İşletmelerde yer alan personeller için daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma alanı yaratmak, yasa ve yönetmeliklerin gereği olarak işverenin yükümlülükleri arasındadır. Bu durum mesleğe yönelik risklerin önüne geçebilecek ve oluşabilen risklerden de korunulmasındaki çalışmalarını kapsayacak, İSG açısından hizmetlerin sunulması için işverenin sorumlulukları 6331 sayılı yasanın 6. maddesinde açıkça belirtilmiştir. İşverenin, daha sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanması için, iş ortamını düzenleyerek çalışanların konu hakkında bilgilendirilmesi görevini yerine getirmesi beklenmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği, otel işletmelerinde hem çalışanların hem de misafirlerin güvenliğini sağlamaya yönelik kritik bir unsurdur. Otel işletmeleri, yalnızca konuklarının konforunu değil, aynı zamanda işyerinde çalışan personelin sağlığını da gözetmekle yükümlüdür. Bu bağlamda, Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, otel işletmelerini de kapsayacak şekilde, işyerlerinde sağlık ve güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Otel sahipleri, çalışanlarının fiziksel ve psikolojik sağlığını korumak adına risk değerlendirmesi yapmalı, yangın güvenliği, elektrik tesisatları, kimyasal maddelerin yönetimi, hijyen standartları gibi birçok alanda önleyici tedbirler almalıdır.
Ayrıca, otel çalışanları için düzenli sağlık kontrolleri, yangın tatbikatları, uygun iş kıyafetleri ve kişisel koruyucu ekipmanlar gibi önlemler, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerdir. Misafirler için de otel içinde güvenlik tedbirlerinin alınması, yangın çıkışı, acil çıkış yolları ve güvenlik kameraları gibi unsurlar, otel işletmesinin sorumluluğundadır. Çalışanların eğitimi ve bilinçlendirilmesi, iş kazalarının önlenmesinde önemli bir rol oynarken, aynı zamanda otellerin hukuki sorumluluklarını yerine getirmeleri açısından da büyük bir önem taşır. Otel işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği politikalarının etkin bir şekilde uygulanması, yalnızca hukuki gerekliliklerin yerine getirilmesi değil, aynı zamanda işletmenin sürdürülebilirliği ve itibarının korunması adına da kritik bir faktördür.
Bu alandaki önlemler, yalnızca çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını korumakla kalmaz, aynı zamanda işletmenin verimliliği ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından da kritik öneme sahiptir. Otel işletmelerinde, yangın güvenliği, hijyen standartları, acil durum prosedürleri, ergonomik çalışma koşulları, elektriksel güvenlik ve kimyasal maddelerle ilgili risklerin yönetilmesi gibi bir dizi önlem alınması gerekmektedir. Bu önlemler, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine yardımcı olurken, aynı zamanda otel müşterilerinin güvenliği için de önemli bir zemin oluşturur.
21.01.2025 tarihinde ülkemizde Bolu’da bulunan Grand Kartal Otel’de feci bir yangın yaşandı ve yangında toplam 78 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 78 kişiden 36'sının çocuk olduğu kayıtlara geçti. Ölenlerden en az dördü "panik içinde" binadan atlayanlardı. Otel yangınında biri ağır olmak üzere 51 kişi yaralı olarak kurtulmuştur.
Otelde yangından kurtulanların kişilerin ifadelerine göre, otelde yangın çıktığında yangın algılama sisteminin devreye girmediği, yangın alarmının çalmadığı ve herkesin panikle tamamen karanlık dumanla dolu koridorlarda çıkışları bulmaya çalıştığına yöneliktir. Otel misafirlerinin bir kısmı ise odalarından aşağı inmek için çarşaf ve battaniye kullanmıştır. Bolu mühendisler ve mimarlar sendikası, yangının hızla yayılmasını, 2008'de takılması zorunlu olan ve hâlâ bulunmayan otomatik fıskiyelerin eksikliğine bağladı ve Ankara Mimarlar Odası başkanı, sahadan çalışan acil çıkış ışıklarının olmadığını bildirdi.
Otel gibi halka açık işletmelerde yangın güvenliği, bir işletme sahibinin en temel yükümlülüklerinden biridir. Bu tür durumlar, işletme sahibinin "işyerinde güvenli bir çalışma ortamı sağlama" yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve bunun neticesinde "zorunlu müdahalede bulunmama" veya "ihmal" suçlarını işlediğini ortaya koyar. Türk Ceza Kanunu'na göre, yangın gibi bir felakete karşı tedbir alınmaması, işletme sahibinin taksirle ölüme sebebiyet vermesi anlamına gelebilir ve bu durum, ceza davalarına yol açabilir. Ayrıca, işletmenin ihmali nedeniyle can kaybı yaşandığında, mağdurların mirasçıları tazminat davası açabilir ve otel sahipleri, bu tazminatları ödemekle yükümlü hale gelir. Öte yandan, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve yangın yönetmelikleri de, otel gibi işletmelerin, belirli yangın güvenliği standartlarına uymalarını zorunlu kılar. İlgili yasalara aykırı hareket etmek, işletme sahibine yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi bir cezai yaptırıma da sebep olabilir.
Otel yangınlarında yaralanan kişiler, çeşitli hukuki yollarla zararlarının karşılanmasını talep edebilirler. Tazminat davaları, ihmal, iş güvenliği, sözleşme ihlali ve ürün sorumluluğu gibi konularda açılabilecek davalar, mağdurların haklarını aramalarını sağlar. Ancak, her durumun kendine özgü koşulları ve yasal gerekçeleri bulunabileceğinden, bu tür davaların açılabilmesi için uzman bir avukattan hukuki danışmanlık alınması büyük önem taşır. Bu sayede, mağdurlar haklarını en etkili şekilde savunabilir ve adalet arayışlarını sürdürebilirler.
Yangınlar yalnızca misafirleri değil, otel çalışanlarını da etkileyebilir. Çalışanların güvenliği, işverenin sorumluluğundadır. Eğer bir otel yangın sırasında gerekli güvenlik önlemlerini almamış veya çalışanları yangına karşı eğitmemişse, otel çalışanları iş sağlığı ve güvenliği kapsamında tazminat davası açabilirler. Bu tür davalar, işverenin yükümlülüklerini yerine getirmediği durumlarda, çalışanların fiziksel ve psikolojik zararlarını tazmin etmeyi amaçlar.
Otel işletmesinin, yangına karşı gerekli önlemleri almadığı durumlar, ihmal ve dikkatsizlik nedeniyle tazminat davasına yol açabilir. Bir otel, yangın güvenliği için gerekli altyapıyı sağlamalı ve misafirlerini bu konuda bilgilendirmelidir. Yangın alarm sistemlerinin çalışmaması, acil çıkışların engellenmesi, yangın tatbikatlarının yapılmaması gibi ihmaller, otel işletmesinin sorumluluğuna girer. Eğer bu tür ihmaller nedeniyle bir yangın meydana gelir ve kişiler zarar görürse, otel işletmesi hakkında hukuki işlem başlatılabilir.
Yangın güvenliği konusunda gereken tüm önlemlerin alınmaması, işverenin “kusurlu” sayılmasına neden olabilir. Ayrıca, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, işyerlerinde çalışanların ve ziyaretçilerin güvenliği için yangın tatbikatları yapmak, yangın söndürme ekipmanlarını eksiksiz bulundurmak gibi yükümlülükler de bulunur.
Yangın sonucunda kişisel zarar meydana gelmesi durumunda, mağdurlar, hem Türk Borçlar Kanunu’na dayanarak tazminat talep edebilir hem de Türk Ceza Kanunu'nda yer alan “taksirle öldürme” veya “taksirle yaralama” gibi suçlardan dolayı suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca, yangın sigortası poliçesi varsa, sigorta şirketi yangının zararlarını karşılamakla yükümlü olsa da, sigorta şirketi de, kusur nedeniyle ödeme yapmama veya ödeme miktarını azaltma hakkına sahip olabilir.
Sonuç olarak hukuki boyutta iş sağlığı ve güvenliği büyük anlam ve önem içermektedir. Bütün işletmelerin gerekli yükümlülüklerini yerine getirmesi elzemdir.
Av. Begüm GÜREL & Öğr. Ceren ATASEVER