Törensiz Nişanlanmanın Geçerliliği’ndeki kayınpeder tabii ki hayal ürünü, olamaz öyle bir versiyon “bizim damat sever, bizim damat bayılır” diye tüm şarküteriyi boşaltan model. Bizde olsa olsa evinde kira istemeden oturtanı olur. O da seni sevdiği için değil, kızı rahat etsin, torunları sıkıntı çekmesin diye. Emekli albay modeli işte, hani o hisse senedini aldığı şirketin genel kurullarına katılıp çay içip, kurabiye yemeyi çok seveni.

Bizim hukukumuzda bu şekilde kira almadan evinde oturtma, daha doğrusu evini verme TBK m. 379 kapsamında kullanım ödüncü sözleşmesi olarak düzenleniyor. Ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir yani.

Peki acaba kayınpederin bir gün kafası atsa, çıkın evimden dese, ne yapabiliriz? Kiracının Haklı Tahliyesi ile Konut ve Çatılı İşyerlerinde Sözleşmenin Sona Ermesi yazılarımızda haklarımızı öğrenmiştik. Acaba burada ortada bir kira sözleşmesi olmadığı için, hep iki dudağının arasında mıdır bizim atimiz? Aman babacığım, güzel babacığım diye gönlünü hep mi hoş eylemeliyiz?

Önce bir bakalım sizin bu kullanım ödüncü sözleşmeniz süreli mi süresiz mi diye. Bu arada sözleşme denilince aklınıza illa ki yazılı bir şey gelmesin, adı üstünde işte, söz, sözden çıkan, sözleşme. Siz ispatladığınız sürece sıkıntı yok aranızdaki aktin şekli.

TBK m. 384 ödünç konusu; kullanım süresi ve hangi amaçla kullanılacağı belirlenmeden verilmişse, ödünç veren onu dilediği zaman geri isteyebilir der. Acaba bizim kayınpederin bu evi vermesindeki amaç ne? Evlilik birliğinin mutlu mesut devam etmesi. Yani evliliğimiz sorunsuz devam ediyorsa, amaç da devam ediyordur, geri isteyemez yeter ki TBK m. 380 ve TBK m. 381 aykırılıkları olmasın. Yani gidip evi başkasına kiralamayın, olağan bakım ve koruma giderlerini karşılayın.

Maddenin devamında yapılan olağanüstü giderleri isteyebileceğimiz yazıyor. Nedir bu olağanüstü giderler? Mesela kombi bozuldu, yaptırtmak yerine yenisini almak daha bir homo economicus. Kanun bu kombinin parasını isteyebilirsiniz diyor.

Ama tabii siz yapmayın öyle bir yüzsüzlük. İlla yapacağım diyorsanız eşiniz istesin güzellikle prensesi olarak. Tabii çok eski bir laf vardır. Adam kadını tramvaya bindirirken belinden tutar ya rahat binmesi için, işte o anda kadın bilet parası borcunu ödemiş olur. Biliyorum, biliyorum, çok seksist bir laf, ama zaten demiştik eski bir laf diye. İsterseniz sizin için “nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilme” gelsin.

Soru şuradan geliyor, şimdi evlilik birliği bitince amaç da bitecek, evden tartışmasız çıkartacak da, acaba boşanma davasını açtığımız anda n’olacak? Ne diyor TMK m. 169? Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

Derse ki hakim aile konutunda damat kalsın? Olamaz mı? Ya da bizim kayınpeder neden hep kız tarafı olsun ki, verdiniz oğlunuzla gelininiz rahat etsin diye evinizi, gelin hayırsız çıktı. Açtınız davayı da, hakim çok büyük bir ihtimalle evde o kalsın dedi. E bizde de davalar hemen sonuçlanmıyor, n’olacak şimdi?

Kanun hükmüne bakarsak dava bitene kadar çıkaramazsınız o damadı da gelini de. Ay hele bir de ayrılık zina gibi bir sebeple olmuşsa, vallahi çıldırır bizim emekli albay, Allah korusun alır beylik tabancasını dayanır o aile konutunun kapısına.

Hani biz Yargıtay’ın bazı kararlarını çok eleştiriyoruz ya, hele özellikle İmam Nikahlı Eşin Nafaka Hakkı gibi; belki de biz çok pozitif hukuka takılıyoruzdur. Ama hukukçuluk bu değil ki mevzuat hukukçuluğu, doğal hukuk denilen tartışmasız bir olgu vardır. Belki de Yargıtay bizim göremediğimiz bazı sosyolojik gerçekleri görerek infiale yol açacak kararlar almıyordur. Öyle ya, Yargıtay dediğimiz de açık öğretimden mezun değil ya, aynı sıralardan geçtik, ülkede her hakkı olan ama coğrafi teminatı olmadığı için vatanın her toprağını gezmiş hakimlerden oluşuyor, bazı gerçekleri daha iyi görüyorlardır.

Gerçi şimdi fakülteye girebilmek için 100.000 sınırı geldi ama zamanında bu sıralar 400.000 dilimini de gördü. Neyse diyelim.

İşte Yargıtay bu boşanma davası açılır açılmaz kullanma ödüncündeki amaç sona ermiştir diyor, hemen damadın tahliyesine karar veriyor. İçtihat bu şekilde. Hukuki değil, daha doğrusu pozitif hukuka uygun değil ama fevkalade doğru bir sosyolojik karar.