2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği neticesinde askeri yargı yolu kapatılmış, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi dosyaları idari yargı koluna, Askeri Mahkeme ve Askeri Yargıtay dosyaları adli yargı koluna devredilmiştir.
30 Haziran 2021 tarihine kadarki süreçte askeri suçlarda soruşturma ve kovuşturma usulleri Anayasa değişikliği ile kapatılan askeri yargı kolunun uyguladığı 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülmüş ise de, zaman zaman soruşturmanın başlatılması ve devamı süreçte soruşturma izinlerinin verilmesi ve itirazı konularında sıkıntılar yaşanmakta ve geçiş süreci içtihatlar ile doldurulmaya çalışılmaktaydı.
7329 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30 Haziran 2021 tarihli ve 31527 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununa usul hükümleri getirilmiştir.
Söz konusu usul hükümlerinin en önemlisi ise “soruşturma izni” kurumunun getirilmiş olmasıdır. Soruşturma izni, askeri suçları işlediği iddia edilen askeri personelin hakkında bir soruşturma açılmadan önce, soruşturma izni vermeye yetkili merci tarafından suç isnadı altında bulunan askeri personelin işlediği suç nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmaya başlayabilmesinin ön şartı olarak düzenlenmiştir.
Soruşturma izni kavramı hâlihazırda memur ve diğer kamu görevlileri için uygulanan 4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile uygulanmakta iken, Askeri Ceza Kanununa da eklenerek soruşturma izni konusunda uygulama birliği sağlanması amaçlanmıştır.
Soruşturma izni uygulaması da bu doğrultuda benzerlik göstermektedir. Suçun işlendiği bilgisini alan amir bir ön inceleme başlatacak, ön inceleme sonucunda suçun gerçekten işlenip işlenmediği kanaatini edindikten sonra soruşturma izni verecek ya da vermeyecektir. Bu karara karşı itiraz yolu mevcuttur.
Hemen belirtmek gerekir ki, her suç soruşturma iznine tabi değildir. Soruşturma iznine tabi olabilmesi için askeri suç niteliğinin bulunması gerekir. Askeri suçun ne olduğunun tespiti bu kapsamda soruşturma iznine tabiyet bakımından önem arz etmektedir. Askeri suçun tanımı 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun Ek-11.maddesinde yapılmıştır. İlgili maddeye göre;
“Bu Kanunda düzenlenen suçlar ile asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlar, askerî suçtur.”
Askeri suç tanımında dikkat çeken husus, bir suçun askeri suç kapsamında olması için sadece 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda düzenlenmesi gerekmemekte, bilakis Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunlarda yer alan suçlardan askeri personelin askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlenmesi durumunda da askeri suç olarak nitelenmesi gerekir. Dolayısı ile askeri suçun kapsamını belirlerken esas kriter askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olup olmadığının tespitidir.
Askeri suçlar içerisinde de daha özel hükümlere tabi olunan sırf askeri suçlar bulunmaktadır. Sırf askeri suçlar, sadece askeri şahıslar tarafından işlenebilen, sivil şahıslar tarafından şerik ya da fail olunması mümkün olmayan suçlardır. Örneğin kasten yaralama suçu bakımından iki aynı rütbedeki askeri şahsın hizmet esnasında birbirini darp etmesi eylemine sivil şahıs tarafından iştirak edilebilir. Ancak Emre İtaatsizlikte Israr suçuna sivil bir şahsın iştirak etmesi ya da tek başına suçu işlemesi mümkün değildir. Bu noktada salt askeri şahıslar tarafından münhasıran işlenebilen suçlara sırf askeri suçlar denir.
Sırf askeri suçların hangileri olduğuna yönelik tanımlama yine Askeri Ceza Kanunu Ek-11.maddede açıklanmıştır. Buna göre;
“Bu Kanunda düzenlenen ve asker kişiler tarafından işlenen 60 ıncı, 62 nci, 65 inci, 66 ncı, 67 nci, 68 inci, 70 inci, 79 uncu, 81 inci, 82 nci, 85 inci, 87 nci, 88 inci, 89 uncu, 90 ıncı, 91 inci, 97 nci, 98 inci, 100 üncü, 101 inci, 102 nci ve 136 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar, sırf askerî suçtur.”
Sırf askeri suçların ayrı tutulmasının sebebi, soruşturma izni itiraz işlemleri, tutuklama ve diğer bazı özel durumlarda farklı özel hükümler öngörülmesi sebebiyledir. Örneğin sırf askeri suçlar nedeniyle verilen soruşturma iznine itiraz soruşturma işlemini durdururken, sırf askeri suçlar için verilen soruşturma izinlerine itiraz soruşturmayı durdurmamaktadır.
Sırf askeri suçların düzenleniş şeklinden yola çıkıldığında, askerlik görev ve hizmetinin kendine özgü bir disiplin anlayışı olmasına bağlı olarak, sırf askeri suçların otorite ve disiplin zafiyetine sebep olmasının önüne geçilmesi maksadıyla özel hükümlere bağlandığı söylenebilir.
353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu’nun yürürlükten kaldırılması ile birlikte getirilen yeni usul hükümlerinin Ceza Muhakemesi Kanunu ile eşgüdümlü olarak uygulanması ve ortaya çıkabilecek boşlukların bu istikamette doldurulması gerektiği kanaatindeyiz.