Av. Arb. Dr. Y. Burak ASLANPINAR & Av. Ceren Nur ENGİNAR

Covid-19 salgının oluşturduğu sıkıntıları asgari düzeye indirgemek amacıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birtakım önlemler alınmıştır. Bu önlemlerden olan ve geniş kitleleri ilgilendiren “İşten Çıkarma Yasağı” olarak bilinen düzenleme, 7244 sayılı “Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile getirilmiştir.

Yazımızda, işverenin tek taraflı olarak iş sözleşmesini feshini yasaklayan söz konusu düzenlemenin aksine hareket edilmesi halinde oluşan hukuki durum hakkındaki güncel yargı kararları ile doktrindeki görüşler ele alınacaktır.

İşten Çıkarma Yasağı Düzenlemesi Nasıldı?

İşten Çıkarma Yasağı” olarak bilinen iş sözleşmesinin işveren tarafından feshin yasaklanması tedbiri, 7244 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen Geçici 10. maddesinin 1. fıkrası ile getirilmiş olup ilgili maddenin yürürlükteki hali şu şekildedir:

“Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri dışında işveren tarafından feshedilemez.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilir. Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermez.

Bu madde hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.

Cumhurbaşkanı birinci ve ikinci fıkrada yer alan üç aylık süreleri her defasında en fazla üçer aylık sürelerle 30/6/2021 tarihine kadar uzatmaya yetkilidir.”

Belirtilen hükümde işverenler tarafından İş Kanunu md. 25/1-II ve diğer kanunların[1] ilgili hükümlerinde düzenlenen ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı haller ve benzeri sebepler nedeniyle işçilerin iş sözleşmeleri feshedilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Anılan maddenin 3. fıkrasında da söz konusu yasağa aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren hakkında idari para cezası öngörülmüştür.

İşten Çıkarma Yasağı”nın İhlal Edilmesi Halinde Yapılan Fesih Bildiriminin Sonuçları

Madde hükmünde fesih yasağına aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işverenlere idari para cezası öngörülmüştür. Ancak bu para cezasının öngörülmesi, işverenin iş sözleşmesini tek taraflı feshinin hukuki sonuçlarına tabi olmadığı anlamına gelmemelidir[2]. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki doktrinde fesih bildiriminin niteliği tartışmalıdır. Bir görüşe göre söz konusu hükümde;

- Feshedilemez” ifadesinin bulunması,

- Madde hükmüne aykırılık halinde idari para cezası öngörülmüş olması,

nedeniyle söz konusu kuralın emredici mahiyet taşıdığı, emredici kurala aykırı yapılan feshin de “kesin hükümsüz” olduğu çıkarımı yapılmalıdır[3]. Nitekim madde gerekçesinde de fesih yasağına aykırılık halinde yapılan feshin geçersiz olduğu, bu doğrultuda Türk Borçlar Kanunu’nun 408. maddesi kapsamında işçinin çalıştırılmadığı süreye ilişkin haklarını talep edebileceği ifade edilmektedir.

Bir diğer görüşe göre ise getirilen madde ile yalnızca idari para cezası öngörüldüğünden, işveren tarafından yapılan fesih, “haksız feshin hüküm ve sonuçlarına” tabidir. Bu görüş kapsamında;

- İş güvencesi kapsamı dışındaki işçilerin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 438. maddesinde öngörülen haklarını ve diğer şartları varsa kıdem tazminatını,

- İş güvencesi hükümleri (İş Kanunu md.18 vd) kapsamındaki işçilerin feshin geçersizliğine karar verilmesini,

talep edebilecekleri belirtilmektedir[4].

Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin Yakın Tarihli İşe İade Kararı

Hukuk büromuz tarafından Covid-19 salgını sürecinde uygulanan “İşten Çıkarma Yasağı”na aykırı olarak iş sözleşmesi feshedilen işçiye vekaleten “işe iade” talebiyle takip edilen davda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2022 tarihli Kararı ile “feshin geçersizliğine” karar verilmiştir. Yakın tarihli bu kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

“Covid-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler arasında 7244 sayılı Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici 10. madde eklenmiştir. Fesih yasağı olarak adlandırılan bu madde uyarınca, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle (süreler değişik tarihlerde Cumhurbaşkanlığı kararıyla uzatılmıştır) 25. maddenin birinci fıkrasının II numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan "ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler" dışında işveren tarafından feshedilemeyeceği düzenlenmiştir.

4857 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesinin ikinci fıkrasındaki süre en son, 30/04/2021 tarihli ve 31470 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 3930 sayılı ve 29/04/2021 tarihli Cumhurbaşkanı kararıyla 30/06/2021 tarihine kadar uzatılmıştır.

Söz konusu yasal düzenleme fesih tarihi itibariyle yürürlükte olduğu dikkate alındığında işveren tarafından yapılan fesih işlemi geçerli nedenle olarak kabul edilmesi yasal olarak mümkün değildir. 7244 sayılı kanunla getirilen fesih yasağı süresi içerisinde, akdin feshedildiği de nazara alındığında, işe iadeye ilişkin mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.

“İşe iade” istemiyle açılan davalardaki yargı kararlarından da görüleceği üzere, Covid-19 salgını sürecinde uygulanan “İşten Çıkarma Yasağı”na aykırı olarak iş akdi feshedilen işçilerin;

- Fesih yasağı süresi içerisinde iş akdinin feshedilemeyeceği,

- Feshedilse de yapılan feshin geçerli nedenle kabul edilmesinin mümkün olmadığı,

- Bu doğrultuda sırf bu nedenle dahi feshin geçersizliği ile işçinin işe iadesine karar verilmesi gerektiği,

açıkça hüküm altına alınmıştır.

Geriye Dönük Tazminat da Talep Edilebilir

Görüldüğü üzere, yeni tarihli yargı kararları ve doktrindeki görüşler doğrultusunda işten çıkarma yasağına aykırı olarak iş sözleşmesini tek taraflı olarak fesheden işverenler hakkında idari para cezası uygulanmasının yanı sıra iş sözleşmesi feshedilen işçilerin de kanuna aykırı feshin hukuki sonuçlarından yararlanabileceği açıktır. Bu bağlamda, durumu, açıklanan hususlarla uyumlu olan işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilik alacaklarını söz konusu emsal yargı kararlarının gerekçesi doğrultusunda talep etmesi mümkündür.

Diğer taraftan, yukarıda belirtilen doktrindeki görüşler doğrultusunda Türk Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak tazminat davası açılması ve geriye dönük ücret alacakları dahil olmak üzere talepte bulunulması olasıdır.

-----------------

[1] İlgili hükmün 1. fıkrasındaki; “Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi” ibaresi nedeniyle söz konusu yasak, ekli olduğu İş Kanunu’na tabi iş sözleşmeleri için geçerli olduğu gibi Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi iş sözleşmeleri için de geçerlidir.

[2] Aynı doğrultudaki görüş için bkz. Çelik, Nuri/Caniklioğlu, Nurşen/ Canbolat, Talat: İş Hukuku Dersleri, Beta Yayıncılık, 33.B, İstanbul 2020, 623-624.

[3] Göktaş, Seracettin (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Başkanı): Covid-19 Salgınının İş Sözleşmesinin Feshine ve Diğer Sona Erme Nedenlerine Etkisi, Sicil İş Hukuku Dergisi, Temmuz 2020, S. 43, s.288-289. Şeker, Melih: İş Kanunu’nda Geçici Madde 10 Düzenlemesi, Dicle Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Dicle Adalet Dergisi, C.5, S.1, 2021, s.105-106.

[4] Alpagut, Gülsevil, “Pandeminin İş Sözleşmesine Etkisi: Ücretisz İzin, Fesih Yasağı, Zorlayıcı Neden”, Pandemi Sürecinde İş Hukuku (s. 61-99), On İki levha Yayıncılık, İstanbul 2020, s. 93-94.