Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi gibi malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davası türüdür. Trafik kazası tazminatı, uygulamada hem bedensel hem de malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının bir haksız fiil (BK md.49) sorumluluğu doğurmasıdır. Trafik kazasının hukuki nitelik açısından haksız fiil olmasının; zamanaşımı, mahkemenin yetkisi, tazminatın miktarı gibi pek çok konuda bazı neticeleri vardır.
Kaza sonrasında tazminat alabilmek için belli prosedürleri yerine getirerek zamanında başvuru yapılması gerekir. Başvurunun zamanında yapılması ve prosedür esaslarını yerine getirdikten kısa süre sonra ilgili sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapılır. Yaşanacak olumsuzluklarda ise poliçe sahibi tarafından sigorta şirketine dava açma hakkı doğar. Tazminat hesaplamasında, kaza tespit tutanağı üzerinde yer alan kusur oranı dikkate alınır. Kazada tamamen kusurlu bulunan kişinin tazminat alması mümkün değildir.
Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılmadan önce, dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken en önemli konudur. Trafik kazasının meydana geldiği, yani haksız fiilin işlendiği gün, tazminat davası zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Trafik kazalarında da tüm haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı süresinden hangisi davacının lehine ise, o zamanaşımı süresi uygulanır. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davası zamanaşımı süreleri şunlardır:
- Tazminat Davası Esas Zamanaşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Zarara uğrayan, faili ve zararı daha geç öğrense bile her halukarda fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur (KTK md.109). Örneğin, 20.08.2022 tarihinde gerçekleşen ölümlü bir trafik kazasında; ölenin yakınları ölüme neden olan fiilden haberdar olmalarına rağmen, faili 20.09.2023 tarihinde öğrendiklerinde, dava zamanaşımı süresi bu tarihten başlayarak 20.09.2033 yılında sona erecektir. Yani, zarara uğrayanlar veya ölenin desteğinden yoksun kalanlar 20.09.2033 tarihinden sonra ölümlü trafik kazası nedeniyle tazminat davası açamayacaktır.
- Ceza Zamanaşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle bir suç işlenmişse ceza zamanaşımı süreleri de uygulanır (KTK 109/2). Trafik kazalarında yaralanma varsa taksirle adam yaralama suçu; ölüm varsa taksirle adam öldürme suçu meydana gelir. Trafik kazası neticesinde ölüm veya yaralama varsa, ceza kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise, maddi ve manevi tazminat davası açma süresi de odur. Ceza kanunundaki temel dava zamanaşımı süresi geçse bile, ceza davası devam ediyorsa, yani ceza hukukundaki “uzamış dava zamanaşımı” devreye girmişse, ceza davası devam ettiği müddetçe herhangi bir zamanaşımı süresine bağlı olmadan trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılabilir.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir?
Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse, yaralanan şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir.
Trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma vuku bulmuşsa, yaralanan kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı) da sadece “manevi tazminat davası” açabilirler (BK md.56). Yargıtay uygulamasında “ağır bedensel yaralanma”, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir. Örneğin; bir gözün kaybedilmesi, kol veya ayaklardan birinin kesilmesi vb. gibi haller ağır bedensel yaralanma olarak değerlendirilmektedir.
Ölümlü trafik kazalarında ise, ölenden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekar ise anne ve babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir. Yani, bu kişilerin ölenin desteğinden yararlandıklarını ispat etmelerine gerek yoktur. Ölenin nişanlısı, amcası, dayısı vb. gibi herhangi bir yakınının trafik kazası nedeniyle tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) talep edebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek aldığını ispatlaması gerekir.
Borçlar Kanunun 51. maddesi de " Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur." denilmektedir. Birlikte zarara yol açanlara ilişkin Borçlar Kanunu'nun 50. maddesindeki düzenlemeye göre ise " Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer'an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şümulünün derecesini tayin eyler." şeklindeki düzenlemeyle birlikte zarar verenlerin sorumluluğu düzenlenmiştir.
Buna göre bir kazanın meydana gelmesinde araç kullanan şoför kusurlu ise şoföre dava açılacaktır. Eğer araç trafik kaydında şoförün üzerine kayıtlı değilse, yasa gereği aracın maliki de zarardan sorumlu olduğundan tazminat davası her ikisine birlikte yöneltilecektir. Zararı doğuran eyleme kimler sebep oldu ise kusurları dikkate alınarak dava açılabilecektir.
Fakat trafik kazasına yol açan kişi bakımından yapılan bu ayrımın yanında daha önemli bir ayrımda zararın türüne göre sorumluların belirlenerek açılmasıdır. Zararın kaynaklandığı hukuki ilişkinin türünden yola çıkılarak davalılar belirlenir.
Örneğin : Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bakımından doğan maddi zararları teminat limitine kadar sigorta şirketi karşılarken teminat limitinin üzerindeki zararlar araç sahibine yöneltilerek talep edilebilir. Lakin manevi zararlar bakımından söz konusu sigorta türü için, sigorta şirketinin sorumluluğu yoktur. Bilakis kasko olarak bilinen(Karayolları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası) sigorta türü bakımından sigorta şirketlerinin sorumluluğu söz konusudur.
Tabi burada Zorunlu Taşımacılık Ferdi Koltuk Kaza Sigortasının da ek bir güvence sağladığı unutulmamalıdır.Günlük hayatımızda çok sık karşılaştığımız hukuki bir konu olan trafik kazalarının hukuki sonuçlarından biri olan tazminat davaları kısaca bu şekildedir.
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?
Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden, maddi ve manevi tazminat davası haksız fiil sorumlularına karşı açılır. Ancak, trafik kazalarında haksız fiili bizzat işleyenler dışında da tazminat sorumluları vardır. Trafik kazası neticesinde ölüm, yaralama veya herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde aşağıdaki kişilere maddi ve manevi tazminat davası açılabilir:
- Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir (BK md.49).
- Aracın Sahibi: Aracın sahibi (KTK md.3) kural olarak aracın işleteni olarak kabul edildiğinden trafik kazası nedeniyle tazminat sorumluluğu vardır (2918 sayılı KTK md.85/1).
- Aracın İşleteni: Trafik kazasına karışan aracın işleteni de oluşan her türlü zarardan sorumlu olduğundan işletene de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (2918 sayılı KTK md.85/1). Trafik tescil kayıtlarında aracın sahibi olarak gözüken kimse, aynı zamanda aracın işleteni olarak kabul edilir. Araç sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilir. Motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde; aracın işleteni meydana gelen zarardan sorumlu olur. Başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse de işleten olarak kabul edilir (HGK 2015/2890 karar).
- Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) veya poliçe kapsamına göre İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumludur (KTK md.91). Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesine göre, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Trafik Kazası Tazminat Davası Yetkili Mahkeme
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davasında birden fazla yetkili mahkeme vardır. Trafik kazası nedeniyle tazminat davasına bakmaya yetkili mahkemeler şunlardır:
- Davalılardan herhangi birisinin ikametgahı mahkemesinde tüm sorumlulara maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (HMK md.6). Örneğin, İstanbul-Bakırköy’de meydana gelen trafik kazasında kusurlu sürücünün ikametgahı MARDİN-Derik, araç sahibinin İkametgahı ise MERSİN ise; trafik kazası sebebiyle tazminat davası hem Derik Adliyesinde hem de Mersin Adliyesinde açılabilir.
- Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde tazminat davası açılabilir (HMK md.16/1).
- Trafik kazaları nedeniyle açılacak tazminat davaları, zarar görenin, yani davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir (HMK md.16/1). Örneğin, Mardin-Derik’te trafik kazası geçiren bir kişinin ikametgahı İstanbul-Kartal’da ise, tazminat davası İstanbul Anadolu Adliyesinde açılabilir.
- Trafik sigortası şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (HMK md.14/2).
Trafik Kazaları Tazminat Davasında Görevli Mahkeme
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’dir (HMK md.2/1). Örneğin, Mardin Derik’te meydana gelen yaralamalı bir trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılacaksa, davanın Derik Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerekir.
Trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir (6102 sayılı TTK md. 4/1-a, md.5/1). Çünkü, sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, trafik kazası nedeniyle aracın sürücüsü, sahibi ve işleteni ile birlikte aracı sigortalayan sigorta şirketine birlikte dava açılacaksa; tüm sorumlular hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi’nde tazminat davası açılmalıdır.
Trafik Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
Trafik kazası tazminat zamanaşımı süresi hesaplanırken zararı gören kişinin zararı öğrendiği tarih baz alınır. Bu tarihten itibaren 2 yıl ve her durumda 10 yıllık süre sonunda tazminat zaman aşımına uğrar.
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?
Ölümlü trafik kazası tazminat davası, maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Ölümlü trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir (BK md.53):
- Manevi tazminat: Ölenin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler, nişanlı) ölüm neticesinde duydukları elem, acı ve ızdırap duyguları nedeniyle manevi tazminat talep edebilirler.
- Ölenin her türlü cenaze gideri,
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri,
- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Trafik kazasında ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı veya destek verdiği herhangi bir kişi) kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin hayat boyu desteğinden mahrum kalan kişilerin açtığı bir maddi tazminat davası türüdür. Destekten yoksun kalanlar, muhtemel destek süresi boyunca ölenden elde edecekleri mali menfaati tazminat sorumlularından talep edebilir.
Yaralamalı Trafik Kazası Tazminat Davasında Hangi Zararlar İstenebilir?
Yaralanmalı trafik kazası tazminat davası, yaralanan kişinin tazminat sorumlularına karşı açtığı bir maddi ve manevi tazminat türüdür. Yaralanan kişinin yakınları hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamazlar. Ancak, yaralanan kişi ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybına maruz kalmışsa; yaralanan kişinin yakınları manevi tazminat talebinde bulunabilirler.
Yaralanmalı trafik kazası tazminat davalarında tazminat sorumlularından aşağıdaki zararlar talep edilebilir (BK md.54):
- Manevi Tazminat: Yaralanan kişinin bizzat kendisinin manevi tazminat isteyebileceği hususunda tereddüt yoktur. Yaralanan kişinin yakınları ise ancak ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybı söz konusu ise manevi tazminat isteyebilirler. Aksi takdirde, yaralının yakınları manevi tazminat talep edemezler.
- Yaralanan kişinin her türlü tedavi gideri,
- Yaralanan kişinin kazanç kaybı,
- Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?
Ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu yaratmaktır. Manevi tazminat, davacı için zenginleşme aracı olmamalıdır. Mahkeme manevi tazminat ile ilgili hüküm kurarken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini amaçlamalıdır. Mahkeme manevi tazminatı belirlerken şu hususları dikkate almalıdır:
- Tarafların sosyal ve ekonomik durumu,
- Olayın meydan geliş şekli,
- Tarafların kusur durumu,
- BK md.4 gereği hak ve nesafet kuralları.
Uygulamada, mahkemelerce manevi tazminat miktarı tespit edilirken daha çok davacının mağdur edildiği görülmektedir. Yerel mahkemelerin trafik kazaları nedeniyle manevi tazminat davalarında güncel emsal yargıtay kararları ışığında karar vermesi gerekir.
Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?
Maddi tazminat nasıl hesaplanır sorusu, daha somut verilerle cevaplanabilecek bir sorudur. Maddi tazminatın miktarını doğrudan uğranılan zarar ve kusur oranı belirlemektedir.
Örnek vermek gerekirse (örneğimizde tazminat hesaplama yönteminin anlaşılması için temel esaslar belirlenmiştir); Trafik kazası, neticesinde maluliyete uğrayan (yaralanan) kişinin maluliyet oranının %60 olduğunu kabul edelim. Maluliyete uğrayanın olaydaki kusur oranının %20, yaşının 30, maaşının 3000 TL olduğunu varsayalım. Genel hatları ile bir hesaplama yapmak gerekirse, tazminat miktarı şu esaslara göre belirlenecektir:
- Maluliyete uğrayan kişinin 72 yaşına kadar işgücü olduğu kabul edilir. Malul kişinin 65 yaşına kadar aktif çalışma süresi, 65 yaş ile 72 yaş arasında da pasif çalışma süresi hesaplanır. Somut örneğimizde maluliyete uğrayan kişi 30 yıl aktif, 7 yıl pasif çalışma yapacaktır.
- Maluliyete uğrayan kişinin işgücü kaybı her ay için ayrı ayrı hesaplanmalıdır. Bu durumda 3000 TL maaş alan mağdurun maaşından kusur oranı olan %20 düşülmeli, bulunan miktar %60 maluliyet oranı ile çarpılmalıdır. Somut örneğimizde; 3000 TL maaş - % 20 mağdurun kusur oranına tekabül eden miktar = 2400 TL x 60/100 = 1440 TL aylık işgücü ve gelir kaybı olarak hesaplanır. Yıllık işgücü/gelir kaybı 17.280 TL olacaktır.
- Bulunan yıllık işgücü/gelir kaybı aktif ve pasif çalışma süresi olan 37 yıl ile çarpılır. Somut örneğimizde; yıllık işgücü kaybı 17280 x 37 yıl = 639.360 TL maddi tazminat olarak ortaya çıkacaktır.
- İskontolama yöntemi nedeniyle tazminattan kabaca %25 oranında indirim yapılması gerekir.
Hemen belirtelim ki, tazminata neden olan olay aynı zamanda bir iş kazası ise, bu nedenle maluliyete uğrayan kişiye iş kazası geliri bağlanmışsa, bağlanan gelirin peşin sermaye değeri hesaplanan tazminat miktarından düşülür. Somut örneğimizde malul kişiye bağlanan maaşın peşin sermaye değerinin yaklaşık 50.000 TL olduğu varsayılabilir.
Tek Taraflı Trafik Kazası Tazminat
Tek taraflı trafik kazası sonucunda araçta bulunan yolcu ve kaza sonrasında yaralanan kişilerin, araç sürücüsünün kusuruna bakılmaksızın tazminat alması söz konusudur. Burada yapılan hesaplamada da poliçede belirtilen esaslar çok önemlidir.
Trafik Kazası Kırık Tazminat Hesaplaması
Sigortalı aracın kazaya karışması sonrasında sürücü ya da yolcuda herhangi bir uzvun kırılması da söz konusu olabilir. Bu durumda da tazminat hakkı doğar. Tazminatın hesaplanmasında kazadaki haklılık durumu, kazanın tarihi, kişinin maaşı ve poliçe üzerinde belirtilen teminat bedelleri dikkate alınır.
Ülkemizde hiç kimsenin trafik kazası nedeniyle mağdur olmamasını temenni ediyoruz. Ancak trafik kazaları maalesef kaçınılmaz olarak gerçekleşmekte ve birçok vatandaşımız maalesef vefat etmekte veya özürlü olarak kalmaktadır.
Sigorta şirketlerine karşı açılacak trafik kazası tazminat davası bakımından hak kayıplarına uğranılmaması için vatandaşlarımızın her zaman bir Avukattan hukuki destek almalarında büyük fayda bulunmaktadır. Zira uygulamada hukuki bilgiye sahip olmayan birçok kişinin vatandaşlarımızın zor durumundan yararlandıkları ve yetersiz ve yanlış bilgiye sahip bu kişiler tarafından mağdur edildikleri görülmektedir. Bu nedenle vatandaşlarımızın bu konuda uyanık olmaları gerekmektedir. Çünkü nasıl ki gerçekte doktor olmayan bir kişi tarafından muayene edilmek istemezseniz hukuku bilmeyen ya da yanlış bilen kişilerin haklarınızı korumasını da kesinlikle istemeyeceksinizdir. Bu nedenle trafik kazası sonucu yaşadığınız mağduriyeti size karşı bir sorumluluğu bulunan ve mesleki olarak hukuki süreci yürütebilecek donanıma sahip olan kişiler aracılığıyla çözülmesinde büyük fayda bulunmaktadır.
Öte yandan uygulamada tazminat hesaplama yöntemlerini bilmeyen bu kişilerin mağdurlara yanlış, asılsız ve gerçek dışı birçok bilgi verdiği tazminat taleplerini çok kısa sürede sonuçlandıracaklarına dair beyanlarda bulunarak mağdurları etkilemeye çalıştığı görülmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan mağdurların sigorta simsarlığı yapan hukuku bilmeyen vatandaşı daha çok zarara uğratan bu kişilere karşı dikkatli olması ve ne olursa olsun bir avukattan bilgi almasında ve hukuki destek talep etmesinde büyük yarar bulunmaktadır. Zira trafik kazası tazminat davası avukatı kişiyi doğru bilgilendirerek alınması gereken en yüksek tazminatı alacaktır. Diğer türlü hasar danışmanları sigortacılar ise sadece başvuru yaparak ve hukuki bakımdan çok kötü ibranamelere imza atarak mağdurları daha da mağdur etmektedir. Bu nedenle trafik kazasına ilişkin maddi tazminat davaları yani halk deyimiyle sigorta parası ya da sigorta tazminatı (trafik kazası tazminatı) davası avukatı dışında insanlara güven vermeyen tek derdi bir an önce cebine doldurmak olan insanlar tarafından yürütülmeyecek derecede önemli dava ve hukuki işlerdir.