GİRİŞ

İslam hukukunda mehir, aile hukuku sorunu olmaktadır. Erkek mehir adı altında kadına bir şey vermeyi taahhüt eder. Mehir, ekonomik değer taşıyan belirli bir mal, para, altın vb. olabilir. Diğer bir ifadeyle mehir, kocanın kadının evlenme sırasında belirlediği bir şeyi kadına armağan etmesidir. Ayrıca mehir, sadece evlenme sırasında değil, evlenme anında, devamında veya evliliğin sona ermesiyle de verilebilir.

Türk hukukunda ise, mehir ile ilgili kanunlarda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay’da mehir anlaşmaların hukuki niteliği konusunda tam bir görüş birliğinde değildir fakat mehir senedi ispat vasıtası olarak geçerli olup, yazılı mehir sözleşmesi bağışlama vaadi olarak nitelendirilmektedir.

Ezcümle, mehir alacağı İslam hukuku geleniğidir. Bununla birlikte Türk pozitif hukukunda ki tek düzenleme 2.12.1959 tarihli ve E. 14, K. 30 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıdır.

1. MEHİR ALACAĞININ HUKUKİ NİTELİĞİ

Mehir alacağı, mehir senedinden kaynaklanan bir alacak türüdür. Başka bir ifadeyle mehir alacağı, sözleşmeyle korunan alacak hakkı niteliğindedir. Pozitif hukukumuzda ise yukarıda ifade edildiği gibi hukuki nitelik bakımından görüş birliği bulunmamaktadır. Nitekim içtihadı birleştirme kararında Yargıtay mehir alacağını, Borçlar Kanunu kapsamında “bağışlama vaadi” olarak değerlendirmekte ve bu yaklaşım biçimiyle kararlarını temellendirmektedir.

Öte yandan mehir alacağı hukukumuzda 2.12.1959 tarih ve E. 14, K. 30 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile yer bulmuştur. Anılan kararda mehir alacağının geçerliliği şu şekilde ifade edilmektedir: ''Türk Medeni Kanunu, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez.''[1]

Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25.10.1965 tarihli ve 4557/5028 Sayılı kararında; ''Mehir sözleşmeleri bugün de geçerlidir.'' şeklinde belirtilmiştir.

2. MEHİR ALACAĞINDA GÖREVLİ MAHKEME

Bu konuda kadın, boşanma davasında mehir alacağını isteyebileceği gibi ayrı bir alacak davası da açarak mehir alacağını talep edebilmektedir. Ayrıca mehir alacağı davasında görevli mahkeme, mehir senedine dayanılarak davalının yerleşim yeri Asliye Hukuk mahkemesidir. Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/482 Esas numaralı 2019/3079 Kararında da aynı ilke benimsenmiştir.

3. MEHİR TALEBİNİN ŞARTLARI

Mehir talebi, bağışlama vaadi niteliğinde kabul edildiğinden Borçlar Kanunu’nda düzenlenen bağışlama vaadi sözleşmesinin geçerlilik şekillerine uygun hazırlanmalıdır. Bağışlama vaadi sözleşmesinin geçerlilik şartları;

- Mehir senedi yazılı şekilde düzenlenmelidir.

- Taahhütte bulunan erkek eşin imzası bulunmalıdır.

- Eğer mehirde taşınmaz devrediliyorsa bunun resmi şekilde yapılmış olması gerekmektedir.

- Bağışlanacak şeyi belirlenmiş ve yazılmış olmalıdır.

Şeklinde düzenlemiştir.

4. MEHİR ALACAĞININ ZAMANAŞIMI SÜRESİ

Mehir alacağına dair zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirileceğinden genel zamanaşımı süresine tabii olmaktadır. Yani alacakların 10 yıllık zamanaşımı süresi, mehir alacağı bakımından da uygulanmaktadır. Ayrıca bu zamanaşımı süresi boşanma davasının kesinleşmesinden veya eşlerden birinin ölümü halinde ölüm tarihinden itibaren başlamaktadır.

5. MEHİR SENEDİN İSPATI

Mehir alacağı senetle ispat hükümlerine tabi olup, mehir borçlusu tarafından imzalanan yazılı bir senet, borcun varlığını ispat için yeterli kabul edilmektedir. Aynı zamanda tanıkla ispat mehir alacaklarında hukuken mümkün değildir. Öte yandan mehir bir miktar para değil de bir malın devrine ilişkin verilmiş ise, tapu işlemlerinin yapılmış olması icap edecektir.

Bu hususta Hukuk Genel Kurulu 30.06.2020 Tarihli 2017/1538 E.,  2020/485 K. ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 28.04.2021, 2020/3104 E., 2021/4194 K. aynı ilke benimsenmiştir. Bununla birlikte mehir senedin geçerli olabilmesi için resmi nikahın yapılmış olması gerektiği içtihat edilmiştir. Bu içtihat Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/8076 Esas, 2022/1662 Karar sayılı ve 28.02.2022 tarihli ilamında açıkça belirtilmiştir.

6. MEHİR ALACAĞI ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEN İSTENEBİLİR Mİ?

Mehir alacağı, evlenecek erkek tarafın ölümü halinde mirasçılardan istenebilecektir. Böylelikle mehir senedi ile doğrudan üçüncü bir kişi de borç altına girmektedir. Bu kapsamda üçüncü kişi doğrudan bağışlama vaadi sözleşmesinin tarafı olacaktır.

7. MEHİR ALACAĞININ GERİ ALINMASI

Türk Borçlar Kanunun 295. ve 296.maddelerinde bağışlamanın geri alınması düzenlenmiştir. Bu bağlamda mehirin ifa edilip edilmediği geri alma bakımından oldukça önemlidir. Şayet mehir ifa edilmişse “bağışlamanın geri alınması hükümlerince” geri alınabilirken, ifa edilmemiş mehirler ise “bağışlama sözü vermenin geri alınması kapsamında” değerlendirilmektedir.

TBK 295. maddesi gereğince bağışlamanın geri alınması: Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir:

1. Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,

2. Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa,

3. Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse söz konusu olacaktır.

TBK 296. maddesi gereğince bağışlama sözü vermenin geri alınması:  Bağışlama sözü veren, aşağıdaki durumlarda sözünü geri alabilir ve onu ifadan kaçınabilir:

1. Elden bağışlanılan bir malın geri verilmesini isteyebileceği sebeplerden biri varsa,

2. Mali durumu, sonradan sözün yerine getirilmesini kendisi için olağanüstü ağır kılacak ölçüde değişmişse,

3. Bağışlama sözü verdikten sonra, kendisi için yeni aile yükümlülükleri doğmuş veya bu yükümlülükleri önemli ölçüde ağırlaşmışsa söz konusu olacaktır.

Ayrıca bağışlama sözü verenin borcunu ödeme güçsüzlüğü belirlenir veya iflasına karar verilirse, ifa yükümlülüğü ortadan kalkacaktır.

Av. Begüm GÜREL (LL.M) & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Aleyna ÖZTÜRK

KAYNAKÇA

https://denktas.av.tr/aile-hukuku/bosanmada-mehir-alacagi-talep-edilebilir-mi

https://ozansoylu.av.tr/bosanma-davasinda-mehir-alacagi-ve-mehir-senedi/

https://zengin.av.tr/mehir-senedi-nedir-hukuki-nitelikleri/

https://www.latifcembaran.com/blog/bosanma-davalarinda-mehir-senedi

https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2020/11/AHMET-TURKMEN.pdf

https://www.gizemuzun.av.tr/bosanma-mehir-alacagi-talep-edilebilir-mi

https://www.ekinhukuk.com.tr/mehir-senedi/

http://www.altasavukatlik.com.tr/2020/10/16/mehir-senedinin-hukuki-niteligi-ve-gecerliligi/

-------------

[1] 2.12.1959 tarih ve E. 14, K. 30 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı