Ülkemizde son yıllarda kaçakçılık fiilleri nitelik ve nicelik bakımından değiştiğinden, fiillerin ağırlığı ve sayısı arttığından, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda güncellemeler yapılması gereği doğmuştur. Kanun koyucu bu kapsamda; bazı maddelerde değişikliğe giderken, bir kısım eklemeler ile yeni nitelikli haller öngörmüştür. Bu düzenlemelerden birisi de 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun m.89 ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesine 22. fıkra olarak eklenen cümledir. 3. maddeye 22. fıkra olarak, Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyanın değerinin fahiş olması halinde, verilecek cezalar yarısından bir katına kadar artırılır.” cümlesi eklenmiştir. Kanun koyucu, suça konu eşyanın suç tarihinde gümrüklenmiş değerinin fahiş/çok fazla olması durumunda verilecek cezada artırıma gidilmesini düzenleyerek, kaçakçılık fiili ile ortaya çıkan ağır netice/ihlalle orantılı bir ceza tayinini kabul etmiştir.

Kaçakçılığa konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin hafif/düşük veya pek hafif/çok düşük olduğu durumlarda verilecek cezanın ihlal edilen norma oranla yüksek olması ve hakkaniyete uygun düşmemesi, suç ve cezada adaletsiz bir sonuç ortaya çıkarmakta idi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Adalet ve ceza kanunu önünde eşitlik” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur”.

Kanun koyucu; kaçakçılık suçuna konu eşya değerinin fahiş olmasının ağırlatıcı nitelikli hal kabul edilmesinden yaklaşık 6 (altı) sene sonra, yeni bir düzenleme ile eşyanın değerinin düşük veya çok düşük olduğu durumlarda verilecek cezada indirim yapılacağını hükme bağlayarak, uygulamada ortaya çıkabilecek adaletsiz durumun önüne geçilmesini hedeflemiştir.

15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun m.61 hükmü ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin 22. fıkrasına eklenen ikinci cümlede, Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir”. Düzenleme sanık lehine hükümler içerdiğinden, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay ilgili Ceza Daireleri, 5237 Sayılı TCK'nin 7. maddesi ve 7242 Sayılı Kanunun 63. maddesi ile 5607 Sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası[1] uyarınca uyarlama yargılaması yapılması için dosyaları mahalli mahkemelerine göndermeye başlamıştır.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 22.12.2020 tarih, 2019/18701 E. ve 2020/20508 sayılı kararında;Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 Sayılı Kanun'un 61. maddesiyle 5607 Sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen ‘Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.’ şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun'un 62. maddesiyle değiştirilen 5607 Sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın suç tarihindeki gümrüklenmiş değeri dosyanın tarafsız ve bağımsız bilirkişiye tevdi ile dosya üzerinden tespit edilmek suretiyle; 5237 Sayılı TCK'nin 7. maddesi ve 7242 Sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 Sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu…[2]ibaresine yer verilerek, devam eden yargılamalarda sanık lehine getirilen bu yeni düzenlemenin değerlendirilmesi gerekliliği vurgulanmıştır.

5607 sayılı Kanunun 3. maddesine 22. fıkra olarak eklenen bu hükümlerde iki husus öne çıkmaktadır. Birincisi; suça konu eşyanın suç tarihinde gümrüklenmiş bedelinin tespiti ile belirlenen değerin fahiş, hafif ve pek hafif olması durumlarına göre ceza tayin edilmesi zorunludur. Bir başka ifadeyle; kanun koyucu, hakimlere değere göre ceza tayininde takdir hakkı tanımamıştır. İkinci husus ise; suça konu eşyanın değerinin bağımsız bilirkişilerce tespitinden sonra bu değerin “fahiş”, “hafif” veya “pek hafif” olduğunun ne şekilde belirleneceğidir. Yargıtay; fahişlik, hafiflik ve pek hafiflik miktarlarını ilkesel olarak belirlemiş olup, bu tabloya aşağıda yer verilmiştir.

TABLO

Prof. Dr. Ersan Şen

Av. Mert Maviş

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

------------

[1] 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun geçici m. 12/2’ye göre, Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte bu Kanunun kapsamına giren suçlardan dolayı kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 3 üncü ve 5 inci maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir. Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığında bulunan dosyalar ise gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir”.

[2] Benzer yönde bkz. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 22.12.2020 tarih, 2019/34173 E. ve 2020/20511 numaralı kararı.