FATURANIN TANIMI VE OLAĞAN İÇERİĞİ

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nu m.229’a göre fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Aynı kanunun 230. maddesinde ise faturada kesin olarak bulunması gereken kayıtlar düzenlenmiş olup söz konusu kanun hükmünde faturanın düzenlenme tarihi seri ve sıra numarası; faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası; Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası; malın veya işin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı; satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası ile malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.

TTK. m. 21 f.1 uyarınca, ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, bedeli ödemiş ise bunun da gösterilmesi suretiyle kendisine bir fatura verilmesini isteyebilir. Zikredilen kanun hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde varılan sonuç; fatura istenebilmesi ve düzenlenip verilebilmesi geçerli bir sözleşmenin varlığına bağlıdır. Bu bağlamda tek başına fatura sözleşmenin varlığına yahut borcun ödendiğine işaret etmeyip taraflarca akdedilen sözleşmenin ifası ile ilgili bir belgedir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2020/8393 K. 2021/6576:"Bu anlamda fatura sözleşmenin icra aşamasıyla ilgili bir belge olup, ifa sırasında veya daha sonradan düzenlenip verilmesi yanında, ifadan önce de düzenlenmesi mümkündür. Bu sebeple fatura borcun ifa edildiğini göstermez."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/823 K. 2019/553:"Kısaca, ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. "

Yine taraflar arasında sözleşme olmaksızın düzenlenen ve karşı tarafa gönderilen fatura öneri niteliğinde olup söz konusu öneriye karşı tarafın vereceği cevaba göre taraflar arasında bir sözleşmenin kurulup kurulmadığı araştırılacaktır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/901 K. 2018/402 T. 28.02.2018:"Fatura, sözleşmenin yapılması ile değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, eser ve benzeri bir sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir."

FATURAYA İTİRAZ

Faturaya itiraz TTK m.21 f.2’de düzenlenmiş olup mezkûr kanun hükmünde; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre kendisine fatura gönderilen kişi 8 gün içerisinde söz konusu faturaya itiraz ettiğinde faturanın içeriğinin doğru olmadığını ispat etme külfetinden kurtulmuş olur. Şayet kendisine fatura gönderilen kişi 8 günlük yasal süresi içerisinde faturaya itiraz etmez ise, faturanın içeriğinin doğru olmadığını ispat etmek durumunda kalacaktır. Özetle, karşı tarafın sekiz günlük süre içinde sessiz kalması, yalnızca faturada yer alan bilgilerin doğruluğu yönünde bir karinenin doğmasına yol açar.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, E. 2014/3706 K. 2015/2246:"Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisi bulunmalıdır. TTK'nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2018/4 K. 2018/80:"Fatura sadece sözleşmenin ifası ile ilgili olmayıp, gerek vergi sorumluluğu bakımından kamu hukuku ile ve gerek ispat yükünün belirlenmesi bakımından usul hukuku ile de ilgisi mevcuttur. Nitekim 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 23'üncü maddesinin ikinci fıkrasında, bir faturayı alan kimsenin, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmamış olması hâlinde, bunun içeriğini kabul etmiş sayılacağına dair bir adi kanuni karine öngörülmüştür. Aksi ispat edilebilen bu kanuni karine çerçevesinde faturayı tebliğ alan fakat yasal süresi içinde itiraz etmeyen alıcı, faturada gösterilen mal veya hizmeti teslim aldığını ve faturada yazılı tutardan sorumlu olduğunu kabul etmiş sayılır. Faturaya itiraz hâlinde ispat yükü yer değiştirir ve bu kez satıcı veya hizmet sağlayıcısı o miktarda mal ve hizmeti teslim ettiğini ve bedelin faturada yazılı olduğu tutar kadar olduğunu ispat yükü altına girer."

Tüm bu açıklamalar faturanın, prensip olarak kurucu bir nitelik taşımadığını; bir başka deyişle, tek başına faturanın varlığının ya da sözleşme olmaksızın düzenlenen faturaya itiraz edilmemiş olmasının, sözleşme ilişkisinin varlığını ispatlamaya yeterli olmadığını göstermektedir.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, E. 2014/7905 K. 2015/4499:"Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında yapılacak hizmetin kapsamı, davalının hizmet karşılığı ödemesi gereken miktarı belirtir her iki tarafın da imzasını taşıyan bir sözleşme bulunmadığı, faturanın hukuki ilişkinin varlığına tek başına yeterli delil olamayacağı ve davacının hukuki ilişkinin varlığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz sebeplerine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir"

Faturaya itirazın şekli hakkında kanunda bir düzenleme olmayıp, yazılı veya sözlü olarak faturaya itiraz edilmesi mümkündür. Bununla birlikte noter kanalı ile yahut buna benzer resmi yahut yazılı kanallar aracılığıyla yapılacak itiraz, itirazın yapıldığının kanıtlanması açısından büyük yarar sağlayacaktır.

FATURANIN OLAĞAN İÇERİĞİ VE İTİRAZ

Buraya kadar, tek başına faturanın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığına işaret etmediğini, bunun da ötesinde, sözleşme ilişkisi olmadığı halde kendisine fatura gönderilen kişinin söz konusu faturaya itiraz etmese dahi karşı taraf ile zımnen bir sözleşme akdetmiş sayılmayacağı, bu bağlamda faturanın sözleşmenin ifa aşamasına ilişkin bir belge olduğunu izah etmiştik.

Bu açıklamalarımızın tabii bir sonucu olarak faturanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olarak düzenlenmesi zorunludur. Başka bir deyişle sözleşmenin ifası aşamasına geçildiğinde faturayı düzenleyen, faturaya sözleşme kurulurken müzakere edilmeyen ve karşı tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtlar eklemesi hukuken bir sonuç doğurmayacağı gibi zikredilen şekilde, sözleşmeye aykırı olarak düzenlenen faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş olması da ispat yükü açısından bir değişikliğe yol açmaz. Öğretide birçok görüş, TTK m.21. f.2’de düzenlenen faturaya 8 günlük itiraz süresinin yalnızca VUK m.230’da düzenlenen faturanın olağan içeriği açısından geçerli olduğunu faturanın olağan içeriğinden sayılmayan kayıtlara itiraz edilmesi için herhangi bir yasal sınırlama bulunmadığını kabul etmektedir.

Bu bağlamda, örneğin, sözleşmenin kuruluş aşamasında taraflarca kararlaştırılmamış olmasına rağmen faturaya bekleme bedeli, vade farkı veya gecikme bedeli gibi kayıtlar ekleyen düzenleyen, faturaya itiraz edilip edilmediğine bakılmaksızın bu bedellere hak kazandığını ispatla yükümlüdür. Zira fatura, tek başına sözleşmenin varlığına delil teşkil etmeyeceğinden, yalnızca e-arşiv fatura sistemi üzerinden keyfi olarak fatura düzenlenmesi sebebiyle tarafların var olmayan sözleşme şartlarına bağlı tutulmasına hukuk düzeni cevaz vermez.

Faturanın olağan içeriğinden olmayan hususlara itiraz edilmemesinin ispat yükü açısından bir değişikliğe yol açmayacağına, sözleşme olmaksızın gönderilen faturanın icap niteliğinde olduğuna ilişkin muhtelif Yargıtay kararlarını aşağıda değerli meslektaşlarımızla paylaşıyorum;

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2023/793 K. 2024/149 Sayılı Kararı:

"Sözleşmenin kuruluşu aşamasında başta var olmayıp, ifa ile ilgili hususlarda sözleşmeyi değiştiren ve diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtların sonradan faturaya konulması durumunda -ki buna muhatabınca itiraz edilmese dahi- bu kayıtların faturanın zorunlu ve olağan içeriğinden kabul edilmesi, düzenlemenin şekline olduğu kadar amacına da aykırı düşecektir. Dolayısıyla faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemesi durumunda faturanın olağan içeriği dışında kalan konular bakımından 6102 sayılı Kanun'un 21/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde ispat yükü yer değiştirmiş olmaz."

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, E. 2023/2950 K. 2024/1852 Sayılı Kararı:

"Yapılan işin miktarı, fiyatı, tutarı, nevi bedel gibi hususlar faturada bulunması gereken asli unsurlardandır. Ancak davacı tarafça tanzim edilen faturaya mükerrer kayıt girilmesi sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup, faturanın sözleşmenin ifasına ilişkin bir belge olduğu da gözetildiğinde, bu faturaya itiraz edilmemesi fatura içeriğinin benimsendiği anlamına gelmeyecektir. Zira fatura, yukarıda da belirtildiği üzere, ifa anına ilişkin belge olup, taraflar arasındaki sözleşmeyi değiştirecek nitelikte değildir."

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, E. 2017/1537 K. 2017/3585:

"Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı faturaya dayalı icra takibi yapmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması mümkün olmadığı gibi davalının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. "

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2012/582 K. 2012/6579:

"Fatura, taraflar arasında yapılmış sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili bir belgedir. Taraflar arasında 24.04.2008- 14.07.2008 tarihleri arasında düzenlenen faturalar taraflar arasındaki 19.02.2008 tarihli sözleşmeye aykırı olarak düzenlenmiş olup fatura içeriklerine itiraz edilmemiş olması faturalarda yer alan ancak sözleşmede yer almayan birim fiyatlarından farklı bir tutarın kabul edildiği anlamına gelmez."

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2012/13114 K. 2013/9538:

"Somut olayda, faturaların bir çoğunda; “Gününde ödenmeyen faturalar için % 12 vade farkı uygulanacaktır ”ibaresi bulunmakta ise de, fatura sözleşmenin ifa safhası ile ilgili olduğu için TTK.nın 23/2.maddesine göre süresinde itiraz edilmemesi bu kaydın da kabul edildiği anlamına gelmez. Faturaya itiraz edilmemesi, faturada yer alması olağan sayılan satılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü, bedeli gibi hususlar yönünden içeriğinin kesinleşmesi sonucunu doğurur."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2001/1 K. 2003/1 T. 27.06.2003:

Böylece görülmektedir ki, fatura sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olduğu için TTK.nın 23/2. maddesine göre süresinde itiraz olunmamak suretiyle kabul edildiği varsayılan fatura içeriği ancak sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan satılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü, bedeli gibi hususlara ilişkin olabilir. Sözleşmenin kuruluşu aşamasında başta var olmayıp, İfa ile ilgili hususlarda sözleşmeyi değiştiren ve diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtların sonradan faturaya konulması durumunda -ki buna muhatabınca itiraz edilmese dahi- bu kayıtların faturanın zorunlu ve olağan içeriğinden kabul edilmesi, düzenlemenin şekline olduğu kadar amacına da aykırı düşecektir.

KAYNAKÇA

ALIŞKAN, İtiraz Edilmeyen Faturanın Malın Teslim Edilmiş Ve İşin Yapılmış Olduğunu Gösterip Göstermeyeceği, Murat Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 22, Sayı 3, 2016, 203 -220,

BİNGÖL Itır, Tacirler Arasındaki Taşınır Mal Satışı Sözleşmesinin Varlığını İspat Etmek İçin Fatura Ve Ticari Defterlerden Yararlanılması, Adalet Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 2023.

ENGİN Baki İlkay, Fatura Veya Teyit Mektubunda Ter Alan Vade Farkı Kaydına İtiraz Edilmemesinin Sonuçları, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt 61, Sayı 1-2, 2003, 257-276,