Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yüce, Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkilerde Rusya faktörünün çok önemli bir yer tuttuğunu söyledi.
10. Uluslararası İlişkiler Kongresi’nde ‘Türkiye’nin Orta Asya Ülkeleriyle İlişkilerinde Riskler ve Fırsatlar’ konulu bir sunum yapan Prof. Mehmet Yüce, Türkiye’nin Orta Asya ülkeleriyle ekonomik ve siyasi olarak önemli bir bağının bulunduğuna işaret ederek, “Orta Asya ile ticari münasebetlerimiz iyi seviyelerde seyrediyor. Ancak istenilen boyutlara maalesef gelemedi. İçerisinde bulunduğumuz farklı birliklerden kaynaklanan başta gümrük vergileri olmak üzere bazı meseleler aşılamadığı için arzu edilen noktalara gelinemiyor. İşin içine biraz da coğrafi uzaklık girdiği için farklı bir takım sıkıntılar da ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Nüfus açısından bakıldığı zaman Orta Asya ülkelerinin ekserinin Müslüman olduğunun altını çizen Mehmet Yüce, “Fakat her bölgede Rus nüfusu bir şekilde var. Dolayısıyla Rusya bu bölgedeki tüm ülkelere bu şekilde girmeyi başarıyor. Rus nüfusu, yaş ortalaması açısından giderek azalıyor. Rusya, bu gelişmenin farkında ve buradaki nüfuzunun azalmasını istemiyor. Bunun için o ülkelerde yaşayan halka vatandaşlık veriyor. Bu şekilde Orta Asya’daki baskınlığını elinde tutmaya çalışıyor. Benim şahsi tavsiyem, bir şekilde buradaki Türk soydaşlarımıza özel statülerde belli kotalar halinde Türkiye tarafından vatandaşlık verilmesi gerektiğidir. Oradaki vatandaşların buraya gelip yerleşmesi anlamında bunu söylemiyorum. Orada kalmalarının sağlanması ve bu vatandaşlara bir alan oluşturulmasının sağlanması şeklinde yapılabilir. Tabii bunu da o ülkelerin yönetimlerini rahatsız edecek şekilde yapmamak gerekiyor” dedi.
Büyük çoğunluğu Müslüman olan Orta Asya’da Selefilik tehlikesine dikkat çeken Yüce, "Özellikle ABD’nin desteğiyle Suudi Arabistan başta olmak üzere, Arap ülkeleri ve Afganistan üzerinden gelen Vehhabilik ve Selefilik akımı bölgede giderek güçleniyor" dedi.
Yüce, bu anlayışın Türk-İslam kültürüne zarar verdiğini, özellikle bölge halkının Türkiye’ye bakışını olumsuz yönde etkilediğini belirterek, “Amelî bakımdan Hanefilik, itikat bakımından Maturidilik, tasavvuf ve ahlak bakımından ise Yesevilikten beslenen ehl-i sünnet ve Türk-İslam medeniyetini yeniden hakim kılmak için gerekli çalışmaların zaman geçmeden başlatılması gerekir” şeklinde konuştu.
Oturumda yer alan konuşmacılar Doç. Dr. Yaşar Sarı, Cholpon Kanbarova ve Otabek Omonkulov da hazırladıkları sunumları izleyicilerle paylaştılar. Katılanlara İİBF Dekanı Prof. Dr. Tayyar Arı tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.