Uzlaştırma kurumu 5237 ve 5271 sayılı Kanunlar ile yürürlüğe girmiş, akabinde de kapsamı genişletilerek uygulanmaya devam edilmiştir. Süreç içerisinde uzlaştırma kurumu, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları arasında önemli bir yere sahip hale gelmiştir. Uzlaştırmanın hangi suçlar yönünden uygulanacağı CMK’nın 253. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı tüm suçlar uzlaştırma kapsamında yer almaktadır (CMK. m. 253/1.a). Şikayete tabi suçlar dışında ise, kanunda katalog olarak sayılan suçlar uzlaştırma kapsamındadır. (CMK. m. 253/1.b).

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun (6222 sayılı Kanun) ise, spor alanlarında düzensizlik, şiddet ve kargaşayı önlemek amacıyla 2011 yılında yürürlüğe girmiştir. Spor faaliyetlerinin kendisine özgü özellikleri gözetilerek, 6222 sayılı Kanun’da özel düzenlemelere yer verilmiştir.

Makalenin konusu olan “Spor alanlarında taşkınlık yapılması ve tesislere zarar verilmesi” başlıklı 6222 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 1. fıkrası “Spor alanlarında kasten yaralama suçunun veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde şikayet şartı aranmaksızın 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerine göre verilecek ceza yarı oranında artırılır...” şeklindedir. Bu çalışmada spor alanlarında gerçekleşen ve TCK’nın 86/1, 86/2 ile 88. maddesi kapsamında kalan kasten yaralama eylemlerinde uzlaştırma usullerinin uygulanıp uygulanamayacağı tartışılacaktır.

Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlar, hangi kanunda düzenlendiğine bakılmaksızın uzlaştırma kapsamında yer almaktadır. Bununla birlikte soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlar hariç,  diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, ilgili kanunda açık hüküm bulunması gerekmektedir (CMK. m. 253/2).

6222 sayılı Kanun’da uzlaştırma hükümlerinin uygulanabileceğine yönelik özel bir hüküm yer almamaktadır. Dolayısıyla 6222 sayılı Kanun’da doğrudan düzenlenen suçlar yönünden uzlaştırma usullerinin uygulanması mümkün değildir.

Spor alanlarında işlenen kasten yaralama suçunun 6222 sayılı Kanun’da düzenlenen bir suç olduğunun kabul edilmesi halinde, hiçbir halde uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle öncelikle, spor alanlarında kasten yaralama suçunun 6222 sayılı Kanun’da düzenlenen bir suç olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Spor alanlarında işlenen kasten yaralama suçuna ilişkin maddede,  TCK düzenlemesinden farklı olarak sadece şikayet aranmaması ve cezanın yarı oranında artırılması düzenlenmiş ve failin “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerine göre” cezalandırılacağı belirtilmiştir. Kanaatimizce anılan madde ceza hükmü içermeyen ve TCK’nın ilgili hükümlerine atıf yapan bir düzenleme niteliğindedir. Şöyle ki, spor alanlarında kasten yaralama suçunun nitelendirilmesi, hangi eyleminin kasten yaralama kabul edileceği, suçun nitelikli halleri, ağırlaştırıcı sebebi gibi hususlar, TCK’nın 86 v.d. maddelerine göre belirlenecektir. Dolayısıyla 6222 sayılı Kanun’un 17. maddesinde yer alan kasten yaralama suçu, ceza hükmü içermeyen ve TCK’nın ilgili hükümlerine atıf yapan bir madde niteliğindedir.

CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 1. alt bendinde, şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ceza Kanununda yer alan, kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88) suçu uzlaştırma kapsamında sayılmıştır. Dolayısıyla, adli rapor içeriğine göre TCK’nın 86/1. maddesi kapsamında kalan ve spor alanlarında işlenen kasten yaralama suçlarında uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Aynı gerekçelerle TCK’nın 88. maddesi kapsamında kalan yaralama suçu da uzlaştırma kapsamında değerlendirilmelidir.

TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında kalan yaralanmalar yönünden ise, spor alanlarında işlenen kasten yaralama suçunun soruşturması ve kovuşturması şikayet şartına bağlı olmadığından dolayı, uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün gözükmemektedir.

Belirtilen durumlarda, daha ağır suç (TCK’nın m. 86/1) uzlaştırma kapsamına girerken, aynı suçun daha az cezayı gerektirir basit halinin (TCK’nın m. 86/2) uzlaştırma kapsamına girmemesi gibi çelişkili bir uygulama oluşmaktadır. Bu çelişkili durumun, bilinçli bir tercih olmadığını ve kanun koyucunun bu çelişkiyi fark edememesinden kaynaklandığını değerlendiriyoruz.

Yukarıda belirtildiği üzere şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, TCK’nın 86 ve 88. maddelerinde düzenlenen suçlar - 3. fıkra hariç-, uzlaştırmanın uygulanacağı suçlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı suçların uzlaştırma yöntemine tabi olduğunu düzenleyen fıkranın (CMK. m. 253/1.a) kanunda yer almaması halinde, TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunun, CMK’nın. 253. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 1. alt bendi kapsamına –bu bentte, 3. fıkra dışında-  alt ayrım yapılmayarak madde 86 denilmesi nedeniyle-  gireceği ve uzlaştırma kapsamında sayılacağı yorumu yapılabilir. Bu yorum çelişkili ve hakkaniyete aykırı uygulamayı giderebilir. Bununla birlikte bu yorumun, kanun sistematiği gözetildiğinde eleştiriye açık olduğunu belirtmek gerekir.

Bu noktada, spor alanlarında kasten yaralama suçu yönünden uzlaştırmanın uygulanabileceğinin kabul edilmesi ve uzlaştırmanın olumlu sonuçlanması halinde, mevcut spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbirinin akıbetine değinmekte fayda görüyoruz. 6222 sayılı Kanun’da uzlaştırmanın sağlanması halinde spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbirinin devamına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla birlikte seyirden yasaklılık kararının da kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Alternatif uyuşmazlık usullerinin yaygınlaştırılması, onarıcı adalet anlayışı ve toplumsal barışa katkı sunulması gibi hususlar gözetilerek, spor alanlarında işlenen ve CMK gereği uzlaştırma kapsamında kalan tüm kasten yaralama fiillerinde uzlaştırma usulünün uygulanacağının kanuni düzenlenme altına alınması gerekmektedir. Bu şekilde, TCK’nın 86/1 ve 86/2. maddesi kapsamında kalan yaralanmalara ilişkin çelişkili ve hakkaniyete aykırı durumunda önüne geçmek mümkün olacaktır. Belirtilen düzenleme ile uzlaştırma halinde, uzlaştırma tarihinden itibaren 1 yıl süreli spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararı uygulanacağının da kanunlaştırılması, 6222 sayılı Kanun’un amacına uygun olacaktır. Spor alanlarında işlenen suçlar hakkında uzlaştırmanın uygulanmasının uygun görülmemesi halinde ise, spor alanlarında işlenen suçlar yönünden uzlaştırmanın uygulanamayacağının düzenlenmesi yerinde olacaktır.

Ayrıca, spor alanlarında kasten yaralama suçuna ilişkin uzlaştırma uygulanması hususunda çelişkili iki bölge adliye mahkemesi kararına da dipnot olarak yer veriyoruz.[i] [ii]

----------------

[i] Sanıkların üzerine atılı basit yaralama suçunun 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı, soruşturma aşamasında sanıkların uzlaşmayı kabul ettiği, bu suçun mağduru Ö. A.'ye uzlaşma teklif edilmediği anlaşılmakla; sanıklar M. ve Ö. ile mağdur arasında 6763 sayılı Yasayla değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması lüzumu, Kabule göre de; 6222 sayılı yasanın 17/1. maddesindeki " Spor alanlarında kasten yaralama suçunun veya mala verme suçunun işlenmesi halinde şikâyet şartı aranmaksızın 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerine göre cezaya hükmolunur." düzenlemesi karşısında, şikâyet yokluğu nedeni ile TCK'nin 73. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilemeyeceği gözetilmemesi ve bu yönden gerekçenin bulunmaması  (İstanbul BAM 10. Ceza Dairesi 01/03/2017 tarih ve 2017/419 E. – 2017/389 K.

[ii] 6222 sayılı yasanın 17/1 maddesi uyarınca spor alanlarında kasten yaralama suçunun takibinin şikayete bağlı olmadığı bu nedenle eldeki dosyada yargılamaya konu suçun şikayete tabi olmadığı uzlaştırma kapsamında olmadığı anlaşıldığından sanığın istinaf nedeni yerinde görülmemiştir  (İzmir BAM 4. Ceza Dairesi 30/01/2025 tarih ve 2025/134 E. – 2025/201 K.