Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi tartışmaları üzerine birkaç değerlendirmemi paylaşmak isterim.

1⃣ Tarife'nin yayınlanma tarihi ne olmalı?

Bildiğiniz üzere esasen AAÜT, yıl başından itibaren geçerli olmak üzere çıkarılan ve bu nedenle de Resmî Gazetede bu esas gözetilerek yayımlanan bir tarife idi.

2015 yılı tarifesi 31 Aralık 2014'te;

2016 yılı tarifesi 21 Aralık 2015'te;

2017 yılı tarifesi 2 Ocak 2017'de;

2018 yılı tarifesi 30 Aralık 2017'de;

2019 yılı tarifesi 2 Ocak 2019'da;

2020 yılı tarifesi 2 Ocak 2020'de yayımlandı bu nedenle.

2021 yılı tarifesi ise ilk defa 24 Kasım 2020'de yayımlandı. Bu, Feyzioğlu döneminde oldu. Yıl sonundaki kararlı dosya sayısı fazla olduğundan ve kararlı dosyalarda en azından avukatların yeni tarifeyle daha yüksek ücret alabilmelerini temin etmek adına tarifenin 24 Kasımda yayımlanmasını sağladı. Böylece ilk defa tarifenin erken yayınlanmasıyla tanışmış olduk.

2022 yılı tarifesi ise yaklaşan TBB başkanlığı seçimleri de gözetilerek yine erken yayımlandı: 20 Kasım 2021. Ama bu, Feyzioğlu'nu koltukta tutmaya yetmedi.

Ancak yıl sonundaki kararlı dosyalarda avukatların yeni tarifeden ücret almaları fikri benimsendi ve bu tarih itibariyle tarifeler, erken yayınlanmaya başladı.

2023 yılı tarifesi bu nedenle ilk defa 2022-2023 yılı tarifesi adıyla 3 Eylül 2022'de yayımlandı.

Bu da beraberinde bir tartışmayı başlattı: Tarife'nin bu kadar erken yayımlanması doğru mu?

Zira bu yıllar, enflasyonun en ağır zamanlarıydı ve enflasyon nedeniyle Eylülde yürürlüğe giren tarife, sonraki yılın yıl ortasında çoktan eriyip gitmişti.

Burada bu yüzden avukatlar ikiye ayrıldı. Kimi erken yayınlanmasını desteklerken, kimi erken yayınlamayın, eskiden olduğu gibi yıl sonunda yayınlansın ki enflasyona kurban gitmesin tarife der oldu. Nitekim bendeniz de ikinci görüşü destekleyenlerden biriyim.

Ancak TBB yönetimi ilk görüşü benimsediği için 2023-2024 AAÜT'si yine erken, 21.09.2023 tarihinde yayımlandı.

2024-2025 tarifesi ise 03.10.2024 tarihinde. Hâlâ yürürlükte olan tarifemiz bu.

Anlayacağınız, son 3 yıldan önce Feyzioğlu ile Kasımda yayımlanmaya başlanan AAÜT, Sağkan döneminde daha erkene çekildi ama burada avukat kamuoyu bir fikir birliği sağlayamadı. Bugün bile hâlâ AAÜT nerde diyenler gibi aman erken yayımlanmasın diyenler sosyal medyada kavgaya tutuşuyor.

Erken yayımlanması gerekiyormuş gibi kızıp köpürenler de var, yine erken yayınlayıp sene ortası gelmeden tarifedeki ücretleri enflasyona kurban edecekler diye testiyi kırmadan evvel dövenler de.

Üstelik Avukatlık Kanunu m.168 pek de kimsenin umurunda değil süre hususunda.

2⃣ AAÜT'de artış ne olmalı?

Bu noktada da avukat kamuoyunun fikir birliği içinde olmadığı kesin.

AAÜT ne kadar artarsa, bu tarife giderek temel ücrete döner ve avukatların ücretlerini serbestçe belirlemesi kuralına ket vurulmuş olunur diyen görüş azınlıkta. Ancak ben de bu görüşü destekliyorum. Yıllar evvel işçi ücretleri için de devletin ilan ettiği asgari ücret kimsenin pek de umurunda değildi. Ama geldiğimiz noktada işçilik alacakları için ilan edilen asgari ücret, temel ücrete dönmüş durumda. AAÜT de buraya doğru sürükleniyor.

Çoğunluk ise artışların fazla olmasından yana. Bu görüşü destekleyenlerin argümanları şöyle:

📌 Genç avukatlara, kıdemli avukatlara ödenen ücretler ödenmiyor. Oysa en ağır ekonomik şartları genç avukatlar yaşıyor. En azından tarife altında çalışmak yasak olduğundan tarifedeki kadar ücret alarak genç avukatlar ayakta kalmaya çalışıyor.

📌 Artışın fazla olması, enflasyona karşı avukatlık ücretlerini bir nebze olsun koruma altına alıyor.

📌 Müvekkilden alamıyoruz; bari karşı taraftan alacağımızla (karşı taraf vekalet ücreti, icra vekalet ücreti gibi) geçinelim istiyoruz.

Avukatlık özü itibariyle serbest bir meslek olduğuna göre, ücretini de serbestçe tayin etme hakkı olmalıdır. Bir taban ücret belirlenmesi, avukatlık mesleğinin itibarına halel getirilmesini engellemek, avukatlar arasında oluşabilecek haksız rekabetin önüne geçmektir. Ancak taban ücret, temel ücret boyutlarına ulaştığı zaman, piyasadaki tahrifatını hepimiz görüyoruz.

🔸 Sadece karşı yan vekalet ücretine iş alan avukatların sayısı artıyor.

🔸 Ekonomik şartlar mecbur bıraktığı için, gelen bazı işler, AAÜT'nin katbekat üzerinde ücreti hak ettiği halde, günü kurtarmak için az ücretlere tamah ediliyor. Bu da vatandaşlar arasında tarifeden farklı ücret söyleyen avukatların açgözlülükle suçlanmasına yol açıyor.

🔸 Tarifedeki tutarların tatmin edici görülmesinin ilk maddede ifade ettiğim gibi sadece karşı yan vekalet ücretine iş alınmasına yol açması bir tarafa, bu durum, avukatlar arasında haksız rekabet de teşkil ediyor.

Ancak halihazırdaki bütün baro yönetimleri ve TBB yönetimi, enflasyon + refah payı eksenli bir yaklaşımla tarifenin artış görmesi gerektiği kanaatinde.

3⃣ Uygulamada yaşanan sorunlar neden tarifede düzenleme yapılarak giderilmiyor?

Tahsili kesinleşmeye bağlı ücretlerin tahsilinin gecikmesiyle paranın pul olması...

Birden fazla sanığı temsil eden avukata tek ücrete hükmedilmesi...

Ticari davalarda davalı vekillerinin davanın tümden reddi durumunda sadece maktu ücret alabilmesi...

Liste uzar gider sorunlara dair. Peki, bunlara neden tarifede çözüm bulunmuyor. Çünkü;

📌 Avukatların bazı beklentileri tamamen kanuna aykırı. Örneğin; tazminat komisyonlarına yapılan başvurularda ücret yok. Çünkü tazminat komisyonları mahkeme değil.

📌 Tüketici hakem heyetlerinde karşı yan vekalet ücretine hükmedilmiyor. Bunu tarifede isteyen çok ama Tüketici Kanunu bunu açıkça yasaklıyor. Vs vs...

Bazı hususlar ise kanuna aykırı olmamakla birlikte Adalet Bakanlığı direniyor. Yargı organlarının aleyhe kararları var. Mesela;

📌 Her bir sanık yönünden tek müdafiye tek beraat vekalet ücreti verilmesi meselesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına dayanıyor. Uygulamada hakimler "bir koyundan iki post çıkmaz" gibi atasözlerine dayanıyor. Maliye Bakanlığı da "aman hazineye ek külfet çıkarmayın" diye bu meseleye merhem olmuyor. TBB yönetimi Adalet Bakanlığı'na bunu sunsa, onlar da iade etse, TBB yönetimi dirense bile tarifeye karşı açılacak davadan ne sonuç çıkacağını herhalde herkes biliyordur.

📌 Tarife bugünün ihtiyaçlarını karşılamıyor. Bakanlık ve TBB'nin müşterek bir komisyon kurarak bu konuyu tümden ele alarak baştan sona değiştirmesi gerekiyor ama bu müşterek komisyon bir türlü farklı sebeplerle kurulamıyor.

📌 Bazı hususlarda avukatların talepleri ile başkaca mecraların talepleri çakışıyor. Bu durumda genelde ilk vazgeçilen avukatlar oluyor. Vazgeçen meslek örgütleri değil ama karşısında aşamayacağı duvarlar var.

Velhasıl;

🔸 Bu işin doğrusu şudur diyeceğimiz şekilde avukatlar arasında bir fikir birliği yok. Bu yüzden geç geldi, erken çıktı gibi tartışmalar sadece ilgili fikri benimseyen avukatlar arasında bir anlam ifade ediyor. Bu konuda avukatlar arasında bir fikir birliği oluşması ve gerekirse yayım tarihinin yeknesaklaşması gerekiyor bence.

🔸 TÜİK'in ilan ettiği resmi enflasyon verilerine güven olmadığı gibi enflasyon hesaplı artışlar avukatları elbette tatmin etmez. TBB'nin refah payı talebinin özünde de enflasyona karşı ücreti korumak var zaten. Bu nedenle artışlarda enflasyon odaklı anlayışın terk edilerek yeni bir metod geliştirilmesine ihtiyaç var.

🔸 Karşı yan vekalet ücreti avukatın mı olmalı temsil edilen kişinin mi bu zaten bambaşka bir konu. Bir ara bunu da tartışmaya açalım.