T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2024/1663
K. 2024/4684
T. 25.9.2024
TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA VE TAKSİRLE YARALAMA SUÇLARI ( Tehlikeli Eylemin Zarara Yol Açması ve Her İki Suçun Birlikte İşlenmesi Halinde Sanığın Hangi Suç Nedeniyle Cezalandırılacağı Belirlenirken Suçlar İçin Kanunda Öngörülen Cezaların Ağırlığının Değil Zarar Suçu Tehlike Suçu Ölçütü Esas Alınarak Sanığın Taksirle Yaralama Suçundan Cezalandırılmasının Mümkün Olduğu Halde Sadece Taksirle Yaralama Suçundan Cezalandırılması Gerektiği )
ZARAR SUÇU TEHLİKE SUÇU ÖLÇÜTÜ ( Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma ve Taksirle Yaralama Suçları - Sanığın Taksirle Yaralama Suçundan Cezalandırıldığı/Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçundan "Hüküm Verilmesine Yer Olmadığına" Kararı Verilmesi Yerine Bu Suçtan da Mahkumiyetine Karar Verilmesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
SANIĞIN KAZA ANINDA 1.90 PROMİL ALKOLLÜ OLMASI ( Adli Tıp Kurumunun Görüşleri ve Daire Yerleşmiş Uygulamalarına Göre 1.00 Promilden Fazla Alkol Miktarı Güvenli Sürüş Yeteneğini Ortadan Kaldıracağından Bilinçli Taksir Hükümlerinin Uygulanması Gerektiğinin Kabul Edildiği - Sanığın Kaza Anında 1.90 Promil Alkollü Olduğunun Tespit Edildiği Dikkat Alındığında Sanık Hakkında Bilinçli Taksir Koşullarının Oluştuğu Gözetilmeksizin Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu )
BİLİNÇLİ TAKSİR ( Sanığın Kaza Anında 1.90 Promil Alkollü Olduğunun Tespit Edildiği/Sanık Hakkında Bilinçli Taksir Koşullarının Oluştuğu ve Sanığın Cezasından TCK'nın 22/3. Maddesi Uyarınca Arttırım Yapılması Gerektiği )
SANIĞIN DENETİM SÜRESİ İÇİNDE YENİ BİR SUÇ İŞLEMESİ ( Denetim Süresi İçerisinde Suç İşlediği Anlaşılan Sanık Hakkında Hükmün Aynen Açıklanması İle Yetinilmesi Gerektiği )
HÜKMÜN AÇIKLANMASI ( 5271 S. Kanunu'nun 231. Maddesi Uyarınca Açıklanması Geri Bırakılan Hükmün Sanığın Denetim Süresi İçinde Yeni Bir Suç İşlemesi Sebebiyle Yeniden Ele Alınıp Hükmün Açıklanmasına Karar Verildiğinde Aynı Kanun'un 231/11. Maddesi Hükmü Uyarınca Önceki Hükümde Değişiklik Yapılmadan Aynen Açıklanması Gereği )
5237/m.22,89,179
5271/m.231
ÖZET: Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK'nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Daire yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda ise sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan "hüküm verilmesine yer olmadığına" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Daire yerleşmiş uygulamalarına göre, 1.00 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda sanığın kaza anında 1.90 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkat alındığında, sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ve sanığın cezasından TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalı bulunmuştur.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun'un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekir.
DAVA : Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma ve alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altında araç kullanma suçlarından sanık ...'in, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/1, 179/3 delaletiyle 179/2, 62/1(iki kez) maddeleri gereğince 75 gün ve 5 gün adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 14/12/2012 tarihli ve 2011/57 esas, 2012/1343 Sayılı kararının 18.02.2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 29.03.2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanarak, 5237 Sayılı Kanun'un 89/1, 179/2, 62/1 (iki kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 1,120.00 Türk Lirası adli para ve 18 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 51.Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.06.2023 tarihli ve 2022/885 Esas, 2023/371 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden 13.07.2023 tarihinde kesinleşti.
Adalet Bakanlığının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 11/01/2024 gün ve 94660652-105-34-26134-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.02.2024 tarihli ve 2024/9558 Sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü
KARAR : I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.02.2024 tarihli ve 2024/9558 Sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Dosya kapsamına göre;
a-) Katılanın taksirle yaralanmasına neden olunan olayda; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması hâlinde kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu - tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın anılan Kanun'un 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği gözetilmeksizin, sanığın hem taksirle yaralama suçundan hem de trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesinde,
b-) Katılanın taksirle yaralanmasına neden olunan olay sırasında, 190,0 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, eylemini bilinçli taksirle işlediğinin kabulüyle tayin olunan cezasından 5237 Sayılı Kanun'un 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılmayarak eksik ceza tayininde,
c-) 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun'un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-) Kabule göre de;
Sanığın adli sicil kaydına göre, suç tarihi itibari ile hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmadığı cihetle, 5237 Sayılı Kanun'un 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, tayin olunan 18 gün hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
Dosya içeriğine göre ; olay günü 02.20 sıralarında sanığın 1.90 promil alkollü vaziyette aracı ile seyir halindeyken, aynı istikamette önünde seyir halinde olan ...'un idaresindeki polis otosuna arkadan çarpması neticesinde ...'un basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, sanık hakkında Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığın taksirle yaralama suçu ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan iddianameye düzenlenilerek kamu davası açılması üzerine Üsküdar 2.Sulh Ceza Mahkemesince sanık hakkında taksirle yaralama suçu ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/1, 179/2, 62/1(iki kez) maddeleri gereğince 75 gün adli para cezası ve 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, bu kararın 18.02.2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 29.03.2016 tarihinde işlediği göçmen kaçakçılığı suçundan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanarak, 5237 Sayılı Kanun'un 89/1, 179/2, 62/1 (iki kez) ve 52/2. maddeleri gereğince 1,120.00 TL adli para cezası ile 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 51.İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi'nin 06.06.2023 tarihli ve 2022/885 Esas, 2023/371 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden 13.07.2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla,
1. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK'nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda ise sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ''hüküm verilmesine yer olmadığına'' kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
2. Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre,1.00 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda sanığın kaza anında 1.90 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkat alındığında, sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ve sanığın cezasından TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun'un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de;
4. 5237 Sayılı TCK'nın 50/3. fıkrası gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş sanığın otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde suç tarihinden önce kesinleşmiş hapis cezası mahkumiyeti bulunmadığı anlaşıldığından sanık hakkında hükmedilen 18 gün hapis cezasının, 5237 Sayılı TCK'nın 50/1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Kanun'a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
SONUÇ : 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.06.2023 tarihli ve 2022/885 Esas, 2023/371 Karar sayılı kararının 5271 Sayılı Kanun'un 309. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, aleyhe tesir etmemek koşuluyla oybirliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 Sayılı Kanun'un 309. maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.09.2024 tarihinde karar verildi.
kazanci.com