Son yıllarda insanlar geleneksel girişim metodlarını bir kenara bırakıp daha çok fintech ve staratup gibi yöntemlere başvurmaktadırlar. Startup ve fintech gibi olan bu yeni nesil girişimciler geleneksel girişimcilerin aksine daha yenilikçi yöntem kullanırlar ve yine geleneksel girişimcilere nazaran teknoloji ve arge çalışmalarından daha fazla yararlanırlar.

Bilindiği üzere bu faaliyetler geleneksel yöntemlere nazaran her açıdan daha maliyetlidirler Bu bağlamda, yeni nesil girişimciler; geleneksel bankalardan kredi temini, devletten KOSGEB veya TUBİTAK desteği, proje kapsamı uygun ise AB projelerinin bazı desteklerinden yararlanma, melek yatırımcılardan hisse karşılığında finansman desteği ve crowdfunding(kitle fonlaması) ile halktan finansman desteği gibi yollara başvurmaktadırlar (Tetik ve Öner 2020: s.17). Ancak, Türkiye’de bahse konu finansmanları sağlamanın çok ağır şartlar ihtiva etmesi ve bütçenin kısıtlı olması nedeniyle girişimciler büyük yatırımlara ulaşamamakta; dolayısıyla, büyük projeler üretmekten çekinmektedirler (Tetik ve Öner 2020: s.17).

Bitcoin ile piyasalarda faaliyet göstermeye başlayan blokzincir teknolojisi sayesinde girişimciler, projelerine finansman kaynağı bulabilmek için yeni bir yol keşfetmişlerdir; bu yol da Initial Coin Offering “ICO” yani kripto para veya diğer varlıkların arzı olarak ifade edilebilecektir (Tetik ve Öner 2020: s.17).

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere artık dünyamızda yeni nesil girişimler ön plana çıkmaktadır; dolayısıyla, geleneksel finansman modelleri yeterli olmamaya başlamış ve yeni finansman modelleri ortaya çıkmaya başlamıştır; bu konuda en önemli model de girişimcilerin halktan finansman kaynağı almasını sağlayan crowdfunding(kitle fonlaması) modelidir (Yavuz ve Suyadal 2020: s.66). Crowdfunding(kitle fonlaması) alternatif finansman modellerden biri olarak öne çıkmaktadır; ICO ise kitle fonlaması, blokzincir teknolojisi ve kripto jetonları birbiriyle birleştiren yepyeni bir finansman modeli olup blokzincir tabanlı kitle fonlaması olarak da tanımlanabilecektir (Yavuz ve Suyadal 2020: s.71-72). Zira, blokzincir teknolojisi son yıllara damgasını vuran teknolojilerden biri konumundadır. Blokzincir teknolojisini kısaca tanımlamak gerekirse, merkeziyetsiz bir yapıya sahip, eşler arası ve üçüncü bir müdahaleye ihtiyaç olmaksızın idare edilen bir sistem olup dağıtık defter teknolojisinin en önemli örneklerinden biridir (Ganne 2018: s.5).

ICO yöntemini kullanan girişimciler de tıpkı kitle fonlamasında olduğu gibi dijital platformları kullanarak yatırımcılara ulaşmayı hedeflemekte olup ICO yöntemi ile kitle fonlaması arasındaki temel fark tam olarak burada ortaya çıkmaktadır; az önce de ifade ettiğimiz üzere kitle fonlaması geleneksel finansal yöntemlerden kullandığı metot itibariyle ciddi farklılıklar ihtiva etmekte olup kendine özgü ekosistem barındırmaktadır; ancak kitle fonlamasında da alıcı ve satıcı arasında gerçekleşen işlemlerde, toplanan fonların güvenliğinde ve fonların transfer işlemlerinde bankalar ve ödeme hizmet sağlayıcıları yer almaktadır (Yavuz ve Suyadal 2020: s.71-72). Ancak ICO, blokzincir tabanlı bir fon toplama sistemi olduğu için üçüncül bir tarafa ihtiyaç duymamaktadır; bu yöntemde girişimciler, yatırımcılardan projeye destek sunmaları için kripto para veya sair kripto varlıkları talep ederler; projenin sonunda ise yine geliştirilen ürüne erişim sağlayan jeton veya jetonları teklif ederler (Haas ve diğer., 2015:1-12, Yavuz ve Suyadal 2020: s.71-72).

ICO’nun temelleri ilk defa R. Willet isimli bir bilgisayar programcısının 2012 yılında yayınlamış olduğu “The Second Bitcoin Whitepaper” adlı doküman ile atıldı. Bu projede J. R. Willet, Mastercoin isimli projeyi gerçekleştirebilmek için 31 Temmuz 2013 tarihinde bir aylık kampanya süreci başlatmış olup bu kapsamda 500 yatırımcıdan 500.000 ABD doları değerindeki 5.000’den fazla Bitcoin toplama fırsatı yakalamıştır;  finansman sahiplerine de  katkıda bulundukları her bir Bitcoin için 100 Mastercoin (yeni adı Omni) vermiştir (Yavuz ve Suyadal 2020: s.73).

ICO’nun esas dönüm noktası Ethereum sayesinde gerçekleşmiştir; 2013 yılında Vitalik Buterin tarafından piyasaya sunulan Ethereum kendine özgür bir blokzincir platformu sunması, uygulama geliştirmek isteyenlere esneklik sağlaması ve akıllı sözleşme gibi farklı protokoller ile pek çok yatırımcıyı cezbetmiş ve 2014 yılında başlatılan ICO kampanyasıyla kısa süre içinde 18 milyon dolar fon toplanmış ve 2015 yılında faaliyete geçmiştir (Blockchainhub, 2020, Yavuz ve Suyadal 2020: s.73). Ethereum’dan sonra ICO yöntemi hem yatırıcımlar hem de girişimciler açısından popüler olmaya başlamış ve pek çok projede kullanılmıştır. Aşağıdaki görselde 2013 ve 2018 yılları arasında gerçekleşen bazı ICO’lara yer verilecektir.

Görsel: 2013-2018 Yılları Arasında Gerçekleşen Bazı ICO’lar

Yukarıda da, görüldüğü üzere ICO’lar Ethereum’dan sonra çok ciddi kaynak toplamaya başlamış ve yatırıcıların ilgisini çekmiştir. Ancak bunun hukuki alt yapısı büyük önem arz etmektedir. Zira, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 552’inci maddesi bilindiği üzere “Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir şirket kurmak veya şirketin sermayesini artırmak amacıyla yahut vaadiyle halka her türlü yoldan çağrıda bulunularak para toplanması yasaktır” hükmünü havidir. Aynı zamanda, 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu da “Sermaye piyasası araçlarının halka arz edilebilmesi veya borsada işlem görebilmesi için izahname hazırlanması ve hazırlanan bu izahnamenin Kurulca onaylanması zorunludur. (Ek cümle: 28.11.2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanunun 108 inci maddesi ile) Diğer kanunların yardım ve bağış toplanmasına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla kitle fonlaması suretiyle halktan para toplanması, Kurulca faaliyet izni verilen kitle fonlama platformları aracılığıyla gerçekleştirilir ve bu Kanunun izahname ya da ihraç belgesi hazırlama yükümlüğüne ilişkin hükümlerine tabi değildir” hükmünü havidir. Bu kapsamda ICO’ların hukuken nasıl değerlendirileceği büyük önem arz etmektedir. Zira, ICO’lar kitle fonlaması olarak değerlendirilecekse bu faaliyet kurulca faaliyet izni verilen kitle fonlama platformları aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Dolayısıyla, tüm bu soru işaretlerinin giderilmesi adına bir kripto varlıklara ilişkin bir kanun hazırlanması kanaatimce acil bir ihtiyaçtır.

KAYNAKÇA

1. Ganne E., Can Blockchain revolutionize international trade?(1st edn. World Trade Organization 2018).

2. Tevetoğlu M. , Hukuki Yönleriyle Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı(2nd edn. Aristro Yayınları 2021).

3. Haas, P., Blohm, I., Peters, C., ve Leimeister, J. M. 2015. Modularization of Crowdfunding Services: Designing Disruptive Innovations in the Banking Industry, in Proceedings of the 36th International Conference on Information

4. Systems, D. Leidner and J. Ross (eds.), Fort Worth, TX, USA, pp. 1–12.

5. Yavuz M.S., Suyadal M., “Girişimciliğin Finansmanında Initial Coin Offering (ICO) Yöntemi ve Alternatif Finansman Yöntemleriyle Karşılaştırılması”, https://dergipark.org.tr/tr/pub/anadoluibfd/issue/56987/795827, (Erişim tarihi: 11.12.2022).

6. Tetik N., Öner A., “ÜLKEMİZ GİRİŞİMCİLERİ İÇİN YENİ BİR YATIRIM DESTEĞİ MODELİ: INITIAL COIN OFFERING (ICO)”, https://dergipark.org.tr/tr/pub/mufider/issue/53353/635743 , (Erişim tarihi: 11.12.2022).
http://blockchainhub.net/ico-initial-coin-offerings/ , (Erişim tarihi: 11.12.2022).

7. https://cryptochainuni.com/wp-content/uploads/Mastercoin-2nd-Bitcoin-Whitepaper.pdf (Erişim tarihi: 11.12.2022).