Adli makamlara yapılan suç bildirimlerinden bazıları, suç oluşturmayan, hukuki uyuşmazlık niteliğinde veya idari bir mahiyette veya benzeri nitelikte başvurular olabilmektedir.

Burada, 5271 sayılı CMK’nin 158. Maddesinde yapılan değişiklik öncesinde, UYAP üzerinden soruşturmaya kaydedilmekte ve suç oluşturmayan eylemle ilgili olarak kişilere “şüpheli” sıfatı verilmekte ve bu kişilerin bazen ifadelerine başvurulabilmekteydi.

Bu durumunda şüpheli olarak kaydedilen kişi açısından bazı sorunlara neden olduğu görülmektedir.

LEKELENMEME HAKKI

Adil yargılanma hakkı bağlamında suçsuzluk karinesi ve onun doğal neticesi olan lekelenmeme hakkı,[1] bireyin sırf insan olmaktan dolayı sahip olduğu vazgeçilmez ve devredilmez haklardandır.[2]

Lekelenmeme hakkı, ulusal mevzuat ile olduğu kadar uluslararası sözleşmelerle de koruma altına alınmıştır. Bu hak kişinin vazgeçilmez haklarından biridir. Lekelenmeme hakkı, insan haklarının ve bu kapsamda insan onuruna saygının doğal sonucudur. Bu nedenle insan haklarına, insan onuruna saygı gösteren devletlerin kişilerin lekelenmeme hakkını koruması öncelikle koruması gerekmektedir.

Bu nedenle, suç oluşturmayan eylemlerle ilgili kişilerin şüpheli sıfatı verilerek yapılan ihbarlara karşı korunması çok önemli bir konudur.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

Anayasamızın "Özel hayatın gizliliği" kenar başlıklı 20 nci maddesine göre; Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Suç oluşturmayan eylemlerle ilgili yapılan ihbarlarda, kişilerin özel hayatı ve aile hayatının gizliliğine dikkat edilmelidir.

HAK ARAMA HÜRRİYETİ

"Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise; herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle yapılan ihbarların hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.

ADİL YARGILANMA HAKKI

Kuşkusuz yapılan ihbarlarda adil yargılanma ilkesi gözetilmelidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6 ncı maddesinde, bir suç ile itham edilen herkesin, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılacağı ifade olunmuştur.

Bu ilke çerçevesinde yapılan ihbarların suç oluşturup oluşturmadığı öncelikle değerlendirilmelidir.

İHBAR EDİLEN KİŞİNİN HAKLARI İLE HAK ARAMA HÜRRİYETİ ARASINDAKİ DENGENİN KURULMASI

Özel hayatın gizliliği, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı ile hak arama hürriyeti arasındaki makul dengenin sağlanması zorunludur.

Bu dengenin sağlanması amacıyla kanun koyucu, 1/2/2018 tarihli ve 7078 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununu 158 inci maddesine altıncı fıkrayı ilave ederek, ihbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar (SYOK) verileceğini hüküm altına almıştır. Burada iki husus gözetilmelidir:

1) İhbar kaydı: Bu düzenleme ile yapılan şikayetler yasal düzenlemelerde suç olarak tanımlanmayan eylemlere ilişkin ise, ihbar kaydı ile UYAP sistemine kaydedilecektir.

2) Şikayet edilen kişiye şüpheli sıfatı verilmemesi: Bu aşamada kişiye şüpheli sıfatı verilemez.

İHBAR KAYDI YAPILABİLMESİNİN KOŞULLARI

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 158 inci maddesinde[3] yapılan bu düzenlemeyle UYAP sisteminde ihbar kaydı yapılabilecek şikayetler şunlardır:

1) İçeriği itibariyle ceza ve ceza muhakemesi hukukunun konusuna girmeyen, diğer muhakeme hukuku alanlarının konusuna giren şikâyetler.

2) Hukuki uyuşmazlık teşkil eden şikâyetler.

3) İhbar veya şikâyet içeriğinin ve konusunun belirsiz olması nedeniyle anlaşılamayan şikâyetler.

4) Hukuken hiçbir anlam ifade etmeyen şikâyetler.

5) Somut olarak yer, zaman, olay belirtmeyen soyut ve genel nitelikteki ihbar ve şikâyetler

Yukarıda niteliklere haiz ihbar ve şikâyetler üzerine derhal soruşturmaya başlamak ve ilgililere şüpheli sıfatı vermek, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı açısından sakıncalı durumların doğmasına neden olabilir.

Kanun koyucu, bu sakıncalı durumları gidermek için bu yasal düzenleme değişikliğine gitmiştir.

Nitekim yapılan bu yasal değişiklik sonucu pek çok kişinin lekelenmeme hakkı kapsamında korunduğu ifade edilmektedir.[4]

İçeriği suç oluşturmayan veya soyut ve genel nitelikteki ihbar ve şikâyetler için soruşturma öncesi bir değerlendirme mekanizması getirilmiştir.

Kişilerin kötü niyetli şikâyetler üzerine şüpheli sıfatıyla adliyeye getirilmelerinin ve sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilse dahi UYAP'a şüpheli olarak kaydedilmelerinin doğurduğu bazı hak mahrumiyetlerinin de önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

UYAP "İHBAR KAYDI MODÜLÜ"

Ceza Muhakemesi Kanununun 158 inci maddesinin altıncı fıkra düzenlemesi sonrasında, UYAP "İhbar Kaydı Modülü" oluşturulmuştur.

Bu modüle yetkisiz olunduğu değerlendirilen dosyaların yetkili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilebilmesi için "fezleke ile gönderme" sekmesi eklenmiştir.

Çünkü yetkisizlik kararı ile gönderilmek üzere soyut ihbar ve şikâyetlerin soruşturma esasına kaydedilmesi durumunda yetkili Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yeniden bir SYOK incelemesi yapılamamaktadır.

KAYIT AŞAMASINDA İKİLİ DEĞERLENDİRME YAPILMASI ZORUNLULUĞU

Şikâyetin suç oluşturup oluşturmadığına ilişkin değerlendirmeler

Soruşturma esasına kaydedilen ihbar ve şikâyetlerle ilgili tekrardan SYOK incelemesi yapılamadığından, özellikle müracaat savcılığı bulunan Cumhuriyet başsavcılıklarında, müracaat Cumhuriyet savcılarının öncelikle, gelen ihbar ve şikâyetlerin içeriğinin herhangi bir araştırma gerektirmeksizin açıkça suç oluşturup oluşturmadığını değerlendirmeleri gerekmektedir.

Şikâyetin soyut ve genel bir nitelik taşıyıp taşımadığına ilişkin değerlendirmeler

Suç oluşturan veya oluşturabilecek nitelikte olduğunu tespit etmesi hâlinde ise ihbar ve şikâyetin bu defa soyut ve genel bir nitelik taşıyıp taşımadığını değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir.

Yapılacak bu iki değerlendirme sonucu açıkça suç oluşturmadığının anlaşılması veya soyut ve genel nitelikte olduğunu tespit etmesi durumunda, ihbar ve şikâyetlerin ihbar kaydına, bu kapsamda olmayan ihbar ve şikâyetlerin ise soruşturmaya kaydedilmesi sureti ile etkili bir ön inceleme yapılması masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı kapsamında çok önemli bir uygulamadır.

Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yapılan uygulamalara ilişkin veriler/istatistikler üzerinden her ay yapılan incelemeler sonucunda; bir yıllık dönemde yaklaşık 60.000 ihbar dosya kaydı oluşturulduğu ve yine yaklaşık 25.000 SYOK kararı verildiği, bazı Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından etkili bir ön değerlendirme yapılarak soyut ihbar ve şikayetlerin öncelikli olarak ihbar kaydına alındığı ve bu dosyaların bir kısmının SYOK kararı verilerek kapatıldığı, bir kısım Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından ise daha sınırlı sayıda uygulama yapıldığı ifade edilmektedir.[5]

SYOK UYGULAMALARININ SINIRLI DÜZEYDE KALMASI

SYOK uygulamalarının sınırlı düzeyde kaldığı yerlerde soyut ve dayanaktan yoksun ihbar ve şikâyetler konusunda ihbar dosya kaydı oluşturulabilmesi ve SYOK değerlendirmesi yapılması noktasında ve özellikle Cumhuriyet başsavcı vekilleri koordinesinde etkili bir ön değerlendirme mekanizması oluşturularak izleme ve değerlendirmenin yapılmasının faydalı olacağı yönünde görüşler bulunmaktadır.[6]

SONUÇ:

SYOK ön değerlendirme mekanizması oluşturulması

1. Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soyut ve dayanaktan yoksun ihbar ve şikâyetler konusunda ihbar dosya kaydı oluşturulmasının terör suçlarına hasredilmemesi ve etkili bir SYOK ön değerlendirme mekanizması oluşturulması gerekmektedir.

İhbar ve şikâyetlerin kayıt öncesi değerlendirilmesi

2. Cumhuriyet savcılarının yapılan ihbar ve şikayetlerde iki aşamalı değerlendirme yapmaları gerekmektedir:

Birinci değerlendirme: öncelikle şikâyet içeriğinin herhangi bir araştırma gerektirmeksizin açıkça suç oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmelidir.

İkinci değerlendirme: Bu değerlendirmede şikâyet içeriğinin suç oluşturan veya oluşturabilecek bir ihbar ve şikâyet olduğunun anlaşılması halinde, ihbar ve şikâyetin soyut ve genel bir nitelik taşıyıp taşımadığı hususu tartışma konusu yapılmalıdır.

Lekelenmeme hakkı kapsamında sonuç değerlendirmesi

Bu ikili değerlendirmeden sonra kayıt öncesi ön değerlendirme yapılarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 158 inci maddesine eklenen altıncı fıkra ile yapılan düzenleme gereğince lekelenmeme hakkı kapsamında şikâyet içeriği gözden geçirilmeli ve bir sonuca varılmalıdır.

Açıkça suç oluşturmayan eylemler

3- Açıkça suç oluşturmadığı anlaşılan soyut ihbar ve şikâyetler, ihbar kaydına kaydedilmesi gerekir. Cumhuriyet savcısı, suç oluşturmayan soyut ihbar ve şikâyetlerle ilgili değerlendirme yaparak, soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar (SYOK) vermesi gerekmektedir.

.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-------------------------

[1] “Türk Ceza Kanununda, lekelenmeme hakkından kaynaklanan kişisel hakların korunması amacıyla, başka bir ifadeyle insan onurunun korunması amacıyla, lekelenmeme hakkının ihlaline neden olan bazı eylemleri suç olarak kabul etmek suretiyle lekelenmeme hakkını koruma altına alınmıştır. Evrensel İnsan Hakları Bildirisinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de lekelenmeme hakkının korunduğu görülmektedir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince lekelenmeme hakkı, adil yargılanma hakkı içerisinde, adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak kabul edilmektedir. Nihayet, Anayasamızın 90 ıncı maddesi uyarınca uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanma olanağı getirildiğinden lekelenmeme hakkı ile ilgili uygulama, yorum ve değerlendirmelerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları da dikkate alınmalıdır.” GÜLSÜN, R . "İnsan Onuru Ve Lekelenmeme Hakkı". International Journal of Legal Progress 1 (2016): 17-42 <http://dergipark.gov.tr/legalprogress/issue/24649/260732>

[2] Lekelenmeme hakkına ilişkin ayrıntılı açıklamalar için bkz.; KARAKAYA, N . "Lekelenmeme Hakkı". Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi / Journal of Penal Law & Criminology 3 (): 311-318; http://dergipark.gov.tr/iuchkd/ issue/30753/332522.

[3] (EKLENMİŞ FIKRA, RGT: 25.08.2017, RG NO: 30165, KHK NO: 694/145; EKLENMİŞ FIKRA RGT: 08.03.2018, RG NO: 30354 MÜKERRER KANUN NO: 7078/140): “(6) İhbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir. Bu durumda şikâyet edilen kişiye şüpheli sıfatı verilemez, Soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar, varsa ihbarda bulunana veya şikâyetçiye bildirilir ve bu karara karşı 173 üncü maddedeki usule göre itiraz edilebilir. İtirazın kabulü hâlinde Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma işlemlerini başlatır. Bu fıkra uyarınca yapılan işlemler ve verilen kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından görülebilir.”

[4] Adalet Bakanı sayın Abdulhamit Gül’ün lekelenmeme hakkına ilişkin yaptığı , "Bu hususta AK Parti hükümetinin çıkarttığı KHK ile yaklaşık 9 bin kişi, soruşturma açılmadan haksız iftiralara karşı korundu." Şeklindeki beyanları medyada yer almıştır. Bkz.; https://www. Memur lar.net/haber/736355/ khk-ile-getirilen-lekelenmeme-hakki-ile-9-bin-kisi-korundu.html, ET: 20.10.2018. Yasal değişiklik sonrasında, vatandaşların soyut ve dayanaksız ihbarlarla hakkında soruşturma açılarak peşinen "şüpheli" yapılmasına yargısal uygulamalarla izin vermemiş ve "Lekelenmeme hakkı" sayesinde, bir yılda 21 bin kişi, haksız iftiralara karşı korunmuş ve toplumda lekelenmesinin önüne geçilmiştir. Önceki uygulamalarda mesnetsiz iddialarla vatandaşlar "şüpheli" olarak UYAP sisteminde kaydı alınmaktaydı. Bkz.; https://www.memurlar. net/haber/771089/lekelenmeme-hakki-iftira-atilan-21-bin-kisiyi-kurtar di.html, ET: 20.10.2018.

[5] Adalet Bakanlığı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19120602-659-0108-2018-E.1383/69515 sayılı ve 10/10/2018 tarihli, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 158 inci Madde Altıncı Fıkra Uygulamaları” konulu yazısı. Ayrıca, Cumhuriyet başsavcılıkları üzerinden alınan geri bildirimler ile, ihbar kaydına alınan dosyaların SYOK kararı ile sonuçlanması halinde çıkan işten sayılmadığı ve bu nedenle Cumhuriyet savcılarının çekimser kalabildikleri ve bazı Cumhuriyet başsavcılıklarının ise ihbar kayıtlarını daha çok terör suçuna ilişkin ihbarlar yönünden değerlendirdikleri yönünde görüşler bulunmaktadır.

[6] Adalet Bakanlığı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19120602-659-0108-2018-E.1383/69515 sayılı ve 10/10/2018 tarihli, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 158 inci Madde Altıncı Fıkra Uygulamaları” konulu yazısı. Bu yazıda İhbar kayıtlarının nitelikli olarak oluşturulması ve SYOK değerlendirmelerinin etkili olarak yapılmasını sağlamak adına; - SYOK kararı verilen dosyaların çıkan işten sayılması ve lehe değerlendirme yapılması için ilke kararı alınması, Hâkimler ve Savcılar Kurulu müfettişlerince yapılan denetimler sırasında soyut ihbar ve şikâyetler bağlamında ihbar kayıtlarının ve SYOK uygulamalarının da değerlendirilmesi hususunda Hakimler ve Savcılar Kurulu ile, - İhbar kaydına alınan dosyaların eşit şekilde Cumhuriyet savcıları arasında tevzi edilmesi konusunda da Bakanlığımız Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ile,

Genel Müdürlük tarafından yazışma yapılmak sureti ile girişimde bulunulduğu ifade edilmektedir.