Yargıtay[1]’ın failin bulundurmuş olduğu uyuşturucu maddeyi kullanmak için mi yoksa satmak için mi bulundurduğunun tespitine ilişkin belirlemiş olduğu bazı kriterler vardır. Bu kriterler; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediği, ikincisi failin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma alışkanlığı, üçüncüsü failin ekonomik durumu, dördüncüsü uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimi ve beşincisi de uyuşturucu maddenin çeşit ve miktarıdır. Aşağıda bu kriterleri daha detaylı bir şekilde açıklayacağız.

A) Birinci Kriter: Failin Bulundurduğu Uyuşturucu Maddeyi Başkasına Satma, Devir veya Tedarik Etmek Hususunda Herhangi Bir Davranış İçine Girip Girmediği

Yüksek mahkeme tarafından belirlenmiş olan ilk kriter failin bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satmak veya tedarik etme amaçlı bir fiilini söz konusu olup olmadığıdır. Bu eylemlere örnek olarak, fiili satış hali, satmak için telefonda anlaşıp buluşmak, bu durumun tanık anlatımları ile sabit olması, satmayı teklif etmek, gizli soruşturmacıya uyuşturucu maddeyi satmayı teklif etmek örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi durumlarda sanık her ne kadar bahse konu uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla bulundurduğunu iddia etse de kolluk tutanağı kapsamında paranın alındığının görülmesi gibi durumlarda failin kastı uyuşturucu maddeyi satmak olduğundan TCK 188/3 gereği eylem cezalandırılacaktır.

Yargıtay da bir içtihadında; Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, alıcı görevlilerin tanık olarak dinlenmeleri neticesinde olayı doğrulamaları karşısında, 5271 sayılı Kanun'un 140 ıncı maddesi gereğince verilen bir karar olmaksızın alınan, hukuka aykırı delil niteliğindeki ses ve görüntü kayıtlarının sonuca etkili olmadığı, sanığın gizli soruşturmacılara uyuşturucu madde satmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği ve eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, Tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş ve hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.”( Yargıtay Kararı - 10. CD., E. 2021/7084 K. 2023/701 T. 6.2.2023) şeklinde ifadelere yer vererek gizli soruşturmacılara uyuşturucu madde satmak fiilinin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir.

Ancak, failin yukarıda ifade edildiği üzere harici davranışlarının bulunmaması durumunda şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince failin bahse konu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kullanmak amacıyla bulundurduğu kabul edilir. Bu kapsamda Yargıtay’ın “Kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanıkların savunmalarının aksine, tüm sanıkların birlikte ikamet ettiği belirtilen konutta ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, sanıklara ait olduğuna ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerine dair kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların atılı suçtan beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi” (Yargıtay Kararı - 20. CD., E. 2015/15603 K. 2019/2231 T. 9.4.2019) şeklindeki kararında da aynı konutta ele geçirilen uyuşturucu maddelerin saniklara ait olduğuna ve sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediklerine dair kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil olmaması nedeniyle sanıklar hakkında verilmiş olan mahkumiyet hükmü bozulmuştur.

B) İkinci Kriter: Failin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma Alışkanlığı

Failin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma alışkanlığının olup olmadığı, üzerinde bulunan maddeleri kullanma amaçlı mı yoksa satma amaçlı mı bulundurduğu konusunda fikir verebilir. Bu kapsamda failin üzerinde çıkan uyuşturucu miktarı ile ne kadar süredir uyuşturucu madde kullanmakta olduğu ve günlük ne kadar uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanabildiği karşılaştırılarak failin kastının ne olduğu tespit edilebilecektir.  Mesela; failin üzerinde bulunan 30 veya 40 adet esrar miktarı belli durumlarda kullanım açısından çok fazla değerlendirilebilecekken, 10 yıllık kullanıcı açısından normal olarak değerlendirilebilecektir. Yine şu hususu da ifade etmekte fayda vardır; failin sabıka kaydı da failin kastı konusunda yol gösterici olabilecektir. Yargıtay da bu hususu bir kararında; “Görüleceği üzere, sanık incelemeye konu bu suçu dışında, yaklaşık 20 yıllık bir sürece yayılacak biçimde çeşitli tarihlerde işlediği uyuşturucu madde satmak suçlarından dolayı daha önce üç kez yargılanıp mahkum olmuş ve yaklaşık 10 yıl özgürlüğü bağlayıcı ceza ile cezalandırılmıştır. Dolayısıyla uyuşturucu madde ticareti eylemlerinin süreklilik gösterdiği anlaşılmaktadır.” (Yargıtay CGK., E. 2003/260 K. 2003/284 T. 09.12.2003) şeklinde ifadelere yer vererek ortaya koymuştır.

C) Üçüncü Kriter: Failin Ekonomik Durumu

Failin ekonomik durumu da yine failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi kullanmak için mi yoksa satmak için mi bulundurduğu konusunda önemli bir kriterdir. Bu kapsamda failin gelir düzeyi ile bulundurduğu uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarı ve türü arasında bir orantı olması beklenmektedir. Yargıtay da bir içtihadında; “Söz konusu uyuşturucu maddenin ele geçiriliş şekli, çeşitliliği, cins ve miktarı, sanığın gelir düzeyi itibariyle alım gücünün yetersizliği, olay tutanağı ve dosya içerisine göre; sanığın uyuşturucu madde ticaret yapma suçunu işlediği sabit olduğu halde” (Yargıtay Kararı - 10. CD., E. 2017/3240 K. 2019/3764 T. 11.01.2020) şeklinde ifadelere yer vererek failin kastının belirlenmesinde gelir düzeyinin de önemini vurgulamıştır. Yine failin ekonomik düzeyindeki süprz bir artış uyuşturucu ticareti şeklinde yorumlanabilirken yaşanan kayıplar ve ekonomik anlamda ciddi bir düşüş de kullanma olara değerlendirilebilir.

D) Dördüncü Kriter: Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddenin Bulundurulduğu Yer ve Bulundurulma Biçimi

Uyuşturucu maddenin kullanım amaçlı mı yoksa ticaret amaçlı mı bulundurulduğuna ilişkin en önemli kriterlerden biri de bahse konu uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulundurulma biçimidir. Keza Yargıtay da; “Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Buna karşın  uyuşturucunun ev veya işyerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık  gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması,  kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.” (Yargıtay Kararı - CGK., E. 2012/1501 K. 2013/52 T. 12.2.2013) şeklinde ifadelere yer vererek uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi bulundurmanın biçiminin ve bulundurulan yerin hangi hallerde kullanmayı işaret ettiği hangi hallerde satıcılığı işaret ettiğini açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur.

E) Beşinci Kriter: Bulundurulan Uyuşturucu Maddenin Çeşit ve Miktarı

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satmak mı yoksa kullanmak amacıyla mı bulundurduğunun tespitinde bir diğer önemli kriter de bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktarıdır.  Zira, uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etkiyi gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Ancak, değişik nitelikteki eroin,kokain ve amfetamin gibi uyuşturucu maddeleri beraber bulunduran faillerin fiillerinin satma niteliğinde olduğu çoğunlukla kabul edilmektedir. Yargıtay da bu konuda; “Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları gözönüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay Kararı - CGK., E. 2012/1501 K. 2013/52 T. 12.2.2013) şeklinde ifadelere yer vererek bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktarının failin kastının belirlemede önemli olduğunu vurgulamıştır.

Yargıtay’ın kişinin kastının kullanma mı yoksa satma mı olduğuna ilişkin belirlemiş olduğu kriterler yukarıdaki gibidir. Ancak bu kriterler her somut olay için ayrıca ve özenle  değerlendirilmelidir. Zira, kullanma ve satma fiilleri arasında ciddi bir ceza farkı vardır. Ayrıca şüphe söz konusuysa burada mahkemelerce mutlaka sanık lehine tutum geliştirilmeli ve kullanma yönünden hüküm kurulmalıdır.

Kaynakça

1-      Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınları, Ankara 2024.

2-      Metin Tancı, Uygulayıcı ve Denetleyici Gözüyle Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Ankara 2024.

3-      Aslı Selvi Akpınar, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Suçu, Ankara 2024.

4-      https://www.lexpera.com.tr/kullanici-profili 

-------------

[1] Yargıtay CGK 19.02.2018 tarih ve 972-114 sayılı kararı