T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/1807
K. 2018/9042
T. 6.12.2018

* İŞ KAZASINDAN DOĞAN MADDİ MANEVİ TAZMİNAT ( İş Kazasında Kusuru Olduğunun Tespiti Halinde İşveren Vekilinin de İşveren Yanında Zarardan Sorumlu Olacağı/Davacının Ütücü Olarak Çalışırken İş Kazası Geçirerek Malul Kaldığı SGK Tahkikat İşlemlerinde Davalının Babası Yönünden İşveren Sıfatı İle İşlem Yapıldığı Davalının Babası Adına Bildirge Verilmesi Gerektiğinin Belirtildiği Gözetildiğinde İşveren ve/veya İşveren Vekili Sıfatının Tespiti Yönünden Davacının İşvereninin Kim Olduğu Hususlarında Araştırılma Yapılacağı)

* İŞVEREN VEKİLİNİN SORUMLULUĞU ( İş Kazalarından Kaynaklanan Tazminat Davalarında İş Kazasında Kusuru Olduğunun Tespiti Halinde İşveren Vekilinin de İşveren Yanında Zarardan Sorumlu Olacağı/Davacının İş Kazası Geçirerek Malul Kaldığı SGK Tahkikat İşlemlerinde Davalının Babası Yönünden İşveren Sıfatı İle İşlem Yapıldığı Davalının Babası Adına Bildirge Verilmesi Gereğinin Belirtildiği Gözetildiğinde İşveren ve/veya İşveren Vekili Sıfatının Tespiti Yönünden Davacının İşvereninin Kim Olduğu Hususlarında Araştırılma Yapılacağı )

* HUSUMET ( İş Kazası Sonucu Maluliyetinden Doğan Maddi ve Manevi Tazminat - SGK Tahkikat İşlemlerinde Davalının Babası Yönünden İşveren Sıfatı İle İşlem Yapıldığı Davalının Babası Adına Bildirge Verilmesi Gerektiğinin Belirtildiği Gözetildiğinde İşveren ve/veya İşveren Vekili Sıfatının Tespiti Yönünden Davacının İşvereninin Kim Olduğu Hususlarında Araştırılma Yapılması Husumetin Kime Yöneltileceğinin Net Olarak Belirlenmesi Sonrasında İşin Esasına Girilmesi ve Oluşacak Sonuca Göre Bir Karar Verilmesi Gereği )

4857/m.2

5510/m.12/6

ÖZET : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

İş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında; iş kazasında kusuru olduğunun tespiti halinde, işveren vekili de, işveren yanında zarardan sorumlu olacaktır.Davacının 18.02.2008 tarihinde ütücü olarak çalışırken iş kazası geçirerek malul kaldığı, SGK tahkikat işlemlerinde davalının babası yönünden işveren sıfatı ile işlem yapıldığı, davalının babası adına bildirge verilmesi gerektiğinin belirtildiği gözetildiğinde, işveren ve/veya işveren vekili sıfatının tespiti yönünden davacının işvereninin kim olduğu hususlarında araştırılma yapılmalı, husumetin kime yöneltileceği net olarak belirlenmeli, sonrasında işin esasına girilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

DAVA : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi:

KARAR : Dava 18.02.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacı sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, 40907,10 TL maddi tazminat ile 10000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.

Davanın iş kazası zararlandırıcı sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat davası olması nedeniyle öncelikle, işçi, işveren ve işveren vekili tanımlarının açıklanması gerekmektedir.

4857 Sayılı Kanun'un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye ''işçi'', işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara ''işveren'', işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye ise ''iş ilişkisi'' denir.

İş Kanunu'nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre; bir işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye ''asıl işveren-alt işveren ilişkisi'' denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. 5510 Sayılı Kanun'un 12/6.maddesiyle de asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur.

Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu müteselsil niteliktedir. Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte 4857 S.K.'nun 2.maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları ...... davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.

Günümüzde işletmelerin ve iş kapasitelerinin genişlemeleri, işverenin tek başına ve bizzat işi yönetmesini, iş yasalarından ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini olanaksız kılmaktadır. Özellikle sermaye şirketi olan tüzel kişi işverenin, zaman zaman toplanarak yönetime dair kararlar alan organlarının, sürekli olarak işleri doğrudan doğruya idare etmesi mümkün değildir. Bu durumda, şirket yönetimine yardımcı olacak gerçek kişilerin işveren vekili olarak iş yerlerinde çalıştırılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

4857 S.K. 2. maddesinin 4. bendine göre; işveren adına hareket eden ve işin, iş yerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere ''işveren vekili'' denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. Aynı maddenin 5. bendine göre de; işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 12. maddesinin 2. fıkrasına göre; işveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili, bu kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Gerek 4857 S.K. Gerekse 5510 Sayılı Kanun hükümlerine göre; bir kimsenin işveren vekili sıfatını kazanabilmesi için işyerinde işveren adına hareket etmesi ve işin ve işyerinin yönetiminde görev alması gerekir.

Öte yandan Mülga 506 Sayılı Kanun'un 4. maddesinde de işveren vekili, “İşveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler” şeklinde tanımlanmış, anılan maddenin devamında, “Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur.” hükmü ile işveren vekilinin sorumluluğunun kapsamı belirlenmiştir.

Bu düzenlemeler ışığında, şayet işyeri işveren vekilince yönetiliyorsa, maddelerde gösterilen "işveren" deyiminin yerine "işveren vekili" deyimi ikame olunacak ve işverenin sorumlu olduğu durumun sonuçlarına işveren vekili de katlanmak zorunda kalacaktır.

İş Kanunun, işveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yüklemlerinden doğrudan doğruya işverenin sorumluluğunu kabul eden ilgili maddesi, işveren ile işveren vekili arasında doğrudan doğruya temsil ilişkisi bulunduğunu gösterir. Şu halde işveren vekili, işveren adına ve hesabına hareket eden ve yaptığı hukuki işlemler ile onu alacaklı ve borçlu kılan kimsedir. Bu anlamda işveren vekili teknik yönden bir işveren temsilcisidir.

İş kazalarında olay, İş Hukuku İlkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu, yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında, ilke olarak, iş akdinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin ve dolayısıyla da işveren vekilinin, işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak, bu hususta gerekli şartları sağlamak ve ilgili araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.

İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu 'nun 77. maddesinde öngörülen koşullar göz önünde tutularak ve özellikle işverenin niteliğine göre, iş yerinde uygulanması gereken , işverenin ve işveren vekilinin iş yerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir)

Sonuç itibariyle, iş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında; iş kazasında kusuru olduğunun tespiti halinde, işveren vekili de, işveren yanında zarardan sorumlu olacaktır.

Bu açıklamalar ışında somut olayda yapılacak iş; davacının 18.02.2008 tarihinde ütücü olarak çalışırken iş kazası geçirerek malul kaldığı, SGK tahkikat işlemlerinde davalının babası Mehmet B. yönünden işveren sıfatı ile işlem yapıldığı, davalının babası adına bildirge verilmesi gerektiğinin belirtildiği gözetildiğinde, işveren ve/veya işveren vekili sıfatının tespiti yönünden davacının işvereninin kim olduğu hususlarında araştırılma yapılmalı, husumetin kime yöneltileceği net olarak belirlenmeli, sonrasında işin esasına girilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı ve davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 06.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr