T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2023/10220
K. 2024/5976
T. 28.5.2024

İŞ KAZASINA DAYALI TAZMİNAT ( Uyulan Bozma Kararı Kapsamı Doğrultusunda İnceleme Yapılıp Bozma Kapsamı Dışında Kalan Hususların Taraflar Lehine Usuli Kazanılmış Hak Oluşturduğu da Gözetilerek İnceleme Yapılması Bu Kapsamda da Kabul Edilen Gerekçenin Açıkça Davacı Taraf Lehine Oluşan Usuli Kazanılmış Hakkın İhlali Oluşturduğunun Dikkate Alınması Öte Yandan Bozma Doğrultusunda Alınan Heyet Raporu Kapsamında Davacının %60 Oranında Kusurlu Olduğuna Dair Tespit İle Dava Harici Alt İşverene Verilen %40 Kusurdan Davalının Asıl İşveren ve Davalının da Asıl İşveren Vekili Olarak Müteselsil Sorumlu Olacakları Değerlendirilmesi Gereği )

VEKALET ÜCRETİ ( Davanın BEDAŞ Aleyhine Açılmakla Beraber Yargılama Aşamasında Sunulan Belge ve Beyanlara Göre Davanın TEDAŞ Aleyhine Yürütülmesi Gerektiği Belirtildiği ve Bu Bozma Kararı Sonrasında Yapılan Yargılamada Davalı TEDAŞ'ın Kendisini Vekille Temsil Ettirmiş Olmasına Karşın Mahkemece İş Bu Son Kararda Hakkındaki Dava Reddolmasına Karşın Kendisini Vekille Temsil Ettimediği Belirtilerek Davalı Lehine Ret Vekalet Ücreti Takdir Edilmemiş Olmasının Hatalı Olduğu )

USULİ KAZANILMIŞ HAK ( Tazminat - Uyulan Bozma Kararı Kapsamı Doğrultusunda İnceleme Yapılıp Bozma Kapsamı Dışında Kalan Hususların Taraflar Lehine Usuli Kazanılmış Hak Oluşturduğu da Gözetilerek İnceleme Yapılması Bu Kapsamda da Kabul Edilen Gerekçenin Açıkça Davacı Taraf Lehine Oluşan Usuli Kazanılmış Hakkın İhlali Oluşturduğunun Dikkate Alınması Gereği )

6098/m.55,420

ÖZET: Uyulan bozma kararı kapsamı doğrultusunda inceleme yapılıp, bozma kapsamı dışında kalan hususların taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu da gözetilerek, inceleme yapılması, bu kapsamda da kabul edilen gerekçenin açıkça davacı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali oluşturduğu dikkate alınmak, öte yandan bozma doğrultusunda alınan heyet raporu kapsamında davacının %60 oranında kusurlu olduğuna dair tespit ile dava harici alt işverene verilen %40 kusurdan davalının asıl işveren ve davalının da asıl işveren vekili olarak müteselsil sorumlu olacakları değerlendirilip, sorumlu olan davalıların tazminat alacaklarının belirlenmesi açısından (Mahkemece verilen 25.11.2014 tarihli ilk kararı vekilinin temyiz sebepleri dikkate alındığında maddi tazminatın hesabı noktasında açık temyizi olmadığı gözetilerek) usuli kazanılmış haklara göre 28.10.2014 tarihli hesap raporuna uygulanarak maddi tazminat alacağını belirlemek, manevi tazminat alacağı yönünden de hakkaniyete uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.

Öte yandan ilk bozma kararında da belirtildiği üzere davanın BEDAŞ aleyhine açılmakla beraber, yargılama aşamasında sunulan belge ve beyanlara göre davanın TEDAŞ aleyhine yürütülmesi gerektiği belirtildiği ve bu bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada davalı TEDAŞ'ın kendisini vekille temsil ettirmiş olmasına karşın, mahkemece iş bu son kararda hakkındaki dava reddolmasına karşın kendisini vekille temsil ettimediği belirtilerek davalı lehine ret vekalet ücreti takdir edilmemiş olması hatalı olmuştur.

DAVA : Taraflar arasındaki iş kazasına dayalı tazminat istemi davası nedeniyle Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl dosyada davacı-birleşen davada davalı ... vekili ile asıl davada davalı TEDAŞ vekili tarafından temyiz edilmiş, asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacı ... vekilinin katılma yoluyla temyiz talebinde bulunmuştur. Asıl dosyada davacı-birleşen davada davalı ... vekili temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep etmiş, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.05.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı-birleşen dosyada davalı ... adına Av. ... ile davalı-birleşen dosyada davacı ... adına Av. ... ... ve davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. adına Av. ...'ın geldiği, diğer taraflar adlarına gelen olmadığı görüldükten sonra duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, duruşmaya son verilerek yapılan incelemede; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

1.Davacı ... vekili asıl dosyanın 21.06.2006 tarihli dava dilekçesinde özetle müvekkilinin davalılardan ...'ın sahibi olduğu taşınmazın dış cephe sıva işlerini yapmak üzere diğer davalı ... ile anlaştığını, müvekkilinin dış cephe ustası olduğunu, çalıştığı işyerinden ücretsiz izne ayrılmış olduğundan bu işi diğer işçiler ile birlikte kabul ettiğini, işe başladıktan 15 gün sonra müvekkilinin dış cephe asansör halatını çekerek düzeltmek isterken halatın elektrik tellerine değmesi sonucunda elektrik çarpması üzerine ağır yaralandığını, bu olay sebebiyle müvekkiline %65,44 oranında maluliyet raporu verildiğini, maddi ve manevi olarak mağdur olduğunu açıklayarak sürekli iş göremezlik dönemi zararı olarak 10.000 TL, geçici iş göremezlik dönemi zararı olarak 5.000 TL ve tedavi gideri olarak 5.000,00 TL ile manevi tazminat alacağı olarak 50.000 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalılar ..., ..., Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. ve TEDAŞ'tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılamanın devamında 15.12.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere iş göremezlikten kaynaklı tazminat istemini 340.951,26 TL'ye artırmıştır.

2.Davacı ... ve ... vekili birleşen dosyanın 10.03.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; asıl dosyada talep harici kalan 20.864,05 TL için davacı ilamsız icra takibi yaptı, davalı vekili bu icra takibine itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleşmesi nedeniyle, bu miktardan borçsuz olduğu iddiasıyla asıl dosya davacısı ...'a karşı menfi tespit davası açmışlardır.

II. CEVAP

1.Asıl Davada davalılar ... ve ... vekilleri cevap dilekçesi ile davalı ...'ın bir taşınmazı olduğu ve bunda inşaat yaptığının doğru olduğunu, fakat ... ın ... isimli kişi ile hiçbir akdi bağı, işçi-işveren ilişkisinin olmadığını, davalı ... için dava açılamayacağını, zira kardeşinin vekili olarak yaptığı işlerden dolayı sorumlu tutulabileceğinin düşünülemeyeceğini, bahse konu olayın tümüyle iki davalının da bilgisi dışında olduğunu, böyle bir olay sözkonusu ise ve bu hizmet kusurundan kaynaklanıyor ise davacının ancak idare mahkemesinde sorumlu idareye karşı dava açabileceğini, bu nedenle açılan davada görev yerinin idari yargı olması gerektiğini, aslında iddia edilen tarihe göre olayın zaman aşımına da uğradığını açıklayarak davanın görev yönünden, esas yönünden reddine, zaman aşımı itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Asıl davada davalı BEDAŞ vekili cevap dilekçesi ile davacının olayın meydana geldiğini iddia ettiği tarihe göre taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ve diğer davalıların yönetmeliğe uygun tesis edilmiş olan elektrik tellerine kendi kusurları ile ve hiçbir güvenlik önlemi almadan temas etmeleri nedeni ile husumet itirazları olduğunu, enerji nakil hatlarının standartlara uygun olarak yapıldığını ve her ay periyodik olarak bakımı ve onarımının yapıldığını açıklayarak davanın öncelikle müvekkili idare yönünden husumetten, esastan ve görevden reddine, zaman aşımı itirazlarının kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.

III. BOZMA ÖNCESİ VE BOZMA KARARI

A-) Mahkemenin İlk Kararı

Mahkemenin 25.11.2014 tarih ve 2013/36 E.-2014/348 K. sayılı ilamında özetle tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacının davalılar ... ve ... nezdinde hizmet akdi ile çalıştığı sırada 19.03.2005 tarihinde iş kazası geçirerek malul kaldığı, adli tıp kurumu genel kurulunun 27.02.2014 tarihli raporu ile davacının maluliyet oranının %71 olarak kesin şekilde belirlendiği, meydana gelen kazada davalılar ... ve ... ın %60, dava dışı ... isimli şahsın %20, kazalı işçinin ise %20 oranında kusurlu oldukları, binanın yüksek gerilim hattından önce yapıldığına dair delil ve tespit bulunmadığından davalı BEDAŞ'ın kusursuz olduğu, dosyada ücret bordrosunun bulunmadığı, işin özelliği ve tanık beyanları dikkate alınarak kaza tarihinde günlük 50 TL ücretle çalıştığının kabul edilmesi gerektiği anlaşılmış, davacıya %71 maluliyet oranına göre bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerini gösterir kayıtlar SGK'dan celpedilmiş, uğradığı maddi zararın tespiti için yapılan bilirkişi incelemesinde SGK tarafından karşılanmayan ve davalıların kusuruna isabet eden tazminat miktarının 361.815,31 TL olarak belirlendiği, davacının ıslah ile birlikte toplam talebinin 340.951,26 TL olduğu, aynı raporda ispatlayabildiği tedavi gideri talebinin 206 TL olarak tespit edildiği, bilirkişi raporunun dosyadaki delil durumu ile uyumlu ve hükme dayanak yapılmaya elverişli bulunduğu görülmekle davacının dava ve ıslah talepleri doğrultusunda maddi tazminat talebinin kabulüne, tedavi giderine ilişkin talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebi yönünden ise; kazanın oluş şekli ve sonucuna davacıda meydana gelen maluliyet oranına tarafların kusur oranlarına, sosyal ve ekonomik durumlarına, kaza tarihi ve kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesine göre talebin kısmen kabulüne, davalı BEDAŞ'ın kusurunun bulunmaması sebebiyle bu davalıya karşı açılan davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçeleriyle davacının maddi tazminat talebinin kabulüyle 340.951,26 TL maddi tazminatın ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 19.03.2005 tarihinden, tedavi giderine ilişkin talebin kısmen kabulüyle 206,00 TL alacağın dava tarihi 21.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'tan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

B-) İlk Bozma Kararı

Kararın davacı ... ile davalılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine;

A-) Somut olayda, kazanın gerçekleştiği orta gerilim hattının ne zaman tesis edilmiş olduğuna, aynı yerde başka bir iş kazası olup olmadığına, hattın mevzuata uygun yükseklikte bulunup bulunmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadan yetersiz kusur raporu hükme esas alınarak sonuca gidilmesi doğru olmadığı, o halde orta gerilim hattının ne zaman ve hangi nedenlerle yer altına alındığına, aynı yerde başka bir iş kazası olup olmadığının, kazanın gerçekleştiğini binanın ruhsat işlemlerine ilişkin belgeler ile gerilim hattının binaya uzaklığına dair araştırmaların yapılarak, zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar göz önünde tutularak konusunda uzman iş güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine dosyanın yeniden incelettirilerek tarafların kusur ve sorumluluklarının belirlenmesi ile sonuca gidilmesi,

B-) Somut olayda, imzalı ücret bordrolarının bulunmadığı, dava dilekçesinde davacının günlük 60,00 TL yevmiye ile çalıştığının beyan edildiği, Mahkemece Sıvacı, Boyacı ve İnşaatçılar Esnaf Odasından emsal ücret araştırıldığı, bilirkişi hesap raporunda davacı beyanına göre asgari ücretin 4.28 katı ile emsal ücrete göre asgari ücretin 3.33 katı ücret üzerinden iki seçenekli rapor düzenlenildiği, Mahkemece emsal ücret üzerinden yapılan hesaplamanın hükme esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmakla, hesaplamaya esas ücretin tespiti için birde TUİK ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden olay tarihinde alabileceği emsal günlük net ücretleri ayrı ayrı sormak, buralardan gelecek neticelere göre davacının yaptığı iş, yaşı ve kıdemine en uygun ücretin tespit edilerek, maddi zararını yeniden hesaplatmak ve çıkacak sonuca göre davacının talebini aşmamak kaydıyla bir karar verilmesi,

C-) Öte yandan, davanın BEDAŞ aleyhine açıldığı ancak yargılama aşamasında sunulan belge ve beyanlara göre davanın TEDAŞ aleyhine yürütülmesi gerektiğinin anlaşılarak TEDAŞ aleyhine yürütülmesine rağmen, Mahkemece maddi hata ile gerekçeli karar başlığında TEDAŞ'ın ihbar olunan olarak gösterilmesi ile hüküm kısmında BEDAŞ yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından Mahkemece verilen karar bozulmuştur.

C-) Mahkemenin İkinci Kararı

Mahkemenin 13.03.2020 tarih 2016/23 Esas - 2020/347 Karar sayılı ilamında özetle Yargıtay bozma ilamı ışığı altında yürütülen yargılama neticesinde dava konusu olay açısından TEDAŞ(BEDAŞ)'ın kusurunun bulunmadığı, dava konusu olay açısından davacının %20 oranında kusurlu olduğu diğer davalı TEDAŞ (BEDAŞ) haricindeki diğer davalıların kusur oranının %80 olduğu, Mahkemece aldırılan 08.04.2019 tarihli bilirkişi raporundaki tespit edilen miktarların daha önceden ıslah ile artırılan üstünde olduğu gözetilerek asıl dosyaya konu taleplerin hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmış, Birleşen dosya açısından, birleşen dosyaya konu Bakırköy 16.İş Mahkemesi'nin 2015/476 Esas sayılı dosyasında icra takibine konu yapılan değerin aşan miktarda mahkememizin asıl dosyasındaki 08.04.2019 tarihli bilirkişi raporundaki yapılan tespitler göz önünde bulundurulup tüm dosya kapsamından birleşen dosyanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle asıl dava yönünden; davalı TEDAŞ(BEDAŞ)'a karşı açılan davanın reddine, davalı ... ve ... yönünden ise davacının maddi tazminat talebinin kabulüyle 340.951,26 TL maddi tazminatın ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 19.03.2005 tarihinden, tedavi giderine ilişkin talebin kısmen kabulüyle 206,00 TL alacağın dava tarihi 21/06/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'tan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dava yönünden; davanın reddine, Bakırköy 16. İş Mahkemesi'nin 26.01.2016 tarihli icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi şeklindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve bu hususta icra dairesine müzekkere yazılmasına, karar verilmiştir.

D-) İkinci Bozma Kararı

Kararın asıl davada davacı ve birleşen davada davalı ... ile asıl davada davalı birleşen davada davacı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 28.09.2021 tarih ve 2021/4847 E.- 2021/11087 K. sayılı ilamıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda olayın gerçekleşme şeklinin kabulüne göre kusur dağılımı hatalı olmuştur. Zira iş kazasının gerçekleştiği elektrik telleri ile inşaat arasındaki mesafe gözetildiğinde işverenlere verilen kusur oranı hatalıdır. Öte yandan her ne kadar kusur verilen tüm tarafların olayın gerçekleşmesinde asli kusurlu olduğu belirtilerek kusur oranı dağıtımı yapılmış ise de, olayda baskın kusurlu olan tarafın, sıvacı ustası sıfatıyla işyerinde çalışan, olay anında hayatın olağan akışına aykırı olarak düzeltmeye çalıştığı asansör tellerini yolun karşısına geçip germek suretiyle bu yolun üzerinden geçen elektirik tellerine temas edeceğini öngörmesi gereken davacı olduğu açıktır. O halde davacıya bu ağır kusuruna rağmen %20 düzeyinde kusur verilmesinin kabulü hatalı olduğu anlaşılmakla, mahkemece iş dosyanın itibar olunan 20.07.2018 tarihli kusur bilirkişi heyetine tevdii ile yapılan bu tespitlere göre taraflar ile dava harici üçüncü kişinin kusur oranlarının aidiyeti noktasında olayın oluşuna uygun kusur oranlarını belirler mahiyette rapor düzenlemesini istemek, taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklara riayet ederek davanın esası hakkında bir karar verilmesi yönlerinden karar bozulmuştur.

IV. BOZMA KARARI ÜZERİNE VERİLEN KARAR

Bozma kararına uyan Mahkemece yukarıda tarih ve numarası yazılı kararda özetle; Bozma ilamı doğrultusunda alınan 25/05/2022 tarihli kusur raporuna göre ...'ın işveren veya asıl işveren değil, iş (inşaat) sahibi olarak sözleşme ile bütün yükümlülüğü tamamen dava dışı ...'a anahtar teslim olarak bırakmış olması nedeniyle kusursuz olduğu, yani davaya konu olayda, inşaat alanı dahilinde veya yakınında, Orta Gerilim enerji nakil hatlarının, kesinlikle risk oluşturmayacak mesafeden geçtiği, hattın binaya güvenlik mesafesinin, gerekenden çok fazla (10,5-11,5 m) olduğu halde, kazalı davacı işçinin hiçbir talimat almadan, metal vinç halatı ile inşaat güvelik alanının 25 metre dışına çıkarak ve halatı çekerek kazaya sebebiyet vermiş olması nedeni ile “üstlenme kusuru” taşıdığından, meydana gelen kaza ile iş (özel inşaat) sahibi arasında hiçbir nedensellik bağı bulunmadığı, illiyet bağının kesildiği, dava harici ...'ın işveren olarak %40 ve davacı sigortalının %60 kusurlu oldğunun tespit edilmiş olması ayrıca TEDAŞ(BEDAŞ)'ın da olayda kusuru bulunmayıp haklarında açılan davanın reddinin gerekmesi nedeniyle anılan davalılar hakkında ret kararı verilmesi gerektiği ne varki davalı ...'ın daha önce 2016/23 Esas sayılı dava dosyası üzerinden verilen kararı temyiz etmemesi nedeniyle davacı lehine doğan usuli müktesep hak kapsamında sorumluluğunun bulunduğunun değerlendirilerek; asıl dava yönünden; davalı TEDAŞ(BEDAŞ) ve ...'a karşı açılan davanın reddine, davalı ... yönünden; davacının maddi tazminat talebinin kabulüyle 340.951,26 TL maddi tazminatın ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 19.03.2005 tarihinden, tedavi giderine ilişkin talebin kısmen kabulü ile; 206,00 TL alacağın dava tarihi 21.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dava yönünden; davacı ...'ın davasının reddine, net 4.172,80 TL miktarındaki kötü niyet tazminatının birleşen dosyanın davacısı olan ...'dan alınarak birleşen dosyanın davalısına verilmesine, Davacı ... tarafından açılan davanın kabulüyle bu davacının Bakırköy 15.İcra Müdürlüğünün 2015/220 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibe konu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine ve Bakırköy 15.İcra Müdürlüğünün 2015/220 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin bu davacı yönünden iptaline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararı asıl dosyada davacı-birleşen davada davalı ... vekili ile asıl davada davalı TEDAŞ vekili tarafından temyiz edilmiş, asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacı ... vekilinin ... vekilin temyizine katılma yoluyla temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Asıl dosyada davacı-birleşen davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle davalılar ... ve ... yönünden varılan kanaatin bozma kararları ile oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı olduğunu, müvekkilinin 5 metre yolu karşıya geçerek gırgır vincin tellerini temas ettirmesinin söz konusu olmadığını, Aynı zamanda bozma ilamında işaret edilen 20.07.2018 tarihli raporda da bu yönde bir tespite yer verimediğini, yüksek gerilim hattının yakın olması nedeniyle iş kazasının gerçekleştiğini, 1.bozmadan sonra alınan raporda ve rücu dosyası raporlarında davalı BEDAŞ'a %20 kusur verilmiştir. Kazadan sonra davalı idarenin yüksek gerilim hattını toprak altına aldığını, yerleşim yeri olan kaza alanında yüksek gerilim hattının dışarıdan geçmesi nedeniyle TEDAŞ'ın sorumlu tutulması gerektiğini, hattın mevzuatın aradığı ve bozma kararında işaret oluna mesafelere uygun olmadan geçirildiğini aynı zamanda TEDAŞ'ın hattı kontrol yükümlülüğünü ihlal ettiğini, rücu davasında TEDAŞ'a %10 kusur verildiğini, dava BEDAŞ'a karşı açılmasına ve taraf değişikliği olmamasına karşın TEDAŞ'ın davalı olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, yargılama giderinin eksik hesaplandığını, birleşen davada ... sorumlu tutulması gerekirken hatalı şekilde değerlendirme ile bu davalı yönünden davanın reddolduğunu, birleşen davada müvekkili lehine davacı ... yönünden nispi ret vekalet ücreti takdiri gerektiği halde vekalet ücretinin hatalı tespit edildiğini, beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Asıl dosyada davalı TEDAŞ vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Asıl dosyada davalı -birleşen dosyada davacı ... vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle müvekkili hakkında davanın reddi nedeniyle nispi ret vekalet ücreti takdiri gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi ve lehine yargılama gideri hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

"Temyiz incelemesi" açısından 6100 Sayılı HMK Geçici 3/2 maddesi delaletiyle uygulama imkanı bulan 26.09.2004 tarihli ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 1086 Sayılı HUMK'nun 427 ilâ 444. maddeleri, "Tazminat alacaklarının belirlenmesi ve sorumluluk" açısından zararın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 332 ve 98. maddeleri ile giderek aynı Kanunun 41, 42, 43, 44, 45 ve 47. maddeleri, öte yandan 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanun'un 2 ve 7. maddeleri gereğince uygulanma imkanı bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'un 55 ve 420. maddesi hükümleri, "Olayın iş kazası olarak tespiti ile SGK yönünden sonuçları" açısından iş kazası tarihinde yürürlükte bulunan 506 Sayılı Kanun'un 11, 12, 22, 23 ve 26. maddeleri, "İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin alınacak tedbirler" açısından işyerinin nitelik ve kapsamına göre 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 77. maddesiyle ilgili mevzuat hükümleri, "Usuli kazanılmış haklar" açısından 04.02.1959 gün ve 13/5 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile 09.05.1960 gün ve 21/9 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararıdır.

3. Değerlendirme

1.Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. 'Usuli kazanılmış hak' olarak tanımlayacağımız bu olgu; Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi Mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 Sayılı kararı).

2.Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 Sayılı YİBK).

3. Somut olayda; Mahkemece verilen ilk ve ikinci kararlara dair bozma kararlarında davalılar ... ve ...'ın işverenlik sıfatlarına dair Mahkeme kabulünün bozma konusu yapılmadığı gibi Dairemizin 28.09.2021 tarih ve 2021/4847 E.- 2021/11087 K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere; Olayın gerçekleşme şekline dair kabul kapsamında olay anında hayatın olağan akışına aykırı olarak düzeltmeye çalıştığı asansör tellerini yolun karşısına geçip germek suretiyle bu yolun üzerinden geçen elektirik tellerine temas edeceğini öngörmesi gerekenin davacı olduğu, bu kapsamda da baskın kusurlu olan tarafın davacı olarak kabulü gerekirken %20 oranında kusur verilmesine dair kabulünün hatalı olduğu değerlendirilerek karar bozulmuş, Mahkemece 14.03.2022 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.

4. O halde uyulan bozma kararı kapsamı doğrultusunda inceleme yapılıp, bozma kapsamı dışında kalan hususların taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu da gözetilerek, inceleme yapılması, bu kapsamda da davalı ... ile ... hakkında kabul edilen gerekçenin açıkça davacı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali oluşturduğu dikkate alınmak, öte yandan bozma doğrultusunda alınan heyet raporu kapsamında davacının %60 oranında kusurlu olduğuna dair tespit ile dava harici alt işveren ...'a verilen %40 kusurdan davalı ...'ın asıl işveren ve davalı ...'ın da asıl işveren vekili olarak müteselsil sorumlu olacakları değerlendirilip, sorumlu olan davalıların tazminat alacaklarının belirlenmesi açısından (Mahkemece verilen 25.11.2014 tarihli ilk kararı ... vekilinin temyiz sebepleri dikkate alındığında maddi tazminatın hesabı noktasında açık temyizi olmadığı gözetilerek) usuli kazanılmış haklara göre 28.10.2014 tarihli hesap raporuna uygulanarak maddi tazminat alacağını belirlemek, manevi tazminat alacağı yönünden de hakkaniyete uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.

5. Öte yandan 15.12.2015 tarih ve 2015/5990 E.- 2015/22601 K. sayılı ilk bozma kararında da belirtildiği üzere davanın BEDAŞ aleyhine açılmakla beraber, yargılama aşamasında sunulan belge ve beyanlara göre davanın TEDAŞ aleyhine yürütülmesi gerektiği belirtildiği ve bu bozma kararı sonrasında yapılan yargılamada davalı TEDAŞ'ın kendisini vekille temsil ettirmiş olmasına karşın, mahkemece iş bu son kararda hakkındaki dava reddolmasına karşın kendisini vekille temsil ettimediği belirtilerek davalı lehine ret vekalet ücreti takdir edilmemiş olması hatalı olmuştur.

6. Kabule göre de asıl dosyada davalı- birleşen dosyada davacı ...'ın yargılama giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olması da hatalı olmuştur.

7. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

8. O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları gözetilerek, bozma sebeplerine göre sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin Mahkemece verilen karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1. Asıl dosyada davacı-birleşen davada davalı ... vekili, asıl davada davalı TEDAŞ vekili ve asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacı ... vekili temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin HUMK'nun 428.maddesi gereğince Mahkeme kararının BOZULMASINA,

2. Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

3. Dairemizde icra edilen duruşmada davacı-birleşen dosyada davalı ... kendisini vekille temsil ettirmiş olması nedeniyle 17.100,00 TL vekalet ücretinin davalı- birleşen dosyada davacı ... ile ...'tan tahsiline, davalı-birleşen dosyada davacı ... kendisini vekille temsil ettirmiş olması nedeniyle 17.100,00 TL vekalet ücretinin davacı-birleşen dosyada davalı ...'dan tahsiline,

4. Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine, 28.05.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır