1. GENEL OLARAK
Genel olarak kaza önceden planlanmayan, beklenmeyen ve bilinmeyen bir zamanda ortaya çıkan, can ve mal kaybı ile sonuçlanan kötü olay olarak tanımlanabilir. Trafik kazası ise, karayolu üzerinde en az bir motorlu aracın karıştığı ölüm, bedensel ve mal varlıklarında meydana gelen zararla sonuçlanmış olaydır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda trafik kazası, karayolları üzerinde hareket halinde olan, bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma veya maddi zararla sonuçlanan olay olarak tanımlanabilir(KTK m. 3).
Trafik kazası bir haksız fiil niteliğinde olması dolayısıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerine tabii olup haksız fiil sorumluluğu doğurmaktadır. Bu husus zamanaşımı, yetkili mahkeme, tazminat miktarı ve zararın talep şekli gibi birçok konuda önem arz etmektedir. Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı şekilde diğer bir kişinin mal varlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylemdir.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası, trafik kazasının meydana getirdiği zararların kazada sorumluluğu bulunan kişilere karşı zarara uğrayanlarca açılan bir dava çeşididir. Bu zararların tazmini 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi ve devamı uyarınca talep edilebilecektir. Bu çalışmada genel hatlarıyla trafik kazasından kaynaklanan tazminat davaları ele alınacaktır.
2. TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?
Ölümlü trafik kazalarında ölenin desteğinden yoksun kalanlar maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Destekten yoksun kalanlar bunu ispat edebildiği ölçüde bu talebi tazminat sorumlularına yöneltebilecektir. Ancak ölenin eşi ve çocuklarına, bekarsa anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir.
Kaza sonucunda yalnızca yaralama meydana gelmişse yaralananın kendisi iş gücü kaybı nedeniyle maddi ve uğradığı elem, acı ve ıstırap nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunabilir. Yaralananın yakınları maddi tazminat talebinde bulunamaz ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması durumunda manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, uygulamada yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilmektedir. Ancak genel anlamda ağır bedensel zarar, uzuv kaybı ve hayati fonksiyonları yerine getirememe gibi durumları ifade eder.
Maddi hasarlı trafik kazasında ise trafik kazasına karışan aracı veya başkaca bir eşyası zarara uğrayan kişiler tazminat talebinde bulunabilir. Bunun yanında, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında ölenin veya yaralananın kullandığı aracın sahibi olan kişi başkası ise, bu kişi de, aracında meydana gelmiş olan maddi hasarın giderilmesi talebinde bulunabilir.
3. DAVA KİMLERE YÖNELTİLEBİLİR?
Daha önce de belirttiğimiz üzere trafik kazası bir haksız fiil niteliği taşıdığından, dava haksız fiil sorumlularına (haksız fiili işleyenler dışında, aracı işleten gibi sorumlular da vardır) karşı açılır. Kusurlu olan sürücünün sorumluluğu 6098 sayılı Türk Borçları Kanunu’nun 49. maddesi ve devamı uyarınca haksız fiil sorumluluğudur. Bu kişi ve kurumlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu birlikte ele alındığında aşağıdaki sıralanabilir:
3.1. Araç Sürücüsü: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49. madde uyarınca kusurlu araç sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir. Kusurlu araç sürücüsünün sorumluluğu doğrudan haksız fiil sorumluluğudur.
3.2. Sigorta Şirketi: Trafik kazası sonucu ölüm, yaralama veya malvarlığı zararından doğan maddi tazminat talepleri Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası veya İhtiyari Mali Mesuliyet SigortasıKasko)’nın yapıldığı sigorta şirketine de poliçe limiti kısıtınca yöneltilebilir. Ancak belirtmek gerekir ki sigorta şirketine manevi tazminat talebi yöneltilemez.
3.3. Araç İşleteni: Bir başka sorumluluk süjesi de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 3’e göre işleten olup buna göre araç işletenin trafik kazasında her türlü zarardan sorumluluğu bulunmaktadır. İşleten 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 3. maddede “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi” olarak tanımlanmıştır. Buna göre aracın maliki işleten olarak sorumlu kabul edilmekle birlikte, aracı bir işletme ünvanı adı altında işleten de sorumlu tutulmuştur. Kanun metninin devamında da ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kişinin de işleten sayılacağı belirtilmiştir.
3.4. Aracın Sahibi: Daha önce de belirttiğimiz gibi aracın maliki işleten kabul edildiğinden bütün zararlardan sorumlu olur.
4. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Bu tür davalarda görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca kural olarak yetkili asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklandığından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca, sigorta şirketine karşı açılacak davalarda görevli mahkeme yetkili asliye ticaret mahkemesidir. Ayrıca trafik kazası bir iş kazasıysa görevli mahkeme, iş mahkemesidir. Değinilmesi gereken bir diğer husus ise dava sürücü, işleten ve sigorta şirketine karşı ayna anda açılacaksa asliye ticaret mahkemesinde açılmalıdır.
Yetkili mahkeme konusuna gelecek olursak, trafik kazası nedeniyle tazminat davasında birden çok yetkili mahkeme bulunmaktadır. Bu dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. Maddesine göre davalılardan herhangi birinin yerleşim yerinde bütün davalılara karşı açılabileceği gibi zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde(HMK madde 16/1), kazanın gerçekleştiği yer mahkemesinde (HMK madde 16/1) veya sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de(HMK madde 14/2) açılabilir.
5. TRAFİK KAZASINDA ZAMANAŞIMI
Trafik kazasında zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi olarak kazanın meydana geldiği tarih esas alınmalıdır. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davası zamanaşımı süreleri haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı türü olan dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımıdır. Bu sürelerden davacı lehine olan süre uygulanır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 109 “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmünü amirdir. Buna göre 2 yıllık ve 10 yıllık süreler geçerlidir ancak ceza zamanaşımı süresi daha uzunsa, davacı lehine olan bu süre esas alınacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de paralel şekilde düzenlene yapılmıştır. Unutulmamalıdır ki zamanaşımı bir tazminat sorumlusuna karşı kesildiğinde diğer sorumlulara karşı da kesilmiş sayılacaktır.
6. HANGİ ZARARLAR İSTENEBİLİR?
6.1. MADDİ TAZMİNAT
6.1.1. Yaralamalı Trafik Kazası
Yaralanmalı trafik kazasında, yaralanan maddi ve manevi tazminat talep edebilirken, yaralananın yakınları ancak ağır bedensel zarar oluşması veya uzuv kaybı yaşanması durumunda ve yalnızca manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Yaralananın yakınlarının maddi tazminat talebinde bulunmaları ise mümkün değildir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesine göre yaralanmalı trafik kazasında tazminat sorumlularından, yaralanan kişinin her türlü tedavi gideri, yaralanan kişinin kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar talep edilebilir.
Çalışma gücünün (iş gücü) azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ise mağdurun uğradığı bedensel zararlar nedeniyle kişinin çalışma gücünü kaybetmesi veya çalışma gücünün azalması sebebiyle gelecekte uğrayacağı kazanç kaybını ifade eder. Bu zararlar da tazminat sorumlularından talep edebilir.
Çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında çalışma gücünde azalma olmasa dahi mağdur açısından ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle bazı müstakbel zararlar doğabilecektir. Örneğin mağdur, çalıştığı iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır. Bu zararların da tazmininin talep edilmesi mümkündür.
6.1.2. Ölümlü Trafik Kazası
Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında tazminat sorumlularından manevi tazminat, ölenin her türlü cenaze gideri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ve destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilir.
Trafik kazası, bir kişinin ölümü sonucunu doğurduğunda, bazı kişiler onun ekonomik desteğinden, malî yardım ve bakımından yoksun kalabilirler. İşte ölenin destek ve yardımından yoksun kalanlarının uğradıkları bu zarara, destek kaybından doğan zarar denir.
Destekten yoksun kalma zararı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde yer almaktadır. Anılan madde aynen;
“Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Desteğin ölümünden önce kurulmuş olan veya destek yaşasaydı, kurulması muhtemel olan bir bakım ilişkisinin tespit edilmesi, ardından bu bakım ilişkisinin destek yaşasaydı gelecekte göstereceği değişim neticesinde, destekten yoksun kalanın uğradığı zarar miktarının ve ödenecek tazminat miktarının tespit edilmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinin öngörmüş olduğu hâl, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun kalma tazminatı” denir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, bir şahıs öldüğünde, ölenin sağlığında destek olduğu veya ileride destek olacağı kimseleri korumayı, desteklerinin ölümünden önceki sosyal ve ekonomik durumlarına uygun hayat sürdürebilmeleri için, ölüm sebebiyle mahrum kaldıkları yardımı, ölüme sebebiyet verenden tazmin edebilmelerini amaçlayan bir tazminat türüdür. Tazminatın konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır.
6.1.3. Maddi Hasarlı Trafik Kazası
Maddi hasarlı trafik kazasında talep edilebilecek tazminatlar araçta oluşan maddi hasar, araç değer kaybı, mahrumiyet bedeli ve kazanç kaybıdır.
Değer kaybı, trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen maddi hasarların onarımından sonra, aracın aynı yaş ve kilometrede benzerine göre fiyatının düşük olmasını ifade eder.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 105. maddesine göre, bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir. Zarar görenin motorlu taşıtından mahrum kalması sebebiyle uğradığı zararı talep etmesi mümkündür. Ayrıca ticari amaçla kullanılan araçların kullanılamamasından doğan kazanç kaybı da talep edilebilir.
6.2. MANEVİ TAZMİNAT
Manevi zarar, insan ruhunda kişinin iradesi dışında meydana gelen acı, ızdırap ve elem olarak ifade edilmektedir. Manevi tazminat da, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kabul edilen bir telafi şeklidir. Bir miktar paranın veya para ile beraber başka bir tazminat şeklinin ifa edilmesi manevi tazminat olarak ifade edilebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmünü amirdir.
Manevi tazminatın miktarı belirlenirken, hakkaniyet ölçüsünde kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla manevi tazminat bir zenginleşme aracı olamaz ancak bu tazminat ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilirken, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalıdır.
Manevi tazminat talebi sigorta poliçesinde manevi tazminata ilişkin ek teminat bulunmadığı sürece sigorta şirketine karşı ileri sürülemeyecektir. Buna göre manevi tazminat talebi sürücüye, araç sahibine ve araç işletene karşı ileri sürülebilir.
Manevi tazminat zarara uğrayan dışında ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınları tarafından da talep edilebilir.
7. TRAFİK KAZASINDA KUSURUN BELİRLENMESİ VE TAZMİNATIN HESAPLANMASI
7.1. KUSURUN BELİRLENMESİ
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat talepleri haksız fiil sorumluluğu kapsamındadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Bu hüküm dikkate alındığında, tazminat türü ve miktarının belirlenmesinde kusur oranın önemi anlaşılacaktır. Uygulamada kusur oranı belirlenirken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 157. maddesi ile içtihatlar dikkate alınarak bir belirleme yapılmaktadır.
8. TAZMİNATIN HESAPLANMASI
8.1.1. Maddi Tazminatın Belirlenmesi
Maddi tazminat belirlenirken manevi tazminata nazaran daha objektif koşullar esas alınır. Yani olayın meydana geliş şekli, kaza sonrası davranışlar, sosyal ve ekonomik durum, meslek ve kariyer, sağlık durumu, aile durumu gibi durumlar dikkate alınarak zarar görenin hayatı üzerindeki etkileri belirlenerek hesaplama yapılır. Bu hesaplamayı bir örnekler açıklayalım:
Örneğin meydana gelen bir kazada mağdurun 20 yaşında, %20 kusurlu, %60 malul olduğunu ve aylık 20.000,00 TL geliri olduğunu varsayalım.
Öncelikle bu kişinin 72 yaşına kadar çalışabileceği kabul edilir. Bir kişi 65 yaşına kadar aktif çalışma ve bu yaştan 72 yaşına kadarki yaşına da pasif çalışma yaşı denir. Buna göre bu kişi 45 yıl aktif ve 7 yıl pasif çalışma yapacaktır.
Bu kişinin aylık iş gücü hesaplanırken, öncelikle maaşından kusur oranı olan %20 düşüm yapılmalıdır. Kalan miktar 16.000,00 TL yapar. Sonra ortaya çıkan sonuç maluliyet oranı olan %60 ile çarpılmalıdır. Bu işlemin sonucu da 9.600,00 TL’dir. Bu miktar aylık iş gücü ve gelir kaybını ifade eder. Aylık iş gücü kaybını 12 ile çarptığımızda yıllık iş gücü kaybı ortaya çıkacaktır ki, bu da 115.200,00 TL’ye tekabül eder. Bu sonuç da, mağdurun aktif ve pasif çalışma süresi olan 52 yıl ile çarpıldığında kişinin ömür boyu uğradığı iş gücü ve gelir kaybı hesaplanmış olacaktır. Bu işlem yapıldığında da mağdurun ömür boyu uğrayacağı iş gücü kaybı 5.990.400,00 TL olarak belirlenecektir.
8.1.2. Manevi Tazminatın Belirlenmesi
Manevi tazminat miktarının hesaplanmasında belli bir metot olmayıp hakkaniyet esas alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Hesaplama yapılırken, somut olayın özellikleri, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı, beden gücü kaybı sebebiyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırap gözetilerek bir belirleme yapılır.
Manevi tazminata hükmedilirken amaç maddi zararı karşılamak değildir. Bununla birlikte amaç zarar görende manevi huzurun sağlanmasıdır. Sonuç olarak manevi tazminat, zarar görenin zenginleşmesine ve zarara sebebiyet verenin yoksulluğa düşmesine yol açmamalıdır.
KAYNAKÇA
Akdur R.. (1977). Toplumsal Açıdan Trafik Kazaları. Ankara: Ankara ve İzmir Tabip Odaları Bülteni, yıl:2,sayı:19, s:23- 33
Akdur R. (2012). Türkiye'deki Trafik Kazalarının Epidemiyolojik İlkeler Işığında Değerlendirilmesi. Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi, 12-20.
Alsancak, Muhammed İ. (2024). Trafik Kazası Sonucu Oluşan Bedensel Zararlar. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Altop A. (2013). Trafik Kazaları Nedeniyle İleri Sürülen destekten Yoksun Kalma Taleplerine İlişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.06.2011 Tarihli e.2011/17-142 K.2011/411 Sayılı Ve 22.02.2012 Tarihli e.2011/17-787 K.2012/92 Sayılı Kararları İle yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 05.06.2012 Tarihli e.2011/11551 K.2012/7391 Sayılı Kararının Değerlendirilmesi. Yaşar Üniversitesi E-Dergisi, Cilt:8 Sayı: Özel, 151-184
Antalya, G ( 2019).Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt V/1, 2. 2. Bası. Ankara: Seçkin.
ÇAĞLAYAN AKSOY, P. (2016). Hukuka ve Ahlaka Aykırılık Unsurları Çerçevesinde Salt Malvarlığı Zararlarının Tazmini, 1. bs.. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
Çelik, Ahmet Ç. (2014). Tazminat ve Alacak Davaları. Ankara: Bilge Yayınevi.
Çetintaş, Ö. (2022). Trafik ve İş Kazalarından Kaynaklanan Tazminat Davaları. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
GÖNÜL KOŞAR, G. (2020). Haksız Fiil Sorumluluğunda Kusur ve Etkisi, 1. bs. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
Kıcaloğlu, M. (2015). Haksız Fiillerden Doğan Tazminat Davaları. Ankara: Yetkin Basımevi.
Kılıçoğlu, Ahmet (2020) Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş 24. Bası. Ankara: Turhan,
Oğuzman, K. ve Öz, T (2020). Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2. İstanbul: Vedat Kitapçılık.
Özen E, Genç E, Kaya Z. Trafik Kazalarının Nedenlerine İlişkin Düşünceler ve Trafikte Farkındalık: Uşak İli Örneği. Optimum Journal of Economics and Management Sciences 2013;1(1):1-19