Bakanlar Kurulu tarafından kamuya personel alımlarında şeffaflığın ve objektifliğin sağlanması amacıyla, 18.3.2002 gün ve 2002/3975 sayılı Resmi Gazetede “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik” yayımlanmıştır.

Bu yönetmelik uyarınca Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 7-8 Temmuz 2012 tarihlerinde yapılacak olan 2012 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Lisans Kılavuzu yayımlanmıştır. Bu kılavuzun 4.3. alt bendinde, “ÖSYM tarafından yerleştirilen adayların başka bir sınav veya mülakat yapılmaksızın ilan edilmiş kadrolara doğrudan atanacakları” duyurulmuştur. Kılavuz uyarınca sınava girip 2 yıl boyunca geçerli olacak puanı alanlar, “başka bir sınav veya mülakat yapılmaksızın” ilan edilmiş kadrolara doğrudan atanacaklardı.

3.10.2012 gün ve 28430 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile, ana yönetmeliğe Ek 6. madde ilave edilmiştir. Buna göre kamuya avukat, hazine avukatı ve hukuk müşaviri alımlarında KPSS dışında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca yazılı ve/veya sözlü sınav getirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

İstanbul Barosu tarafından genel yönetmelikte belirlenen memur alımının dışına çıkılmasını gerektirir bir sebep olmamasına rağmen, subjektif değerlendirme yapmaya elverişli düzenlemenin iptali için Danıştay’da dava açılmıştır.

Açılan davada, yürürlükteki yönetmeliğe göre KPSS Lisans Kılavuzu uyarınca sınava giren ve sınavı belirli süre ile geçerli olan kişilere, daha sonra yönetmelik değişikliği ile ek sınavlar ve yükümlülükler getirilmesinin hukuk devletine aykırı olduğu da ifade edilmiştir.

Başbakanlığın, yönetmeliğin hizmetin daha verimli ve kamu yararına uygun olması amacıyla yapıldığı savunmaları karşısında Danıştay 12. Dairesi’nin 8.2.2018 gün ve 2016/9090 E. 2018/528 K. no’lu kararı ile, “B grubu kadrolara yapılacak atamalarda, adayların eşit şartlarda yarışmalarını sağlayan objektif bir yöntem olan merkezi sınavdan sonra her türlü öznel değerlendirmeye açık bulunan ikinci bir sınavın yapılması, merkezi sınavın nesnel sonuçlarını kısmen dahi olsa etkisiz kılacağı gibi, sözü edilen sınavın tek aşamalı olarak sözlü şeklinde yapılması halinde de sınavın yargısal denetimi yetki ve şekil unsurları ile sınırlandırılmış olacaktır. Bu nedenle, kamu kurum ve kuruluşlarında hazine avukatı ve hukuk müşaviri kadroları ile avukat kadrolarına, merkezi sınav sonuçları ve adayların tercihleri dikkate alınarak yerleştirme ve atama yapılması gerekirken, aynı hukuksal durumda olan diğer B grubu kadrolardan farklı olarak, bu kadrolara atamada ikinci bir sınav yapılmasının öngörülmesi eşitlik ilkesine aykırı olduğundan ve subjektif değerlendirmelerin oluşabilmesine yol açıcı etkileri bulunduğundan” yönetmelik değişikliği iptal edilmiştir.

Bunun üzerine Devlet Personel Başkanlığı, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği 4.10.2018 gün ve 67982825-010.03-E.6490 sayılı yazıda, Danıştay kararı uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının, hukuk müşaviri kadroları ile avukat kadro ve pozisyonlarına kurumsal alım yoluyla personel alamayacağı, bu kapsamda çıkartılan kurumsal yönetmeliklerinin uygulanma imkanı kalmadığı, avukat ve hukuk müşavirliği alımlarının ancak merkezi yerleştirme yolu ile sağlanabileceğini bildirmiştir. (Yazışmayı görmek için bakınız: https://www.memurlar.net/haber/781430/dpb-den-avukat-alimlari-hakkinda-aciklama.html)

Yine bu kapsamda Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 15.2.2019 gün ve 30687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik ile, “Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Hukuk Müşavirliği ve Avukatlık Giriş Sınavı ve Atama Yönetmeliği” yürürlükten kaldırılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte Başbakanlığın kaldırılması üzerine Cumhurbaşkanlığı’nın, bütün kadro ve pozisyonlarının birbiriyle eşit olmadığı, hazine avukatı ve hukuk müşaviri kadrolarına atama yapılırken işin niteliği, önemi ve alanı, mesleki yetkinlik, muhakeme gücü gibi görevin ifasında önem arz eden unsurların ölçülmesi ve değerlendirilmesinin ayrıca bir sınavı gerektirdiği şeklindeki temyiz iddiaları, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 21.11.2019 gün ve 2018/4657 E. 2019/5812 K. no’lu kararı ile yerinde görülmeyerek rededdilmiş ve böylece karar kesinleşmiştir. (Haberi görmek için bakınız: https://www.istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=15763)

Av. Atilla ÖZEN

İstanbul Barosu Avukatı