ÖZET
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sadece tıpkı diğer alanlarda olduğu sözleşmelerin yapılma şartlarında da değişiklikler olmaya başladı. Bu kapsamda tarafların fiziksel varlığına ihtiyaç duyulmadan uzaktan iletişim araçları aracılığıyla yapılan mesafeli sözleşmeler hayatımıza girmiştir. Bu tip sözleşmelerde tüketicinin ürün üzerinde inceleme ve kalite kontrol yapma şansı çok az olduğu için 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği ile tüketicinin bu sözleşmelerde korunmasını sağlayan araçlar olarak düzenlenmiştir. Bu araçlar sağlayıcı veya satıcının tüketiciyi bilgilendirme yükümlülüğü ve cayma hakkıdır. Cayma hakkı bu kapsamda en önemli haktır. Zira bu hak tüketiciye 14 gün içerisinde hiçbir tazminat ödemeksizin ve sebep göstermeksizin sözleşmeden cayma hakkı tanır. Bu hak bozucu yenilik doğuran bir haktır. Bu yazıda ihtiva ettiği önem sebebiyle hem tüketicinin korunmasını sağlayan araçlardan hem de ayrıntılı olarak cayma hakkından bahsedilecektir.
GİRİŞ
Bilindiği üzere teknolojinin gelişmesiyle birlikte sahip olduğumuz birçok alışkanlıklarda değişimler meydana gelmeye başladı. Bu teknolojik değişimler ve gelişmelerle birlikte yapmış olduğumuz alışverişler ve alışveriş yöntemlerinde de değişimler ve gelişmeler olmaya başladı. Bu gelişmelerden en önemlisi internet ve telefon yoluyla gerçekleştirilen alışverişlerdir. Bu kapsamda önceden mağazaya insanlar bizzat gidip hem deneyerek hem de kalite kontrol yaparak satın aldıkları ürünleri artık internet ve telefon aracılığıyla direkt satın alabilmektedir; bu durumun alıcıya onu mağazaya gitme külfetinden kurtarmak gibi birçok faydası olduğu gibi satıcı için de onu, kiralama ve mağazada personel istihdam etme gibi birçok yükümlülükten kurtardığı için ciddi faydası bulunmaktadır.[1] Bu alışverişler bilindiği üzere mesafeli sözleşmeler kullanılarak yapılmaktadır. Mesafeli Sözleşmeler 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun[2] ve 29188 Sayılı Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde[3] düzenlenmiştir. Mesafeli sözleşmeler birbirini görmeyen iki taraf tarafından kurulduğu ve genellikle ödemenin önceden tüketici tarafından gerçekleştirilmesinin gerekli olduğu sözleşmeler olduğu için bu sözleşmelerde tüketicinin korunması büyük önem arz etmektedir.
Mesafeli sözleşmelerde tüketicilerin korunması iki şekilde gerçekleşmektedir; bu korumalardan ilk olanı tüketicilerin açık ve net bir şekilde bilgilendirilmesini sağlayan ön bilgilendirme yükümlülüğü, diğeri de tüketici ile satıcı veya sağlayıcı karşı karşıya gelmeden işbu sözleşme kurulduğu ve tüketicinin kalite kontrol ve hizmet denetleme şansı olmadığı için tüketiciye belirli bir süre içerisinde tüketiciye sözleşmeden cayma hakkı tanınmasıdır.[4] Cayma hakkı bilindiği üzere öğretide ayrıca “geri alma” olarak tanımlanan tüketiciye hiçbir cezai şart ve gerekçe öne sürmeden belirli bir süre içerisinde sözleşmeyi feshetme hakkı tanıyan yenilik doğuran bir haktır.[5]
Bu yazıda, genel olarak mesafeli sözleşmelerden, mesafeli sözleşmelerin diğer sözleşmelerden ayıran unsurlardan, Yönetmelik kapsamında mesafeli sözleşme olarak akdedilemeyecek sözleşmelerden, genel olarak tüketicinin mesafeli sözleşmelerde korunmasını sağlayan araçlardan ve son olarak ayrıntılı olarak cayma hakkından bahsedilecek ve son olarak sonuç kısmıyla yazı sonlandırılacaktır.
1. GENEL OLARAK
TKHK’nin 48/1’inci maddesine göre mesafeli sözleşmeler; “Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir” şeklinde ifadelere yer verilerek tanımlanmıştır. Buna göre mesafeli sözleşmeler tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasında fiziksel mevcudiyet söz konusu olmadan sözleşmenin kurulduğu an da dâhil olmak üzere telefon ve internet gibi uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.[6] Ayrıca, TKHK’nin 49’uncu maddesinde de finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler düzenlenmiş olup ayrıca bir özel hüküm olarak kanun koyucu tarafından ihdas edilmiştir.[7] İlgili maddenin gerekçesinde de ifade edildiği üzere satıcı veya sağlayıcının işyerinde müzakere edildikten sonra uzaktan kurulan sözleşme veya uzaktan iletişim araçlarıyla müzakereleri başlatılan satıcı veya sağlayıcının işyerinde akdedilen veya uzmandan destek almak suretiyle tüketici tarafından uzaktan iletişim araçları vasıtasıyla rezervasyon yapılması mesafeli sözleşme kapsamında değerlendirilemez.[8]
Bilindiği üzere sözleşeme ilişkisinde sahip olduğu yer dolayısıyla, diğer sözleşme tarafına göre daha fazla korunması gereken, ivazlı her türlü sözleşme ilişkisi genel anlamda tüketici sözleşmesi olarak değerlendirilmelidir.[9] Mesafeli sözleşmeler de TKHK’de düzenlendiği için sistematik yorum kapsamında özel tüketici sözleşmesi olarak değerlendirilebilir.[10] Bilindiği üzere mesafeli sözleşmelerin kurulması için tarafların sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde anlaşmaları ve bu yönde irade beyanlarını oluşturmaları gerektiği için rızai bir sözleşmedir. [11] Ayrıca, mesafeli sözleşmeler iki taraflı ve her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme niteliğindedir; zira, alıcının borcu malın bedelini ödemek iken, satıcının borcu da mülkiyeti devir veya teslim eğer diğer taraf sağlayıcı ise hizmeti sağlama borcudur.[12]
2. MESAFELİ SÖZLEŞMENİN UNSURLARI
Mesafeli sözleşmenin oluşması için belirli şart ve koşulların var olması gerekmektedir. Bunlardan ilki, sözleşmede ilki taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı veya hizmet sağlayıcı olması, ikincisi uzaktan iletişim araçlarının kullanılması, üçüncüsü tüketici ve sağlayıcı veya sağlayıcının fiziksel varlığının olmaması, mal ve/veya hizmetin pazarlanmasına ilişkin sistemin olması ve sonuncusu anlaşma unsurudur.
2.1. Taraflardan Birinin Tüketici Diğerinin Satıcı veya Sağlayıcı Olması
Mesafeli sözleşmelerin tüketici sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini yukarıda ifade etmiştik. Dolayısıyla, taraflardan birinin muhakkak tüketici diğerinin de muhakkak hizmet sağlayıcı veya satıcı olması gerekmektedir.[13] TKHK’nin 3/1-k maddesine göre tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder. TKHK’nin 3/1-ı maddesine göre sağlayıcı “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder. Yine TKHK’nin 3/1-i maddesine göre satıcı da “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder. Bu bağlamda, taraflardan birinin tüketici diğerinin de satıcı veya sağlayıcı olduğu sözleşmeler tüketici sözleşmeleri olarak nitelendirilebilir. Mesafeli sözleşmeler yukarıda da ifade ettiğimiz üzere doğrudan tüketici kanununda yer aldığı için sistematik yorum gereği tüketici sözleşmesi olarak değerlendirilebilirler.
2.2. Uzaktan İletişim Araçlarının Kullanılması
Mesafeli sözleşmeler tüketici ile sağlayıcı veya satıcılar arasında uzaktan iletişim vasıtaları kullanılarak kurulmaktadır (TKHK 48/1). Dolayısıyla, bu bağlamda sözleşme taraflarının bir veya birden fazla uzaktan iletişim aracını kullanarak kurmuş oldukları sözleşme mesafeli sözleşme olarak adlandırılacaktır.[14]
Bilindiği üzere TKHK 48/1’de “uzaktan iletişim aracı” ifadesi kullanılmasına rağmen uzaktan iletişim araçlarının ne olduğu ifade edilmemiştir. Ancak yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4/1-h maddesinde uzaktan iletişim aracı “Mektup, katalog, telefon, faks, radyo, televizyon, elektronik posta mesajı, kısa mesaj, internet gibi fiziksel olarak karşı karşıya gelinmeksizin sözleşme kurulmasına imkân veren her türlü araç veya ortamı” şeklinde tanımlanmıştır. Bu maddede ilgili iletişim araçları örnekseme yoluyla sayılmış olup ilgili maddedekilerle sınırlı sayıda değildir.[15] Başka bir deyişle, tüketici ile satıcı veya sağlayıcıyı fiziksel olarak bir araya getirmeden sözleşme kurulmasını sağlayan her türlü araç ile mesafeli sözleşme kurulması hukuk çerçevesinde mümkündür.[16] Teknolojide meydana gelen gelişmeler ile birlikte yeni iletişim araçları da bu kapsama dahil edilebilecektir.[17]
Ancak, burada bir soru işareti daha söz konusudur. Buna göre bahse konu iletişim araçlarının hangi anda sözleşme sürecine dahil edilmesi gerektiği ciddi bir suru işaretidir. Bu bağlamda öncelikle madde gerekçesinde değinmekte fayda vardır. TKHK’nin 48’inci maddesinin gerekçesinde; “Bu tanım aynı zamanda tüketicinin sadece mal veya hizmetler hakkında bilgi toplamak amacıyla bir satıcı veya sağlayıcının işyerini ziyaret etmesinin ardından uzaktan bir iletişim aracı vasıtasıyla sözleşmeyi müzakere ettiği ve kurduğu durumları da kapsar. Bu durumun tam tersine satıcı veya sağlayıcının işyerinde müzakere edildikten sonra uzaktan bir iletişim aracı kullanılarak kurulan bir sözleşme mesafeli sözleşme olarak kabul edilmez. Bir sözleşme uzaktan iletişim araçlarıyla başlatılırsa, fakat sonunda satıcı veya sağlayıcının işyerinde kurulursa bu da mesafeli sözleşme olarak kabul edilmez. Benzer şekilde mesafeli sözleşme kavramı bir profesyonelden hizmet almak amacıyla tüketici tarafından uzaktan iletişim araçları vasıtasıyla rezervasyon yapılması durumunu kapsamaz. Örneğin saç tıraşı olmak için berberin aranarak rezervasyon yapılması” ifadelerine yer verilmiştir.[18]
Yukarıda yer verilen madde gerekçesinden de görüleceği üzere satıcı veya sağlayıcının işyerinde müzakere edildikten sonra uzaktan kurulan sözleşme veya uzaktan iletişim araçlarıyla müzakereleri başlatılan satıcı veya sağlayıcının işyerinde akdedilen veya uzmandan destek almak suretiyle tüketici tarafından uzaktan iletişim araçları vasıtasıyla rezervasyon yapılması mesafeli sözleşme kapsamında değerlendirilemez; ancak doktrinde kabul edildiği üzere bilgilendirme amaçlı görüşmeler bu kapsamın dışındadır.[19] Ayrıca, doktrinde sözleşme görüşmeleri sürecinin tamamından sözleşmenin kurulduğu anın sonuna kadar tarafların uzaktan iletişim araçlarını kullanmaları gerektiği açık ve net bir şekilde ifade edilmektedir.[20]
2.3. Tüketici ve Satıcı veya Sağlayıcının Eş Zamanlı Fiziksel Mevcudiyetin Olmaması
Mesafeli sözleşmenin kanunda yer alan bir diğer unsuru da arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere fiziksel mevcudiyetin söz konusu olmamasıdır (TKHK 48/1). Bu unsur öğretide mesafe unsuru olarak adlandırılmaktadır.[21] Yukarıda da ifade edildiği üzere mesafe unsuru hem sözleşme müzakereleri aşamasında hem de sözleşmenin kurulduğu sırada aranmaktadır; ancak bilgilendirme amaçlı görüşmeler yine yukarıda ifade edildiği üzere kapsam dışı tutulmuştur. Aynı zamanda, yürürlükteki 2011/83/EU sayılı ve 25.11.2022 tarihli AB direktifinin gerekçesinin 20’inci bendinde de bilgilendirme amaçlı yapılan görüşmelerin sözleşmeyi mesafeli sözleşme olmaktan çıkarmadığı ifade edilmiştir.[22]
2.4. Mal ve/veya Hizmetin Pazarlanmasına İlişkin Bir Sistemin Mevcudiyeti
Bir diğer önemli unsur da satıcı veya sağlayıcının tek seferlik olmayan mal ve/veya hizmet tedarikine ilişkin tüketici tarafından kullanılan bir sisteme sahip olması gerekmektedir.[23] Başka bir deyişle, satıcı veya sağlayıcı tarafından sunulan uzaktan pazarlama tekniğinin tek seferlik veya istisnai olmaması gerekir; aksi halde mesafeli sözleşmenin varlığından söz edilemez.[24]
Dolayısıyla, geçerli bir mesafeli sözleşmenin kurulması için taraflardan birinin tüketici olması, uzaktan iletişim araçlarının kullanılması, tüketici ve satıcı ve/veya sağlayıcının eş zamanlı olarak fiziksel olarak mevcudiyetinin olmaması ve mal ve/veya hizmetin pazarlanmasına ilişkin bir sistemin mevcudiyetine ilişkin unsurların hepsinin birlikte yani kümülatif olarak var olması gerekmektedir; aksi takdirde yine mesafeli sözleşmenin varlığından bahsedilemez.[25]
2.5. Anlaşma Unsuru
Yukarıda ifade edildiği üzere, mesafeli sözleşmeler taraflarının tüketici ve sağlayıcı veya satıcı olduğu uzaktan iletişim araçlarıyla kullanılan, fiziksel olmayanlar arasında yapılan sözleşmelerdir. Ancak bu husus sadece sözleşmenin nasıl kurulduğuna ilişkin olup mesafeli sözleşmelerin bedel, satılan ürün veya sözleşemeye konu hizmet ve anlaşma gibi ilgili sözleşme tipinin gerektirdiği unsurların da mesafeli sözleşmede mevcut olması gerekmektedir.[26] Bu bağlamda ilgili sözleşmede icap ve kabul gibi hususlar açısından 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu[27] hükümleri geçerli olacaktır. Ayrıca, mesafeli sözleşmeler duruma göre örneğin mesaj, e-posta vb. araçlarla kurulduğu takdirde hazır olmayanlar arasında kurulacağı gibi, telefon vb. araçlarla kurulduğu takdirde hazırlar arasında akdedilmiş olacaktır; sözleşmenin mesafeli olmasının bu tasnif açısından bir önemi bulunmamaktadır.[28] Aynı zamanda, TKHK kapsamında mesafeli sözleşmeler için şekil şartı bir geçerlilik şartı olarak kanun koyucu tarafından öngörülmediğinden belirli bir şekil şartına uyulup uyulmamasının sözleşmenin geçerliliğine bir etkisi bulunmamaktadır.[29] Neticeten, tarafların irade beyanlarının örtüşmesi ve sözleşmeyi kurma iradesini ortaya koyması gerekmektedir. Aksi takdirde sözleşmenin kurulması mümkün değildir.
Bu kısımda mesafeli sözleşmelerin unsurları ve nasıl kurulacağı detaylı bir şekilde anlatılmış olup aşağıda yönetmelik kapsamında mesafeli sözleşme olarak akdedilemeyecek sözleşmelere yer verilecektir.
3. MESAFELİ SÖZLEŞME HÜKÜMLERİNİN UYGULANMAYACAĞI SÖZLEŞMELE TİPLERİ
TKHK m. 48/6 kapsamında ifade edildiği üzere “Mesafeli sözleşmelerde, kapsam dışı sözleşmeler, tüketici ile satıcı ve sağlayıcının hak ve yükümlülükleri, cayma hakkı, bilgilendirme yükümlülüğü, teslimat ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.” Bu bağlamda mesafeli sözleşme hükümlerinin uygulanmayacağı sözleşme tiplerinin yönetmelikle belirleneceği ilgili maddede açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur. Bu sözleşme tipleri yönetmeliğin 2’inci maddesinde belirtilmiştir. Yönetmeliğin 2’inci maddesi;
“(2) Bu Yönetmelik hükümleri;
a) Finansal hizmetler,
b) Otomatik makineler aracılığıyla yapılan satışlar,
c) Halka açık telefon vasıtasıyla telekomünikasyon operatörleriyle bu telefonun kullanımı,
ç) Bahis, çekiliş, piyango ve benzeri şans oyunlarına ilişkin hizmetler,
d) Taşınmaz malların veya bu mallara ilişkin hakların oluşumu, devri veya kazanımı,
e) Konut kiralama,
f) Paket turlar,
g) Devre mülk, devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti ve bunların yeniden satımı veya değişimi,
ğ) Yiyecek ve içecekler gibi günlük tüketim maddelerinin, satıcının düzenli teslimatları çerçevesinde tüketicinin meskenine veya işyerine götürülmesi,
h) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki bilgi verme yükümlülüğü ile 18 inci ve 19 uncu maddelerde yer alan yükümlülükler saklı kalmak koşuluyla yolcu taşıma hizmetleri,
ı) Malların montaj, bakım ve onarımı,
i) Bakımevi hizmetleri, çocuk, yaşlı ya da hasta bakımı gibi ailelerin ve kişilerin desteklenmesine yönelik sosyal hizmetler ile ilgili sözleşmelere uygulanmaz.” şeklindedir.
Bu bağlamda yukarıda yer verilen sözleşmeler uzaktan iletişim araçlarıyla, tarafların eş zamanlı olarak fizikken bulunmadığı durumlarda bile kurulmuş olsalar bu sözleşmelere yönetmeliğin 2’inci maddesinde de ifade edildiği üzere mesafeli sözleşme hükümleri uygulanmayacaktır.[30]
Yukarıda hem mesafeli sözleşmelerin unsurlarından hem de mesafeli sözleşme kapsamında değerlendirilemeyecek sözleşmelerden bahsedilmiştir. Bundan sonraki kısımda mesafeli sözleşmelerde tüketicilerin korunmasını sağlayan araçlardan detaylı olarak bahsedilecektir.
4. MESAFELİ SÖZLEŞMELERDE TÜKETİCİNİN KORUNMASINI SAĞLAYAN ARAÇLAR
6502 Sayılı THKH ile birlikte 2011/83/AB sayılı Tüketici Hakları Yönergesi ve 2002/65/AT sayılı Tüketici Finansal Hizmetlerinin Mesafeli Pazarlanmasına İlişkin Yönerge iç hukuka doğrudan aktarılmaya çalışılmıştır.[31] Bu aktarım mesafeli sözleşmelere de yansımıştır. Mesafeli sözleşmelerde tüketicinin korunmasını sağlayan iki ciddi araç vardır bunlardan ilki sağlayıcının veya satıcının tüketiciyi bilgilendirme yükümlülüğü diğeri de cayma hakkıdır. İşbu yazıda daha çok cayma hakkından bahsedileceği için bilgilendirme yükümlülüğüne kısaca yer verilecektir.
4.1. Bilgilendirme Yükümlülüğü
Tüketici herhangi bir teklifi kabul etmeden önce ve teklifi kabul ettiği takdirde ödemeye ilişkin detaylar konusunda sağlayıcı veya satıcı tarafından açık ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirilecektir; ilgili bilgilendirmenin yapıldığının ispat yükü tamamen sağlayıcı veya satıcıya aittir. (TKHK m. 48/2). İlgili bilgilendirmenin hangi hususlar hakkında olacağı yönetmelikle belirlenmiştir.[32] Bu bağlamda yönetmeliğin ilgili maddesinde yer alan bilgilendirme içeriği mal ve/veya hizmetin niteliğine ilişkin bilgilendirme, sağlayıcı veya satıcının kimliğine ilişkin bilgilendirme, tüketiciden talep edilecek bedel ve masraflara ilişkin bilgilendirme ve tüketicinin kullanabileceği haklar ve bu hakların hangi şartlar altında nasıl kullanılabileceğine ilişkin bilgilendirme olarak tasnif edilebilir.[33] İlgili bilgilendirmenin amacı tüketiciye yapacağı sözleşmenin mahiyetini ve sonunda ödeme yükümlülüğü olduğunun tekrardan ifade edilmesidir.[34] Zira, yönetmelikte ifade edilen bilgilerin, mesafeli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu ve taraflar aksini açıkça kararlaştırmadıkça değiştirilemeyeceği açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur(MSY m 5/2).
Ayrıca, yönetmelikte bilgilendirme yapılması gereken hususlar içerisinde cayma hakkı açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir; ancak satıcı veya sağlayıcı tarafından cayma hakkına ilişkin bilgilendirme yapılmazsa tüketici kanunda yer verilen 14 günlük süreyle bağlı olmayacaktır (TKHK m. 48/4).[35] Bilgilendirme yükümlülüğünün satıcı veya sağlayıcı tarafından ihlal edilmesi halinde TKHK 77/1’e göre satıcı veya sağlayıcı aleyhine iki yüz Türk Lirası idari para cezasına hükmedilecektir.[36]
Bilgilendirmenin nasıl yapılacağı da yönetmeliğin 6’ıncı maddesinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda ilgili maddenin 1’inci fıkrasında “Tüketici, 5 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen tüm hususlarda, kullanılan uzaktan iletişim aracına uygun olarak en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bilgilendirilmek zorundadır” şeklinde ifadelere yer verilerek bilgilin uzaktan iletişim aracına uygun olarak en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, ilgili maddenin 2 ve 3’üncü fıkrasında da internet veya sesli iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelerdeki bilgilendirmelerdeki yöntemlere ilişkin özel hükümlere yer verilmiştir. [37]
Aynı zamanda satıcı veya sağlayıcı yönetmeliğin 5’inci maddesinde yer alan bilgilerin 6’ınca maddeye uygun bir şekilde tüketiciye ulaştığı konusunda tüketiciden teyit almak zorundadır; aksi halde sözleşme kurulmamış sayılır (MSY m. 7). İnternet aracılığıyla yapılan sözleşmelerde bu teyit genellikle “ön bilgilendirme formunu okudum ve anladım” şeklinde olmaktadır.[38] Son olarak, satıcı veya sağlayıcı, tüketiciye siparişi onaylamadan hemen önce, siparişi verdiği takdirde ilgili siparişin ödeme yükümlülüğü anlamını ihtiva ettiği konusunda tüketiciyi açık ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirmek zorundadır; aksi taktirde tüketici vermiş olduğu siparişi ile bağlı olmayacaktır (MSY m. 8/1).
4.2. Cayma Hakkı
4.2.1. Genel Olarak
Günümüz dünyasında bireyler ciddi bir ürün çeşitliliği, reklamlar ve internet sayesinde meydana gelen bilgi kirliliğiyle muhatap olmaktadırlar.[39] Bu bilgi kirliliği içerisinde tüketicilerin doğru seçim yapması her zaman çok kolay olmamaktadır; her ne kadar liberal ekonomik sistem özgür ve rasyonel bireyin doğru seçimler yapacağını ve seçimlerin sonucuna katlanacağını ifade etmekte ise de realitede bu çok mümkün değildir, zira bireyler özellikle uzaktan yapılan alışverişlerde var olan bilgi kirliliği ile çok çabuk manipüle edilip yanlış tercihler yapabilirler.[40]
Bu bağlamda, tüketicilere TKHK’de sebep göstermeksizin cayma hakkı tanınmıştır.[41] Bu hak tüketiciyi koruyan en önemli araçlardan biridir. Doktrinde cayma hakkı için tanınan bu süre tüketicinin daha doğru ve rasyonel kararlar alması için gerekli süre, başka bir deyişle “sakin kafayla düşünme dönemi” (cooling-off period) olarak adlandırılır.[42]
Cayma hakkı öğretide sözleşmenin taraflardan biri bilhassa tüketici tarafından belirli bir süre içerisinde herhangi bir tazminat ödemeden ve gerekçe göstermeden feshedebileceği bozucu yenilik doğuran bir hak olarak tanımlanmaktadır.[43] Cayma hakkı TKHK’de bir çok sözleşme için düzenlenmiştir. İşbu yazının konusu Mesafeli sözleşmeler olduğu için yazının devamında mesafeli sözleşmelere ilişkin cayma hakkına yer verilecektir.
4.2.2. Mesafeli Sözleşmelerde Cayma Hakkı
TKHK’nin 48/4’üncü maddesi; “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir” şeklinde ifadelere yer verilerek cayma hakkının kapsamı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, TKHK’nin 48/4’üncü maddesinde herhangi bir sebep göstermeksizin ve cezai şart ödemeksiniz mesafeli sözleşmelerden cayma hakkı tüketiciye tanınmıştır.[44] Bu sürenin ne zaman başlayacağı yönetmelikte düzenlenmiştir.[45] Bu bağlamda mesafeli sözleşmenin konusu bir hizmet ise ilgili cayma süresi sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren başlayacakken, bir malın teslimi ise malın teslim edildiği tarihten başlayacaktır; ayrıca tüketici malın teslimine kadar süre içerisinde de cayma hakkını kullanabilecektir.[46] Bu bağlamda durum şartlara göre değişiklik arz etmektedir. Ayrıca kanun maddesinde de yönetmelikte de ifade edildiği üzere cayma süresi TKHK’de 7 günden 14 güne çıkarılmıştır.[47] Tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda yan sözleşmeler de kendiliğinden sona erecektir; bu durumda tüketici, mutat kullanımın aşıldığı haller dışında satıcı veya sağlayıcıya karşı herhangi bir masraf, tazminat veya cezai şart ödemekle yükümlü değildir (MSY m 14/1).
4.2.2.1. Satıcının veya Sağlayıcının Cayma Hakkına İlişkin Tüketiciye Ön Bilgilendirme Yapma Zorunluluğu Bulunmaktadır.
Yukarında da detaylı bir şekilde ifade edildiği üzere yönetmeliğin 5’inci maddesinde cayma hakkının mevcut olduğu durumlarda, bu hakkın kullanılma şartları, süresi, usulü ve satıcının iade için öngördüğü taşıyıcıya ilişkin bilgiler, bununla birlikte cayma hakkına bildiriminin yapılacağı açık adres, faks numarası veya elektronik posta adresine ilişkin bilgiler ve cayma hakkının kullanılamadığı durumlarda, tüketicinin cayma hakkından faydalanamayacağına ya da hangi koşullarda cayma hakkını kaybedeceğine ilişkin bilgilerin açık ve net bir şekilde bilgilendirme metninde yer verilmesi gerekmektedir. Mesela çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi çabucak geçecek ürünlere ilişkin bilgilendirmenin açık ve net bir şekilde yapılmış olması gerekmektedir.[48] Ancak tüketici yönetmeliğin 10’uncu maddesinde ifade edildiği üzere eksik bir şekilde bilgilendirilmişse tüketici bahse konu 14 günlük süre ile bağlı olmayacak; bu kapsamda bilgilendirmeyi yaptığını ispat yükü satıcı da olacak, ilgili süre her halükarda 1 yıl geçmesiyle son bulacaktır (MSY m 10). Zira Yargıtay da 10’uncu madde hükmünü kararlarında uygulamakta ve içtihatlarını bu kapsamda oluşturmaktadır.[49]
4.2.2.2. Tüketicinin Cayma Hakkını Kullanma Şekli
Tüketici cayma hakkını kullandığına ilişkin bildirimi yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile yasal süresi içerisinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltir; aksi takdirde cayma hakkını kaybeder (MSY m 11/1). Tüketici cayma hakkını yönetmelikte bulunan form aracılığıyla kullanabileceği gibi bununla bağlı olmayıp sağlayıcı veya satıcının internet sitesinden de kullanabilir; internet sitesinden sağlayıcı veya satıcı tarafından tüketicilere cayma hakkının sunulması durumunda tüketicinin cayma hakkını ilişkin bildirimde bulunduğuna ilişkin teyit bilgisinin sağlayıcı veya satıcı tarafından tüketiciye iletilmesi gerekmektedir (MSY m 11/2).[50] Yine yönetmeliğe göre cayma hakkının kullanıldığını ispat yükü tüketiciye aittir (MSY m 11/4). Uygulamada bu genellikle internet sitelerinde yer alan iptal/iade butonu aracılığıyla yapılmaktadır.[51]
4.2.2.3. Mesafeli Sözleşmelerde Cayma Hakkının Kullanılmasının Satıcı veya Sağlayıcı ile Tüketici Açısından Hüküm ve Sonuçları
Tüketici tarafından cayma hakkının kullanılmasından itibaren on gün içinde malın satıcı veya sağlayıcıya ya da yetkilendirmiş olduğu kişiye geri gönderilmesi zorunludur (MSY m 13/1). Yine sağlayıcı veya satıcı, 14 gün içerisinde tüketici tarafından kendisine ödenen bedeli malın tüketiciye teslim masrafları da dahil olmak üzere ödemek zorundadır (MSY m 13/1). Bu kapsamda örnek verilmesi gerekirse kredi kartına ödenecek bedel için yapılacak havale masrafı satıcıya ait olacaktır.[52] Aynı zamanda, satıcı veya tarafından yapılan bedel iadesi yerine geçen aynı internet sitesinde kullanılacak bir hediye çeki veya puan gibi yöntemler hukuken sonuç doğurmaz aynı zamanda bu husus taraflar arasında akdedilen sözleşme yazılmış olsa bile doktrinde ağırlıklı kabul edilen görüşe göre TKHK 5/2 maddesi kapsamında haksız şart olarak nitelendirileceği için geçerli olmayacaktır.[53]
4.2.2.4. Mutat Kullanım ve Mutat Kullanımın Aşılmasının Hukuki Sonucu
Tüketici gerek TKHK m. 48/4 gerekse de yönetmeliğin 13/2’inci maddesi kapsamında mutat kullanımı aşmayan kullanımlardan sorumlu değildir. Mutat kullanım yönetmelikte malın işleyişine, teknik özelliklerine ve kullanım talimatlarına uygun bir şekilde kullanım olarak ifade edilmiştir (MSY m 13/2). Ancak mutat kullanımın kapsamının ne olduğu konusunda ciddi soru işaretleri bulunmaktadır. Bilindiği üzere mağazadan ürün satın alan tüketicinin malı istediği şekilde kullanmak gibi bir hakkı bulunmamaktadır; benzer bir yorum mutat kullanım için de yapıldığı için Türk hukukunda mutat kullanım genellikle dar yorumlanmaktadır (örn; telefona sim kart takılması, bilgisayara yazılık yüklenmesi mutat kullanımın aşılması olarak kabul edilir.); aksi tüketicinin hiçbir değer kaybetmeden sözleşmeden caymasına ve satıcı veya sağlayıcı aleyhine menfaat dengesini ciddi bir şekilde bozan sonuçlar oluşmasına sebep olacaktır ve satıcıları ciddi bir mali külfet altında bırakacaktır.[54] Mutat kullanımın aşılıp aşılmadığı her somut olay açsısından ayrı değerlendirilmesi gereken bir husustur.
Ancak burada bir soru işareti daha meydana gelmektedir. Bu kapsamda mutat kullanımı aşan kullanımların hukuki sonucu ne olacaktır? Bu kapsamda doktrinde kabul edilen ve bizim de katıldığımız görüşe göre mutat kullanımı aşan kullanımların cayma hakkını ortadan kaldırdığına ilişkin TKHK ve yönetmelikte bir açıklık bulunmamaktadır; dolayısıyla bu kapsamda tüketicinin cayma hakkını kullanabilmesi, ancak satıcının veya sağlayıcının uğramış olduğu zararları tazmin etmesi gerekmektedir; bu da iade edilecek olan bedelde indirim şeklinde olabilir.[55]
4.2.2.5. Cayma Hakkının İstisnaları
Tüketici ve sağlayıcı veya satıcı tarafında açıkça aksi kararlaştırılmadığı müddetçe belirli sözleşme tiplerinde cayma hakkı kullanılamaz. Bu sözleşme tipleri yönetmeliğin 15’inci maddesinde düzenlenmiştir. İlgili sözleşme tipleri;
“a) Fiyatı finansal piyasalardaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcı veya sağlayıcının kontrolünde olmayan mal veya hizmetlere ilişkin sözleşmeler.
b) Tüketicinin istekleri veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler.
c) Çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi geçebilecek malların teslimine ilişkin sözleşmeler.
ç) Tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olan mallardan; iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanların teslimine ilişkin sözleşmeler.
d) Tesliminden sonra başka ürünlerle karışan ve doğası gereği ayrıştırılması mümkün olmayan mallara ilişkin sözleşmeler.
e) Malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması halinde maddi ortamda sunulan kitap, dijital içerik ve bilgisayar sarf malzemelerine ilişkin sözleşmeler.
f) Abonelik sözleşmesi kapsamında sağlananlar dışında, gazete ve dergi gibi süreli yayınların teslimine ilişkin sözleşmeler.
g) Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken, konaklama, eşya taşıma, araba kiralama, yiyecek-içecek tedariki ve eğlence veya dinlenme amacıyla yapılan boş zamanın değerlendirilmesine ilişkin sözleşmeler.
ğ) Elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler veya tüketiciye anında teslim edilen gayrimaddi mallara ilişkin sözleşmeler.
h) Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmeler.” Şeklindedir. Bu sözleşmelerde yukarıda da ifade edildiği sürece aksi kararlaştırılmadıkça cayma hakkının kullanılmasına ilişkin hükümler uygulama alanı bulmayacaktır.
SONUÇ
Mesafeli sözleşmeler tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasında fiziksel mevcudiyet söz konusu olmadan sözleşmenin kurulduğu an da dâhil olmak üzere telefon ve internet gibi uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. Hem hazırlar arasında hem de hazır olmayanlar arasında düzenlenebilirler. Mesafeli sözleşmeler kurulurken tüketicilerin alacakları ürüne veya hizmete ilişkin kalite kontrol ve denetim yapma şansına sahip olmadıkları için TKHK’de ve yönetmelikte 2011/83/AB sayılı Tüketici Hakları Yönergesi iktisap edilerek tüketicileri koruyucu düzenlemeler yapılmıştır. Her ne kadar modern liberal ekonomik sistemde tüketicinin özgür iradesi olduğu ve en rasyonel kararı vereceği kabul edilse de realite bu şekilde değildir. Bu bağlamda tüketicinin korunması için tüketicinin bilgilendirme yükümlülüğü ve cayma hakkı olmak üzere iki araç kanun koyucu tarafından öngörülmüştür. Satıcı veya sağlayıcı yönetmeliğin 5’inci maddesinde yer verilen hususlarda satıcıyı bilgilendirmek zorundadır. Bu bilgilendirmenin yapıldığını ispat yükü de satıcı veya sağlayıcıya aittir. Bu bilgilendirme tüketicinin aldığı ürünün özellikleri ile bilgi sahibi olmasını sağlar. Bilgilendirme yükümlülüğünün satıcı veya sağlayıcı tarafından ihlal edilmesi halinde TKHK 77/1’e göre satıcı veya sağlayıcı aleyhine iki yüz Türk Lirası idari para cezasına hükmedilecektir. Diğer bir hal olarak TKHK’de cayma hakkı öngörülmüştür. Bu bağlamda, tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Bu süre doktrinde tüketicinin daha doğru ve rasyonel kararlar alması için gerekli süre, başka bir deyişle “sakin kafayla düşünme dönemi” (cooling-off period) olarak adlandırılır. Cayma süresinin konusu ve şartları konusunda satıcı veya sağlayıcı tüketiciyi bilgilendirmek zorundadır. Aksi takdirde, tüketici bu süreyle bağlı olmayacaktır. Tüketici tarafından cayma hakkının kullanılmasından itibaren on gün içinde malın satıcı veya sağlayıcıya ya da bunların yetkilendirmiş olduğu kişiye geri gönderilmesi zorunludur Yine sağlayıcı veya satıcı, 14 gün içerisinde tüketici tarafından kendisine ödenen bedeli malın tüketiciye teslim masrafları da dahil olmak üzere ödemek zorundadır. Ayrıca tüketici bahse konu süre içerisinde gerek TKHK m. 48/4 gerekse de yönetmeliğin 13/2’nci maddesi kapsamında mutat kullanımı aşmayan kullanımlardan sorumlu değildir. Ancak mutat kullanımın ne olduğu ve sonuçları öğretide tartışmalı olup kanımızca her somut olay ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Aynı zamanda, mutat kullanımı aşan kullanımlar da kanımızca cayma hakkının kullanılmasını engellememelidir. Bu gibi durumlarda tüketicinin cayma hakkını kullanabilmesi ancak bedelde indirime gidilmesi gerekmektedir. Bu mutat kullanım konusunda mutlaka bir yasal düzenleme yapılması gerekmektedir. Zira, uygulamada birçok şirket haksız şart ihtiva eden tek tip sözleşmelerle mutat kullanımı aşan kullanımlarda cayma hakkının kullanılmasına engel olmaktadır. Bunun önüne ancak yapılacak olan bir yasal düzenleme ile geçilebilir.
KAYNAKÇA
1. Tekçe A., “Mesafeli Satış Sözleşmeleri ve Bu Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması”, https://dergipark.org.tr/tr/pub/asbuhfd/issue/63411/930738 , (Erişim tarihi: 18.06.2022).
2. Yılmaz D.G.B., “Mesafeli Sözleşmelerin Kapsamı”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1473790#:~:text=T%C3%BCketici%20s%C3%B6zle%C5%9Fmelerinden%20olan%20mesafeli%20s%C3%B6zle%C5%9Fme,ara%C3%A7lar%C4%B1%20kullan%C4%B1lmak%20suretiyle%20akdettikleri%20s%C3%B6zle%C5%9Fmedir. , (Erişim tarihi: 18.06.2022).
3. Özkan Y. O., Mesafeli Sözleşmeler (2019), Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi.
4. Uyaroğlu O. , Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Bilgilendirme Yükümlülüğü ve Cayma Hakkı Kapsamında Korunması (2021), Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi.
5. https://sayilikanuncom.files.wordpress.com/2019/11/9253c-6502-sayc4b1lc4b1-tc3bcketicinin-korunmasc4b1-hakkc4b1nda-kanunun-gerekc3a7esi.pdf , (Erişim tarihi: 19.06.2022).
6. Ozanoğlu H. S. , “Tüketici Sözleşmeleri Kavramı(Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Maddi Anlamda Uygulama Alanı)”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/629327 , (Erişim tarihi: 19.06.2022).
7. Ruhi A. C., Sözleşmeler Hukuku (2013) , Ankara, Seçkin Yayınları.
8. Erten A. , Türk ve Alman Hukukunda Mesafeli Sözleşmeler (2009) , Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü.
9. Topaloğlu M., Madde-48 Mesafeli Sözleşmeler, Milli Şerh (National Commentary) (2016), İstanbul, Aristo Yayınevi.
10. Yıldırım A., Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması (2009), İstanbul, On İki Levha Yayıncılık.
11. https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex%3A32011L0083 (Erişim tarihi: 19.06.2022).
12. Topaloğlu M., “Mesafeli Sözleşmeler”, https://jurix.com.tr/article/5025 (Erişim tarihi 19.06.2022).
13. Kazmacı Ö. U., “İnternet Ortamında Kurulan Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması”, https://academicrepository.khas.edu.tr/handle/20.500.12469/3277 , (Erişim tarihi 19.06.2022).
14. Braun C. A., “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Mesafeli Sözleşmeler”, https://law.yeditepe.edu.tr/sites/default/files/hukuk_dergi/YUHFD-XII-2-TUKETICI-SEMPOZYUMU.pdf, (Erişim tarihi 19.06.2022).
15. Dönmez Z., “2011/83/EU Sayılı Tüketici Hakları Direktifi ve Bu Direktifin Mesafeli Sözleşmeler Alnında Türk Hukuku’na Yansımaları”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/416355 , (Erişim tarihi 20.06.2022).
16. Aslan Y., 6502 Sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku (2015), Bursa, Ekin Basım Yayın Dağıtım.
17. Baysal B., “Cayma Hakkının Sözleşme Hukukundaki Yeri”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/327256 , (Erişim tarihi 20.06.2022).
18. GÖZTEPE N. Y., “Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Cayma Hakkı”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/982043 , (Erişim tarihi 20.06.2022).
19. Özel Ç , Tüketicinin Korunması Hukuku, Ankara, Seçkin Yayınları.
20. Konuralp A. Ç. , “Elektronik Ürünler için Yapılan internet Satışlarında Cayma Hakkının Kullanılması ve Mutat Kullanım Kavramı”, https://dergipark.org.tr/tr/pub/suhfd/issue/65757/972046#:~:text=%C3%96z,talep%20etme%20imk%C3%A2n%C4%B1n%C4%B1%20elde%20eder , (Erişim tarihi 21.06.2022).
------------------------
[1] Ayşegül Tekçe, “Mesafeli Satış Sözleşmeleri ve Bu Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması”, https://dergipark.org.tr/tr/pub/asbuhfd/issue/63411/930738 , (Erişim tarihi: 18.06.2022), s. 226.
[2] R.G.28.11.2013, No: 6502 (Bundan Sonra “TKHK” olarak anılacaktır.)
[3] R.G.27.11.2014, No: 29188 (Bundan Sonra “Yönetmelik” olarak anılacaktır.)
[4] Derya G. Bütün Yılmaz, “Mesafeli Sözleşmelerin Kapsamı”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1473790#:~:text=T%C3%BCketici%20s%C3%B6zle%C5%9Fmelerinden%20olan%20mesafeli%20s%C3%B6zle%C5%9Fme,ara%C3%A7lar%C4%B1%20kullan%C4%B1lmak%20suretiyle%20akdettikleri%20s%C3%B6zle%C5%9Fmedir. , (Erişim tarihi: 18.06.2022), s. 326-327.
[5] Yılmaz, a.g.e., s. 327.
[6] Yekta Ongun Özkan, Mesafeli Sözleşmeler, (Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, 2019), s.8; Osman Uyaroğlu, Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Bilgilendirme Yükümlülüğü ve Cayma Hakkı Kapsamında Korunması, (Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2021), s. 2.
[7] Uyaroğlu, a.g.e., s.2.
[8] Gerekçe için bkz. https://sayilikanuncom.files.wordpress.com/2019/11/9253c-6502-sayc4b1lc4b1-tc3bcketicinin-korunmasc4b1-hakkc4b1nda-kanunun-gerekc3a7esi.pdf , (Erişim tarihi: 19.06.2022).
[9] Hasan Seçkin Ozanoğlu, “Tüketici Sözleşmeleri Kavramı(Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Maddi Anlamda Uygulama Alanı)”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/629327 , (Erişim tarihi: 19.06.2022), s.66-75.
[10] Ozanoğlu, a.g.e., s. 67; Özkan, a.g.e., s.21.
[11] Ahmet Cemal Ruhi, Sözleşmeler Hukuku, (Ankara: Seçkin Yayınları, 2013), s.17; Tekçe, a.g.e, s.231.
[12] Tekçe, a.g.e, s.232.
[13] Özkan, a.g.e., s.52.
[14] Alev Erten, Türk ve Alman Hukukunda Mesafeli Sözleşmeler, (Ankara: Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü , 2009), s. 171.
[15] Yılmaz, a.g.e, s. 330.
[16] Mustafa Topaloğlu, Madde-48 Mesafeli Sözleşmeler, Milli Şerh (National Commentary), (İstanbul: Aristo Yayınevi, 2016), s.765; Yılmaz, a.g.e, s. 330.
[17] Yılmaz, a.g.e, s. 330.
[18] Gerekçe için bkz. https://sayilikanuncom.files.wordpress.com/2019/11/9253c-6502-sayc4b1lc4b1-tc3bcketicinin-korunmasc4b1-hakkc4b1nda-kanunun-gerekc3a7esi.pdf , (Erişim tarihi: 19.06.2022).
[19] Topaloğlu, a.g.e., s. 762; Yılmaz, a.g.e, s. 331; Özkan, a.g.e., s.67.
[20] Abdülkerim Yıldırım, Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması, (İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, 2009), s.65; Özkan, a.g.e., s.67.
[21] Yıldırım, a.g.e, s.61; Yılmaz, a.g.e., s.332.
[22] https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex%3A32011L0083 (Erişim tarihi: 19.06.2022)
[23] Yılmaz, a.g.e., s.332.
[24] Zira TKHK 48’in gerekçesinde de “Bu tür bir sözleşmenin kabulü için belirleyici olan birden fazla unsur vardır. Öncelikle satıcı veya sağlayıcının mal ve hizmetlerini uzaktan pazarlamak üzere sistemini düzenlemiş olması gerekir. Yani uzaktan pazarlamaya yönelik bir organizasyonunun var olması aranır. Satıcı veya sağlayıcının aynı zamanda mağazasında mal veya hizmetlerini sunuyor olması bu noktada bir fark yaratmaz. İki pazarlama tekniğinin bir birinin yanı sıra kullanılması mümkündür. Önemli olan uzaktan pazarlamanın tek seferlik, istisnai bir durum olmamasıdır. İkinci unsur, tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasındaki sözleşmenin mektup, katalog, telefon, faks, radyo, televizyon, elektronik posta mesajı, internet gibi bir uzaktan iletişim aracının kullanılması suretiyle akdedilmiş olmasıdır. Yani sözleşmenin, tüketici ile satıcı veya sağlayıcının fiziksel varlığı olmaksızın kurulmuş olması gerekir” şeklinde ifadelere yer verilerek açık ve net bir şekilde istisnai durumların bu kapsamda değerlendirilmeyeceği kabul edilmiştir. Bkz. https://sayilikanuncom.files.wordpress.com/2019/11/9253c-6502-sayc4b1lc4b1-tc3bcketicinin-korunmasc4b1-hakkc4b1nda-kanunun-gerekc3a7esi.pdf , (Erişim tarihi: 19.06.2022)
[25] Yılmaz, a.g.e., s.333.
[26] Yılmaz, a.g.e., s.333.
[27] R.G.11.1.2011, No: 6098 (Bundan Sonra “TBK” olarak anılacaktır.)
[28] Tekçe, a.g.e, s.247.
[29] Mustafa Topaloğlu, “Mesafeli Sözleşmeler”, https://jurix.com.tr/article/5025 (Erişim tarihi 19.06.2022), s.22; Özge Uzun Kazmacı, “İnternet Ortamında Kurulan Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Korunması”, https://academicrepository.khas.edu.tr/handle/20.500.12469/3277 , (Erişim tarihi 19.06.2022), s. 2806; Tekçe, a.g.e, s.248-249.
[30] Cihan Avcı Braun, “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Mesafeli Sözleşmeler”, https://law.yeditepe.edu.tr/sites/default/files/hukuk_dergi/YUHFD-XII-2-TUKETICI-SEMPOZYUMU.pdf, (Erişim tarihi 19.06.2022), s. 31.
[31] Kazmacı, a.g.e., s.2811.
[32] Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 5’inci maddesi; “(1) Tüketici, mesafeli sözleşmenin kurulmasından ya da buna karşılık gelen herhangi bir teklifi kabul etmeden önce, aşağıdaki hususların tamamını içerecek şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından bilgilendirilmek zorundadır. a) Sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri, b) Satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı, varsa MERSİS numarası, c) Tüketicinin satıcı veya sağlayıcı ile hızlı bir şekilde irtibat kurmasına imkan veren, satıcı veya sağlayıcının açık adresi, telefon numarası ve benzeri iletişim bilgileri ile varsa satıcı veya sağlayıcının adına ya da hesabına hareket edenin kimliği ve adresi, ç) Satıcı veya sağlayıcının tüketicinin şikayetlerini iletmesi için (c) bendinde belirtilenden farklı iletişim bilgileri var ise, bunlara ilişkin bilgi, d) Mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam fiyatı, niteliği itibariyle önceden hesaplanamıyorsa fiyatın hesaplanma usulü, varsa tüm nakliye, teslim ve benzeri ek masraflar ile bunların önceden hesaplanamaması halinde ek masrafların ödenebileceği bilgisi, e) Sözleşmenin kurulması aşamasında uzaktan iletişim aracının kullanım bedelinin olağan ücret tarifesi üzerinden hesaplanamadığı durumlarda, tüketicilere yüklenen ilave maliyet, f) Ödeme, teslimat, ifaya ilişkin bilgiler ile varsa bunlara ilişkin taahhütler ve satıcı veya sağlayıcının şikayetlere ilişkin çözüm yöntemleri, g) Cayma hakkının olduğu durumlarda, bu hakkın kullanılma şartları, süresi, usulü ve satıcının iade için öngördüğü taşıyıcıya ilişkin bilgiler, ğ) Cayma bildiriminin yapılacağı açık adres, faks numarası veya elektronik posta bilgileri, h) 15 inci madde uyarınca cayma hakkının kullanılamadığı durumlarda, tüketicinin cayma hakkından faydalanamayacağına ya da hangi koşullarda cayma hakkını kaybedeceğine ilişkin bilgi, ı) Satıcı veya sağlayıcının talebi üzerine, varsa tüketici tarafından ödenmesi veya sağlanması gereken depozitolar ya da diğer mali teminatlar ve bunlara ilişkin şartlar, i) Varsa dijital içeriklerin işlevselliğini etkileyebilecek teknik koruma önlemleri, j) Satıcı veya sağlayıcının bildiği ya da makul olarak bilmesinin beklendiği, dijital içeriğin hangi donanım ya da yazılımla birlikte çalışabileceğine ilişkin bilgi, k) Tüketicilerin uyuşmazlık konusundaki başvurularını Tüketici Mahkemesine veya Tüketici Hakem Heyetine yapabileceklerine dair bilgi.” Tüketicinin hani konularda bilgilendirileceğini ilişkin ilgili hususları içermektedir.
[33] Zeynep Dönmez, “2011/83/EU Sayılı Tüketici Hakları Direktifi ve Bu Direktifin Mesafeli Sözleşmeler Alnında Türk Hukuku’na Yansımaları”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/416355 , (Erişim tarihi 20.06.2022), s.359.
[34] Yılmaz Aslan, 6502 Sayılı Kanuna Göre Tüketici Hukuku, (Bursa: Ekin Basım Yayın Dağıtım), s.563.
[35] Kazmacı, a.g.e., s.2813.
[36] Kazmacı, a.g.e., s.2813.
[37] Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 6’ınci maddesinin 2 ve 3’üncü fıkrasında; “Mesafeli sözleşmenin internet yoluyla kurulması halinde, satıcı veya sağlayıcı; a) 5 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan bilgilendirme yükümlülüğü saklı kalmak kaydıyla, aynı fıkranın (a), (d), (g) ve (h) bentlerinde yer alan bilgileri bir bütün olarak, tüketicinin ödeme yükümlülüğü altına girmesinden hemen önce açık bir şekilde ayrıca göstermek, b) Herhangi bir gönderim kısıtlamasının uygulanıp uygulanmadığını ve hangi ödeme araçlarının kabul edildiğini, en geç tüketici siparişini vermeden önce, açık ve anlaşılabilir bir şekilde belirtmek zorundadır. Mesafeli sözleşmenin sesli iletişim yoluyla kurulması halinde, satıcı veya sağlayıcı 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (d), (g) ve (h) bentlerinde yer alan hususlarda, tüketiciyi sipariş vermeden hemen önce açık ve anlaşılır bir şekilde söz konusu ortamda bilgilendirmek ve 5 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan bilgilerin tamamını en geç mal teslimine veya hizmet ifasına kadar yazılı olarak göndermek zorundadır.” Şeklinde ifadelere yer verilerek internet veya sesli iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelerdeki bilgilendirmelerdeki yöntemlere ilişkin özel hükümlere ilgili maddede yer verilmiştir.
[38] Yılmaz, a.g.e., s.336.
[39] Başak Baysal, “Cayma Hakkının Sözleşme Hukukundaki Yeri”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/327256 , (Erişim tarihi 20.06.2022), s.280.
[40] Baysal, a.g.e, s.280.
[41] Nafiye YÜCEDAĞ GÖZTEPE, “Mesafeli Sözleşmelerde Tüketicinin Cayma Hakkı”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/982043 , (Erişim tarihi 20.06.2022), s. 668.
[42] Baysal, a.g.e, s.281.
[43] Çağlar Özel, Tüketicinin Korunması Hukuku, (Ankara: Seçkin Yayınları, 2014), s. 154; Yılmaz, a.g.e., s.338.
[44] Aslan, a.g.e., s. 569.
[45] Mesafeli Satış Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesi; “ (2) Cayma hakkı süresi, hizmet ifasına ilişkin sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu gün; mal teslimine ilişkin sözleşmelerde ise tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin malı teslim aldığı gün başlar. Ancak tüketici, sözleşmenin kurulmasından malın teslimine kadar olan süre içinde de cayma hakkını kullanabilir. (3) Cayma hakkı süresinin belirlenmesinde; a) Tek sipariş konusu olup ayrı ayrı teslim edilen mallarda, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin son malı teslim aldığı gün, b) Birden fazla parçadan oluşan mallarda, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin son parçayı teslim aldığı gün, c) Belirli bir süre boyunca malın düzenli tesliminin yapıldığı sözleşmelerde, tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin ilk malı teslim aldığı gün esas alınır” şeklinde ifadelerle cayma hakkının ne zaman kullanılacağı ifade edilmiştir.
[46] Yılmaz, a.g.e., s.338.
[47] Braun, a.g.e., s.36.
[48] Göztepe, a.g.e, s.670.
[49] Karar için Bkz. Yargıtay 13 H.D. 2015/25017 E. , 2018/556 K. “Davacı eldeki davası ile, internet üzerinden yaptığı tatil paketi satın alınmasına ilişkin sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi isteminde bulunmuştur. Davalı, süresinde cayma hakkının kullanılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece cayma hakkının hizmetten yaralanma ile başlayacağı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin mesafeli satış sözleşmesi olduğu hususunda esasen taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık cayma hakkının ne zaman kullanılabileceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı Tüketici Yasasının 48. maddesinde mesafeli satış sözleşmeleri düzenlenmiştir. İlgili maddenin 4 fıkrasında “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” hükmü düzenlenmiştir. Yine 29188 sayılı Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 9. maddesinin 2. fıkrasında; “Cayma hakkı süresi, hizmet ifasına ilişkin sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu gün, mal teslimine ilişkin sözleşmelerde ise tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin malı teslim aldığı gün başlar...” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, internet üzerinden davacı tarafından satın alma için onaylanan sözleşmede cayma hakkının sözleşme tarihinden itibaren 14 gün içerisinde yapılabileceği belirtilmiş olup gerek 6502 sayılı Yasanın 48/4 maddesi gerekse ilgili yönetmeliğin 9/2 maddesi gereğince, ilgili bildirim yapıldığından, davacının cayma hakkının sözleşme tarihinden itibaren kullanabileceği anlaşılmaktadır. Davacı ise bu hakkını yasal sürede kullanmamış olup bu nedenle davanın reddi gerekirken, hizmetten henüz yararlanılmadığından bahisle davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.” https://legalbank.net/arama , (Erişim tarihi 20.06.2022).
[50] Ayşen Çilenti Konuralp, “Elektronik Ürünler için Yapılan internet Satışlarında Cayma Hakkının Kullanılması ve Mutat Kullanım Kavramı”, https://dergipark.org.tr/tr/pub/suhfd/issue/65757/972046#:~:text=%C3%96z,talep%20etme%20imk%C3%A2n%C4%B1n%C4%B1%20elde%20eder , (Erişim tarihi 21.06.2022), s.2740.
[51] Konuralp, a.g.e,, s.2740.
[52] Konuralp, a.g.e,, s.2741.
[53] Konuralp, a.g.e,, s.2741.
[54] Konuralp, a.g.e,, s.2743.
[55] Konuralp, a.g.e,, s.2749-2750.