“Çoklu baro” Komisyondan geçti. Meclis’te de aynen kabul edileceğinden ve onaylanarak yasalaşacağından hiç şüphem yok. Anayasa Mahkemesi de iptal etmezse bu gerçekle yüzleşeceğiz.
Peki ilk kurulacak olan yeni Baro yani İstanbul 2 No’lu Barosu kurulduğunda bizi neler bekliyor olacak?
Mesela; iki farklı Baronun mensubu olan avukat da aynı Hakimden, farklı dosyalar ve sıradan müvekkilleri için ihtiyati tedbir talebinde bulunacak.
1 Nolu Baro mensubunun temsil ettiği müvekkili bu talebinde haksız, 2 Nolu Baro mensubunun müvekkili ise talebinde haklı olsun.
Hakim, olması gerektiği gibi haksız talebi reddedecek haklı olanı ise kabul edecektir.
Bu sefer 1 Nolu Baro mensubu ister istemez, “bu baronun mensupları hükümetçi olduğu için benim talebimi reddetti” diye düşünecek.
Daha kötüsü, Avukata iş vermek isteyen de; “1 Nolu Baro mensubuyla çalışırsam işlerim yürümez” diyecek.
Hakimler de töhmet altında bırakılacak.
1 Nolu Baro mensubu avukatlar ile 2 Nolu Baro mensubu avukatların karşı karşıya geldiği önemli davalarda, coğrafi teminatı olmayan hakimler, tarafsızlığını yitiren kararlar vermek zorunda kalabilecek.
Mesela havuz medyası sadece İstanbul 2 Nolu Baro ve mensubu avukatların başarı öykülerini yazacak. Yeri geldiğinde 1 Nolu Baro mensupları hakkında karalama kampanyaları yapılacak.
Herhangi bir şekilde soruşturmaya uğrayan veya hakkında dava açılan önemli iş adamlarına, 1 Nolu değil de 2 Nolu Baronun mensuplarıyla çalışmaları telkin edilecek.
Dışarıdan hukuki yardım almak isteyen kamu kurum ve kuruluşları, seçimlerini İstanbul 2 Nolu Baro mensubu avukatlardan yana kullanacak
Parti mensupları, Devlete ve belediyeye iş yapan müteahhitler iş almak ve bağlantı kurmak istiyorlarsa İstanbul 2 Nolu Baro mensubu avukatları tercih etmek zorunda kalacak.
1 Nolu Baro Kanal İstanbul projesinin çevreye ve ekonomiye vereceği zararlar için mücadele verirken, 2 Nolu Baro Kanal İstanbul’un dünyanın en iyi projesi olduğunu iddia edecek.
1 Nolu Baro mensubu avukatlara sık sık vergi incelemesi ve denetimi yapılırken, 2 Nolu Baro mensubu avukatlara ise vergi denetmenleri çay içmeye gidecek.
"Ergenekon", "Balyoz", "Askerî Casusluk", "Devrimci Karargâh", "Poyrazköy", "Oda TV" gibi davalarda 1 Nolu Baro mensubu avukatlar bunun bir kumpas olduğunu söylerken, 2 Nolu Baro mensubu avukatlar müşteki tarafta yer alacaklar. (Bağlı oldukları hükümet fikrini değiştirene kadar tabi)
Bekçilerin rutin kimlik kontrolü sırasında, kimlik sordukları avukat 2 Nolu Baro mensubu çıkarsa belki bekçiler avukattan özür dileyecek, evine kadar eşlik edecek.
Avukat karakola gittiğinde ister istemez kendisine yapılan her olumsuz durumu, bağlı bulunduğu Baro mensupluğuna bağlayacak.
2 Nolu Baronun mensupları bir cuma namazı sonrası Filistin için polis korteji eşliğinde gösteri yaparken, 1 Nolu Baro mensuplarının tutuklu meslektaşları için yaptıkları basın açıklaması yaka paça karakolda bitecek.
2 Nolu Baro mensupları “yerli ve milli” olurken diğerleri her an “terörist” ilan edilme tehlikesiyle mesleklerine devam edecek.
Bu konudaki tartışmalar şimdilik “hükümetçi baro-muhalif baro” üzerinden yapılsa bile işin bu kadarla kalacağını da düşünmüyorum.
Hükümetçi baro ilk tepkileri göğüsleyip, Avukatlar “çoklu baro” fikrine alıştığında belki de şu meşhur bir Avrupa ekolünün temsilcisi olan (UEFA kupası sahibi) bir Lisenin mezunları da ayrı bir Baro kurarlar.
Saygın ve prestijli üyeleri olan bir Baro olduklarını; mensuplarının sadece ticaret ve uluslararası hukukta uzmanlaştığını, Baro olarak üye avukatlarına “her konuda” destek olduklarını, mensuplarının ve onların temsil ettikleri müvekkillerinin de sonuna kadar arkasında durduğunu söyleyecek, bu Baro.
Öyle bir şey olmaz ama içimde kötü hisler var.
Para hırsı ve biraz parayla elde edilen hukuk tanımazlık hissi meslektaşlarımıza hiç bulaşmamış, bu kadarını da yapamazlar diyebilir misiniz?
Daha neler neler yapacaklar.
Hem Arabulucu hem Avukat olan meslektaşlar da ayrı bir Baro kurar veya bunu düşünür mü dersiniz?
“Uyuşmazlıklarınızı diğer Baroların avukatları gibi senelerce duruşma kapılarında bekletmeden, süratle hallediyoruz” derler mi?
Sonuç olarak, bu “çoklu baro” işi bir bakıma da iyi oluyor.
Bu sayede efendisi olmayanları da göreceğiz, köle olanları da...