biri ya da birkaçında hukuka aykırılık olduğu iddiası ile bu işlem sebebiyle menfaati ihlal edilenler tarafından idari yargıda açılan davalar olup, davadaki asli gaye maruz kalınan idari işlemin idari yargı yerlerince hukuka uygunluğunun denetlenmesidir.
6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun 43.maddesinin 2.fıkrasında dava açma süresinin, cezanın kesinleşmesinden itibaren başlayacağı düzenlenmiştir. Yani disiplinsizliğin tespitinden itibaren disiplin soruşturmasının yapılması işlemi ve disiplin amiri tarafından disiplin cezasının verilmesi işlemlerine karşı idari yargıda dava açılması mümkün değildir. Örneğin disiplin soruşturmasında alınan tanığın beyanının yanlış olduğu gerekçesi ile idari yargıda dava açılması mümkün değildir. Zira ortada yürütülebilir kesin ve icrai bir işlem henüz tesis edilmemiştir. Aynı şekilde disiplin soruşturması sonucunda ceza verilmesine karar verilmiş ve ceza tebliğ edilerek itiraz süreci başlatılmış ise yine bir icrai işlem niteliğine haiz olmadığından iptal davasına konu edilemeyecektir.
İdari yargıda dava açılmasını sağlayacak icrai işlem cezanın kesinleşmesidir. Kesinleşmeden maksat, itiraz hakkı tanınarak verilecek süre içerisinde yapılacak itirazın kabulü ya da reddi durumlarının sonucunda disiplin işleminin nihai olarak son bularak artık idare tarafından icra edilecek herhangi bir faaliyet kalmadığı durumlarda kesinleşme şerhinin yazılması ve cezanın artık infazına geçmek üzere yürütülebilir hale getirilmesini ifade eder. Dolayısı ile yazımızın konusu olan disiplin cezalarının iptaline ilişkin süreç, cezanın kesinleşmesi ile başlayacak bir süreçtir, kısacası icrai işlem, disiplin cezasının kesinleşmesi ile başlamaktadır. Bu durumun istisnası, Türk karasuları dışındaki askeri gemilerde verilen disiplin cezalarıdır. Kimi zaman aylarca açık denizlerde ya da denizaltında görev yapan personelin başvuru yapabileceği herhangi bir merci olmayabileceğinden, Türk karasuları dışındaki gemilerde verilen cezalarda, dava açma süresi geminin bağlı bulunduğu üsse/limana dönmesiyle başlayacaktır. Bu durum da 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun 43.maddesinin son fıkrasında düzenlenmiştir..
Disiplin cezalarına karşı açılacak iptal istemli davalarda bazı hususlara dikkat edilmesi gerekmekte, aksi takdirde davanın reddedilmesi durumu ile karşı karşıya kalınacaktır:
Öncelikle cezanın tebliğ edildiği ve kesinleştiği tarihin kesin olarak öğrenilmesi gerekmektedir. Çünkü dava dilekçesinde belirtilecek hususların dikkate alınması için usul hukukundan kaynaklanan bir problem oluşmaması önem arz etmekte, esasa geçilebilmesi için başta dava açma süresinin başlayıp başlamadığı ya da hak düşürücü sürenin aşılıp aşılmadığı kesinleşme tarihine göre belirlenmelidir.
Disiplin cezasına konu olan vakıalara olay örgüsü içerisinde tarih ve olay sırasına göre askeri literatüre uygun, yapılan işlemin kurucu unsurları ile yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarından hangisi yönünden sakat bir işlem olduğunun açıklanması ve mahkemeye arz olunan dilekçenin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3.maddesinde yer alan hususları barındırması gerekmektedir. Aksi durumda dilekçe mahkeme tarafından reddedilecek ve eksiklerin tamamlanması için süre verilecektir. Bu durum da verilen disiplin cezasının iptal edilmesi için başlatılan sürecin uzaması anlamına gelecektir.
Dava açma süresi, cezanın kesinleştiği andan itibaren 60 gündür. Bu süre, itirazın sonuçlanmasından itibaren kesinleşme ya da itiraza idare tarafından 30 gün içerisinde itiraza herhangi bir cevap verilmemesine bağlı olarak zımni ret kabul edilmek suretiyle kesinleşmesiyle başlar. Bu süre kat’i bir süredir.
İdari yargılamada esas olan yazılılık olup, davalar dosya üzerinden görülmektedir. Ayrıca başvuru ve diğer harçların eksiksiz şekilde yatırılması önemlidir.
İdare tarafından verilen disiplin cezasının, personelin özlük hakları üzerinde yarattığı ilk etkilerin dava sonuçlanana kadar askıya alınması isteniyorsa, dava dilekçelerinde yürütmenin durdurulması talep edilebilir.
Disiplin cezaları da idare tarafından tesis edilen idari bir işlem niteliğinde olması sebebiyle yukarıda açıkladığımız usul ve esas yönünden açıklamalar doğrultusunda iptal davası açılabilmektedir. Dava sonucunda ilk derece mahkemesince;;
1. “İdari işlemin iptaline” karar verilmesi durumunda idare tarafından verilen disiplin cezası baştan itibaren hüküm doğurarak hukuk aleminden kaldırılır. Yani verilen disiplin cezası askeri personelin özlük dosyasından, personel yönetim bilgi sistemi ve diğer işlenmiş olan her platformdan kaldırılarak, personel hakkında verilen cezaya bağlı işlenmiş olan disiplin puanı da silinir.
2. “Davanın reddine” karar verilmesi durumunda, verilen disiplin cezasının hukuka uygun olduğu kabul edilir, personel hakkında yapılmış işlemlerin yürürlüğü devam eder.
Yukarıda belirttiğimiz her iki karara karşı da kanun yolları açık olmakla birlikte, kanun yollarına başvuru için yine İdari Yargılama Usulü Kanunu ve askeri personelin tabi olduğu diğer mevzuatta belirtilen hususlara dikkat edilerek başvuru yapılmalıdır. Kanun yolları sonucunda verilecek kararlar kesindir.
Sonuç olarak; disiplin cezaları ve disiplin cezalarına bağlı olarak verilen 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun Ek-2 sayılı çizelgesinde düzenlenmiş olan ceza puanları askeri personelin ödül, taltif, yurt içi ve dışı geçici /daimi görevler gibi seçimlerde önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle hukuka aykırı olarak verildiği değerlendirilen ve 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununda yer alan tüm cezalara karşı yargı yolu açık olup, idari yargıda açılacak “disiplin cezasının iptali” istemli dava ile verilen cezanın usul ve/veya esas yönünden hukuka aykırılığının idare mahkemesince tespit edilmesi durumunda disiplin cezası iptal edilebilecektir.