1. Tanım

Vazife malullüğü ne demektir? 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca kimler vazife malulü kabul edilir? Vazife malullüğü şartları nelerdir ve ilgili kişi hangi durumlarda 2330 sayılı Kanun uyarınca malullük haklarından faydalanır? Bu yazımızda güncel Danıştay kararları ve somut olaylar ışığında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca kimler hangi durumlarda vazife malulü kabul edilir, şartları nelerdir konularına değinilecektir.

Malul kelimesi Arapçadan gelmektedir ve sakat kişi demektir. Malullük ise sakatlık anlamına gelmektedir.[1] Çalışmakta olan bir kişi hangi sebeple olursa olsun çalışamayacak bir duruma gelirse malul kabul edilir. Ancak bu maluliyet bazı şartlara bağlanmıştır. Malul olan kişi hangi kanuna tabi olarak çalışıyorsa ve hangi kanun uyarınca malul kabul edilip kendisine aylık bağlanacaksa o kanunda belirtilen şartları taşımalıdır.

Örneğin 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu uyarınca malul kabul edilmek isteyen kişi, bu kanunun malullük şartlarını yerine getirmelidir. Yasalarımıza göre ilgililerin durumlarına göre harp malullüğü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uyarınca vazife malullüğü, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu uyarınca malullük çeşitleri ve bu yazımızda inceleyeceğimiz 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında vazife malullüğü gibi çeşitli malullük durumları bulunmaktadır.[2]

3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 21’inci maddesinde; kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini yerine getirirken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerinin sebep ve etkileri ile yaralanan, engelli hale gelen, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaktadır kuralına yer verilmiştir.[3] Burada önemle belirtmek gerekir ki 2330 sayılı Kanun, Kanunda bahsi geçen kişileri, kanunun öngördüğü şartları taşıması kaydıyla vazife malullüğünden yararlandıran özel bir kanundur[4]

2. Amaç

2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı birinci maddesinde bu kanunun amacından bahsedilmiştir. Maddeden de anlaşılacağı üzere 2330 sayılı Kanunun genel olarak amacı güvenlik ve güvenlik nedeniyle yapılması gereken vazifelerdir. Kanun bu madde de barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamak gibi görevleri sayarak, patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi gibi işlemlerden bahsetmiştir.

2330 sayılı Kanunun Amaç başlıklı bu maddesi yukarıda bahsettiğimiz üzere temeli güvenlik olan bazı görevleri ve işlemleri belirtmiştir. Bu görev ve işlemler yerine getirenler açısından riskli ancak insanlar için son derece önemlidir. Madde de bahsi geçen görev ve işlemler bunları yerine getiren kişilerin vücut bütünlüğünü ihlal edebilecek, yaralanmalarına, engelli hale gelmelerine hatta bu yüzden ölümlerine sebebiyet verebilecektir. Hiç şüphesiz patlayıcı maddelerle uğraşmak, güven ve asayişi korumak gibi görev ve işlemler herkesin kabul edeceği üzere belli bir uzmanlık gerektiren işlemlerdir.

İşte kanun koyucu böyle önemli vazifeler ifa eden ve bu vazifelerden dolayı her an yaralanma, sakatlanma ve ölüm gibi durumlarla karşılaşma ihtimali yüksek olan kişileri ve kanunda belirtilen yakınlarını koruma altına almak istemiştir. Burada bahsettiğimiz koruma elbette ki ekonomik anlamda korumadır. Söz gelimi güven ve asayişin sağlanması sırasında yaralanan bir polis memuru 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında aylık talep edip nakdi tazminat isteyebilecektir.

Nitekim emsal teşkil edebilecek bir Danıştay kararında polis memuru olan davacı, görevi sırasında meydana gelen olayda yaralandığından bahisle tarafına nakdi tazminat ödenmesi istemiyle idareye başvuruda bulunmuş, yaptığı başvuru idarece reddedilince bu işlemin iptali ile nakdi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Açılan bu davada Danıştay davacıyı haklı bulmuş; olay sırasında davacının görevli olduğu ve güvenlik ve asayişin korunması görevini yerine getirmekte iken yaralandığı ve bu olayının görevin neden ve etkisiyle gerçekleştiğinin açık olduğunu anlatarak 2330 sayılı Kanun kapsamında davacıya nakdi tazminat ödenmesi gerekeceği yönünde karar vermiştir.[5]

Buradan anlaşılacağı üzere 2330 sayılı Kanundan yararlanmak için bu kanunda belirtilen şartları sağlamak gerekir. Herhangi bir görevi yerine getirmiş olmak da yeterli değildir. Yani kanunda belirtilen kişilerden olmak veya kanunda belirtilen görevleri yapmak gereklidir. Aynı zamanda meydana gelen vücut bütünlüğü ihlalinin görev esnasında ve görev sona ermiş olsa dahi görevin etkisiyle meydana gelmesi gerekir. Buna dair meydana gelen somut bir olayda geçici köy korucusu olarak görev yapan davacılar murisi Alay Komutanlığı'nın ileri emniyetini sağlamak için kurulan mevkide bulunan üste kendisine verilen görevi yaparken görev mahallinde jandarma timinin kendisine kimliğini sorması sırasında kalp krizi geçirerek vefat etmiştir. Bunun üzerine davacılar tarafından 2330 sayılı Kanun uyarınca nakdi tazminat ödenmesi istemiyle başvuru yapılmıştır. Yapılan başvuru reddedilince dava yoluna gitmişlerdir. Açılan davada Danıştay vefat olayının, güvenlik ve asayişin sağlanmasına yönelik görevin sebep ve tesiri ile meydana geldiğine ve 2330 sayılı Kanun kapsamında olduğuna karar vermiştir.[6]

3. Kapsam

2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Kapsam başlıklı ikinci maddesinde bu kanundan kimlerin faydalanacağı düzenlenmiştir. Birinci madde kanunun amacını açıklamış ve kanundan faydalanacakların ne çeşit görev ve işlemler sonucunda malul kabul edileceğini belirtmişti. Bu madde ile kimlerin, bu kanun kapsamına alınacağı açıklanmıştır.

İkinci maddenin (a), (b), (c), (d) bentlerinde 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanundan faydalanabilecek bazı kamu görevlileri sayılmıştır.[7] Görüldüğü üzere burada sadece kamu görevlileri vardır ve bunlar açıkça sayılmıştır. Yani her kamu görevlisi 2330 sayılı Kanun uyarınca malul kabul edilemez. Her kamu görevlisi bu kanuna göre malul kabul edilemeyeceği gibi, yukarıda bahsettiğimiz bentlerde sayılan kamu görevlisi olmak da tek başına yeterli gelmez. Yani sadece kanunda sayılmak yetmez. Ayrıca kanunda bahsi geçen görevleri de yapmak ve bu görevler nedeniyle malul duruma düşmek gerekir.

Danıştay 11. Dairesinin bir kararında bu durumdan bahsedilmiş polis memuru olarak görev yapmakta iken oryantasyon eğitimi için emniyet müdürlüğü binasında bulunduğu sırada başka bir polisin silahının yanlışlıkla ateş alması sonucu yaralanan ve hakkında vazife malüllüğü aylığı bağlanan davacı; yaralanma olayının 2330 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi ve kendisine bağlanan aylığının arttırılması isteğiyle idareye başvuruda bulunmuştur. Yaptığı başvuru reddedilince bu işlemin iptali ile uğradığı zararların karşılığı tazmin edilmesi istemiyle dava açmıştır. Danıştay somut olayı değerlendirmiş davacının oryantasyon eğitimi için emniyet müdürlüğü binasında bulunduğu sırada başka bir polisin silahının yanlışlıkla ateş alması sonucu yaralanması olayının, güvenlik ve asayişin sağlanmasına yönelik bir görevin ifası sırasında gerçekleştiğinin kabulünün mümkün bulunmadığını söylemiştir. Bu sebeple davacının yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmemiş ve davacının talebinin reddine karar vermiştir.[8]

Kanunun (e) bendi;

e) Güven ve asayişin korunmasında hizmetlerinden yararlanılması zorunlu olan ve yetkililerce kendilerine bu amaca yönelik görev verilen kamu görevlileri ve sivilleri kapsar” [9] şeklindedir. Bu maddeye ilişkin olarak açılan bir davada Danıştay 11. Dairesi davacıların, geçici köy korucusu olarak görev yapmakta iken vefat eden murisinin görevinin etkisi sonucu vefat ettiğinden bahisle 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereği nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yapılan başvuruda davacıyı haklı görmüştür.[10] Bu bent oldukça önemlidir. Çünkü şu ana kadarki maddelerde kanundan kimlerin faydalanacağı açıkça sayılmış ve bu kişilerin görevlendirildiği konulara kadar belirtilmişti. Oysa bu madde ile kapsam genişletilmiş ve sivillere de yer verilmiştir.

Görüldüğü üzere maddede kamu görevlilerinin yanı sıra sivil ibaresi de geçmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere kamu görevlisi olmasa da vücut bütünlüğü ihlal edilen siviller de 2330 sayılı Kanuna istinaden malullük hükümlerinden faydalanacaktır.[11] Ancak elbette bu, birtakım şartlara bağlanmıştır. Öncelikle, yapılacak olan hizmet, güven ve asayişin korunması için olmalıdır. Bu tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda yetkililer tarafından kendisi bu konuda görevlendirilmelidir.

Maddenin (f) bendi de (e) bendi gibi kapsamı genişletmiş, hatta (e) bendinin aradığı görevlendirme şartını dahi aramamıştır.[12] İç güvenlik ve asayişin korunmasında veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki ile ilgili olarak güvenlik kuvvetlerine kendiliklerinden yardımcı olan şahıslar, eğer yapmış oldukları yardımın faydalı olduğu yetkililer tarafından kabul edildi ise bu kişiler de 2330 sayılı Kanundan faydalanacak ve malul duruma düştüler ise bu kişilerle ilgili olarak 2330 sayılı Kanun uyarınca vazife malullüğü hükümleri uygulanacaktır.[13]

Maddenin (g) ve (h) bendinde de ilk dört bentte olduğu gibi görevler sayılmış ve faydalanacak olan kişiler belirtilmiştir.

2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Kapsam başlıklı 2. maddesinde sayılan bentler arasında (ı) bendi, diğer bentlerden farklı bir hususa temas etmesi yönüyle önem arz etmektedir. Buraya kadar sayılanların tamamı sivil olsun kamu görevlisi olsun hepsi bizzat görev tesis eden ve yaptıkları görevden dolayı veya görevin etkisiyle saldırıya maruz kalıp malul duruma düşenler ile ilgili iken bu madde ile bu kişilerin yakınları da 2330 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir.[14] Yapılan görev veya yardımdan dolayı bizzat bu yardımı veya görevi yapan kişi olmasa da bu kişilerin kanunda sayılan yakınları da bu kanun kapsamında malul kabul edilecek ve 2330 sayılı kanundan yararlanacaklardır.

4. Sonuç

2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı birinci maddesinde kanunun amacı açıklanmış ve “Kapsam” başlıklı ikinci maddesinde kimlerin bu kanun uyarınca malul sayılacağı belirlenmiştir. Bu kanun uyarınca vazife malullüğü hükümlerinden yararlanabilmek için kanunda belirtilen görevlerden birini yapmak veya kanunda belirtilen kişilerden olmak gerekir.

Kanun, ikinci maddede kimlerin faydalanacağını açıkça belirtmiştir. Bu maddede görüldüğü üzere, malul sayılabilecekler arasında kamu görevlilerinin yanı sıra siviller de bulunmaktadır. Sivil bir kişi kamu görevlisi olmasa dahi kanunda belirtilen şartları taşıyorsa 2330 sayılı kanundan faydalanacak ve malul kabul edilecektir. Böylece hem aylık alabilecek hem de nakdi tazminat talebinde bulunabilecektir.

Bir diğer durum da bu kanunun eş, fürû, ana, baba ve kardeşleri de kapsıyor olmasıdır. Danıştay kararlarında da görüleceği üzere kanunda belirtilen kişilerin yaptığı görev veya yardımlar sebebiyle saldırıya maruz kalan eş, fürû, ana, baba ve kardeşleri 2330 sayılı Kanundan yararlanacaklardır.

Burada belirtilmesi gereken çok önemli bir husus da 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un yargı kararları ile gelişmekte olduğudur. Yargıya ciddi bir takdir hakkı tanınmaktadır. Kanun amacı belirlemiş, kimlerin hangi şartlarda yararlanacağını açıklamıştır. Yargı, 2330 sayılı Kanundan faydalanacaklarla ilgili değerlendirme yaparken incelenmekte olan somut olay büyük önem arz etmektedir. Malullüğün nasıl meydana geldiği, görevden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, görev bitmiş olsa dahi görevin etkisiyle malullüğün oluşup oluşmadığı yargı kararları ile tespit edilecektir.

-----------------------------------------------

[1] Ali Kemal Nurdoğan, Şehit Yakınları, Gazilerin Sosyal Dışlanma Algısı Ve Yaşam Kalitesinin İncelenmesi.

[2] Ali Kemal Nurdoğan, Şehit Yakınları, Gazilerin Sosyal Dışlanma Algısı Ve Yaşam Kalitesinin İncelenmesi.

[3] 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu

[4]Aydın Başbuğ, Asker Kişilerin Beden Ve Ruh Bütünlüğünün İhlalinden Doğan Zararlardan Milli Savunma Bakanlığının Sorumluluğu

[5] Danıştay 11. Dairesi E:2016/441; K:2018/809

[6] Danıştay 11. Dairesi E:2016/484; K:2018/855

[7] 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun

[8] Danıştay 11. Dairesi E:2016/394; K:2018/737

[9] 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun

[10] Danıştay 11. Dairesi E:2016/481; K:2018/858, Danıştay 11. Dairesi E:2016/484; K:2018/855

[11]Aydın Başbuğ, Asker Kişilerin Beden Ve Ruh Bütünlüğünün İhlalinden Doğan Zararlardan Milli Savunma Bakanlığının Sorumluluğu.

[12] 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun

[13] Danıştay 15. Dairesi E:2013/2316; K:2014/1164

[14] Danıştay 11.Dairesi E:2016/529; K:2018/212