5275 sayılı kanunun 105/A maddesinin 1. ve 2.fıkraları uyarınca ...açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan...Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, denetimli serbestlikten yararlanabilmektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere denetimliye ayrılmanın ön şartı açık cezaevinde veya çocuk eğitimevinde bulunmak ya da  şartları oluşmasına rağmen iradesi dışında bir nedenle açığa ayrılamamak ve ya kapalıya iade edilmektir. 

Denetimli serbestlik süresi kural olarak bir yıl olmakla birlikte 5275 sk.nun geçici 6.maddesinde 7242 sk. ile yapılan değişiklik ile bazı suçlar istisna tutularak 30.03.2020 tarihine kadar işlenen suçlarda denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıkartılmıştır. Geçici 6.madenin 1.fıkrasına göre Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar istisna suçlar arasında sayıldığından 30.03.2020 tarihinden önce işlenmiş olsa bile bu suçlarda denetimli süresi 1 yıl olarak uygulanmaya devam edilecektir.

Ancak geçici 6.maddenin 3 fıkrası ile, denetimli serbestliğe ayrılabilmek için 105/A maddesinin 1. ve 2. fıkralarında aranan  açık cezaevinde olma şartı 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlarda aranmamış kapalı cezaevinde bulunanların da geçici 6. Maddenin 1. ve 2. fıkrasındaki infaz usulünden yararlanacağı düzenlenmiştir. Fıkra metni şöyledir; "Birinci ve ikinci fıkra hükümleri, iyi hâlli olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler hakkında da uygulanır."

Peki geçici 6.maddenin 1. fıkrasında istisna tutulan terör suçlarından hükümlü olanların suç tarihleri 30.03.2020 tarihinden önce olması durumunda  denetimli serbestliğe ayrılabilmek için açığa ayrılma ön şartı aranmaya devam mı edilecek yoksa bu hükümlüler kapalı kurumdan doğrudan denetimliye ayrılabilecek midir?
Geçici 6.maddenin 3. fıkra metninden, sadece 1. ve 2. fıkra gereğince  denetimli serbestlik süresi artırılan suçların 30.03.2020 tarihinden önce işlenmesi halinde açığa ayrılma ön şartı aranmayacağı gibi bir anlam çıksa da Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 3. fıkra ile açığa ayrılma ön şartının 30.03.2020 tarihinden önce işlenen tüm suçlar yönünden kaldırıldığı kanaatindedir. 1.CD.nin 13.03.2025 tarih, 2024/2278 E, 2025/2053 K. Sayılı kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir; (karar Yargıtay sitesinden temin edilmiştir) "15.04.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 52 nci maddesi ile 5275 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre, “30.03.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından” denetimli serbestlik tedbirinin iyi hâlli olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler hakkında da uygulanmasına imkan sağlandığından, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz usulünden yararlanabilmek için açık ceza infaz kurumunda bulunma ya da açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazanma şartı aranmaksızın, açık ceza infaz kurumuna ayrılması mümkün olmayan bu hükümlülerde denetimli serbestlikten yararlanabilir, eğer hükümlünün infaza konu cezaları geçici 6 ncı maddenin birinci fıkrasında sayılan istisna suçlardan değil ise 3 yıl süreyle, eğer istisna suçlardan ise 1 yıl süreyle denetimli serbestlikten yararlanma hakları bulunmaktadır."

Alıntı yapılan paragrafta, 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden açığa ayrılma şartının kaldırıldığı istisnaya yer verilmeksizin belirtilmiş ancak denetimli süresinin istisna suçlar yönünden 1 yıl, diğer suçlar yönünden ise 3 yıl olduğu açıkça vurgulanmıştır.

Bu hale göre, 30.03.2020 tarihinden önce işlenen terör suçları yönünden de denetimli öncesi açığa ayrılma ön şartının kaldırıldığı sonucuna varılabilecektir.
30.03.2020 tarihinden önce işlenen terör suçları yönünden denetimli serbestlik öncesi açığa ayrılma şartı aranmayacağına göre bu şartların neler olduğuna göz atmakta fayda vardır.

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 6/1c maddesi gereğince; "Cezaları yüksek güvenlikli kapalı kurumlar veya diğer kapalı kurumların yüksek güvenlikli bölümlerinde infaz edilenlerden toplam cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi hâlli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine üç yıl veya daha az süre kalanlar, açık kurumlara ayrılabilir." (5275 sk.nun 9/2 d-e fıkrası gereğince terör suçlarının cezalarının infazı yüksek güvenlikli kurumlarda yapılır.)

Açık kurumlara ayrılabilmek için ayrıca yönetmeliğin 6/2ç maddesi gereğince; "Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması, şartı aranır."

Yani 6/1c ve 6/2ç deki şartların bir arada bulunması gerekir. Bu düzenlemeleri somutlaştıracak olursak terör örgütü üyeliğinden mahkum olan bir hükümlünün normal şartlarda açık kuruma (ve daha sonra denetimliye) ayrılabilmesi için toplam cezasının 1/3 ünü yüksek güvenlikli kurumda iyi halli olarak infaz etmesi + mensup olduğu örgütten ayrıldığının idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilmesi (uygulamada bu karara samimiyetin tasdiki kararı denilmektedir) + koşullu salıverilme tarihine 1 yıldan az süre kalması gerekmektedir.

Terör örgütü üyeliği suçlarında şimdiye kadar süregelen uygulamalarda, (suç tarihi 30.03.2020 den önce olsa bile) cezaevi idare ve gözlem kurulları  denetimli serbestlik öncesi açığa ayrılma ön şartı aramakta ve açığa ayrılmanın da ön şartı olan örgütten ayrılma şartı (samimiyetin tasdiki) yönünden olumsuz kararlar verebilmekte, bu kararlar açığa ve dolayısıyla denetimliye ayrılma sürecini geciktirmekte ve hatta denetimli serbestlikten  yararlanma hakkını imkansız hale getirebilmekte idi. Diğer yandan terör örgütü üyeliğinden ceza almakla beraber etkin pişmanlıktan yararlanıp 2 yıl 1 ay  ceza alanların koşullu salıverilme tarihlerine 1 yıl kalmasına rağmen yönetmeliğin 6/1c maddesi gereğince yüksek güvenliklide tamamlamaları gereken toplam cezanın 1/3 ünü tamamlayamadıkları için denetimli serbestlikten 1 yıldan daha az yararlandıkları görülmekte idi.

Yargıtay'ın bu içtihadı ile 30.03.2020 tarihinden önce işlenmiş olan terör suçlarında denetimli serbestlik öncesi açığa ayrılma şartının aranmayacak olması yukarıda değinilen uygulama sorunlarını da ortadan kaldıracaktır.

Yargıtay C.Başsavcılığı da Yargıtay 1.CD.nin  2021/12375 E,2022/2181 K sayılı dosyasına vermiş olduğu talepnamesinde 30.03.2020 tarihinden önce işlenen terör ve örgütlü suçlarda örgütten ayrılma ve toplam cezanın 1/3 ünü yüksek güvenlikli kurumda geçirme şartının aranmayacağını belirtmiştir. Talepnamenin ilgili kısmı şöyledir; "5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi bir bütün olarak geçici 6. madde ile birlikte ele alındığında, kapalı ceza infaz kurumunda yer alan iyi halli hükümlülerin de koşullu salıverilme tarihlerine 3 yıl kala bu hükümlerden yararlanabileceklerinin düşünüldüğü, terör ve örgütlü suçlar için ise, Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliğinin 6/2-ç maddesinde yer alan, örgütten ayrıldıklarına dair idare ve gözlem kurulu kararının hükümden yararlanılabilmesi için aranmadığı,......toplam cezasının üçte birini iyi halli geçirmesi gerektiğine dair bir şartın bulunmadığı, örgüt mensubu hükümlülerin de iyi halli olduklarının idare ve gözlem kurulu kararı ile belirlenmesi halinde koşullu salıverilmelerine 3 yıl kalması halinde 105/A maddesinden yararlanabilecekleri, anılan Kanun'un Geçici 6. maddesinde başkaca bir şarta yer verilmediği..."

30.03.2020 tarihinden önce işlenen terör ve örgütlü suçlarda da denetimli serbestlik öncesi açığa ayrılma şartının aranmayacak olması iyi halli olma şartını ortadan kaldırmamakla birlikte 5275 sk.nun 89.maddesinde düzenlenen iyi halli olma şartları arasında mensup olunan örgütten ayrılma  gibi bir kriter yoktur.

Sonuç olarak; Yukarıda anılan Yargıtay 1.CD.nin kararından ve Yargıtay C.Başsavcılığının talepnamesindeki görüşünden  30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlarda suç ayrımı yapılmaksızın denetimli serbestlik öncesi açığa ayrılma şartının kaldırıldığı ancak geçici 6.maddenin 1.fıkrasında istisna edilen suçlarda denetimli serbestlik süresinin 1 yıl, diğer suçlarda ise 3 yıl olduğu kanaatine vardığımızı ve bu kararın uygulamada yaşanan sorunları gidereceği kanaatindeyiz.

Esat Faruk BENLİ
Hukukçu

>> Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 2024/2278 E, 2025/2053 K. sayılı kararı