ÖZ

Banka teminat mektupları ve kontrgaranti ilişkisi gerek ticari nitelikteki hukuki ilişkilerde gerekse bankacılık uygulamasında önemli bir yer tutmaktadır. Banka teminat mektuplarının tanımı kanunda yapılmamıştır. Banka teminat mektubu, bankanın, lehtar ile muhatap arasındaki hukuki ilişkide lehtarın ödeme gücünü muhataba karşı garanti ettiği, lehtarın muhataba karşı borcunu yerine getirmemesi halinde muhataba lehtarın borcunu yerine getirmeyi taahhüt etmiş olduğu sözleşmedir. Banka teminat mektubunun hukuki niteliği tartışmalıdır. Ancak, öğretide genel kabul görüş banka teminat mektubunun hukuki niteliği itibarıyla garanti sözleşmesi mahiyetinde olduğu belirtilmektedir. Banka teminat mektubu, lehtarın muhatap ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan borcunu garanti altına alan ve borcun ödenmesi taahhüdünde bulunan “banka”; lehtar ile aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklan alacağı banka tarafından garanti altına alınan “muhatap”; ve muhatap ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan borcu garanti altına alınan “lehtar” olmak üzere üçlü bir ilişkiye dayanmaktadır. Bu üçlü ilişkinin aktörlerinden birisinin veya birkaçının iflâsı banka teminat mektubunu çeşitli yönlerden önemli ölçüde etki etmektedir. Zira, iflâs kurumu gerek maddi hukuk (tasarruf yetkisi, alacakların muaccel olması, alacağın iflâs masasına yazdırılması, şarta bağlı alacaklar, faiz işlemesi vs.) bakımından gerekse usûl ve takip hukuku (takiplerin durması, davaların durması, vs.) bakımından birden çok hüküm ve sonuç doğurmaktadır. Bu yüzden bu çalışmamızda da bankanın, muhatabın ve lehtarın iflâsının banka teminat mektubuna etkisi meselesi üzerinde durulmuştur.

ABSTRACT

The relationship between bank letters of guarantee and counter-guarantee has an important place in both commercial legal relations and banking practice. Bank letters of guarantee are not defined in the law. A bank letter of guarantee is a contract in which the bank guarantees the beneficiary's solvency against the addressee in the legal relationship between the beneficiary and the addressee, and undertakes to fulfil the beneficiary's debt to the addressee in case the beneficiary fails to fulfil its debt to the addressee. The legal nature of a bank letter of guarantee is controversial. However, it is generally accepted in the doctrine that a bank letter of guarantee is in the nature of a guarantee agreement in terms of its legal nature. A bank letter of guarantee is based on a tripartite relationship: ‘the bank’, which guarantees the debt of the beneficiary arising from the legal relationship between the beneficiary and the addressee and undertakes to pay the debt; ‘the addressee’, whose receivable arising from the legal relationship between the beneficiary and the addressee is guaranteed by the bank; and ‘the beneficiary’, whose debt arising from the legal relationship between the addressee and the addressee is guaranteed. The bankruptcy of one or more of the actors of this tripartite relationship has a significant impact on the bank letter of guarantee in various aspects. This is because the institution of bankruptcy gives rise to multiple provisions and consequences both in terms of substantive law (authorisation to dispose of, claims becoming due, receivables being registered in the bankruptcy estate, contingent receivables, interest, etc.) and procedural and enforcement law (cessation of proceedings, cessation of lawsuits, etc.). Therefore, this study focuses on the effect of the bankruptcy of the bank, the addressee and the beneficiary on the bank letter of guarantee.

I. GİRİŞ

Banka teminat mektupları adi veya ticari nitelikteki borç ilişkilerinde, kamu ya da devlet ihale uygulamalarında, bankacılık uygulamasında, mahkeme ve icra-iflâs dairelerindeki uygulamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Uygulaması kapsamlı olan banka teminat mektubu, bankanın, lehtar ile muhatap arasındaki hukuki ilişkide lehtarın muhataba olan borcunu garanti altına alan, borcun ödenmemesi halinde muhataba borcun tazminini taahhüt etmiş olduğu bir tür garanti sözleşmesi mahiyetindedir.

Banka teminat mektubu bir riski garanti altına almaktadır. Uygulama çoğu kere lehtarın muhataba olan borcunu ödememesi rizikosu kararlaştırılmaktadır. Banka teminat mektupları ile bağımsız bir borç yükümlenmektedir. Diğer bir ifade ile banka teminat mektubundan kaynaklanan borçlar fer’i değil asıl borç ilişkisinden tamamen bağımsızdır.

Banka, muhatap ve lehtar banka teminat mektubunun üçlü ilişkisinin taraflarını oluşturmaktadır. Bu üçlü ilişkide bankanın veya muhatabın ya da lehtarın iflâsı halinde banka teminat mektubu etkilenecektir. Bu yüzden iflâsın banka teminat mektubuna etkisi konusu çalışmamızın esas konusunu teşkil etmektedir. Bu sebeple de çalışmamızın başında banka teminat mektubunun tanımı, hukuki niteliği, türleri vs. hakkında açıklamalarda bulunacağız. Akabinde banka teminat mektubunun üçlü ilişkisinde bulunan bankanın, muhatabın ya da lehtarın iflâsının banka teminat mektubuna etkisi ayrı ayrı incelenip değerlendirilmeye tabi tutulacaktır.

II. BANKA TEMİNAT MEKTUBUNUN TANIMI, TARAFLARI,  HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRLERİ

A. Tanımı ve Tarafları

Banka teminat mektubunun tanımı kanun yapılmış değildir[1]. Öğretide, borçlunun borç ilişkisi kapsamında alacaklıya karşı taahhüt etmiş olduğu edimi yerine getirmemesi halinde belirli bir miktar parayı alacaklının ilk talebinde ona derhal ödemeyi taahhüt ettiğine dair banka tarafından verilen mektuba banka teminat mektubu olarak ifade edilmektedir[2].

Yargıtay ise 1985 yılında vermiş olduğu bir kararında[3] banka teminat mektubu hakkında şu açıklama ve tanımlamada bulunmuştur: “Teminat mektubu sözleşmesi, fer’i nitelikte olmayan öyle bir sözleşmedir ki garanti veren, garanti alandan bir ivaz elde etmek için değil, fakat onu teşebbüs veya iş yapmaya yöneltmek için bağımsız olarak söz konusu teşebbüs veya işin tehlikelerini kısmen veya tamamen üzerine almaktadır”.

Bizlerde öğretide yapılan tanımlara paralel olarak, banka teminat mektubu, lehtar ile muhatap arasında hukuki ilişkide bankanın muhataba karşı lehtarın borcunu garanti etmiş olduğu ve borcun ödenmemesi rizikosunun gerçekleşmiş olması halinde bankanın muhataba karşı belirli miktarda bir paranın ödemeyi taahhüt etmiş olduğu mektup olarak tanımlayabiliriz.

Banka teminat mektupları temelde banka, muhatap ve lehtar üçlüsünden oluşmaktadır. Banka, teminat mektubunu veren taraftır[4]. Muhatap, bankanın kendisine hitaben banka teminat mektubu verdiği yani lehtarla aralarındaki hukuki ilişki kapsamında alacaklı olan taraftır[5]. Muhatap, gerçek veya tüzelkişi, özel ya da resmi sektör olabilir[6]. Lehtar ise muhataba karşı borcu garanti edilen kişi yani muhatap ile olan temel ilişkide borçludur[7].

Son olarak banka teminat mektubu ilişkisinde kontrgaranti ve kontrgaran hakkında da açıklama bulunmakta fayda vardır. Bankalar uygulamada çoğu kere teminat mektubu kapsamında lehtarın muhataba karşı temel ilişkideki borcunu garanti altına alma taahhüdü karşılığında lehtardan veya lehtar lehine üçüncü kişiden teminat talep etmektedir[8]. İşte, bankanın teminat mektubu vermesi karşılığında lehtarın ya da lehtar lehine üçüncü bir kişi tarafından bankaya gösterilen teminat sonucunda ortaya çıkan ilişkiye kontrgaranti ilişkisi olarak adlandırılmaktadır[9]. Kontrgaranti ilişkisi kapsamında bankaya teminat veren lehtara veya üçüncü kişiye kontrgaran olarak adlandırılmaktadır[10].

B. Hukuki Niteliği

Banka teminat mektubunun hukuki niteliği tartışmalıdır[11]. Bununla birlikte öğretide banka teminat mektubunun hukuki niteliği konusunda birden fazla görüş ileri sürülmüştür. Bu anlamda, banka teminat mektubunun hukuki nitelik bakımından kefalet, garanti, karma sözleşme, sui generis sözleşme olduğu yönünde görüşler ileri sürülmüştür[12].

Yargıtay ise 1967 ve 1969 yıllarına ait İçtihadı Birleştirme Kararlarında banka teminat mektuplarının hukuki nitelik bakımından üçüncü kişinin fiilini üstlenme niteliğinden bir garanti sözleşmesi olduğuna dikkate çekmiştir[13].

Kanaatimizce de banka teminat mektubu üçüncü kişinin fiilini üstlenme kapsamında garanti sözleşmesi mahiyetindedir. Banka teminat mektubu ile banka, lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişki kapsamında lehtarın muhataba olan borcunu yerine getirmemesi rizikosunu üstlenmektedir. Borçlu lehtar, temel ilişkide muhataba karşı borcunu yerine getirmemesi halinde alacaklının yani muhatabın ilk talebine istinaden başkaca bir araştırma yapmaksızın ve mahkeme hükmü aranmaksızın banka, muhataba teminat mektubunda yazan miktarı ödemektedir. Bu durum tipik bir şekilde Türk Borçlar Kanunu’nun 128. maddesinde yer alan üçüncü kişinin fiilini üstlenme kurumunun şartlarına uygun düşmektedir.

Banka teminat mektubu lehtar ile muhatap arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan borçtan bağımsız bir borçtur[14]. Diğer bir ifade ile bankanın teminat mektubundan kaynaklanan borcu asli ve tamamen bağımsız bir borçtur.

C. Türleri

Teminat mektupları konusuna, süreli olup olmamasına, ilk talepte ödenip ödenmeyeceğine, kesin veya geçici olup olmamasına göre sınıflandırılmalara tabi tutulmaktadır[15]

Teminat mektubunun belirli bir konuya ilişkin riziko içermesi halinde konulu teminat mektubu; belirli bir konuya hasredilmemiş ise serbest konulu teminat mektubu olarak ifade edilmektedir[16].

Süreli (vadeli) teminat mektubu, bankanın belirli bir süre ile lehtarın muhataba olan borcunu garanti altına alması ve borcun yerine getirmemesi halinde bankanın muhataba mektupta yazan miktarı ödemekle yükümlendiği teminat mektubu türüdür[17]. Banka, muhataba ödeme yükümlülüğünü belirli bir süre ile sınırlandırmamışsa o durumda bu tür teminat mektuplarına süresiz (vadesiz) teminat mektubu olarak ifade edilmektedir[18].

Geçici teminat mektubu, açılmış bir ihaleye katılmak üzere verilen bir teminat mektubu türüdür[19]. Geçici teminat mektubu lehtarın ihaleyi kazanması halinde ihale sözleşmesini imzalayacağı ve idare tarafından istenilen kesin teminat mektubunu vereceğini garanti etmektedir[20].

Kesin teminat mektubu, lehtarın mektupta belirlenen yükümlülüğünü yerine getireceğini garanti altına alan mektup türüdür[21].

İlk talepte ödeme kayıtlı teminat mektubu, muhatabın bankaya müracaat etmesi halinde bankanın herhangi bir araştırma yapmaksızın muhataba mektupta yazan miktarı ödeme yükümlülüğü öngören teminat mektubu türüdür[22].  

Şartlı teminat mektubu, bankanın belirli şartların ortaya çıkması halinde rizikoyu garanti ettiği ve rizikonun ortaya çıkması halinde muhataba müracaat etmesi halinde ödeme yapmakla yükümlendiği teminat mektubu türüdür[23].

III. İFLÂS HALİNDE TEMİNAT MEKTUPLARININ DURUMU

A. Genel Olarak

Banka teminat mektubu ilişkisinde bankanın, muhatabın veya lehtarın iflâsı teminat mektubuna önemli ölçüde etki etmektedir. Bu bakımından bu kısımda bankanın, muhatabın ve lehtarın iflâsının banka teminat mektubuna etkisi meselesini ayrı ayrı başlıklar altında açıklamalarda bulunup değerlendireceğiz.

B. Lehtarın İflâsı

Çalışmamızın ilgili yerinde ifade ettiğimiz üzere banka teminat mektubu karşılığında lehtardan veya lehtar lehine üçüncü kişi tarafından bankaya teminat verilmektedir. Daha açık bir ifade ile banka ile lehtar arasında kontrgaranti sözleşmesi imzalanmaktadır[24]. Banka teminat mektubu kapsamında muhataba karşı tazmin yükümlülüğünü yerine getirmesi halinde lehtara aralarındaki kontrgaranti ilişkisine istinaden rücu talebinde bulunabilecektir.

Lehtarın iflâsı ile birlikte lehtarın yerini iflâs idaresi almakla birlikte, iflâs idaresi lehtarın iflâs öncesinde banka ile aralarında imzalanmış olan kontrgaranti sözleşmesinden kaynaklanan hak ile yetkilendirilecek ve borçlar ile de yükümlenecektir[25].

Bankanın teminat mektubundan kaynaklanan borcu asli ve bağımsız bir borç olduğundan teminat mektubu vadeli olması halinde lehtarın iflâsı ile bankanın borcu muaccel hale gelmeyecek olup;  bankanın borcu teminat mektubunda yazan tarihte muaccel olacaktır[26].

Lehtarın iflâsı bankanın teminat mektubundan kaynaklanan yükümlülüğünü ve muhatabın tazmin yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz[27]. Şu halde, lehtar iflâs etmiş olsa da şartlarının oluşması yani rizikonun gerçekleşmesi halinde muhatap banka teminat mektubunda yer alan miktarın kendisine ödenmesini talep edebilir. Muhatabın bu talebi üzerine banka ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekmektedir.

Lehtarın iflâsından önce banka teminat mektubunda yazan miktarı muhataba ödemesi halinde banka ödemiş olduğu bu miktarı lehtar ile aralarındaki kontrgaranti ilişkisine istinaden iflâs masasına yazdırabilecektir[28].

Ancak, banka, teminat mektubunda yer alan miktarı henüz tazmin etmemişse o durumda lehtarın iflâsı durumunda rücu alacağını nasıl ve ne şekilde iflâs masasına yazdıracağı meselesi ortaya çıkacaktır. Böyle bir durumda öğretide bankanın, muhtemel bir şekilde banka teminat mektubunda yer alan miktarı muhataba ödemesi halinde rücu alacağını İİK m. 197 hükmüne dayalı olarak iflâs masasına yazdırabileceğini belirtmektedir[29]. Nitekim, İİK m. 197 f. 1, c.1 ’e göre, “alacaklı talikı bir şarta veya gayri muayyen bir vadeye muallak bulunan alacağını da kaydettirebilir”.

Öğretide, banka ile lehtar arasında yer alan kontrgaranti ilişkisinde şarta bağlı bir alacak olduğunu, bu alacağın doğumu belirli bir rizikoya bağlı olduğu belirtilmektedir[30]. İflas masasına kaydedilen bankanın şarta bağlı alacağı, iflâs masasına giren malların paraya çevrilmesi sonucunda ortaya çıkan bedellerin iflâs alacaklılarına dağıtılması aşamasına kadar ortadan çeşitli sebeplerden ötürü (banka teminat mektubunun iade edilmesi, bankanın ibra edilmesi vs.) ortadan kalkması halinde bu alacak paylaşmada dikkate alınmayacaktır[31]. Ancak, paraların paylaştırılması aşamasına kadar bankanın şarta bağlı rücu alacağının akıbeti belirli olmazsa o durumda bu alacağa isabet eden pay yani para İİK m. 9 ve m. 250 hükmü uyarınca bir bankaya tevdi edilir ve sonra mektubun tazmin edilip edilmeyeceğine göre söz konusu para bankaya ödenir veya ödenmez[32]. Buna karşılık, lehtarın iflâs ettiği tarihte bankanın elinde bulunan riski gerçekleşmiş (banka tarafından tazmin edilmiş) teminat mektupları kesin alacak olarak; riski gerçekleşmemiş (banka tarafından henüz tazmin edilmemiş) olan teminat mektupları ise şarta bağlı alacak şeklinde sıra cetveline geçirilmesi gerekmektedir[33]. Nitekim Yargıtay’ın kararı[34] da bu yöndedir: “Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan davalı lehine düzenlenen ve kısmi ödemede bulunulan 495.000,00 TL bedelli 3 adet teminat mektubundan kaynaklı iflas tarihi itibariyle 223.355,65 TL nakdi (tazmin olan mektuplardan kaynaklanan 208.371,05 TL nakdi alacak, devre komisyonu faiz ve eklentilerinden kaynaklanan 14.403,03 TL nakdi alacak ve dava masraflarından kaynaklanan 581,57 TL nakdi alacak) ve 286.628,95 TL tutarlı gayri nakdi (tazmin olmayan teminat mektuplarından kaynaklanan alacak) olmak üzere toplam 509.984,60 TL alacağının davalı iflas masasına kaydı için yaptıkları başvurunun haksız reddedildiğini ileri sürerek, anılan miktarlar alacağın nakdi ve gayri nakdi vasıflarıyla davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Alacağı kısmen temlik alan davacı ...Varlık Yönetim A.Ş. vekili, davacı alacağının 209.145,00 TL'lik nakdi alacak kısmını temlik aldıklarını ileri sürerek, anılan miktarın davalı iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini istemiştir. Müflis davalı iflas idaresi vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 14.403,03 TL komisyon faiz alacağının nakdi alacak olarak, 25.04.2007 tarih, 9413 no'lu, 31.08.2007 tarih, 9618 no'lu, 13.05.2008 tarih, 10160 no'lu teminat mektuplarından kaynaklanan 286.628,95 TL alacağın ise şarta bağlı alacak olarak davacı T.. A... adına davalı müflisin iflas masasına ve sıra cetveline 4. sırada kayıt ve kabulüne; 25.04.2007 tarih, 9413 no'lu bedeli kısmi olarak tahsil edilen 450.000,00 TL'lik teminat mektubundan kaynaklanan 208.371,05 TL ve 581,57 TL masraf alacağı olmak üzere 208.952,62 TL'lik nakdi alacağın temlik alan davacı .... Varlık Yönetim A.Ş. adına davalı müflisin iflas masasına ve sıra cetveline 4. sırada kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Kararı, müflis davalı iflas idaresi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müflis davalı iflas idaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müflis davalı iflas idaresi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…

Tabi son olarak şu hususu ifade etmekte fayda vardır: Uygulamada bankalar lehtarın talebi üzerine muhataba lehine tanzim etmiş olduğu gayri nakdi kredi mahiyetinde olan banka teminat mektubunu karşılığında lehtardan veya lehtar lehine olmak üzere üçüncü kişiden teminat talep etmektedir. Banka kontrgaranti ilişkisi kapsamında rücu alacağını genellikle taşınmaz rehni ile teminat altına almaktadır. Bu kapsamda, lehtar iflâs etmiş olsa da banka, muhataba teminat mektubunda yer alan miktarı ödemesi nedeniyle rücu alacağını rehinli alacak şekilde iflâs masasına yazdıracaktır. İlave olarak, iflâs tasfiyesine rağmen banka rücu alacağının tahsili için İİK m. 185 f. 1, c. 2 hükmü uyarınca iflâs masasına karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ya da İİK m. 185 f. 1, c. 1 hükmü uyarınca bankanın rüçhan hakkı saklı olmak kaydı ile rehnin paraya çevrilmesini süreci iflâs idaresi tarafından gerçekleşebilir. Öte yandan, bankanın rücu alacağını tahsil etmek amacıyla lehtarın iflâsından önce kontrgaranti ilişkisi kapsamında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmış ise banka İİK m. 193 f.4 hükmü uyarınca söz konusu takibe devam edebilir veya bu yetkisini İİK m. 185 f. 1 hükmü bağlamında kullanabilir. Yine, bankanın şarta bağlı rehinli alacağının tahsili için şartın gerçekleşmesi (teminat mektubunda yer alan rizikonun gerçekleşmesi sonucunda bankanın muhataba ödemesi yapması vs.) halinde İİK m. 185 f. 1 ve m. 193 f. 4’de yer alan yetkilerini kullanabilir.

C. Lehtar ve Bankanın İflâsı

Teminat mektubu veren banka ile lehtarın iflâs etmiş olması ihtimal dahilindedir. Ancak, lehtar ile bankanın aynı anda iflâsına karar verilmesi gerekmeyip; iflâs tasfiyelerinin aynı zamanda denk gelmesi yeterlidir[35]. Lehtar ve bankanın iflâs etmiş olması halinde muhatap, banka teminat mektubunda yer alan alacağını bankanın iflâs masasına yazdırabileceği gibi temel ilişkide lehtardan olan alacağını lehtarın iflâs masasına da yazdırabilecektir[36]. Bankada muhatap tarafından kendi iflâs masasına yazdırılan alacak miktarı kadar lehtarın iflâs masasına şarta bağlı alacak şeklinde yazdırabilir[37].

Lehtarın iflâs tasfiyesinin önce tamamlanması halinde müflis bankaya ödenecek olan payı yani paranın İİK m. 9 ve m. 250 hükümleri uyarınca bir bankaya veya bankanın olmadığı bir yerde mahkeme ya da icra-iflâs dairesinin kasasında saklanması gerekmektedir[38]. Buna karşılık bankanın iflâs tasfiyesinin önce tamamlanmış olması halinde tasfiye sonucunda muhataba ödenen pay kadar lehtarın iflâs masasından bankaya pay ayrılması gerekmektedir[39].

D. Bankanın İflâsı

Bankanın iflâsının banka teminat mektubuna etkisine geçmeden önce genel hatları ile bankanın iflâsı meselesi hakkında bilgi vermekte fayda vardır.

Bankaların kuruluşu, işleyişi, denetimi ve alınacak önlemler, iyileştirici önlemler, kısıtlayıcı önlemler, faaliyet izninin kaldırılması ve fona devir, faaliyet izni kaldırılarak fona devredilen bankalara ilişkin hükümler ve sair hususlar temelde 5411 sayılı Bankacılık Kanunda (BanK) düzenlenmiştir.

5411 sayılı Kanunu’na tabi olan bir bankanın faaliyet izni kaldırılması halinde yönetimi ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilir (BanK m. 106 f. 1). Faaliyet izninin kaldırılarak yönetimin TMSF’ye devrine kadar kurul kararı resmi gazetede yayımlandığı tarihten itibaren banka hakkındaki ihtiyatî tedbir dahil her türlü icra ve iflâs takibatı durur ve yeni icra ve iflâs takibi yapılamaz (BanK m. 106 f. 2, c. 1). TMSF yönetimi ve denetimi kendisine intikal eden bankanın sigortalı mevduatı ile sigortalı katılım fonlarını doğrundan veya ilan edileceği bir banka aracılığı ile ödemek suretiyle sigortalı mevduat ve katılım fon sahiplerini yerine bankanın doğrudan doğruya iflâsını mahkemeden talep eder (BanK m. 106 f. 3, c. 1). Bu yetki ve görev münhasıran TMSF’ye hasredilmiştir. Çünkü, TMSF, mevduat ve fon sahiplerinin alacaklarını ödeyerek en büyük alacaklı haline gelmektedir[40]. TMSF’nin talebi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda bankanın iflâsına karar vermesi halinde banka İİK m. 206 hükmünün üçüncü sırasındaki tüm alacaklılardan önce ve fakat Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun’dan kaynaklanan alacaklardan sonra olmak üzere iflâs masasına imtiyazlı alacaklı olarak iştirak edecektir.

TMSF 5411 sayılı BanK uygulaması ile sınırlı olmak üzere İİK m. 166, m. 218, m. 219, m. 223, m. 234, m. 236, m. 249, m. 251 ve m. 254 hükümlerinde yer alan yetki ve görevler hariç olmak üzere iflâs idaresi, iflâs dairesi ve iflâsta alacaklılar toplanmasının görev ve yetkilerini kullanarak bankanın iflâs tasfiyesini yürütür[41] (BanK m. 106 f. 5).

Bankaların iflâsı hakkındaki kurallar bu olmakla beraber günümüzde bir bankanın iflâsı çokta karşılaşılan bir durum değildir. Çünkü, bankanın iflâsı öncesinde BanK’da bankaların mali durumunun düzeltilmesine veya iyileştirilmesine ya da denetlenmesine ilişkin birden çok hüküm bulunmaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) bankanın mali durumunda şüphe uyandıran iş veya işlemler görmesi halinde BanK’da yer alan önleyici veya düzenleyici ya da denetleyici hükümleri uygulayacaktır. Buradan varılacak ara sonuç ise şudur: Bankalar BanK kapsamında sıkı bir denetim rejimine tabi olduğu için günümüzde bir bankanın iflâsı çok kolay karşılaşacak olgu değildir.

Bununla birlikte, teminat mektubu ilişkisi kapsamında bankanın iflâs etmiş olması ihtimalde muhatap, teminat mektubu ile garanti altına alınmış risk gerçekleşmesi halinde teminat mektubunda yer alan bedeli bankanın iflâs masasına yazdırabilecektir[42]. Teminat mektubu bedeli banka nezdinde sigortalı mevduat veya sigortalı fon kapsamında olması halinde TMSF bu bedeli iflâs öncesinde BanK m. 106 f. 3 hükmü uyarınca öncelikli olarak muhataba ödenir. Çünkü, bankalar teminat mektubu tanzim ederken menkul ya da gayrimenkul rehni haricinde blokeli mevduat gibi kıymetler tercih etmektedir[43]. Böyle bir ihtimalde muhatap bankanın iflâs tasfiyesinin sonucunu beklemeden teminat mektubunda yer alan bedelin tahsilini sağlayabilir.

Öbür taraftan öğretide, müflis banka iflâs idaresi tarafından iflâs masasına kaydedilen teminat mektubu bedelinin lehtardan ilk elden talep edememesi gerektiği ileri sürülmektedir[44]. Öğretide bu görüşün gerekçeleri şu şekilde sıralanmaktadır[45]: Lehtar, bankanın iflâs masasına teminat mektubu bedelini ödemesi halinde, banka iflâs tasfiyesi sonucunda muhataba teminat mektubunda yazan bedel tam olarak ödenmemesi halinde muhatap aralarındaki temel özel hukuk ilişkisi kapsamında lehtardan teminat mektubunun ödenmeyen kısmını talep edebilecektir. Böyle bir ihtimalde lehtar mükerrer ödemede bulunma riski ile karşı karşıya kalacaktır. Bu yüzdende, bankanın iflâs idaresi iflâs tasfiyesi sonrasında muhataba ödeyeceği kısım için lehtara rücu edebilmeli, rücu sonucunda tahsil edilecek miktarın iflâsta sıra cetveline göre düzenlenecek ek pay cetveli ile iflâs alacaklılarına dağıtılması gerekmektedir.

E. Muhatabın İflâsı

Muhatap iflâs etmiş olması durumunda, teminat mektubunda yer alan bedeli talep etme yetkisi muhatabın iflâs idaresine geçmektedir[46]. İflas idaresi şartlarının gerçekleşmesi halinde banka teminat mektubunda yer alan bedeli bankadan talep edecektir.

Muhatabın iflâs etmiş olması, banka tazmin yükümlülüğünden kurtulmayacak olup; banka teminat mektubunda yer alan bedeli iflâs idaresi talep edebilecektir. Bankada, iflâs idaresinin tazmin talebine istinaden ödeme yapmakla yükümlü olacaktır.

IV. SONUÇ

Banka teminat mektupları ve kontrgaranti ilişkisi gerek ticari nitelikteki hukuki ilişkilerde gerekse bankacılık uygulamasında önemli bir yer tutmaktadır. Banka teminat mektuplarının tanımı kanunda yapılmamıştır. Banka teminat mektubu, bankanın, lehtar ile muhatap arasındaki hukuki ilişkide lehtarın ödeme gücünü muhataba karşı garanti ettiği, lehtarın muhataba karşı borcunu yerine getirmemesi halinde muhataba lehtarın borcunu yerine getirmeyi taahhüt etmiş olduğu sözleşmedir.

Banka teminat mektubunun hukuki niteliği tartışmalıdır. Ancak, öğretide genel kabul görüş banka teminat mektubunun hukuki niteliği itibarıyla garanti sözleşmesi mahiyetinde olduğu belirtilmektedir. Banka teminat mektubu, lehtarın muhatap ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan borcunu garanti altına alan ve borcun ödenmesi taahhüdünde bulunan “banka”; lehtar ile aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklan alacağı banka tarafından garanti altına alınan “muhatap”; ve muhatap ile arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan borcu garanti altına alınan “lehtar” olmak üzere üçlü bir ilişkiye dayanmaktadır. Bu üçlü ilişkinin aktörlerinden birisinin veya birkaçının iflâsı banka teminat mektubunu çeşitli yönlerden önemli ölçüde etki etmektedir. Zira, iflâs kurumu gerek maddi hukuk (tasarruf yetkisi, alacakların muaccel olması, alacağın iflâs masasına yazdırılması, şarta bağlı alacaklar, faiz işlemesi vs.) bakımından gerekse usûl ve takip hukuku (takiplerin durması, davaların durması, vs.) bakımından birden çok hüküm ve sonuç doğurmaktadır.

Teminat mektubu üçlü ilişkisinde bankanın iflâsı halinde teminat mektubu bedeli sigortalı mevduat veya sigortalı fon ile tedarik edilmemiş ise o durumda muhatap teminat mektubunda yazan bedeli yani alacağı bankanın iflâs masasına yazdıracaktır. Bankanın iflâs idaresi de muhataba iflâs tasfiyesi sonucunda ödenen miktar kadar lehtardan tahsilini sağlayacaktır. Lehtardan tahsil edilen rücu alacağı ise ek pay cetveli düzenlenerek iflâs alacaklıları arasında pay edilecektir.

Bankanın borcunun asli ve bağımsız bir borç niteliğinde olduğu için lehtarın iflâsı ile birlikte banka tazmin yükümlülüğünden kurtulmayacak olup; şartlarının gerçekleşmesi halinde muhataba talebi üzerine banka teminat mektubunda yazan bedeli ödeyecektir. Bankanın kontrgaranti ilişkisi kapsamında rücu alacağının tahsili bakımından ise lehtarın iflâsı halinde ikili bir ayrım yapmak gerekir. Bu kapsamda, banka teminat mektubu bedelini lehtarın iflâsı öncesinde muhataba ödemesi halinde banka varsa kontrgaranti ilişkisi kapsamında lehtarın iflâs masasına rücu alacağını yazdırabilir. Ancak, banka lehtarın iflâs ettiği tarihte muhataba banka teminat mektubu kapsamında ödeme yapmadıysa banka lehtarın iflâsı ile birlikte rücu alacağını İİK m. 197 hükmü kapsamında şarta bağlı alacak şeklinde lehtarın iflâs masasına yazdıracaktır. Akabinde şartın gerçekleşip gerçekleşmediğine göre hareket edilecektir.

Muhatabın iflâsı halinde banka ödeme yükümlülüğünden kurtulmayacaktır. Muhatabın iflâsı halinde teminat mektubunda yer alan bedeli talep etme yetkisi muhatabın iflâs idaresine geçmektedir. İflas idaresi de şartlarının gerçekleşmesi halinde bankadan teminat mektubunda yer alan bedelin tazmini talep edecektir.

-------------

[1] Koç, H. (2020), “Hukuki Açıdan Banka Teminat Mektupları”,  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 69, Sayı: 2, s. 568.

[2] Akyazan, S. (1969), “Banka Teminat Mektupları”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 1, s. 16; Reisoğlu, S. (1990), Banka Teminat Mektupları ve Kontrgarantiler, Ayyıldız Matbaası, s. 1 vd.; benzer tanımlamalar için bkz. Koç, s. 570.

[3] Yargıtay 11. HD, 15.10.1985 K.T., 1985/4169 E., 1985/5413 K: (Koç, s. 570).

[4] Akyazan, s. 16.

[5] Akyazan, s. 16; benzer yönde bkz. Reisoğlu, s. 40-41; Koç, s. 575.

[6] Akyazan, s. 16.

[7] Akyazan, s. 16; Koç, s. 574.

[8] Akyazan, s. 17; ayrıca bkz. Reisoğlu, s. 178 vd.

[9] Reisoğlu, s. 178 vd.

[10] Reisoğlu, s. 182 vd.

[11] Koç, s. 571.

[12] Bu görüş hakkında açıklama ve taraftarları hakkında bilgi için bkz. Koç, s. 571 vd.; Reisoğlu, s. 4-32.; Akyazan, s. 20 vd.

[13] Bkz. Yargıtay İBK, 12.12.1967 K.T., 1966/16 E., 1967/7 K.; Yargıtay İBK, 11.06.1969 K.T., 1969/4 E., 1969/6 K.: Koç, s. 572.

[14] Koç, s. 577.

[15] Bkz. Koç, s. 592 vd.; Reisoğlu, s. 62-76.

[16] Akyazan, s. 17.

[17] Akyazan, s. 17.

[18] Koç, s. 597-598.

[19] Reisoğlu, s. 66.

[20] Reisoğlu, s. 66.

[21] Reisoğlu, s. 66

[22] Koç, s. 592-593.

[23] Koç, s. 594.

[24] Reisoğlu, s. 104.

[25] Reisoğlu, s. 105.

[26] Reisoğlu, s. 106.

[27] Reisoğlu, s. 106.

[28] Reisoğlu, s. 104.

[29] Reisoğlu, s. 104; Deynekli, A. (2000), “Sıra Cetveli İle İlgili Sorunlar”, Bankacılar Dergisi, Sayı: 35, s. 123.

[30] Reisoğlu, s. 104.

[31] Reisoğlu, s. 104.

[32] Reisoğlu, s. 104-105.

[33] Deynekli, s. 123.

[34] Yargıtay 23. HD., 23/09/2014 K.T., 2014/5879 E., 2014/5876 K., https://www.lexpera.com.tr/ictihat, E.T. 10.12.2024.

[35] Deynekli, s. 122.

[36] Deynekli, s. 122.

[37] Deynekli, s. 122.

[38] Deynekli, s. 122-123

[39] Deynekli, s. 123.

[40] Albayrak, H. (2008), “Bankaların İflası”, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 24, s. 73.

[41] Bkz. Yücel, M. T.; Kale, S. (2016), “Fona Devredilen Bankanın İflas Tasfiyesi”, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 3, Sayı: 1, s. 71-84.

[42] Deynekli, s. 122.

[43] Çetin, A.; Dinç, Y. (2013), “Türkiye’de Teminat Mektupları: Uygulamalar Ve Hukuki Sorunlar”, Finansal Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 9, s. 70.

[44] Deynekli, s. 122.

[45] Bkz. Deynekli, s. 122.

[46] Reisoğlu, s. 106.

Anahtar Kelimeler: Banka Teminat Mektubu, Kontrgaranti, İflâs, Banka, Lehtar, Muhatap.

Key Words: Bank Letter of Guarantee, Counterguarantee, Bankruptcy, Bank, Beneficiary, Addressee.