“Ünlülerin Avukatı”,

“Mafya Avukatı”,

“Ciğer Söken Avukat”,

“Başarılı Avukat”,

“Vergi Rekortmeni Avukat”,

“Türkücü Avukat”,

“Hayvansever Avukat”,

“Şakacı Avukat”,

“Duyarlı Avukat”

“Fenomen Avukat”,

“Partili Avukat”,

“Örgütçü Avukat”,

“Milletvekili Avukat”,

“En iyi ağır ceza Avukatı”,

“En iyi boşanma Avukatı”,

“En iyi miras Avukatı”,

“En iyi 

“En iyi”, “En harika”, “En süper Avukat”

Yetmez.

“Emekli Hakim”, “Emekli Savcı” Avukat...

İster hoşumuza gitsin ister gitmesin; ister beğenin, ister beğenmeyin. Hiçbir önemi yok.

Şu an Avukatlık Kanunu ve ilgili Yönetmeliklerine göre Avukatlar için “reklam yasağı” vardır ve bu yasak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Yeni Başlayanlar ve Anlamak İstemeyenler İçin Basitçe

Reklam Neden Yasak?

Bunun iki temel dayanağı vardır:

1. Avukatlık Kanunu’nun 1.maddesine göre ‘serbest meslek’ olsak da Vergi Kanunları karşısında esnafa benzesek de Avukatlık aynı zamanda “kamu hizmeti”dir.

Tam da bu nedenle bizden hukuki yardım talep eden kişilere “müşteri” değil “müvekkil” diyoruz. En önemli kısım bu.

Hatta ceza davalarında “vekil”den apayrı bir “müdafi” sıfatı alıyoruz. Bunun bir anlamı da müdafinin ceza yargılamasında savunmasını üstlendiği sanıktan bağımsız olmasıdır. Yani müdafinin teknik savunması ile sanığın savunması birbirine uygun olmak zorunda değildir.

Hatta müdafi sanığın suç kabulü ile de bağlı değildir. Meslekte bağımsızlık dediğimiz kavramın yansıması da burada karşılığını bulmaktadır.

2. Avukatlık mesleğinin icrası kanuni bir tekele bağlanmıştır. Reklam serbest piyasadaki rekâbet kavramının ortaya çıkardığı bir şeydir dolayısıyla mesleğin reklama ihtiyacı yoktur. Tam da bu nedenle avukatlar birbirleri ile olan ilişkilerinde “rakip” değil, “meslektaş”tırlar.

Ayrıca avukatın reklam yapmasının, mesleğe verdiği zarar kadar adalet kavramına olan inanca da zarar vereceği öngörülmüştür.

Reklam yasağının iki temel gerekçesi; müşteri değil müvekkil, rakip değil meslektaş şeklinde kısaca özetlenebilir. Bunlar aynı zamanda mesleğin saygınlığının da iki temel direğidir.

Konu bu kadar basit ve yalın aslında.

Bu yasağın önemli bir faydası da genç meslektaşları haksız rekabetten korumasıdır.

“Reklam yasağı kadük kalmıştır”, “serbest piyasa ekonomisi vardır”, “herkes malını ortaya koysun” diyenlere, göz göre göre reklam yasağını ihlal edenlere bakmayın.

Hiçbiri iyi niyetli değil.

Ne Avukatlık mesleğinin özünü anlamışlar ne de yürürlükteki mevzuata uyacak kadar ahlakları var.

Peki, neler yapılamaz?

- Dava ister devam etsin ister etmesin farketmez; Avukat, tarafların sözcüsü gibi hareket edemez, zorunlu haller dışında yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarına ve internete görüntü, bilgi, demeç veremez, açıklama yapamaz. Yaptığında da davanın hukuki boyutlarının dışına çıkamaz (Reklam Yasağı Yön.m.8-b)

Yani, kimseyi sosyal medyada linç ettirmeye çalışamaz, kimseyi hedef gösteremez, müvekkili ile övünemez, taraf gibi davranamaz. Toplumda öne çıkan davalarda ben gönüllü avukatlık yaparım diyemez.

- Kendisini veya üzerinde çalışmakta olduğu hukuki işi reklam olabilecek nitelikte ön plana çıkaramazlar. Kazançları ile övünemezler.(Reklam Yasağı Yön.m.8-e)

Yaşasın! Bugün yine beraat aldım, bir cümleyle tahliye ettim, onun ciğerini söktüm şeklinde sosyal medyada paylaşım yapamaz; gündüz kuşağı kadın programlarında hak arayamaz, vergi rekortmeni olduğunu söyleyemez.

- Salt ün kazandıracak her türlü davranıştan kaçınmak zorunda olduğu gibi 3.kişilerin de bunu ihlal etmemesi için her türlü önlemi almak zorundadır. (Reklam Yasağı Yön.m.11)

“Emekli hakim” diye kendisine şarkı yazdıramaz,  medya benim bilgim dışında haberimi yapmış diyemez, siyasetçilerle fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşamaz.

- İnternet sitelerinde; iş sağlama amacına veya meslektaşları ile haksız rekabete yol açacak hiçbir “anahtar sözcük” kullanamazlar.(Reklam Yasağı Yön.m.9)

“en iyi boşanma avukatı”, “ağır ceza avukatı”, “hızlı tahsilat” gibi anahtar sözcükleri sitesinde kullanamaz.

- Hastane önlerinde, acil servislerde tazminat dosyası almak için türlü maskaralıklar yapamaz. Hemşirelerle,  hasta bakıcılarla, ambulans şoförleriyle, uydurma hasar firmalarıyla, arzuhalcilerle ortak iş yapamaz.

Baroların size göz yumması, bu yasağa uyan meslektaşların sizi şikayet etmek için zahmet etmemeleri yaptığınız yanlışı düzeltmez.

Orta Çağ’da “zangoç” olamayacak çaptaki insanlara Avukat cübbesi giydirirseniz, böyle olur.

Mesleğin özünü kavrayamaz, avukatlığı esnaflığa çevirir.