Açtığım dava sonuçlandı.
T.C. İstanbul 13. İdare Mahkemesi İstanbul Barosu‘nun “aidat borcu olanlara faaliyet belgesi verilmemesi”ne dair işleminin “hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle İPTALİNE karar verdi.
Bu karar, İstanbul Barosu yöneticileri için utanç verici bir karardır.
Ülkemizin en köklü hukuk kurumlarından birisinin, dünyanın en büyük barosunun, İdare Mahkemesi yargıçlarından hukuk dersi alması utanç vericidir.
Hepsi de avukat olan Yönetim Kurulunun bu işlemi sehven yapması utanç verici, bile isteye yapması ise meslektaşlarına karşı bir ihanettir.
Bu karar İstanbul Barosunun hukuk tanımaz yöneticiler tarafından yönetildiğini göstermektedir.
Ve biz bunu hak etmiyoruz.
Gelelim işin diğer boyutuna:
3-4 Aralık tarihinde Ankara’da yapılan TBB kuruluna gitmiş, gözlemlerimi paylaşmıştım: https://www.hukukihaber.net/tbb-13-olaganustu-israf-toplantisi-erdost-balci
Hikayenin eksik kısmına gelince;
Toplantı arasında İstanbul Barosu heyeti ile birlikte orada olan bir kısım baro personeli ile karşılaştım.
Kendilerine selam verdiğimde eski samimiyetimiz ve eski tanışıklığımızın aksine bana karşı tepkili olduklarını gördüm.
Nedenini sorduğumda;
“Senin yüzünden gelecek ay maaş alamayacağız”
“Önümüzdeki ay seni arayacağım çocuklarımın okul taksidini ödersin”
“HEP SENİN YÜZÜNDEN” gibi tepkilerle karşılaştım.
Tesadüfen baro saymanı olan meslektaşımız da geldi ve o da benzer tondan devam etti: “iyi mi oldu dava açtığın? Senin yüzünden baro batacak!”
Hepsi bu açtığım dava yüzündenmiş!
YD kararı sonrasında aidat ödemeleri bir anda kesilmiş. Koskoca baromuzu maaş ödeyemeyecek duruma getirmişler.
Ve tüm bunların sorumlusu;
Meslektaşlarından “lise müdürü edasıyla” zorla aidat toplamaya çalışan onları barodan uzaklaştıran yöneticiler değilmiş,
Balmumcu gece kulübünde avukatların 6 milyon dolarını çöp edenler de değilmiş,
Futbol basketbol turnuvasına yüzbinlerce doları gömenler, baro kaynaklarını çar çur edenler de değilmiş,
Benmişim!
Hukuka aykırı işlemlerine karşı çıkanları dedikoduyla, şark kurnazlığı ile cezalandırmaya çalışmak kurumun itibarını sarsmanın ötesinde tehlikeli bir zihniyetin baroyu yönettiğini gösteriyor.
Hakimlerden, bürokratlardan hukuk öğrenenler mi Baromuzu yönetecek?
Biz size mecbur muyuz?
Bitmeyecek mi avukatların bu ızdırabı?
Dedikodu ile basit ruhlarını eğlendiren, iftira ve karalama kültürü ile baroyu yönetenlerden kurtulmamıza az kaldı.
Ekim’e az kaldı.