Mühür egemenliğin bir simgesidir. Eskiden yalnızca iktidar sahiplerinin elinde bulunan mühür günümüzde memurların kullandığı bir iktidar sembolüdür. Bir yasağın devlet iktidarı ve yasayla ilişkisini gösterir, kesinlik belirterek ilan eder. 

Bu yazıda mühür bozma suçuna ilişkin önemli hususlarla alakalı yargı kararlarını derledik. Kanunda ve bilimsel eserlerde bu suça ilişkin hükümleri ve açıklamalarını kolaylıkla bulabilirsiniz. Biz burada yüksek yargı organlarının bu hususları nasıl anlayıp karara bağladığına ilişkin örnekler sunmakla yetiniyoruz.

SUÇUN OLUŞMASI

Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göre suç iki şekilde işlenebilir:

1- Yetkili makamlarca konulan mührün kaldırılması

2- Mührün konuluş amacına aykırı hareket edilmesi.

- Mühür bozma suçunun kasıt unsurunun varlığından söz edilebilmesi için sanığın mühürleme işleminden haberdar olması yeterli olup, ayrıca mühürlüme tutanağının tebliğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. (Yargıtay CGK E. 2017/23 K. 2017/452 T. 31.10.2017)

- Mühre hiç zarar vermeden konuluş amacına aykırı hareket etmek, mühür bozma suçunu oluşturur. Elektrik saatine koyulan mührü mükemmelen muhafaza eden ancak şebekeden kaçak elektrik çeken kişi suçu işlemiş sayılır. (Yargıtay 11. CD., E. 2014/5193 K. 2014/20374 T. 27.11.2014)

MÜHRÜN GEÇERLİLİĞİ BAKIMINDAN GETİRİLMİŞ KRİTERLER

- Mühür, kanunun verdiği yetkiye dayanılarak ya da yetkili makamın emri gereğince konulmalıdır. Hukuken geçersiz olan bir mührün bozulması, suç oluşturmaz. (Yargıtay CGK., E. 2014/455 K. 2014/541 T. 09.12.2014)

- Devlet otoritesini temsil etmeyen, özelleştirilmiş bir kurum olarak faaliyet gösteren özel şirketin abonelik borcu ödenmediği için koyduğu mühür devlet otoritesini yansıtmadığından mühür bozma suçu oluşmaz. (Yargıtay 11. CD, 04.12.2014/Yargıtay CGK, 08.03.2016, /Yargıtay 11. CD, 01.02.2017,)

- Özelleştirilme öncesinde kurumun elektrik sayacına koyduğu mührün bozularak elektrik kullanılmaya devam edilmesi mühür bozma suçunu oluşturur.(Yargıtay 2. CD, 23.11.2016)

- “Sanığın kiracı olarak işlettiği belediyeye ait işyerinin kira sözleşme süresinin bitmesi nedeniyle tahliye amacıyla belediye tarafından mühürlenmesi üzerine mührü bozup işe devam etmesi biçimindeki ve hukuki uyuşmazlık niteliğindeki eyleminin, belediyenin kiralama konusunda mühürleme yetkisinin bulunmaması karşısında mühür bozma suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, beraat kararı yerine hükümlülük kararı verilmesi…” (Yargıtay 4. CD, 24.10.2000)

- “Mühürleme işlemindeki usule aykırılıklar ve eksiklikler de suçun oluşmasını engelleyebilir.” (Yargıtay 11. CD, 29.09.2016)

- “Mühürleme işleminin dayanağı olan 31.5.1996 tarihli belediye encümen kararında, sanığın belediyeye karşı yüklendiği askılı direk trafoyu yapmaması nedeniyle inşaatının trafoyu yapana kadar durdurulmasına karar verilerek mühürlendiğinin anlaşılması ve Adana İdare Mahkemesinin 28.1.1997 ile 31.3.1997 tarihli kararlarında da mühürleme işleminin geçerli yasal bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş bulunması karşısında, yasal ve hukuka uygun bir mühürleme işlemi bulunmadığı gözetilmeden, “inşaatın imar yoluna tecavüzlü olduğundan mühürlendiği” biçimindeki dosyadaki bilgi ve belgelere ters düşen bir kabulle yasal olmayan gerekçeye dayanılarak hükümlülük kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 4. CD, 05.06.2000)

- Fiili mühürleme yapılmamışsa sadece yapı tatil tutanağı düzenlenmesi mühürleme sayılmaz. Fiilen yapılmış bir mühürleme bulunmuyorsa tutanaktan sonra inşaata devam etmek mühür bozma suçunun yasal unsurlarını oluşturmaz. (Bursa BAM, 8. CD. 24.9.2020)

- Mühürlenen sayaca ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş mühürleme tutanağı sunulamıyorsa ve suça konu sayaçta fiilen mühürleme yapıldığı konusundaki tereddüt aşılamıyorsa beraat kararı vermek gerekir. (Ankara BAM, 10. CD. 20.5.2020)

- Sadece abonelik kesilip mühür vurulmamışsa, kullanım devam etse de mühür bozma suçu oluşmaz. Suçun oluşması için mührün varlığının ispatlanması gerekir. (Gaziantep BAM, 8. CD. 11.2.2019)

- Mühür konulan abonelik sayacı bozuk olduğu için kapatılma fiilen gerçekleştirilemiyorsa, kullanıma devam edilmesi sanığın mühürlemeden haberdar olduğunu göstermez ve suç oluşmaz. (Samsun BAM, 2. CD. 4.7.2017)

- Elektrik sayaçlarında bulunan ve bakanlık mührü olarak adlandırılan mühürlerin sayaçlar imal edilirken yapılması ve bu mührün üretilen sayacın standartlara uygun olarak üretildiğini gösterir mühür olup anılan yasa maddesi anlamında mühür olarak kabul edilemeyeceği, sayaç üzerinde yer alan T.C. Mühürlerinin (bakanlık mühürlerinin) açıldığının belirtilmesi karşısında, kullanılan sayaçtaki bakanlık mühürlerinin açılıp kapatılarak sayaca müdahale edilmesi sonucunda yüklenen mühür bozma suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı… (Yargıtay 11. CD. 28.9.2016)

- Tutanakta ‘Sayacın kapağı bulunmadığından mühürleme işlemi yapılamadığı’ gibi bir ibare bulunuyorsa mühür bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. (Yargıtay 2. CD., 23.03.2016)

- ”Kesilmeyen ve usulüne göre mühürlenmeyen su sayacından gelen suyun kullanılmaya devam edilmesi durumunda, mühür bozmaktan veya mührün konuluş amacına aykırı hareket etmekten bahsedilemeyeceği, vanası bozuk olduğu için suyun kesilmemesi sebebiyle kullanılmaya devam edilmesi eyleminde usulüne göre yapılmış bir mühürleme işlemi olmadığından atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla...” (Adana BAM, 3. CD. 04.02.2019)

- Mühürleme tutanağı sunulamıyorsa suçun oluşmadığı kabul edilmelidir. (Yargıtay 21. CD. T. 21.11.2016)

- “Sanık savunmalarında, suça konu mühürleme işlemine karşı İstanbul İdare Mahkemesinden yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını ileri sürmesine göre, dosyada bulunan 16.5.1997, 2.6.1997 ve 20.6.1997 tarihli yürütmenin durdurulması kararlarının dava konusu inşaatla ilgili olup olmadığı araştırılıp, sonucuna göre suçun hukuka aykırılık ögesi taşıyıp taşımadığının ve sanığın eyleminde suç kastı bulunup bulunmadığının tartışılması gerekirken, eksik soruşturma sonucu hüküm kurulması yanlıştır.” (Yargıtay 4. CD, 11.04.2000)

MÜHÜR BOZMA SUÇUNUN FAİLİ VE OLAYIN ÖZELLİKLERİ BAKIMINDAN GETİRİLEN KRİTERLER

- Sanığın savunmasında, marketlerinde gıda maddelerinin bulunması ve çalışanların işsiz kalmaması için mührün bozularak faaliyetlerine devam olunduğunu belirtmesi suçun oluşmasını engellemez. (Ankara BAM, 11. CD., 28.05.2019)

- Bir şirkette mühür müdürün haberi olmadan işçiler tarafından bozulmuşsa suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği müdüre ceza verilmez. (Yargıtay 4. CD, 23.10.1997)

- Zabıta araştırmasına göre işyerini baba oğul olan sanıkların birlikte işlettikleri belirtilmiş ise de, işyerini birlikte işletmek mührün de birlikte bozulduğunu göstermez. Mühür bozma eylemine ne şekilde iştirak ettiğine dair sübut delilerinin nelerden ibaret olduğu mahkemece tartışılıp gösterilmesi gerekir. (Yargıtay 11. CD, 02.07.2014)

- Suça konu adreste oturmayan, mühürleme tutanağı ve usulsüz kullanım tutanağında imzası bulunmayan kişiye yalnızca usulsüz kullanım tebligatını tebellüğ etti diye ceza verilemez. (Samsun BAM, 2. CD. 24.3.2017)

- Suç tarihinde ailesi ile arasının açık olduğu, buna göre mecbur kaldığı için mühürlenmiş olan iş yerine gece vakti girmek zorunda kaldığı, kastının mühür bozmak olmadığı tespit edilen sanığın beraatine. (Bursa BAM, 8. CD. 17.5.2018)

- Yapı kayıt belgesi İmar Kirliliğine neden olma suçundan ceza verilmesini engellese de mühür bozma suçu bakımından bir koruma sağlamaz. (İzmir BAM, 6. CD. 05.11.2019)

- “Sanık işletmekte olduğu işyerinin 12.03.2013 günü akşam saatlerinde mühürlendiğini, bir gün sonra bozulma ihtimali olan gıda maddelerini almak ve temizlik yapmak için işyerine girdiğini savunması, 13.03.2013 tarihli tutanakta da sanığın faaliyetine devam ettiğine dair bir bilginin de olmaması nedeniyle, sanığın savunmasının aksine suç kastı ile harekete ettiğine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı halde yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi…” (Yargıtay 11. CD, 06.10.2015) 

- “Sanık, 24.01.2017 tarihli sorgusunda genel olarak suyun zorunlu bir ihtiyaç maddesi olduğunu, iki küçük çocuğun bulunduğunu ve o tarihlerde eşinin yanında olmadığını, zor durumda kaldığını savunmuş ve bu anlatıma itibar edilerek TCK 25/2. maddesi çerçevesinde, sanık hakkında ‘ceza verilmesine yer olmadığı’ kararı verilmiş ise de; kamu yararına hizmet veren katılan Kuruma karşı işlendiği iddia olunan fiilde ‘zorunluluk hali’ koşullarının somut olayda oluşmadığı anlaşılmakla, …. yeterli gerekçe içermeyen şekilde ‘ceza verilmesine yer olmadığına’ karar verilmesi…” (Gaziantep BAM 15. CD 06.04.2017)

- “Mühür bozma suçu, mührün kaldırılması veya konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile oluşmaktadır. Seçimlik hareketlerden birinin yapılması ile suç oluştuğundan, ayrıca bir zarar veya somut bir tehlikenin doğması gerekli görülmemiştir.” (Samsun BAM 2. CD, 16.05.2017)

- “Mühür bir işaret ve semboldür, o nedenle mührün maddi varlığına el sürülüp sürülmemesi suçun oluşmasına etkili değildir. Zira, önemli olan mühürle sağlanmak istenen amacın engellenmesidir. Dolayısıyla bu amacı ihlal etmeyen bir eylem nedeniyle mühür bozma suçunun işlendiğinden de söz edilemeyecektir…”. (Yargıtay 11.CD, 21.01.2016)

- “Bu suçun işlenmesi için failin mührün yetkili merci tarafından konulduğunu, bu mührün eşyanın varlığını sürdürme veya koruma amacı güttüğünü ve yaptığı hareketin mührü kaldırma veya konuluş amacına aykırı hareket etmeye yönelik olduğunu bilmesi ve bu hareketi istemesi bir başka ifade ile genel kast yeterli olduğundan suç işleme saiki önemli değildir…”(Yargıtay 11. CD, 20.02.2017)

MÜHÜR BOZMA SUÇUNDA “BİLME” KRİTERİ :

- Sanık mühürlemeden haberinin olmadığını iddia ediyorsa, mühürleme tutanağının tebliğ edildiğini gösterir belge istenir. Ceza verilip verilmeyeceği buna göre belirlenir. (Gaziantep BAM 15. CD, 04.05.2017)

- Sanığın mühürleme işleminden haberdar olması yeterli olup ayrıca mühürleme tutanağının tebliği hususunda yasal bir zorunluluk olmadığından sanığın mühürleme işleminden haberdar olmasına rağmen mührü bozmasının ya da mührün konuluş amacına aykırı davranışının mühür bozma suçunu oluşturacağı.. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 31.10.2017)

- Sanığın suça konu sayacın bulunduğu yerde uzun süre kiracılarının ikamet ettiğini iddia etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti yapılmadan ceza ya da beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır. (Yargıtay Kararı - 11. CD. 06.12.2016)

- Eşlerden biri  abonelik sayacına konulan mührü bozduğunu ve bunu eşine haber vermeden yaptığını beyan ediyorsa; diğer sanığın eşi olması nedeniyle onu korumak amacıyla bu yönde ifade verdiği düşünülebilir ise de,  birlikte atılı suçu işlediği, ya da diğer sanığı bu suçu işlemeye azmettirdiği yönünde delil bulunmuyorsa, bu istikrarlı savunmasının aksine her türlü şüpheden uzak, mahkumiyetini gerektirir şekilde tam, kesin ve inandırıcı delil bulunmuyorsa beraat kararı verilmesi gerekir. (Samsun BAM, 2. CD., 06.02.2018)

- İmar Kanunun 32. maddesine göre kaçak inşaata yapı tatil tutanağının asılmasıyla mühürleme tebliğ edilmiş sayılır. Bunun için yapı tatil tutanağının inşaata asıldığı i̇spatlanmalıdır. (Yargıtay 4. CD, 11.05.1999)

- Sanığın mühürlemeden haberi varsa Mühürleme tutanağının tebliği zorunlu değildir. Bilmesi yeterlidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 31.10.2017)

MÜHÜR BOZMA SUÇUNUN YARGILAMASINA İLİŞKİN KRİTERLER:

- Tutanakların aslı veya onaylı sureti dosyaya konulur bununla ilgili tutanak düzenleyiciler tanık olarak dinlenir. (Yargıtay 13. CD, 22.02.2017)

- Mühür bozma tutanağından sonra da mührün konuluş amacına aykırı hareket eden kişi ikinci bir mühür bozma suçu işlememiştir. Çünkü mühür bozma tutanağı mühür yerine geçmez. (Antalya BAM, 3. CD. T. 09.97.2020)

- Adres usulünce mühürlenmiş olsa dahi mührün sanık tarafından bozulduğu hususu şüpheliyse ceza hukukunun genel prensiplerinden olan "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince, sanığın mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemeden ceza verilmesi hukuka aykırıdır. (Ankara BAM, 10. CD.23.9.2020)

- İddianame düzenlenene kadar aynı yerle ilgili birden fazla mühür bozma eylemi bulunsa da zincirleme suç kabul edilip tek suçtan artırım uygulanarak ceza verilir. İddianame düzenlenip dava açıldıktan sonra yeniden mühür bozulursa ayrı bir suç sayılarak ayrıca cezalandırılır. (Yargıtay 4. CD., 23.10.2001/Yargıtay 21. CD. 17.10.2016/Yargıtay 11. CD. 12.12.2013)

- Belediye görevlileri mühürlediklerini bildiririr, sanık mührü bozduğunu ikrar ederse mühürleme tutanağının bulunamadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmez. (Yargıtay 4. CD, 04.10.1999)

- Mühürlemenin yapıldığı fotoğraflarla da ispatlanabilir. (Gaziantep BAM 15. CD, 03.05.2017)

- “Tespit sırasında ikinci katın tabliye betonlarının döküldüğü belirtilen binayı, dört kat olarak tamamladığını ifade eden sanığın kastının yoğunluğu, binanın mevcut durumu, bulunduğu alanın niteliği, yüzölçümü, kullanım amacı ile can ve mal güvenliği bakımından yaratabileceği tehlike dikkate alındığında, TCK’nun 61/1.maddesindeki ölçütler ile aynı Kanunun 3. maddesinde yer alan “orantılılık” ilkesine uygun biçimde cezanın alt sınırından uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği kabul edilmelidir”. (Yargıtay CGK, 05.12.2017)

- “Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de, suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, mühür bozma suçunun da zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanığın sabıkasının da bulunmadığı gözetilerek…” (Yargıtay 2. CD, 26.01.2015)

- “Şantiye sorumlusu olan sanık N.P.’nin, iş makinesi operatörü bulunan öbür sanığa mührü bozması için verdiği buyruğun, azmettirme niteliğinde olduğu gözetilmeden, hakkında TCY’nın 64. maddesi yerine, 65. maddenin uygulanması…” (Yargıtay 4. CD, 06.05.1999)

- ”Sanığın aynı suç işleme kararı çerçevesinde hukuki kesinti olmaksızın veya yenilenen kastla işlendiği tespit edilemeyen her iddianameye kadar olan eylemlerinin zincirleme biçimde işlenmiş bir mühür bozma suçunu, yenilenen kast ile veya iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçları oluşturacağı gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması yerine mühürleme işlemi yapan kurum ve işyeri sayısına göre eylemlerin ayrı suçları oluşturduğundan bahisle sanık hakkında yazılı karar verilmesi…” (Yargıtay 11. CD, 21.01.2016)

- ”Zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, mühür bozma suçundan meydana gelmiş ne gibi somut bir zararın oluştuğu gösterilmeden ve birikmiş elektrik borcunun suçtan kaynaklanan zarar olmadığı gözetilmeden engel teşkil eden sabıka kaydı da bulunmayan sanık hakkında ‘katılanın uğradığı zararın giderilmediği’ yönündeki yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi…” (Yargıtay 21. CD, 30.11.2016)

- “Mühür bozma suçlarında somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve sübjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan ‘katılan kurumun zararı giderilmediğinden’ bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi…” (Yargıtay 21. CD, 07.09.2015)

- ”Mühürlemenin yapıldığı 24.01.1991 tarihi ile suç tarihi arasında geçen sürenin uzunluğu, suçun ani ve eylemin mühürleme iradesine karşı gelindiği anda tamamlandığı gözetilerek mührün bozulduğu tarihin saptanması ve sonucuna göre, eylemin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı araştırılmadan, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, yasaya aykırıdır”. (Yargıtay 4. CD, 15.12.1998)