2025-2029 Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandı. Bu belge içinde demokratik hak ve özgürlükler, ifade hürriyeti gibi kağıt üstünde takdir edebileceğimiz birçok başlık mevcut. Fakat bu belgelerde yazanlardan çok, mevcut metinlerin nasıl yorumlandığı ve uygulandığı daha önemli. Örnek vermek gerekirse, siz istediğiniz kadar iyi bir Anayasa kaleme alın, çok güzel bir Yargı Reformu metni açıklayın. Ama kalkıp da Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyorsa, gün aşırı muhalefete soruşturma açılıyorsa, İHAM kararları uygulanmıyorsa, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü uygulamada askıya alınmışsa bu metinlerin ifade ettiği pek bir şey de olamaz.
TBB başkanı Erinç Sağkan’ın 23 Ocak 2025 tarihli bir tweetinde, yaklaşık 9 dakika boyunca Paketten bahsettiği görülmektedir.
Mevcut iktidarın Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamak, İHAM kararlarını uygulamamak, ifade özgürlüğüne yönelik bilhassa son 3-4 ay içindeki sert tutumu malumdur. Yani mevcut durumda iktidarın hak ve özgürlüklerden yana bir iradesi kalmamıştır. Muhalif kesime yönelik baskılar her geçen gün artıyor.
Avukatlık mesleği her geçen gün daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bilhassa genç meslektaşlarımız çok büyük zorluklar içerisinde. Yurttaşların adalete olan inancı kalmadı, dolayısıyla bu bakış açısından avukatlar da nasibini alıyor.
HSK’nın yapısının iktidara bağımlı olması, hala hakim-savcı bağımsızlığının sağlanamamış olması büyük sorunlardan biridir.
Aynı şekilde uzayan yargılama süreleri da hem vatandaşın adalete olan inancını zedelemekte, hem de avukatlık mesleğine büyük zararlar vermektedir.
Açık konuşmak gerekirse mevcut siyasi iktidar bu bakış açısıyla devam ettiği sürece, hiçbir Yargı Reformu Paketi; vatandaşların adalete olan inancını artırmayacaktır. Vatandaşın adalete olan inancı artmadıkça da hukuk sistemindeki mevcut sorunlar artmaya devam edecektir.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Barosu’na kayyum atanması noktasında bir talep ortaya kondu. Yine Baro’nun bir yönetim kurulu üyesi tutuklandı. Tutuklama kurumu hakkında CMK’daki metinler askıya alınmıştır. Ülkemizde adeta bir tutukluluk ve gözaltı dalgası esmektedir. Bu kadar çok tutuklama ve gözaltı uygulaması normal mi, içtihatlarımıza ve yasalarımızın ruhuna uygun mu?
Yani Anayasa Mahkemesi kararları tanınmıyorsa, İHAM kararları uygulanmıyorsa, ifade özgürlüğü askıya alınıyorsa tüm açıklanan paketler koca bir sıfırdır. 5 sene önce atılan tweetler, tutuklama gerekçesi olarak kayıtlara geçiyor.
Hakim Savcı mülakatlarındaki durumlar ortada. Maalesef objektif kriterler hala uygulanmıyor. İntihar eden savcılar, avukatlar hızla artmakta.
Ben şahsen TBB başkanı Erinç Sağkan’dan hak ve özgürlüklerin tanınması, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması, İHAM kararlarının gereğinin yapılması, ifade özgürlüğü noktasında bir duruş sergilemesini beklerdim. Unutulmasın; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir karar hakkında üyeleriyle ilgili, bir yargı organı tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Bu durum ülkemiz yargı tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir vakıadır.
Kanaatimce bu metinlerde yazan ifadeler mesleğimize kayda değer bir katkı vermeyecek, yurttaşların adalete olan inancını artırmayacaktır.
TBB başkanı sekiz buçuk dakikalık konuşması yerine keşke bu konuları anlatan bir video paylaşsaydı.