MAKALE

GAİPLİK DAVASI

Abone Ol

GAİPLİK KARARI

Gaiplik kelime manası olarak kaybolmak anlamına gelen Arapça kökenli bir sözcüktür. Türk Medeni Kanunu’nda Gaiplik Kararı başlığı altında  madde 32 ila 35 ‘te düzenleme bulmuştur. Kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolması örneğin depremde enkaz altında kalması 6 Şubat Depremi’nde yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz; veya kişiden uzun zamandan beridir haber alınamaması sebebiyle  ilgili kişilerin talebiyle mahkemeden taleple karar alınan ve medeni hukukumuzda yer alan bir kurumdur

Gaiplik kararı genellikle yasal mirasçılar tarafından alınmaktadır zira yasal mirasçılar miras kalan mallarının paylaşımı hususunda  gaip olan yakınlarının yokluğunda temlik işlemlerini gerçekleştirememektedir.

GAİPLİK KARARI NASIL  VE KİMLER TARAFINDAN  ALINABİLİR

Gaiplik kararını ilgili herkes mahkemeden talep edebilir.Gaibin yasal mirasçısı veya Hazinece açılabilir. Hazinece “Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.” şeklindedir. Bu halde TMK m.32/I’de gaiplik kararı için mahkemeye başvurmaya yetkili olan kimselerin istemi gerekmeksizin doğrudan doğruya Hazine gaiplik kararı talep etmektedir. Diğer yetkili kimselerden farklı olarak, Hazine, TMK m. 588/I’de sayılan şartlar gerçekleştiği vakit gaiplik davası açmaya mecburdur, bu konuda takdir yetkisi bulunmamaktadır.

Gaiplik kararının alınabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen  gaipliğe ilişkin şartların vuku bulması gerekir. Gaip olduğu düşünülen ;

- Kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolmasından itibaren en az bir yıl

- Kişinin en az beş yıldan beridir haber alınamaması

Dava şartlarındandır

GAİPLİK DAVASINDA   GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Ölüm tehlikesi altında en az bir yıldır kaybolan veya  kendisinden uzun zamandan beridir (en az beş yıl) haber alınamayan kişi hakkında kararı veren görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.

Yetkili mahkeme ise  ölüm tehlikesi altında kaybolan veya uzun zamandan beridir (en az beş yıl )haber alınamayan kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesi eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı olduğu yer mahkemesidir.

GAİPLİK TALEBİ İÇİN GEREKLİ SÜRELER  VE USUL

Gaiplik davasında gaipliği talep edilen kişinin ölüm tehlikesi altında kaybolmasından itibaren en az bir yıl sürenin geçmesi gerekir. Kendisinden uzun zamandır haber alınamayan kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için son haber alma tarihinden itibaren en az beş yılın geçmiş olması gerekir.

Bu süreler dolmadan dava açılması halinde davanız reddedilir. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir davanızı açarken profesyonel hizmet sunan avukatlarımızla devam ederek davanızı usule uygun yürütmeniz davanızın doğru sonuçlanmasını sağlayacaktır.

Yetkili ve görevli Sulh Hukuk Mahkemesi  gaibin bulunması için Türkiye’de tirajı en yüksek gazeteye Basın İlan Kurumu’nca ilan verir. Bu ilanla bilgisi bulunan kimseler  Mahkeme’ye davet edilir.İlk ilandan itibaren en az altı aylık süre geçmelidir. Bu süreden sonra Mahkeme tekrar ilan verir. Bu ilanla da gaip kişinin bulunamaması halinde Mahkeme kişinin gaipliğine karar verir.

GAİPLİK DAVASININ ETKİSİ VE GEÇMİŞE YÜRÜMESİ

Gaiplik kararı verilmesiyle kişi hakkında kaybolduğu veya ölümüne kesin gözle bakıldığı günden itibaren ölmüş gibi Hukukumuzda sonuç doğurur.TMK m. 35 f /1 ‘de de düzenlendiği gibi “ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. ”Miras hukuku açısından da bakıldığında mirasçıların ölüme bağlı hakları gaibin ölümüne kesin gözle bakıldığı günden itibaren veya uzun zamandan beridir haber alınmaması tarihinden itibaren hüküm meydana getirir.

Örneğin gaip kişinin 2005 yılında ortadan kaybolması  sonucu Sulh Hukuk Mahkemesi’ne açılacak dava ile gaiplik kararı verilmesi halinde gaip kişi 2005 yılından itibaren ölmüş gibi kabul edilerek ;ölüme bağlı hakları hüküm doğurur.

GAİPLİK   NEDENİYLE EVLENMENİN FESHİ DAVASI

Evli kişinin gaipliği evliliğinin kendiliğinden iptaline neden olmaz ancak TMK m. 32 ila 35’te düzenlenen gaiplik davası açılması ve gaipliğe karar verilmesi akabinde; evliliğin iptali de gaiplik talebiyle veya ayrıca istenebilir.

Gaiplik kararı alındıktan sonra yerleşim yeri mahkemesinden evliliğin feshi isteme hakkına sahiptir. Gaiplik kararını elinde bulunduran eş işbu kararla evliliğin feshini talep ettiğinde mahkemece başka bir delil aranmadan  evliliğin feshine karar verilebilecektir.

GAİPLİK DAVASININ DÜŞMESİ

Gaip olduğu iddia edilen kişi hakkında görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi’nce ölüm tehlikesi içinde kaybolmasından itibaren bir sene geçmemiş veya kaybolma tarihinden itibaren en az beş sene geçmemişse dava hak düşürücü süreden dolayı reddedilir.

Gaipliği istenen kişi hakkında Basın İlan Kurumunca Türkiye’de tirajı en yüksek gazeteye verilen ilan sonrasında gaibin ortaya çıkması halinde dava konusuz kalacağından düşme kararı verilir.

GAİPLİĞİN TAŞINMAZ HUKUKUNA BAKAN YÖNÜ

Tapu kütüğüne kayıtlı ve maliki belli olan bir taşınmazın zilyetlik yoluyla veya kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinimi hukuken mümkün değildir.

Ancak tapu kütüğüne kayıtlı gerçek kişi hakkında gaiplik kararı alınmasıyla zilyetlik yoluyla taşınmazın kazanımı mümkündür. TMK m. 713 f 2 ‘de de düzenlendiği üzere tapuya kayıtlı ve maliki belli taşınmazı malik sıfatıyla zilyet olarak yirmi yıl uhdesinde bulunduran kişi, tapuda malik olarak olarak gözüken kişi hakkında mahkemece yirmi yıl ortadan kaybolması sebebiyle gaiplik kararı verilmesi halinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı edinilmesi şartların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu halde mülkiyet iddia eden kişi tapu iptal ve tescil davası açarak taşınmazı kendi mülkiyetine geçirebilir.

GAİPLİĞE İLİŞKİN  ÖRNEK YARGI KARARLARI

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ E. 2022/3276 K. 2023/5172 T. 31.10.2023 tarihli kararında “Dava konusu taşınmazın, şahıs adına tespit edildiği, taşınmazın yargılama devam ederken hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre böyle bir yerin gaiplik nedenine bağlı olarak kazanılabilmesi için tapu maliki hakkında verilen gaiplik kararının kesinleşmesinden itibaren 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve TMK'nın 713/1. maddesindeki koşullar altında en az 20 yıl süre ile zilyet olunması gerekmektedir. Tapu kaydı ve tapulama tutanağındaki açıklamalara göre kayıt malikinin kim olduğuna yarar bilgilerin tapu kütüğünde mevcut olduğu, tapu malikinin kanun anlamında tanınan ve bilinen kişi olduğu, bu durumda TMK'nın 713/2. maddesindeki şartların oluştuğundan bahsedilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.”

YARGITAY 18.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 10885 Karar: 2016 / 6792 Karar Tarihi: 28.04.2016:

“…Dava konusu olayda, mahkemece 836 ada 10 parsel sayılı taşınmazın hissedarları olan …, …, … ve …’in gaipliğine karar verilmiş ise de, gaipliğine karar verilen kişilerin nüfus kayıtlarından ayrıntılı araştırılıp ölü mü sağ mı oldukları, bu kişilerden en son haber alma tarihi tespit edilmemiştir. Bu itibarla, gaiplikleri istenilen …, …, … ve …’in nüfus kayıtları getirtilerek açık kimlik bilgileri, ölü mü sağ mı oldukları tespit edilip gerekli araştırma yapılarak en son haberin alındığı tarih belirlenip bu tarihin karar yerinde açıkça gösterilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile infazda tereddütlere neden olacak şekilde yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…’

YARGITAY 5.Hukuk Dairesi Esas: 2023/ 640 Karar: 2023 / 2685 Karar 20.03.2023  tarihli kararı

…Gaipliği istenilen kişinin adres kayıt sistemine kayıtlı en son adresinin … Şahinbey/Gaziantep olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

Gevaş İlçe Jandarma komutanlığı tarafından yapılan araştırmada gaipliği istenilen kişinin son yerleşim yeri adresinin … Yüreğir/Adana olduğunun bildirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 32 nci maddesi uyarınca gaipliğe karar verilmesi istemine ilişkindir.

. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 4721 sayılı Kanun’un “Gaiplik kararı” başlıklı 32 nci maddesi şöyledir

“Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.”

 4721 sayılı Kanun’un “Yerleşim yeri” başlıklı 19 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”

Dosya kapsamından, gaipliği istenilenin 2012 yılında kaybolmadan önceki son adresinin Adana ili Yüreğir ilçesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.”

Av. Elif BARCA